Duyurular | |
Gossip Girl | ~ NY gençleri neredesiniz? Dedikodularınızı bekliyorum. Bilgi için tıklayın.
Seviliyorsunuz. Xoxo |
Yönetim Kadrosu |
|
|
| Effect of the brush before bed night. | |
| | |
Yazar | Mesaj |
---|
Laela Cryptic Lütfen rütbe edininiz
Mesaj Sayısı : 903 Kayıt tarihi : 30/06/10 Lakap : Queen L.
Bilgiler Puan: 20
| Konu: Geri: Effect of the brush before bed night. C.tesi Tem. 24, 2010 2:42 pm | |
| Vakit gelmişti, geriye kalanlar kapılar kapanmadan gelse iyi olurdu. Ama Laela kapıda beklemekten ve içememekten gerçekten sıkılmıştı. Kimse, hiç kimse onu partisinden alıkoyamazdı. İçeri son girenler dikkatini çekti Laela'nın Mike ona doğru geliyordu. Ve partide Laela'dan başka yakın dostu yoktu galiba. Olsun o da tanışmak için buradaydı. Mike Laela'a doğru gelerek bir şeyler söylüyordu. Burada olmaktan mutlu gibi görünüyordu. Laela içten gülümsemesi ile karşılık verdi. "Merhaba Laela herzamanki gibi çok güzelsin." Laela çocuğa arkadaşça bir sıcaklıkla -Laela ne kadar arkadaşçıl olursa artık- sarıldı. "Teşekkür ederim Mike sende her zaman ki gibi çok yakışıklısın" bunları yaparken Laela Mike'a kısa süreli olsa da yakınlaşmıştı. Takım elbiseler içinde Mike oldukça hoş görünüyordu. Gerçekten takım elbise bu çocuğa yakışıyordu. Kevin da parti salonuna kapılar kapanmadan gelemişmişti. Laela'a doğru alaycı bir bakışla geliyordu " Tüm bu gürültünün sorumlusu sen olmalısın! " Laela bir kahkaha attı bu doğruydu. " Sanırım o gürültüye dahil olmaya geldim, nerden başlıyoruz ? " Nereden başlıyacağını biliyor olmalıydı. "Ah Kevin, tabi ki benden başlayacaksın" diyerek dudağına küçük bir öpücük kondurdu. Bu sırada içeriden dışarı doğru çıkan Andrea'ı gördü Laela, mahçup bir bakış atıyordu Laela'a gülümseyerek. "Tatlım benim eve gitmem sorun olmaz umarım. Biraz sıkıcı da. " Laela şimdi gerçekten çıldırma noktasına gelmişti. Aslında hoş karşılayabilirdi ama tam parti başlıcakken milletin dışarı çıkması hoşuna gitmiyordu. Hele Mose'un kapıdan dışarı fırlaması...Az sonra kapılara kapanacaktı, bu yüzden giriş çıkış olmayacaktı. Gitmek saçmaydı, ama ne yaparsa yapsın umrunda değildi Laela'nın. Tam bu sırada içeri giren son bir kişi daha geldi. Bu April'dı güzelliği ile göz kamaştırıyordu. Laela'nın yanına gerlerek sinirli halini yatıştıracak şekilde arkasından sarıldı ve küçük bir öpücük kondurdu, Laela bu kızı seviyordu. Gülümseyerek yüzünü ona doğru döndü, "Hey çatlak bebek. Kıyafetin dört dörtlük olmuş. Yine.Çapkın bakışların oğlanlardan geriye bir şey bırakmıyor, biz ne yiyeceğiz?" Laela bir kahkaha attı ve "Sana da buluruz bir tane bebeğim hadi gir içeri de eğlence başlasın" diyerek April'ı içeri soktu. Andrea'ı dışarıda bırakarak kapıyı kapattı. Yanındakilere kilitlemesi için işaret ettiler kapı devasa boyutlardaydı. Üzerinde gittikçe boyutları artan ve bir insan elinin açıp kapatması için geniş kaslara ihtiyaç duyacağı boyuttaki kilitlerdi. Tam tamına yetmiş bir tane kilit vardı. Ve en önde de gürgen ağacından yapılmış büyük bir tahta vardı. Kapının yanında duran beş tane koruma vardı. Ve hepsi kaslı, geniş adamlardı. Kapının önündeki sürgüyü de kapatıp kapının önüne sper yaptılar.Laela memnun olduğunu bildirerek güldü ve içeri girdi her şey başlıyordu tam olarak şuanda. Gaga Laela'nın yüzüne baktı, Laela kafa sallayarak müziğin durmasına neden oldu. Laela seksi bedenini sallayarak sahneye çıktı. Gaga ona sarılmıştı nedenini tam olarak bilmiyordu Laela ama, gene de yanındaki kadını umursamadan mikrofonu eline almıştı. Herkes kapının kilitlenmesinden ürkmüşe benziyordu. "Heey, Manhattanlılar partime hoşgeldiniz. Kapılarımız kilitlendi, giriş çıkış yok. Çıkış yapmak isteyen olursa, ki yapamaz. Dürüst olucam hiç biriniz o kapıyı açamazsınız -bir kahkaha atarak- hadi partimiz başlasııın.!" Laela'nın sözünden sonra devasa boyuttaki komfetiler patladı ve salonun birkaç köşesinden alev fışkırtan deliklerden alevler kendini gösterdi. Gaga şarkılarına başlıyordu. Son şarkılarından Fashion Dj'in el işareti ile çalmaya başladı. Laela barın yanına giderek bir şeyler içmeye başladı. Bir yandan da kalçasının büyük hareketleri ile şarkıya eşlik ediyordu. Güzel bir parti olacaktı. Ve daha yeni başlıyordu. | |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Effect of the brush before bed night. C.tesi Tem. 24, 2010 4:25 pm | |
| İçeriye bir kaç kadeh viski içmeye gittiğimden beri üzerimde belirsiz bir huzursuzluk vardı. Eğlensem de canım sıkılıyor gibi geliyordu. Keyifsizdim. Nedenini bilmiyordum ama biraz aksiyon lazımdı bana. Gelen birkaç topluluğun ardından L sonunda içeriye girmişti.
"Heey, Manhattanlılar partime hoşgeldiniz. Kapılarımız kilitlendi, giriş çıkış yok. Çıkış yapmak isteyen olursa, ki yapamaz. Dürüst olucam hiç biriniz o kapıyı açamazsınız -bir kahkaha atarak- hadi partimiz başlasııın.!"
Olamaz! Daha Lorenzo gelmemişti ve burada tek durmak istemiyordum. Michéal ile de takılmak istemiyordum açıkçası. Burdan çıkmalıydım. L beni kırmazdı. Ama neden gitmek istediğimi de merak ederdi. Anlaşılan en güzel partide en sıkılan kız ben olacaktım. Ne güzel! Hemde en yakın arkadaşımın partisinde!
Sözlerinin ardından etrafta komfetiler patladı ve ateş fışkıran aletler çalışmaya başladı. Gaga sahneye çıkmıştı. Pek Gaga sevenlerden değildim ben. Kendini beğenmiş artislerden de nefret ediyordum. Tüm bunları düşünürken L'in yanıma geldiğini kulağımın dibinde duymam için bağırana kadar anlamamıştım.
"Canım senin bugün neyin var? Durgunsun..." Dıştan bakılınca öyle mi görünüyordum acaba? Sanırım evet. Nedenini bilmiyordum ama şuanda evde oturup korku filmi izlemeyi tercih ederdim. Biraz sıkıcı geçişinin nedenini bilmiyordum. Tek takılmak istiyordum ama istemiyordum. Ne saçmalıyordum ben? Sanırım aklımı kaçırmak üzereydim. L'in kulağına doğru eğildim.
"Benim bir sorunum yok tatlım. Biraz aksiyon lazım bu partiye!" diyerek göz kırptım L'e. Bu sırada Gaga şarkılarını söylemeye devam ediyordu. |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Effect of the brush before bed night. C.tesi Tem. 24, 2010 5:22 pm | |
| Laela girişime karşılık olarak " Ah Kevin, tabii ki benden başlıyacaksın " demişti. Daha sonra dudağıma küçük bir öpücük kondurmuştu. Karışık içki tadı vardı dudaklarında. Partiyi başlatmadan kafayı bulmak istemediği kesindi L'in. Açıkcası öpmeye devam etmediği için içimden küçük bir küfür koyvermiştim. Daha sonra arkadaşlarıyla konuşmaya daldığını görünce yavaş adımlarla yanına gidip konuşmanın tam ortasından arkasına usulca yaklaşıp beline hafifçe sarıp
" Daha fazlasını isteyebilirim L "
diye fısıldamıştım kulağına, ses tonum şehvetliydi. Etrafa meraklı gözlerle taramaya başlamıştım, her türlü insan, her türlü tarz, tip vardı sanırım. Lady Gaga şarkısını tüm hırsıyla söylüyordu. Hareketleri oldukça cesurcaydı ve kuşkusuz izleyenleri "kudurtmayı" biliyordu. İhtişamlı sahneye bir kaç dakika göz gezdirmekten kendimi alamamıştım doğrusu. Dansçıları durmak bilmiyorlardı, garsonlar, görevliler orda burda koşuşturup hizmet etmeye çalışıyorlardı. Açıkcası L mükemmel bir parti organize etmişti. Gözüm bakmadığım yerleri kesmeye başlayınca bar taraflarındaki arkadaşım Mike'ı görmüştüm. Yavaş adımlarla Mike'ın yanına gitmiştim. Barın yanında bir şeyler içiyordu yanındaki çok lüks görünen siyah bar sandalyesine yerleşmiştim. Sanırım formumda olmasam buraya sığmam zor olabilirdi. Mike, ağır bir şeyler içiyordu. Ne içtiğini göremiyordum içeride çok fazla ışık oyunları, gösterileri ya da her neyse onlardan vardı. Oturduğumda Mike beni fark edip selamlamak amacıyla samimiyetle başını oynattı. " Yanında içmek serbest mi Mike? " daha sonra barmene dönüp " İki ateş viskisi " dedim. Barmen nerdeyse çıplak olmalıydı...
|
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Effect of the brush before bed night. C.tesi Tem. 24, 2010 5:49 pm | |
| Laela bana dönerek "Teşekkür ederim Mike sende her zaman ki gibi çok yakışıklısın" dedikten sonra bana sarılmıştı sanırım arkadaşça bir sarılmaydı bu. İçeriye girdim gereğinden fazla gürültülüydü herkes farklı bir alemdeydi, benim şuan yapacak pek birşeyim yoktu en iyisi içmeye gitmekti. Barmen biraz fazla seksiydi ama bu benim ilgimi fazla çekmemişti anlık bir hayranlık olsa gerek. Etraf fazla ışıklıydı benim için fazla havalıydı ve ışıklıydı bu partide bana göre uygun bir yer yokmuydu, assında eğlenmesini seven biriyim ama şuan havamda değildim tabi burada olağan üstü bişi olup neşemi yerine getirirse herşey değişebilir partiye birazdaha renk gelebilirdi. Bunları düşünmek için biraz erkendi sanırım kendime uygun bir köşe bulup burdaki en ağır içkiyi söyleyip içmeye koyuldum kimseyi kafam takmıyordum tabi bazı kişiler dikkatimi çekmeye yetmişti umarım Kevinda partiye gelme isteğinde bulunur. Etrafa bakinim derken birde ne göriyim Kevin azda olsa keyfim yerine gelmişti emin adımlarla yanıma geliyor gibiydi ve yanımada geldi " Yanında içmek serbest mi Mike? " Diyerek bir soru yöneltti, bende karşılık olarak "İçmek isteyene göre değişir ama sen içebilirsin." Sonrada yanıma oturup iki tane ateş viskisi söylemişti bu Kevin'a ağır kaçmazmıydı yoksa hafif mi gelirdi tereddüt içindeydim bu çocuğun partide de kusmasını istemiyordum ama içtiğimiz önceki günlere göre kendi bünyesini geliştirmişsse bilemem. |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Effect of the brush before bed night. C.tesi Tem. 24, 2010 6:12 pm | |
| Sözlerimin üzerinde L'in sadece gülümsediğini gördüğümde yönümü değiştirerek barın oraya doğru ilerledim. Barmenlerin ve diğer görevlilerin neredeyse çıplak oluşu beni rahatsız ediyordu. Göz zevkim. Değişikti. Bara giderken Gaga'nın şarkılarına barın rengarenk ışıkları ve ortamdaki dansçılar eşlik ediyordu. Barın oraya geldiğimde barmenden içeceğimi istedim.
"Bir viski alabilir miyim?" Viskimi elime aldım ve barın önünde duran oturaklardan birinin üzerinde oturdum. Şöyle bir etrafıma bakındığımda yanımda Kevin ile Mike'ı gördüm. İkisi ile de iyi anlaşırdım. İkisi de yakın dostlarımın arasındaydı. İyi çocuklardı. Sürekli takılırdık. Oturduğum yerden kalktım ve ikisinin orada doğru gittim. İkisi de bana baktılar. Bende onlara gülümsedim. Sanırım bu gece takılacak bir kaç kişi bulmuştum. Şimdilik. Gecenin ilerleyen zamanlarında ne olacağını bilmiyordum. Tek takılmakta güzeldi ya. En azından sadece olanları izliyordum. Ama bu gece ben bu partiye bir aksiyon katmadan buradan gidemezdim. Herhalde her gittiğim yerde bir hır çıkarmak huyum olmuştu. Herneyse. Arkadaşlarıma döndüm düşüncelerimden uzaklaşırken.
"Sanırım bir kişilik daha yer var?" Beni aralarına alacaklarını biliyordum. |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Effect of the brush before bed night. C.tesi Tem. 24, 2010 6:29 pm | |
| Mike, "İçmek isteyene göre değişir ama sen içebilirsin." demişti. Klasik Mike Carter tavırlarıydı. Normalden fazla havalıydı küçümser bir ses tonu vardı. Oysa ki eskiden beri aynı barlarda, aynı klüplerde takılırdık aramızda bir fark yoktu ve tanışıyorduk. Ne içer, kimlerle gezer falan filan bilgimdeydi. Tabii bu bilgi 1-2 sene öncesine kadardı. Her zaman görüştüğümüz insanlar değişiyordu, değişmek zorundaydı. Şimdide başka bir ortam başka insanlar ve başka bir olgunluk seviyesindeydik. Eskilerden güzel hatıralarımız yok değildi ancak zamanla takıldığımız mekanlar değişince Mike'la kopmuştuk görüşemiyorduk, okuldur, iştir vesaire, vesaire.. Her neyse şimdi burdaydık. Mike önümdeki ikinci ateş viskisine tuhaf tuhaf bakıyordu. İçemeyeceğimi düşünüyordu sanırım, en azından yüz ifadesi öyleydi. Ancak yeni başlıyorduk ayrıca L, partiyi resmen başlamıştı birazdan etraf dahada ısınacaktı. İçkilerimizi yudumlarken barın diğer tarafından gelen birini gördüm. Bize yaklaşırken gelenin Ovnérta olduğunu anlamıştım. L'in aynı zamanda bizimde yakın arkdaşlarımızdan biriydi.
"Sanırım bir kişilik daha yer var?"
Demişti. Aramıza alacağımızı tabii ki biliyordu. Aramız iyiydi "kafalarımız uyuşuyordu". Ayrıca iyi biri olduğunu düşünüyordum, yalnız takılması çok değişik bir sahneydi açıkcası. Her zaman etrafında bir kalabalık dolusuyla görürdüm onu. Başımla onu selamlayıp Mike'la benim aramızdaki boş sandalyeyi işaret edip,
" Ovnérta'ya her zaman yerimiz olur, hoşgeldin ne içersin? "
|
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Effect of the brush before bed night. C.tesi Tem. 24, 2010 7:36 pm | |
| Tyler'a uzun bir bakış attıktan sona elindeki viskiyi bir dikişte bitirdi. Sarsmaya başlamıştı başı döndü ama umursamadı. Sarhoş olmaya başlamıştı. Çoktandır içmiyordu. En son.. O gece aklına geldi. Unut gitsin dedi içinden. Masadan kalktı. İleride, bir çocuk dikkatini çekti. Bütün grup alem yapıyordu. An, çocuktan etkilenmişti ama Tyler... Ona ihanet edemezdi. Ama.. O masada taılsa ne olurdu ki? Nede olsa bir parti. Yavaş ve tükezliyerek masaya geldi. Ayıkmış gibi olmaya çalıştı. ''Hey! Selam.. Grubunuza dahil olabilirmiyim acaba? Sorun olursa önemli değil'' dedi. Eline yeni aldığı viskiyi bir dikişte bitirdikdikten sonra, barmene, ''Bir cin alabilirmiyim.'' dedi. Ve hemen ağzına götürdü... |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Effect of the brush before bed night. C.tesi Tem. 24, 2010 7:51 pm | |
| Barın önünde, Mike ve Ovnérta içkinin verdiği sarhoşluk havasıyla konuşmaya dalmış gülüşüyorlardı. Gidişatın ne tarafa gittiği hakkında bir fikrim yoktu konuşmalarını takip etmek viskim her boğazımı yakıp gittiğinde zorlaşıyordu. Yinede çok büyük bir etkisi yoktu sarhoşluk konusunda. L'm ile kafayı bulmak istediğimden dolayı çok içmemeyi tercih etmiştim bile. Gözlerim onu taradı ve sonunda işlerini bitirdiğini görmüştüm, etrafı sakinleşmeye başlamıştı. En azından bir ton kalabalık yoktu. Onu ordan çalabileceğim bir yerdeydi şimdi. Bardan hızlı hareketlerle kalktım, Mike ve Ovnérta'ya özür dliediğimi söylemiştim. Göz açıp kapayıncaya kadar bi vakitte L'in yanındaydım şimdi. Her zaman ki gibi büyüleyiciydi. Viskininde verdiği etkiyle elimi cesur bir hareketle L'in beline sarmıştım.
" Sırada ne var L? Beni oldukça beklettin, daha çok istediğimi söylemiştim sanırım " |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Effect of the brush before bed night. C.tesi Tem. 24, 2010 8:44 pm | |
| Sıkılmıştım hemde çok sıkılmıştım.Kapılar kapanmasına rağmen parti hala benim için sıkıcıydı.Bara doğru giderek bir içki aldım.Lady Gaga şarkılarını seslendirirken onu bile dinlemiyordum.Etrafta bir sürü garson dolaşıyordu. L. seçimini iyi yapmıştı garsonlar gerçekten iyi parçalardı.Canım sıkılmıştı.Bardan kalkıp Ovnérta ve diğerlerinin takıldığı yere gittim. "Size katılmamda sorun yoktur umarım çünkü-kıçımı bir koltuğa yerleştirerek-katıldım" Söylediklerimin sonrasında kahkaha atarak.İçkimden büyük bir yudum aldım.Şaşırmış olsalardan beni masadan kovarak.Benim gibi bir sürtüğü başlarına bela edeceklerini sanmazdım. |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Effect of the brush before bed night. C.tesi Tem. 24, 2010 9:06 pm | |
| " Chels üzgünüm her şey için. Geçen ki baloda pislik gibi davrandım seni boşladım ama inan bana en iyi ders bu oldu Chels. Kardeşim, dostum, diğer yarım... Fakat ben sana layık değilim. Sen benden daha iyi arkadaşlara layıksın. Ben ucubenin tekiyim.Duygusuz taştan bir bebek... " Chelsea afallamıştı. Balolarla ilgili bir sorunu yoktu. Ona kızmamıştı. Meg her zaman sinirliydi zaten ve Chelsea çoktan alışmıştı onun bu haline. Onu doğal haliyle seviyordu, sinirden köpürüyor olsa bile. Meg'in bembeyaz yüzüne baktı. Elini elmalı liköre uzatmıştı. Chelsea'nin içinde sanki bir volkan patladı o an. Elinden almak istediği bardağı. 6. hissi deli gibi uyarıyordu onu. Ama ne yaparsa yapsın geç olacaktı. Çok ani oluveriyordu her şey bu gece. 2 saniye içinde bardak paramparçaydı. Meg'in elleri kanla kaplıydı ve hiç durmayacak gibi kanıyorlardı. Chelsea dudaklarından bir çığlığın kaçmasına engel olamamıştı. Eli ayağı birbirine dolaşıvermişti birden. Garsondan aceleyle bir havlu istedi. " Tamam bir şey yok Meg. Bana bak ne oluyor ? Beni bırakamazsın. Bunu göze bile alamazsın değil mi ? Hani ben senin bedenin, ruh ikizin, en yakın arkadaşın ve en önemlisi gerçek dostundum." dedi ikna etmek istercesine. İkna etmek istiyordu gerçektende. Bağırarak konuşmuştu. Çığlıklar kaçıyorudu ağzından her saniye. Havluyu eline sarmıştı Meg. " Elveda. " dedi ölü bir sesle. Bu son kelime kalbine bir hançer gibi inmişti Chelsea'nin! Lanet, aptal kelime! Ruhu olmadan yanlızca bir kabuktu. Kalbim oladan.. Ve zaten yarısı sevdiğimdeydi kalbinin. Şimdi diğer yarısınıda Meg'le gönderecek olmaya dayanamacağını hissediyordu. Ölü gibi dolaşacağını ortalıkta. İçi boş bir kabuk olacağını. Sevdiklerini kaybetmeye dayanamazdı. Güçlü değildi, ayakta durmasınıı sağlayan varlık olmazsa yıkılırdı. Arkasını döndüğünde her şey simsiyah oldu. Mantığı devre dışı kalmıştı. Yanlızca Meg yürüdükçe uzaklaşan ruhunu, yanında götürdüğü kalbini hissediyordu. Biraz daha uzaklaşıyordu her adımında. Kalbi, ruhu, dostu. " HAYIRRR!!!!! " diye bağırdı var güçüyle. Öyle acı yüklüydü ki sesi Meg donup kalmıştı. Ne yaptığını bilmiyordu. Ne istediğini biliyordu yanlızca. Gitmemesini istiyordu. Korkuyordu. Hemde çok. Bedeni kıvrılmıştı. Dizlerinin üzerinde olduğunu kavradı bir süre sonra. Ağladığını da. Hıçkırıklara boğulmuş, sıtmalı gibi titriyordu. Acısı yakıyordu. Alev almıştı sanki, hissizleşmiş, delirmişti. Birden onun sıcaklığı neye uğradığını şaşırmasınaa neden oldu. Yanındaydı. Ona sarılmıştı. Bütün gücüyle ona tutundu, bırakmayacaktı. Giderse onuda sürükleyecekti yanında. Yada Chels güçlü olacak, bir halat görevi görecekti kolları. "Seni bırakamam. Asla ! Şimdi benimle gel! " Bu sözler Meg'in ağzından dökülürken Chels çözülmeye başlamıştı. Renkleri görebiliyordu! Alevleri birden bire sönmüştü. Mis kokulu bir yağmur söndürmüştü onu. Çayırların güzel kokularını alabiliyordu! Görebiliyordu. Ruhunun beden bulmuş halini, kızıl saçlarını, bembeyaz tenini görebiliyordu. Bakışlarından güç alarak ayağa kalktı. Gülmek, kahkahalar atmak istiyordu şimdi. Hüzün geride kalmıştı. Acıyla birlikte. O yanındaydı, sonsuza dek yanında olacaktı. Kalkarken yinede bırakmamıştı Meg'i. Kollarını hâlâ bir halat gibi sarıyordu kollarını. Kapılar kapandığı için az insan olan bir yere çekilebilmişlerdi. Onu bırakmayacağını duyduğu anda her şey pembeleşmişti. Daha kötü olamazdı bundan sonra hiçbir şey. Olmasına izin vermeyecekti. 'Elveda' dedirtmeyecekti kimseye.
|
| | | Laela Cryptic Lütfen rütbe edininiz
Mesaj Sayısı : 903 Kayıt tarihi : 30/06/10 Lakap : Queen L.
Bilgiler Puan: 20
| Konu: Geri: Effect of the brush before bed night. C.tesi Tem. 24, 2010 9:55 pm | |
| Daha yeni ısınmaya başlıyorduk. Ovn bile bir atraksyon istiyordu, Laela aklındakiler uygulamaya başlamalıydı. Biraz eğlence lazımdı. Laela barın kenarında sürekli içiyordu. Eğlencenin dozunu aşması için içmesi gerekiyordu. Hatta uyuşturucuya ihtiyacı vardı. Arka odaya giriş kapısının orada duran korumaya yanına gelmesi için el işareti yaptı Laela, kimsenin görmesini istemiyordu. Adam yavaşça yanına yaklaştı Laela etrafı süzüyordu. Bir iki kişinin ona baktığını gördü. Adama bardan bir içki aldı ve uzattı. Kuşkulu bakışlar atıyordu etrafa. Adam bir an önce işini yapıp gitmek istiyordu. Laela sert bir bakış attı.
"İçkiyi iç"
Tekrar etrafına bakınıyordu. Şuan onlara bakan kimse yoktu. Laela çıldırıcakmış gibi davranıyordu. Uyuşturucunun miktari gittikçe artıyordu. Yakında bağımlı olacaktı. Gözleri dönmüştü, adamın cebindeki uyuşturucuları düşündükçe çıldırıyordu. Ach'in dediği gibi gerçekten kötü bir şekilde bağımlı oluyordu. İlerde kurtulamayacaktı. Şimdiden böyle olduğuna göre geçmişi pek parlak değildi.
"Ver hadi."
Laela adama çok sert davranıyordu. Bu anı birinin görmemesi lazımdı. El sıkışı gibi yaptılar, Laela'nın elinde bir tomar para vardı adamın elinde de bir poşet uyuşturucu o küçücük şey için bu kadar delirmesine inanamıyordu. Adam parasını alıp gitmişti. Laela poşeti açmakla uğraşıyordu ki arkasından sarılan el onun oturduğu yerden zıplamasına neden oldu.
" Sırada ne var L? Beni oldukça beklettin, daha çok istediğimi söylemiştim sanırım "
Bu Kevın'dı galiba Laela'nın verdiği öpücük küçük gelmişti ve yetmemişti. Laela uyuşturucu poşetini içki bardağının altına attı ve gülümseyerek Kevın'a döndü. Kevın poşeti görmüştü. Ama Laela konuyu değiştirmeliydi. Çocuğun dudaklarına yapıştı.
"Ben her zaman sözlerimi tutarım"
Ama Kevın'ın şu konuya açıklık getirmeden Laela ile ilgileneceği yoktu. Laela içinden yalvarıyordu açığa çıkmaması için. Eğer Kevın öğrenirse onunla bir sır paylaşmış olacaktı. Peki ya ona güvenebilir miydi?
En son Laela Cryptic tarafından C.tesi Tem. 24, 2010 10:09 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Effect of the brush before bed night. C.tesi Tem. 24, 2010 9:59 pm | |
| Kapılar kapandığı andan beri kendimi klostrofobisi olan insanlar gibi hissediyordum. Nedensiz yere terliyor, adrenalin salgılıyor ve rahatlamak için içiyordum. Müzik, insanlar, içerideki sıcak hava dayanılmaz hale gelmişlerdi. Ne düşündüğümün bile bilincinde olmadan duruyordum öylece. Herkes buradaydı ve ben en yakın arkadaşlarımdan bile kaçmak istiyordum. Uzaklaşıp kafamı toparlamalıydım.
Son tekilamı da yuvarladıktan sonra tuvaletlere yöneldim. Kendimi kabinlerden birine attıktan sonra klozetin kapağını kapatıp oturdum ve kafamı toparlamaya çalıştım. Hiç birşey olmamış gibi davranmak zordu. Sanki çok mutluymuşum gibi kahkahalar atmak, eğlenmek... Artık heran kaçıp gidemezdim. Tıkılı kalmış gibiydim. Bana neler oluyordu böyle? Parti manyağı Lola'ya ne olmuştu? Neden bu kadar kötüydüm?
İçerisinin boşaldığı kanaatine varınca kabinden çıktım ve lavabonun aynasına baktım. Siyah göz makyajımın altında, açık mavi gözlerim parlıyordu. Alnım terden ıslanmıştı. Dağanık saçlarımın önünü geriye ittim. Tüm sorularımın cevabıyla göz göze gelmek hala zordu benim için. Alnımda, neredeyse görünmez bir hal almış yara izim, bir film kasedi gibiydi. Net olarak hatırlanmayan onca sahneyi içeriyordu. Parçalanmış arabalar, ölü bedenler, acı, çığlıklar... Düşünmemek belki de daha iyiydi. En azından bu gece için.
En azından düşüncelerimi toparlamamın verdiği sakinlikle tuvaletten çıktım. Bronz tenli, neredeyse çıplak ve homoseksüel gibi görünen bir garson bana doğru gelince, hemen elindeki gümüş tepsideki cin toniğe uzandım. Aldığım yudumun boğazımı yakarak mideme yaptığı yolculuğun hazzını yaşadıktan sonra, gülümseyerek koltuklara yöneldim.
Hangi koltuğa oturduğumun bir önemi yoktu. Kendimi bırakıverdim. Arkaya düşmüş başımı kaldırıp bir yudum daha aldıktan sonra nihayet tek olmadığımı farkettim. Bakışlarımı sağa çevirip, yanına oturduğum kişiye baktım. Achille'in bakışlarıyla karşılaşınca, tekrar cin toniğme odaklandım. Kazadan sonra, Achille ile olan dostluğumu büyük oranda zedelemiştim. Bunu yapmak aslında hiç istemesem de, yapmıştım işte. Belki bu, toparlamak için bir fırsat olabilirdi.
Gülümseyerek ona döndüm. "Hey, seni görmek güzel Ach. Parti nasıl gidiyor?" |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Effect of the brush before bed night. C.tesi Tem. 24, 2010 10:41 pm | |
| İçtiklerinin ardı arkası kesilmiyordu. Jaegermeister, viski, cin- ne bulursa. En çok da vodka enerji. Nasıl bir etkisi olduğunu biliyordu onun. Bu gecenin istediği gibi geçmesini sağlayabilecek en iyi şey oydu. Bardağı yavaşça elinde sallıyordu. Sanırsa bu beşinci bardaktı ya da daha fazla olmuştu. Emin olamıyordu. Aldığı alkolun kanına karıştığını hissediyordu. Damarları yavaş yavaş genişlemeye bşlamıştı ama daha kızarmadığını biliyordu. Görüş kaybı gibi bir sorunu da yoktu. Lanet olsun, daha fazla içmeliydi. Tekrar bir yudum aldı. İçkinin hoş tadı ağzında yayıldı. Zaman hızlı mı yavaş mı olduğunu anlayamadığı şekilde geçiyordu. Dans pisti neredeyse dolmuştu, birkaç bardak sonra o da o insanların arasına katılırdı büyük ihtimalle. Ne istediğini biliyordu. Eğlenmek, ve ötesinde şaşırmak. Hayal kırıklığına uğrayıp şaşırmak değil son günlerdeki gibi. Çok mutlu olarak şaşırmak istiyordu. Önünden geçen insanlara aldırmıyordu pek. Yanına oturanlara da. Poppy tuvaletlere doğru kaybolmuştu ve bir süredir ortada yoktu. Koltuğun yan tarafının hafifçe aşağı çöktüğünü hissettiğinde hafif bir bakış atarak bardaktaki içkiyi fondipledi. Sarışın güzel bir- Bir saniye. Lola? Gözlerini yanında oturan güzel kıza dikti. Arkadaşı, yani eskiden arkadaşıydı. Bir süredir görüşme fırsatı bulamıyorlardı. Bakışları karşılaşınca gülümsedi kız.
"Hey, seni görmek güzel Ach. Parti nasıl gidiyor?"
"Daha benim için başlamadı, biliyorsun."
Dudaklarının kenarları vurguyu cümleye değil de kendine çekercesine alaycı bunun yanında çekici bir şekilde yukarı doğru kıvrıldı. Önlerinden geçen garsonu durdurarak bir içki daha aldı.
"Partileme özelliğini kaybetmediğini umuyorum."
|
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Effect of the brush before bed night. C.tesi Tem. 24, 2010 11:02 pm | |
| "Partileme özelliğini kaybetmediğini umuyorum."
Herzamanki yüksek tonlu kahkahalarımdan birini attım. Bazılarının hiç değişmemiş olması güzeldi. Eğlence, parti, biraz yaramazık, içikler... Bunların bir parçası olduğumu biliyordum. Gereksiz gerginlik ve sıkıntı hiç de iyi değildi. Bunlardan kurtulmam gerekiyordu. İçkimin geri kalanını bir yudumda bitirdikten sonra Achille'e döndüm. "Ben mi? Asla. Değiştim Ach. Yine de kabul edelim; Lola, yani ben, partilerin o muhteşem atmosferinden vazgeçemem." Sözümü yarıda kesip ilerideki garsona elimi salladım. Sarışın kız hemen yanıma gelip tepsisini uzattı. Boş bardağımı koydum ve bende Achille gibi bir vodka-enerji aldım. Garson kızı hiç incelemeye gerek duymadan gülümseyerek bir baş işaretiyle onu gönderdim. "Partinin benim eğlencemi kapsayan kısmını başlatmam için ne kadar içmeliyim acaba? Ama bu gece, hiçbir şey umrumda olmamalı. O pistte bende olacağım Ach." Başımı geriye doğru devirerek attığım kahkahamla konuşmamı sonlandırdım. Eski Lola'yı canlandırmaya mı çalışıyordum, kendime inat mı yapıyordum yoksa kendimi Achille'e kanıtlamaya mı çalışıyordum bilmiyorum. Sadece içimden gelenleri yapıyordum. Düşünmeden, umursamadan, hareket ediyor ve konuşuyordum. Ne olursa olsun, Achille'in varlığı beni canlandırıyordu. |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Effect of the brush before bed night. C.tesi Tem. 24, 2010 11:34 pm | |
| "Ben mi? Asla. Değiştim Ach. Yine de kabul edelim; Lola, yani ben, partilerin o muhteşem atmosferinden vazgeçemem."
Cümleyi kurmadan önce bir kahkaha patlatmıştı. İçinde eski ruhunu taşımayan bir kahkaha. İleride duran etkileyici garon kızlardan birine, hangisi değildi ki?, bir el işareti yaparak yanına çağırdı. Vodka enerji. Onu kendine getirmesini umuyordu.
"Partinin benim eğlencemi kapsayan kısmını başlatmam için ne kadar içmeliyim acaba? Ama bu gece, hiçbir şey umrumda olmamalı. O pistte bende olacağım Ach."
Kız tekrar başını arkaya atarak bir kahkaha patlattı. Dağınık sarı saçları koltuğun kırmızı derisini yalayarak geçti. İnce dudakları beyaz dişlerini çevreleyerek gülümsemesinin çerçevesini daha da parlak bir hale getiriyordu. Ne var ki gözlerinde kendisinde olduğu gibi bir parlaklık göremiyordu.
"Bundan eminim Lola, yanında ben varım unutma."
Bir süre karşılıklı sohbet ettikten sonra müziğin artan ritminin bedeninde yarattığı etkiyi daha fazla göz ardı edememişti. Kaçıncı olduğunu bilmediği içki bardağını fondip yapıp ayağa kalkmıştı. Işıklar kıyafetlerini renkten renge sokarken değişmeyen tek şey gözlerinin mavisiydi herhalde. Etkileyici bir dönüş yapmıştı arkadaşına doğru. Onun da kanında artan alkol miktarı alışık olduğu Lola'nın silüetini ortaya çıkarmaktaydı. Dünyaya geri dönen bir ruh gibi.
"Piste buyurmaz mısın?"
Kararsız bakışlar karşısında bir reverans yaparak ine kemikli parmaklarını uzatmıştı kıza. Gülümsemesi çarpılmıştı.
"Lütfen."
Şimdiyse Gaga'nın işinde harikalar yaratan bir abide olduğunu düşündüren bir müzik eşliğinde dans ediyorlardı. Kahkahaları yüksek ses içinde duyulmadan boğuluyordu. Genç adamın siyah fedore şapkası elinden tutup döndürdüğü kahkaha atan kızın başındaydı artık. |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Effect of the brush before bed night. Paz Tem. 25, 2010 12:22 am | |
| Düşünce yok. En azından beynimden geçen sinir bozucu kelimeler yok. Sadece eğlence. İçimde bulunan en işlenmemiş, en üzerinde oynanmamış duygularım su yüzeyine çıkıyordu. Alkol kanıma karıştıkça ısı artıyor, beynim uyuşuyordu. Dakikalar geçtikçe, kelimeleri algılama sürem uzuyor ve ben daha da eğleniyordum. İhtiyacım olan şey buydu. Tekrar 'Ben' olmak.
Achille birden ayağa kalkıverdi.
"Piste buyurmaz mısın?"
Tereddüt. Anlaşılan hala abartılı mantığımdan kırıntılar kalmıştı. Hala tereddüt edebiliyordum. Umursamazca piste atamıyordum kendimi.
"Lütfen."
Hadi ama, kim bu bakışlara karşı koyabilirdi ki? Bana doğru uzattığı eli sıkıca tuttum ve hızla yerimden kalktım.
Müziğin ritmi muhteşemdi. Uyum sağlamak zor değildi. Hele ki bu kafayla iyice kolaylaşıyordu. Her geçen saniye, alkol kanıma karışmaya devam ediyordu. Kendi kahkahalarımı duymamı zorlaştıracak kadar yüksekti müzik. Ancak evet, aklımı ve kalbimi kemiren acı, alkolun varlığıyla yok olmuştu. Aslında belki onu yok eden şey Achille'in varlığıydı.
Geçen şeyin saniyeler mi, yoksa dakikalar mı olduğunu takip etmekle uğraşmıyordum. Kafamdaki tek şey, müzik ve dans partnerimdi. Onunla bu kadar rahat göz teması kurma cesaretini veren içkinin bedenimdeki varlığı mıydı, yoksa onun yanında kendimi rahat hissetmem miydi? Ancak Achille'in, ışıkla ton değiştiren mavi gözlerinden ayırmıyordum gözlerimi. Ne yaptığım umrumda değildi. Eğlence bir kez beni ele geçirmişti.
Boynumdan aşağı akan terin hafif gıdıklamasını hissediyordum. saçlarım enseme yapışmışlardı. Bedenimin ısıya karşı verdiği tepkiyle, terliyordum. Aldığım onca alkol sonunda kanıma tam olarak karışmıştı. Müziğin ritmi ve Achille'in bakışları dışında herşeyin kaybolduğunu hissediyordum. Tüm dünya, bir sis perdesi arkasında kalmıştı. Ve kelimeler geri geldi. Beynimin onca zamandır varlıklarını uzaklaştırdığı kelimeler birden hücum ettiler. İlk aklıma gelen şey ise, bu korkunç ayakkabıların ayaklarımı parçaladığıydı.
"Ah, lanet olsun. Ayaklarım ağrıyor." Yüzümü istemsiz bir şekilde buruşturdum. Saatlerdir üzerlerinde yürüdüğüm gökdelenlere bir göz attım ve halime acıdım. Kendi kendime güldüm. "Ach, sen eğlenmene bak. Ben, yukarıdaki odalara bir ziyarette bulunmalıyım." Gülmeye devam ettim. Ayakkabılarla hiç kesilmeden yaşadığım bu sorunlar artık beni eğlendiriyordu. "Biraz sigara içerim ve bir süre cidden bu ayakkabılardan kurtulmalıyım." |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Effect of the brush before bed night. Paz Tem. 25, 2010 7:10 am | |
| Eğlence sahasının bütününe dağılmış insan kalabalığını, ince bir açıklık kalana kadar kısılmış gözlerle süzdü. Grupların etrafında dönüp duran ve bedenlerinde bolca çıplaklık depolanmış garsonları izledi. Sarışın taş'ın patlattığı bu partinin uzun süre konuşulacağını bilen April, noksansız zerafetini de gittiği yerlere olanca duyurarak ilerlemeye başladı. Tanıdık yüzlerin en samimisini, en tatlısını bulmak istiyordu. Fakat aklındaki karman çorman listeden sık sık fırlayan isimlerle bu yarı donuk cafcaflık çehreler uyuşamıyordu işte. Elini minik çantasına daldırdı. Pixycell. Telefonunu kontrol etmek ne büyük hataydı. Onu dakikalar boyu eğlenceden alıkoymaya yetecek kadar gereksiz mesaj birikmiş durumdaydı gelen kutusunda. Mini havuzlardan birine bu sosyetik telefonu atmamak için dudaklarını ısırması gerekti bir süre. Çantaya gerisingeri tıktığı aletin içindekileri umursamayarak önünden geçmekte yavaş davranan bir nippy'nin yürüyüşüne mola vermesini sağladı. Sabahtan beri hava gezinip duran tepsilerden birini tutuyordu. Kendi görkemine yakışan Crustas kokteylini elini uzattığı anda buldu. Birkaç yudumda dibine değin ulaşınca bunun şimdilik yeterli olacağına kanaat etti. Ama şu an'ın içinde yeterli göremediği tek şey, kafasının içindeki girdabın vuruşlarıyla rahatsız ediyordu kendisini; bir kaç yudum alkolle zevklenmiş arkadaşlık. Çevresinde ona sarkmaya hazır sürüyle laubali erkek bakışlarına takıldığı an, geride bir siluet bırakan şirin yüzleri göz kenarlarından dışarı, kendi için hiçliğe doğru savuruluyordu. Böyle tiplerin şahsına ve güzelliğine yapışmalarını engelleyen o ilahi koruma sistemi için memmuniyet duydu. Çünkü bunun doğuştan gelen bir şey olduğunu fark etmişti. Bir tür kalkan duvarı; istemediğin pisliklerle arana örülmüş asillik sınırı ve bu parçayı -yani kendisini- hak edemeyenlerin yalnızca huzursuzluk ve hüzün duymasına yarayan bir perde. Bu seferde düşlerinin girdabına yakalandığını, sözsüz yenilgiyle kabul edeceği sırada, esrikliği içkiden değil şapşallıktan olan orta boylu bir oğlanla çarpıştı. Hafifçe sendelerken oğlanla teması tamamiyle bitmiş durumdaydı. Başını iki yana hızla salladı. Kendine gelmek tatlı şey. Şelaleden akan gür suyun bitiminde oluşan bembeyaz köpük rengindeki dişleriyle gülümsedi, ışıl ışıl. Mutluluk ona yarıyor, gözde olan görünüşüne destanlara yaraşır bir efekt bahşediyordu. Ayık kafasının ellerine bıraktığı tazeliğin ilk ışıklarıyla birlikte bar taburelerine çökmüş bir grubu hedefi seçiverdi. Beline doğru her salınışta şevke gelen gür saçları, altından yapılma özgür bir denize tutulmuş onlarca aynadan bir parça yansıma kapabilmişçesine parlak sarıyla şahlanıyordu rüzgarda. Yüzüne tam oturur görünen küçümen burnu ve dolgun firebrick rengi dudaklarıyla; dimdik göğüsleri ve yuvarlak poposuna apayrı bir taş görünüm veren elbisesiyle sımsıkı bir hatunun onlara doğru geldiğini algılabildiklerini düşünüyordu. Ve ahha. Ovn güzelliği tam karşısındaydı. Yan tarafına gelişigüzel oturmuş Effy hatunu, bir diğer tarafta ise ne kadar aşina olduğunu kestiremediği delişmen bir erkeğin varlığı. Yüz hatlarının tadını bu mesafeden dahi tadabilmişti. Her zamanki içten gelen sevimliliğini öne sürüp, yakıcı güzelliğinin karşıda kıskançlık uyandırmasını engelleyerek gülümsedi. Her bir çehreyi ayrı ayrı, tadımlık -belki erkek olanı biraz daha diş dolduracak şekilde- süzdü.
"Ne de tatlı bir grup var burada. Sabahtan beri eğlenceyi içebileceğim yeri arayıp duruyordum."
Bilmişlikten uzak tavırlarıyla bir tabure de kendisi çekti ve yanlarına oturdu. İşte yakındaki rahatlık ve eğlencenin zirvesi. En azından öyle olduğunu umarak, keyif verici yumuşak bir Fizz söyledi kendine. |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Effect of the brush before bed night. Paz Tem. 25, 2010 7:31 am | |
| Sanki son sözlerim kıza bir can simidi gibi yetişmişti. Chels beni iyice sarmalamıştı. Bir halat gibiydi. Tuttuğu yerlerin sonradan moraracağını biliyordum ama umrumda değildi. Bedenim buradaydı. O benim yanımdaydı. Beni bırakmadığı sürece onu asla bırakmayacaktım. Elinden tuttum ve ikili kırmızı deri koltuğa sürüdüm. İki elini de sıkıca tuttum. Kızın sanki dünyasını kurtarmışım gibi bana baktığını görünce gözümden bir damla yaş süzüldü. O benim gerçek arkadaşımdı, ne olursa olsun, kim olursam olayım. Acaba beni tekrar kabul eder miydi ? " Chels, sen benim ailemsin, her şeyimsin. Bunu biliyorsun değil mi? " Kız sarışın kafasını ve biraz umutlanmış yüzünü hafifçe salladı. " Şimdi böyle görünmesem bile yani kızıl saçlarım, beyaz bir tenim, yeşil gözlerim olmadan da sever miydin ? " Acaba benden vazgeçer miydi? Bunun acısıyla nasıl yaşardım. Eğer böyle olursa yaşamazdım ki! Hiç tereddütsüz arabamı uçuruma sürerdim. Ya da beynime sıkılacak bir kurşun işi bitirirdi. Elimin acısı Chels' in, gerçek dostumun beni terk etmesinin yanında tatlı bir acı olarak kalırdı. Eğer bu olmasaydı, Chels beni terk etmeyeceğini sağlasaydı elimin ve vücudum kesilmesine aldırış bile etmezdim. Chels " Anlamadım. " Sesi biraz titremişti. "Neyse en başından başlayayım .Partiden sonra Stella ile giderken ben yalnız kalmak istedim ve Paris bunun için en iyi yerdi. Arabadan indim ve kendi arabama atlayıp havaalanına gittim. Orada Alexis ile karşılaştım. Beraber Paris' e gitmeyi teklif edince iyi deyip kendi uçağıma binecektim ta ki o mesajı görene kadar. " O kadar sinirlenmiştim ki dünyam yerinden oynamıştı. Chels' de bunu fark etmişti. " Mesajda ne yazıyordu Meg ? " Kız sanki bir şey yapmak için çabalıyordu. Çünkü o benim antideprasanımdı. Sinir ilacımdı. " " Küçük Meg kendini ne zannediyor? Queen Bee felan mı? Biri şu kıza yerini göstersin. Tuvalet çok uzakta olmamalı! Meg kendini ezik hissetti ama yanlız kalmalıyım diye yalan söyleyerek Paris'e kaçtı. Buna kim inanır? Ucuzluktan aldığı geçen senenin modası puantiyeli elbiseyle hemde. Yırtılmış elbise çirkin turuncu saçlarına daha çok yakışır. Ezik Meg! Çıkmaya çalıştığı tahtın koşusunda oyun dışı edilmeli bence."Bu ne demek Chels ! Bu kız kendini ne zannediyor. Ateşle oynadığının farkında değil mi ? "Sinirden titriyordum. Chels de şaşırmıştı. İki elinide yüzüme koyup " Şşşt Meg sakin ol. Tamam canım. " diyordu. " Ben Paris' e gitmedim. Hem elbisemi hani ikimizin hep alışveriş yaptığı şu güzel butikten aldım. Şimdi asıl konuya gelelim." Sesim acıyla alçalmıştı. " Chels benim gitmem gerek. Aslında hiç buraya gelmemeliydim. Ama bencil yanım seni görmek bir veda etmek istedi. " Chels donmuştu. Çünkü ben yine gitmekten bahsediyordum. " Hayır gitmene izin vermeyeceğim." dedi kız. " Şşşt.. Tamam Chels bir yere gittiğim yok. Hep seninle kalacağım ama bu simayla değil. Düşmanlarımdan intikam almak için vücudumu, yüzümü ve adımı değiştireceğim. Meg Katie Volterras İngiltere' ye gömülecek, Alessandra Cherie Volterras YDY' den intikam almaya gelecek. " Yüzümde vahşi bir gülümseme belirdi. |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Effect of the brush before bed night. Paz Tem. 25, 2010 9:41 am | |
| Meg Chels'in Elinden tuttu ve ikili kırmızı deri koltuğa sürüdü. Chelsea hâlâ onu tutuyordu. " Chels, sen benim ailemsin, her şeyimsin. Bunu biliyorsun değil mi? " Chelsea bu söze çok sevinmişti. Bu gitmeyeceğini gösterirdi, öyle değil mi? Gülümsedi ve kafasını salladı. " Şimdi böyle görünmesem bile yani kızıl saçlarım, beyaz bir tenim, yeşil gözlerim olmadan da sever miydin ? " Chelsea bunu düşünmedi bile. Ne kadar aptalca bir soruydu bu. Meg 8 ayaklı bir dev bile olsa onu severdi. Bedenin bir anlamı yoktu. Önemli olan onun ruhuydu. Kişiliği. Ama bununla ne ima ettiğini de bir türlü anlayamamıştı Chels. " Anlamadım. " dedi titrek bir sesle. Neden böyle bir soru sormuştu ki şimdi? "Neyse en başından başlayayım .Partiden sonra Stella ile giderken ben yalnız kalmak istedim ve Paris bunun için en iyi yerdi. Arabadan indim ve kendi arabama atlayıp havaalanına gittim. Orada Alexis ile karşılaştım. Beraber Paris' e gitmeyi teklif edince iyi deyip kendi uçağıma binecektim ta ki o mesajı görene kadar. " bu sinirinden hiç hoşlanmamıştı Chelsea. Yine Alexis mi vardı yoksa işin içinde! Neden her şeye karışmak zorundaydı ki! Her şeyin sebebinin o mesaj olduğunu anlayıvermişti birden. Buda merakını körüklemişti. " Mesajda ne yazıyordu Meg ? " diye sordu. Belkide mesajın bir açığını yakalayabilir ve onu ikna edebilirdi. Meg mesajda yazanları ezberlemişti sanki. Sinirli bir sesle bana aktarıyodu. Mesaj aşağılayıcı sözler ve kibir doluydu. "Bu ne demek Chels ! Bu kız kendini ne zannediyor. Ateşle oynadığının farkında değil mi ? " Gerçekten Meg ateşti. Ve Chelsea su. Şimdi bu ateşi söndürmesi gerekiyordu. Yoksa her yer yanacaktı, herkes. Chelsea iki elinide Meg'in yüzüne koyup onu sakinleştirmeye çalışmaya başladı. Mesajdaki hataları anlatıyordu Meg. Onun asla kötü giyindiğini düşünmemişti Chels. Ve Paris'e gittiğindende haberi yoktu. Meg gitmek istiyordu ve Chelsea buna izin vermeyeceğine söz vermişti kendine. Gitmesine izin vermeyeceğini söyledi Meg'e. Vermeyecekti. Asla! " Şşşt.. Tamam Chels bir yere gittiğim yok. Hep seninle kalacağım ama bu simayla değil. Düşmanlarımdan intikam almak için vücudumu, yüzümü ve adımı değiştireceğim. Meg Katie Volterras İngiltere' ye gömülecek, Alessandra Cherie Volterras YDY' den intikam almaya gelecek. " Bu sözler Chelsea'yi çok şaşırtmıştı. Ama rahatladığınıda inkar edemezdi. Meg hangi yüz, vucut ve isimle olsada Meg olacaktı. Chels bunu bildiği sürece her şeye katlanırdı. Meg yanında oldukça kalan her şey önemsizdi. Chelsea gülümsedi ve Meg'in yüzüne anlayışla baktı. "İntikam soğuk yenen bir yemektir." Meg'in soğukkanlı olması ve baştan aşağı değişmesi gerekiyorsa Chelsea ona yardım edecekti. Kabuğunu yenileyecek, bambaşka bir kız yaratacaktı. Ama elbette içindeki kız hep Meg olacaktı.
|
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Effect of the brush before bed night. Paz Tem. 25, 2010 11:27 am | |
| Alnında ter damlaları birikmiş kızın mavi gözleri onu yönlendiriyordu. Alkolün uyuşturucu mükemmeliğinin nöronlarına doğru yol aldığını hissediyordu. Müziğin ritmine kendilerini kaptırmış bir şekilde dans ederlerken daha fazlasını istiyordu. Daha fazla içki, daha fazla alkol, eğlence. Lola yüzünü hafifçe buruşturdu.
"Ah, lanet olsun. Ayaklarım ağrıyor. Ach, sen eğlenmene bak. Ben, yukarıdaki odalara bir ziyarette bulunmalıyım."
Güldü.
"Biraz sigara içerim ve bir süre cidden bu ayakkabılardan kurtulmalıyım."
Göz kırparak genç adamın şapkasını parmaklarının ucunda yükselerek onun başına yerleştirdi. Yanağına minik bir öpücük kondurduktan sonra kalabalığın arasında kayboldu. Yakınında kız arkadaşlarıyla dans eden kızı fark etti. Bolca kahkaha atıyorlardı onlar da. Mutlu gibiler, biraz da izole olmuşlar gibi. Anı yakalayan Achille de, herkesi merkeze koyuyordu sırayla. Sırayla içlerine giriyordu. Düşünceleri hep ayrı ayrı. Ama şu an aynı şeye güldükleri kesin. Bir anda bakıştılar. Kızın gözü yakışıklı gence kayıyordu. Gülümsüyor usulca. Yanına çağırıyordu başıyla genç adamı. Elini kaldıran Achille işaret parmağıyla bir dakika dedi, kısa bir süreliğine bağlantıları koptu. Kopmadan önce gözünü kırptı kıza, onu kırmak istemiyor gibi. Daha sonra dans eden insanların arasından sıyrılarak büyüleyici ışıklandırmasıyla ilerde beliren bara yöneldi. Bardak ve içkilerin arkasındaki turuncu pembe ışıklandırma yerini belli ediyordu. Sınırların ortadan kalkması ve limitsiz özgürlük hissi. Bu hissin git gide benliğini ve vücudunun kontrolünü ele geçirdiğini hissediyordu. Siyah parıltılı mermerden yapılma barın bir köşesine koğuşlanmış tanıdıkları gözüne çarptı hemen. Ovn, mükemmel parti arkadaşı. Yüzünde düzgün beyaz dişlerini ortaya çıkaran bir gülümsene belirdi. Yanındaki? Mike! Gece için birebir. Bir alt dönemden Kevin, Laela'nın kişiliği kopyalanmış küçük versiyonu Effy ve pek de muhabbetinin olmadığı April. Ve şimdi bu gruba dahil olacak olan Golden Boy. Yarı yarıya güzel olabilirdi kim bilir. Ya da yarıdan daha fazla belki. Yanlarına ulaştığında bir tabureye yerleşerek gülümsedi.
"Eğlence grubunun katsayısını artırmak serbesttir umarım."
Barmene döndü.
"Vodka enerji."
Gerçek bir sığınma hali, korunma hali, hayatın -den hali; sorunlardan esaslı bir kaçış planı. Birkaç saatlik sebepsiz gülümseme seremonisi, çeşitli abukluklar ve uyuşuk-geçici mutluluğa eşlik eden mide depremleri, baş dönmesi. Mideyle beraber zihin de bulanır, yoğrulur, sıkışır ve sonunda kusar,kusar... Kötü gibi gözükse de sarhoşluk buydu ve birkaç saat içinde hepsi o şekilde olacaklardı. |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Effect of the brush before bed night. Paz Tem. 25, 2010 12:22 pm | |
| Crys'in başı iyice dönmeye başlamıştı. Harika. Aslında partiden bir an önce kurtulmak istiyord; ama başını kaldırıp baktığında Ach'ı gördü ve yanına gitmeye karar verdi. Herkes kafasına göre eğleniyordu. Crys ise oyalanacak bir şeyler bulamazsa partiyi terketmesi için bir bahane bulmaya çalışıyordu. İçerisi çeşitli ışıklarla doluydu, çoğu kişi dans ediyor ya da içiyordu. Garip bir görünüm, diye düşündü Crys. Sonra barmenden bir içki daha istedi. Bu gece durmuyordu. Aynı şeyi dün de yapmıştı ve onun son olduğunu savunmuştu. Ama bu gidişle hiç "son" gelmeyecekti. Ama yine de içki içmek ona zevk veriyordu, ki bu da devam etmesi için yeterli bir sebepti. İçkisini alıp Ach'ın yanına gitti. Eğleniyor gibiydi. Çoğu kişi onun yanındaydı. Onları umursamadı, en azından bu seferlik. Onlarla yeteri kadar konuşmuştu.
" Hey, Ach. İyi misin? "
İyi misin, derken? Çok güzel bir soru sormuştu gerçekten. Bunları yarın hatırlamayacak olması büyük şanstı, belki o zaman partinin eğlenceli geçtiğini savunabilirdi. Böylece Laela'nın da ona kızması gerekmezdi. Gerçi, kızsa da umrunda değildi Crys'in. Neyi düşünürse onu savunurdu. Bu hep böyle olmuştu. Bir an Zo'yu düşündü. Lanet olsun! Ortalıktan yokolmuştu ve onla büyük bir kavga edeceklerinden emindi Crys. Neyse, her zaman gözden çıkarmak zorunda olduğu şeyler mevcuttu zaten. |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Effect of the brush before bed night. Paz Tem. 25, 2010 1:04 pm | |
| Kalp çarpıntısı. İçki boğazından aşağı ipek gibi kayarken kalbinin boğazında attığını hissediyordu artık. Parti güzeldi ama daha tam olarak başlamamıştı bile. Ne arıyordu? Daha fazla eğlence. Antraksiyon. Sansasyon. Onlara uygun şeyler. İçkiyi yudumlarken hiç susmayan müziğin kalbiyle aynı ritimde olduğunu fark etti. İçi sırasıyla bu bitmeyen coşkuya ayak uyduruyordu. Esriyen bedenleriyle saatler geçtikçe kendilerinden daha fazla geçen gençlerin sesleri hafif bir uğultuya dönüşüyordu. Madde kullanımının had safhada olduğunu biliyordu. Buna rağmen kimse pozitif titreşimleri bozacak bir girişimde bulunmuyordu. Tüm club tek vücut halinde takılıyordu sanki. Pistten yükselen enerji tavanı delercesine yukarıya doğru fışkırıyor, kozmik aurayla içiçe dolanıyordu. Artık ağzına yapışıp kalmış olan içki tadı yenisini içmesine engel değildi. Yerinde duramama isteği yeni oturmasına rağmen baş göstermişti işte tekrar.
" Hey, Ach. İyi misin? "
Gözlerini açtı. Kumral saçlar, buğulu mavi gözler. Crystal. "İyi misin?" mi? Bu nasıl bir soruydu tanrı aşkına. Kötü mü görünüyordu? Böyle bir şeyin imkansız olduğunu düşünürken, en azından şu an için, gülümsemesi çarpıldı.
"Tersinin olma olasılığı var mı?"
Sırıtan kızı süzdü. Bunalmış gibi bir hali vardı.
"Seni öyle göremiyorum ama."
Işıklarla renk değiştiren içkiden bir yudum daha aldı. Alkol kokan nefesi sesini duyurabilmek için kızın kulağına eğilirken daha da belirginleşti.
"Sigara molası ister misin?" |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Effect of the brush before bed night. Paz Tem. 25, 2010 1:38 pm | |
| İyiydi. Crys bundan emindi zaten. Sadece, konuşmak için sorulmuş bir soruydu. Belli ki, Crys gibi çok içmişti Ach. Ama içilmeyecekse, partiye gelmenin de bir anlamı yoktu zaten. Daha gelmeden biliyordu Crys, delice içeceğini. Zo ona engel olur diye ummuştu; ama nerde? Zo ortalıktan kaybolmuştu işte. Ama belki de iyi olmuştu. Bu sayede Ach'ın yanına gelmişti. Ach'a baktığında gerçekten çekici olduğunu görmeyecek kız, belki de kişi, yoktur herhalde, diye düşündü Crys. İyi olduğunu söyledi Crys'e, başka nasıl olacaktı ki? Buradaki herkes iyi görünüyordu. Tabiki Crys hariç. Şu ortamdan bunalmıştı. Lady Gaga bile sıkmaya başlamıştı artık. Onu önemsemesi gereken kişi de Laela'ydı zaten, kimse eğlenmekten başka bir şey yapmıyordu. Ach Crys'in kulağına doğru eğildi. Onun nefesini hissedebiliyordu Crys. Sonra sessizce fısıldadı, kimsenin duymasını istemezmiş gibi. "Sigara molası ister misin?" Ah, evet. Bu kesinlikle istediği şeydi. Gülümsedi. Açık mavi gözler, koyu mavi gözlerle buluştu. Aslında sigarayı içki kadar sık içmezdi; ama yeri gelince de sigarayı tercih ederdi Crys. Bu parti ortamından çıkmak ona iyi gelecekti, başı hem içkinin, hem de gürültünün etkisiyle şişmişti. Yüzünü çevirdi, Ach'ın kulağına eğildi o da. Kulaktan kulağa oynayan iki çocuk gibiydiler; ama bu daha tehlikeliydi belki de. Fısıldadı o da sonra. " Evet, bu kesinlikle istediğim şey. " |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Effect of the brush before bed night. Paz Tem. 25, 2010 2:16 pm | |
| Kulağına eğilen kızın yumuşak sesini duydu.
" Evet, bu kesinlikle istediğim şey. "
Parlak bir şekilde gülümsedi geriye doğru çekilirken. Cam bardağın kenarı rengi belirginleşmiş dudaklarıyla buluştu ve altın rengi içki midesine doğru keyifli bir yolculuğa çıktı. Mide keyif almıyordu büyük ihtimalle bu kadar alkol yüklemesinden. Midesinin duygularının canı cehenneme. Yüzlerce delinin tepindiği ışıklı dans pistinin ışıkları görünmez hale gelmişti. Neon ışıkları ile sıvanmış gülümseyen suratlar, rengarenk fosforlu giysiler, takılar. Freak out seviyesine ulaşıp odalara çıkmayı bile becerememiş kenarda sevişen bedenler. Gaga'yı selamlama isteği belirdi içinde, geceye merhaba! Her köşede yakılan kocaman alevlerin yaladığı is kokulu insanlar ve dahasının arasından geçmek için tabureden aşağı kaydı. Arkasından gelen kızın ince parmaklarını tutarak metal merdivenlere yöneldi. Yukarı çıktıklarında dar alanda ilerleyerek ortalardaki bir odanın kapısını açtı. Club'In içinde hakim olan ışıklandırma burda da etkisini göstermişti. Alışılmışın aksine tavanla değil yer ile bütünleşmişti neonlar. Kırmızı, mavi , pembe, mor, yeşil, sarı gibi şerit şerit fosforlu renklere sahip duvarlar göz alıcıydı. Mor parlak deriyle kaplanmış duvara ve birbirlerine yapışık koltuklar ve yeşil sarı tonlardaki yine aynı deriden puflar birbirini tamamlamıştı. Odanın karşı köşesinde kesişen iki duvarı da biraz kaplamış olan iç bükey bir ayna vardı. Yeşil puflardan birine geçerek oturdu. Şortunun cebinden çıkardığı More paketinden bir tane alıp kıza uzattı. Slim. Kız da bir tane aldıktan sonra metal çakmakla kızınkini yaktı. Kendisininkini yakarken dudaklarının arasına sıkıştırdığı sigara yüzünden biraz boğukça çıkan sesi yine de anlaşılırdı.
"Parti ortamlarına katılmaya karar verdin ha?"
|
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Effect of the brush before bed night. Paz Tem. 25, 2010 2:50 pm | |
| Sonra kalktılar. Ortam birden daha eğlenceli görünmüştü Crys'in gözüne. Yine de Ach'la bir sigaranın yerini tutamazdı. Ayağa kalkınca biraz sendeledi. Bu sınırı aştığının göstergesiydi. Ama o kadar mutluydu ki, bunu umursamadı bile. İçmeyeceğine dair kendine söz de vermedi. Şu an gayet rahattı ve önemli olan da kesinlikle buydu. Ach, narince ellerini tuttu. Sonra merdivenlerden yukarı çıktılar. Biraz ilerlediler. Koridorlar... Crys daima koridorlardan nefret etmiştir. Ona uzun, bitmeyen yollarmış gibi gelirler ve otellerde de nereye açıldığı belli olmayan garip kapılar nedeniyle, koridorlardan uzak durur. Yine de o gün o kadar da ıssız gelmemişti koridorlar ona. Ortalardaki odalardan birine girdiler. Bol ışıklıydı burası da. Renkler havada canlı bedenler misali dans ediyor, şekilden şekile giriyordu. Ach yeşil bir pufa otururken, Crys de onun hemen yanındakine oturdu. Sonra Ach bir More pakedi çıkardı ve ikisi de birer tane aldılar.
"Parti ortamlarına katılmaa karar verdin ha?"
Sesi sigaradan dolayı biraz boğuk çıkmıştı. Crys sırıttı. Şu an her şeye gülebilecek durumdaydı. Aslında bu biraz doğruydu. Kendisi pek parti kızı sayılmazdı. Ama eğlenmek istemişti işte. Herkes bir yere kadar sabreder. Sonra iyi de, kötü de olsan kendini Laela'nın yanında buluverirsin. Başını onu onaylar gibi salladı. Sesi ise, bir sır verirmiş gibi çıkmıştı:
" Sanırım böylesi daha eğlenceli. Boş bir hayattan sıkıldım. " |
| | | | Effect of the brush before bed night. | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |