Effect of the brush before bed night.

Suratım asılmıştı. Ang' in elindeki bardağı aldım. " Hayır. Komaya girmene izin veremem. " Kendi elimdeki bardaktan bir yudum alınca zaten midem kalkmıştı. İkisinide çöpe attım. Garson şaşkın gözlerle baktı. Bir şey mi oldu tarzında bir bakış fırlatınca yüzünü çevirdi. Gerçek şu ki Ang' i hiç çağırmamalıydım. Ama ben bencildim. İçimde kaynayan bir his vardı. Bir tarafı bal gibi tatlı ama bir o kadar da tehlikeli uyarısı veriyor. Öbür tarafı kesinlikle pesimist. Bugün burada bir şey olacak. Benim başıma mı yoksa arkadaşlarımın başına mı gelecek bilemiyorum. Ama bu ortamdan sıkılmıştım. GaGa garip giysileri ve garip tarzıyla her zamanki gibi şovunu sergileyerek şarkılar söylüyordu. Sabaha kulaklarımın bana küseceğini biliyordum. Midem bulanmaya başladı. Hayır! Şimdi kusmak istemiyorum. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Açtığımda Chels' i gördüm. O benim en yakın arkadaşımdı. Sadece bir özelliğini sevmiyordum. Mal ve ot pazarlayıcı halini. O zaman ucuz sirklerde çalışan çingenelere benziyordu. Ama bu onun zevkiydi ve ben karışamazdım. Ben de bir sirk ucubesiydim ki! Ailem sahteydi. Evde kopan kavgalardan kimsenin haberi olmazdı. Biz kusursuzduk. Herkese gülümser ve ne kadar kusursuz bir aileye sahip olduğumu söylerdim. Chels' in aile içi karışıklık durumu benden zilyonlarca iyiydi. Babasıyla sakin bir şekilde yaşıyorlardı. Ablası biraz arzaydı ama ablaydı. Ben tek çocuktum. Her şeyin varisi, kusursuz dünyanın kusursuz kızı. Her şey bir perdenin arkasında sergilenen usta bir oyun gibi ilerliyordu. Herhalde bizim aileden en iyi oyuncu olur. Zilyonlarca film çeviridik ve hepsi başarılı olurdu. Başrolde de ben. Ustalıkla sergilenen yalanlar kraliçesi. Hayatım göründüğü gibi değildi. Ben aslımda acı çekiyordum. Aslım kirli ve aşınmış eski fotoğraf karelerinden biriydi. İnsanlara sevgimi göstermek istemiyordum. Hep gardını düşürmek bu derdi annem. Ama çevremdeki insanlar birbirlerini seviyorlardı. Arkadaşlardı. Ben bunu başaramamıştım. Ben asosyal bir ucubeydim. Her ne kadar da Chels benim can acıtan planımı bilsede hala acı çekiyordum. Hisse senetlerimi ve banka hesaplarımı başka bilinmeyen bir hesaba transfer etmiştim. Şirketin %69' u benimdi. Gerriside babamla annemin. Babam beni hep başarılı bir iş kadını olmamı istiyordu. Annem ise ünlü bir model veya film yıldızı. Ben ne mi istiyorum ? Ben sadece yaşamak istiyorum. Diğerleri gibi. Mutlu olmak, gülmek, arkadaş çevresi edinmek... Şimdi ailemi ve her şeyi geride bırakacaktım.Küçük bir kaza olayı planlamıştım.Ailem benim öldüğümü sanacaklardı ve hisselerimi bilinmeyen kuzenim Alessandra' ya bırakıp, yüklü miktardaki paramıda yardım vakıflarına bağışladım sanacaklardı.Chels' in yardımlarıyla sahte bir cenaze töreni ve Meg Katie Volterras sonsuzluğa uğurlanacaktı .Ben hiçbir zaman mutluluğu tadamadım. Derin bir oyunun içindeki boğucu kederdim ben. Mutsuz, küçük, değersiz ve korkak bir kız çocuğu. Chels bu duygularımı sadece tahmin edebilirdi, anlayamazdı. Gözlerimi kapattım ve eskilere döndüm. İngiltere' de ki bir çocukluk anım canlandı gözümde. Çiftliğe gitmiştik. Yazdı. Her yerde kuşlar vardı. Yeşillik, doğa, güneş, böcekler, hayvanlar, mutluluk buradaydı. Saman balyalarının üstüne oturmuş Friesian cinsi olan atım Darkness' i seyrediyordum. Annem henüz ona binmeme izin vermiyordu. Kendisi çok nadir bulunan siyah bir arap atına biniyordu. Atları oldum olası sevmişimdir. Annem kendi atına Bucephalus ismini vermişti. Annem o kadar güç tutkunu bir kadındı ki savaş atı kullanıyordu ve atın ismide Büyük İskender' in ünlü atının ismiydi. Annemi ve Darkness' i büyük bir mutlukla izlerken hizmetçi Trudy' nin ben yaşlarındaki oğlu Ian annesine doğru kollarını açarak koşuyordu. Annesi çocuğu tuttu ve kucaklayıp döndürdü. Sonrada gülerken ortaya çıkan gamzelerine birer öpücük kondurdu. Saçlarını okşadı. Kıskanmıştım hem de çok. Kaşlarımı çattım. Tam o zaman annemin atından indiğini ve benim tarafıma doğru yürüdüğünü gördüm. Aynı Ian gibi anneme koştum. Annem kaşlarını çatarak bileklerimi tuttu. " Meg! Böyle şeyler bir hanımefendiye yakışmaz. " İşte dünyamın dengesi böyle bozuldu. Ben geleceğin Bayan Kusursuz' u ve hatta annemin deyimiyle geleceğin Queen B.' siydim. Gözlerimi açıp bu korku filmi tarzındaki karanlıktan çıktım. Gözlerim çaresizce Chels' i arıyordu. Oradaydı ve tek başınaydı. Ang' in yanağına bir öpücük kondurdum ve " Her zaman arkadaşım olarak kalacaksın. " Chels' in yanına hızlı adımlarla gittim. Sanki kötü bir şey olmuştu.

Kevin Laela'ı çılgına çeviriyordu, Laela da onu tabi ki...birbirlerini delirtiyorlardı. Ama Kevin bu işlerde yeniydi galiba aşk çocuğu olsa gerek, sex onun listesinde ikinci sıradaydı. Kevin dışarıya boşaldığı an kendine gelmişti. Laela'ı kalçasından tutup sahneden aşağıya indi ve onu barın yanındaki koltuğa oturttu. Laela daha enerjisini atamamıştı. Laela kendini oturduğu bara sırtını yasladı. Gözlerini kapatmıştı, hala nefes nefeseydi ve hem sahnenin ışıkları hemde Kevin'in hızı yüzünden ter içinde kalmıştı ama hala oldukça seksi görünüyordu. Laela'nın bedeninde zevkten başka bir şeyler kalmış mıydı? Diğerleri gibi olmadığı kesindi, diğer yattığı erkekler Laela'nın içine boşalmak için çıldırıyorlar ve bunu yaptıktan sonra defolup gidiyorlardı. Laela uyandığında duş alıyor ve bulunduğu yerden kıyafetlerini giyinip uzaklaşıyordu. Sadece bir kere pişman olmuştu şimdiye dek o da Ach'i aldattığı zamandı, Norrec ile sevişirken hiç biri umrunda değildi ama iş işten geçtikten sonra Laela çok pişman olmuştu. Laela barın üstünde bir bardak viski aldım ve bardağı bitirdikten sonra şişeyi elime almıştım. Seviştikten sonra sarhoş olması gerekiyordu. Yoksa pişman olmak gibi saçma şeyler yapabilirdi. Peki ya Laela ne zaman düzgün bir kız olacaktı. Ya da olabilecek miydi? Gaga'nın şarkısına eşlik ediyordu. Birkaç göz endişeli endişeli ona bakıyordu. Az sonra cennette 7 dakika oyununu oynayacaklardı. Enerjisi full yerindeydi Laela'nın ama Kevin'ın söyleyecekleri vardı galiba. Yerinde sallanan kızı elleriyle sararak bir şeyler söylemeye çalıştı çocuk.
" Laela, sana karşı bir partide gezinip sex yapabileceğim biri olarak görmüyorum. Sanırım. Sa..na karşı bazı şeyler hissediyorum. "
Ha ha, bu gerçekten bir aptallıktı. Laela ona karşı bir şeyler hissetmiş olsa bile ona güvenilmezdi. Bu çocuğu yapacağı en büyük hata olurdu. Laela sürtük ve bağımlı bir kadındı. Eğer canı sex isterse ilk bulduğu erkekle yatardı. Bunları kaldırabilecek kadar geniş miydi Kevin, Laela ile bir ilişkiye başlayabilecek kadar güçlü müydü? Şimdiye kadar öyle bir erkek bulamamıştı Laela, hepsiyle sadece yatmıştı ve aldatmıştı. Aldatmak onun için kolaydı, bedenine enjekte ettiği eroin her şeyi kolaylaştırırdı. Laela sarhoş olmasına rağmen düşünebiliyordu. Ayağa kalktı ve kendini göstererek, 
"Bana bak Kevin, beni tanımıyorsun. Ben kötüyüm, aldatırım, kalbini kırarım. Yaptıklarıma dayanabilecek gücün var mı?"
Bunları dedikten sonra viski şişesini kafasına dikti ve bir kahkaha attı. Çocuk şaşkın kalmıştı, ne yapacağını bilmiyordu sanki. Sonra Laela çocuğun dudaklarına yapışarak.
"Bunlara rağmen senden hoşlandım Kevin Adrian Rowle"

"Bana bak Kevin, beni tanımıyorsun. Ben kötüyüm, aldatırım, kalbini kırarım. Yaptıklarıma dayanabilecek gücün var mı?"

Lalea bunlardan sonra elini barın tezgahına atıp viski şişesini aldı. Aldığı gibi kafasına dikmişti. Anlaşılan Laela daha doymamıştı. Yerinde otururken bile ileri geri, saçma hareketlerle sallanıyordu. Enerjisi oldukça yerinde gibiydi ama yinede nefes nefeseydi. Sonra son derece cesur bir hareketle yüzüme yaklaşıp dudaklarıma yapışmıştı.

"Bunlara rağmen senden hoşlandım Kevin Adrian Rowle"

"En azından..." diye düşünecektim ki aklıma dalga geçildiğim fikri aklıma gelmişti. Ne düşünüyordu Laela böyle? Sarhoş ve bağımlı olduğunu biliyordum. Ancak bunlar bir sebep miydi yoksa gerçekten Laela'nın gerçek kişiliği miydi bu? Onun kişiliği hakkında bilgi sahibiydim ancak, bilmiyorum işte hala ona karşı duygular besliyordum işte. Kendime bir dur diyemiyordum. Ancak bunlarında altında kalamazdım. Dudaklarımı emmesi oldukça yumuşatmıştı beni ama -sonuçta son cümlelerinden bir umut belirtisi okumuştum-, bir şeylere başladıktan sonra benim bazı fedakarlıklar yapmam kaçınılmazdı, bununla ilgili bir sorunum yoktu ancak Laela'nında bazı sorumluluklar alması gerekiyordu. Aldatılmak kabullenebileceğim bir durum değildi. En azından gerçekten seviyorken. Dudaklarını dudaklarımdan çekmişti ama hala oldukça yakındık birbirimize

" Senin nasıl biri olduğunu bildiğim halde sana bir şeyler hissediyorsam, tamamen o saydıklarını kabul etmek dışında bir şeylere başladıktan sonra senin benim için bazı fedakarlıklar yapabileceğini düşünmemdendir. Yarılana kadar gülebileceğin bir cümle olsa gerek bu söylediklerim Laela, ama son derece ciddiyim. Beni aşk romanlarında kalmış toylarla bir tutma, olabilecek şeylerden bahsettim. "


Sanırım son derece sarhoşken kurabileceğim en ciddi cümle buydu. Şaşırtıcıydı, ses tonum bile gayet ciddiydi.

Yeni bir hap çıkararak midesine indirdi.

"Bir b*k olmadı."

Yeniden otunu yaktı ve derin bir nefes daha çekti. O sırada etrafı gözetlemekten başka hiç bir şey yapmıyordum.

"Sende neler oldu?"

Hiçbir şey!Hemde koskocamanından hiç-bir şey.Benim canımı sıkanda buydu ya .Bir sürtük için geçebilecek en sıkıcı parti bu olsa gerekti.Parti çok güzeldi.L. herşeyi eksiksiz ayarlamıştı.Ama ben havamda değildim.Nedenini bilemiyorum ama böyle.Alexis'e baktım.

"Ne olabilir ki hiç havamda değilim."

İçtiğim onca hap işe yaramıştı beynim bulanıklaşıyordu.Sıkıcılıktan kurtulmak istiyordum artık.Alexis'e döndüm.

"Görüşürüz ben başka birilerine sulanacağımda."

Daha sonra büyük bir şelikde sırıttım.Bar taburesinden kalkarak ileri doğru yürümeye başladım.

Bir şeyler saçmalayıp gitmişti ama anlamamıştım. Votka şişesi bittiği için sinirli bir ses çıkardım ve garsona fırlattım. Şaşkına döndü ama yeni şişe vermekte gecikmedi. Sıkıntıdan ölmek üzereydim. Bilincim hâlâ birazda olsa yerindeydi. Bayılsam ne iyi olurdu. Çok çok çok sıkılıyordum! 8 hap daha yuttum. Ağzımdan köpükler saçarak şuracıkta ölsem ne olurdu yani? Tanrım ne harika olurdu! Şu sıkıntıdan kurtulabilmek için kapıları bile tekmeleyebilirdim. Tabii ayağa kalkabilirsem. Eff nereye cehennem olmuştu? Ne demişti? Bu elimdeki.. Ah tanrım neden sallanıyor bu şişe? Elim? Şişeyi bara koydum ve titrememin geçmesini bekledim. Neyseki geçti.. Neden uzun sürmedi ki? Neden sonunda aşırı derecede hızlı titremeye başlayıp ölmedim? NEDEN! Yine şişeyi alıp kafama diktim..

" Senin nasıl biri olduğunu bildiğim halde sana bir şeyler hissediyorsam, tamamen o saydıklarını kabul etmek dışında bir şeylere başladıktan sonra senin benim için bazı fedakarlıklar yapabileceğini düşünmemdendir. Yarılana kadar gülebileceğin bir cümle olsa gerek bu söylediklerim Laela, ama son derece ciddiyim. Beni aşk romanlarında kalmış toylarla bir tutma, olabilecek şeylerden bahsettim. "

Bla bla bla.. Sözler Laela'nın beyninde tekrarlanıyordu. Hangisini seçicekti bu sefer, sınırsız sex mi yoksa sadece Kevin mı? Çocuk belki de haklıydı, belki de Laela'ı seviyordu. Ve Laela kendini bir süreliğine tutabilirdi. En azından Kevin Laela'nın nasıl biri olduğunu anlayana kadar. Sürekli viskiyi kafasına dikiyordu. Artık yerinde sallanmıyordu, içki şişesini fırlattı ve barın önündeki sandalyeye oturup arkasını dönerek sessizce beklemeye başladı. Beyninin içinde müzik sesi zonkluyordu diğer yandan Kevin'ın sözleri ve Ach...Onu kaybetmişti peki oturup onun için niye böyle düşünmemişti. Barmen Laela'nın yanına doğru geliyordu, Laela barmeni sert bir hareketle yanından uzaklaştırdı. İçinden sürekli aynı sözleri geçiriyordu. "Lanet olsun, lanet olsun, lanet olsun." birazdan ağlayacaktı Laela, Kevin'ın bunu yapmaya hakkı var mıydı? Onu buradan def edebilirdi, bu parti onun partisiydi ve kimse onu bir partide üzemezdi, hele bu partiyi Laela düzenlemişse. Karar verilmişti, hiç bir şeyden vazgeçmeyecekti sadece biraz kısacaktı çok az. Karşısındaki üzecek bir şey yapmadan da sürtük olabilirdi, yani Manhattan'ın bir numaralı sürtüğü...Kevin'a yüzünü döndü iki elini de Kevin'ın göğüslerinin üstüne koymuştu. Kevin ona arkasında sarıldı, belki istediği için belki de sadece sarhoş olduğundan düşmesin diye. Laela gözlerinin içine baktı ve dudağına ateşli bir öpücük kondurdu.

"Hmm..Peki sevgilim, seni aldatmıyacağım konusunda anlaşabilir."

Bu Laela'nın yapabileceği en en iyi teklifti, daha fazlası olmazdı. Yani namuslu bir kız olucam diyemezdi. Sadece başka bir erkekle yatmayacaktı o kadar, bakalım sürtüğümüz sözünü ne kadar tutacak.

Söylediğim şeyler karşısında, Laela'nın beklediğim bir cevabı vermesini beklemiyordum açıkcası. Sonuçta tüm hayatını değiştirmesini falan istemiş oluyordum. En azından tarafsız bakılınca böyle oluyordu durum. İçimdeki umudun sebebi sevgiydi, hatta aşktı. Evet, tamamiyle aşık olmuştum ona. Bakışları, büyülüyordu beni, sıcaklığı keskindi tamamen kendimi kaptırırsan yanabilirdin. Ama kaptırmadanda duramayacağın bir durumdu. Ah, evet kendime bile anlatamıyordum nasıl bir halde olduğumu. Derken dakikalar geçmişti, hala meraklı gözlerle Laela'nın cevabını bekliyordum. Bana aniden güzel yüzünü dönüp iki elini göğüslerine koymuştu. Ellerim otomatik olarak onu sarmıştı. Laela gözlerimin içine bakıp dudağıma bir öpücük kondurmuştu. Yine o hapsolma hissi. Farklı birşeyler vardı, farklı hisler, farklı sıcaklıklar. Aşıktım sanırım, gerçek anlamda aşıktım ona. Ama? Cevap vermedi derken alnı alnımda dudaklarımızın arasında bir kaç santim varken


"Hmm..Peki sevgilim, seni aldatmıyacağım konusunda anlaşabilir."

Derin anlamları olan bir cümleydi, belki çift anlamları bile olabilirdi ama hiç biri benim umrumda değildi. Bu da neydi? Karnımda sevinç kelebekleri falan mı uçuşuyordu? Hadi ama! Böyle hissetmeyeli çok uzun zaman olmuştu. Sarhoşluktan algılarımın vereceği tepkiler falan mı bozulmuştu? Her neyse, hiç olmadığım kadar mutluydum evet. Laela, sevgilimdi. Evet, bana duyup duyabileceğim en güzel kelimeyi fısıldamıştı. Ne diyeceğimi ya da ne yapacağımı düşünemiyordum sadece onunla olmak istiyordum o kadar. Dudaklarına sertçe yapışmıştım, şefkatli aynı zamanda sert bir öpüşmeydi bu, biraz fazla kaçırmış olacaktım ki Laela dudaklarımı ısırarak geri çekilmek zorunda kalmıştı, ah tanrım gerçekten çok hafifti. Ve beni gerçekten büyülüyordu...

" Peki, sevgili aşkım. Seni sonsuza kadar sarıp sonsuza kadar emebileceğim konusunda anlaşabilir miyiz? "

G , yalnız devirdiği saatler sonrasında son kadehinide yudumladı.Etrafındaki herkes birbiriyle kaynaşmış , hatta koyu bir sohbetin içerisine girmişti.Kendini yalnız hissediyordu nedensizce.İlk defa hissettiği birşeydi belkide bu.Bira midesini bulandırmıştı ve kusucağını hissediyordu.Niye ? Öncesinde tabii ondört yaşındayken yaşadıklarını saymazsa birayla kötü bir geçmişi olmamıştı.Yaslandığı bar tezgahından spot ışıklarına kaydırdı gözlerini.Renkli ışıklar birbirine giriyordu sanki.Gözlerini ovuşturdu.Görüşü bulanıklaşıyordu.Sol elini net bir şekilde seçebildiğinde titrediğini farketti.Dişleri gıcırdamaya başlamıştı.Elinden başlayan titremesi koluna ve sonra omuzlarına kadar çıktı.Endişelenmeye başlamıştı G.Onca kişinin önünde rezil olmak mı ? Hayır buna izin vermeyecekti.Beyni büyük bir açlık hissediyordu.Boğazı yanmaya başlamıştı.Barmene boş kadehi uzatırken onu elinden düşürdü.O an müziğin son ses olmasına şükretti.Barmen kıza ne olduğunu anlamaya çalışıyor ve yardım etmek ister gibi elini omzuna koymuştu.Omzunu attırdı ve tuvalete doğru koştu.Beyaz kapıyı araladı ve içerisini kontrol etti.Ardından tuvaletlerden birine girdi ve çantasında işe yarar bişeyler bulabilmeyi ümit etti.

Laela için parti bu kadardı işte daha oynanması gereken çok oyun vardı ya da sevişilmesi gereken çok insan ama Kevin'a verdiği söz bütün tadını kaçırmıştı açıkçası. Parti işte bu kadardı kimisi eğlenmiş kimisi sıkıntıdan patlamıştı ama çok uzun süren bir parti olmuştu. Zamanın bu kadar hızlı geçiyor olması herkeste bir şok etkisi yaratmıştı. Laela Kevin'ın son sözlerinden sonra dudağına bir öpücük kondurdu ve gülümseyerek

"Yarın seni ararım"

diyerek hızlı hızlı yürümeye başladı. Partiyi bitirmeye hazırlanıyordu, aslında kimileri için parti daha bitmemişti. Bu Laela'nın huyuydu insanları bir araya toplar ve sonlara doğru çeker giderdi. İsteyen eğlenmeye devam etsin diye, Gaga'nın yanına doğru yürüyordu Laela kimisi ortalıkta bile gözükmüyordu, bazıları içmekten gözleri düşmüş uyukluyor kimisi hala sevişmek için aday arıyordu. Gaga'nın yanına gitti ve gülümsüyerek dudağına bir öpücük kondurdu, Gagaydı bu hangi cinsten hoşlandığı belli değildi. Kızlarla da sevişirdi erkeklerle de. Bir keresinde Laela ile yatmışlardı, Laela o günden beri Gaga'dan pek hoşlanmıyordu aslında ama iyi sex yaptığı doğruydu. Mikrofonu tekrar eline alarak,

"Geldiğiniz için teşekkürler millet, öpüldünüz. Hı bu arada seni seviyorum Gossip Girl"

Laela Gossip Girl ile dalga geçiyordu aslında, çünkü birkaç gün sonra haberi kesin çıkardı, çünkü bu partide de saçma şeyler yapmıştı, aslında Gossip Girl'ü bulduğu anda ona sarılabilirdi. Her neyse Laela kapıya doğru ilerliyordu, birisi görse herhalde bir ülkenin kraliçesi falan sanardı. Laela'nın kendini beğenmiş tavırları hız tanımıyordu. Kapının yanındaki parçak okuyucu kilide dokunduğu an yetmiş bir tane kilit anında açılmıştı. Kapıdan dışarı çıktı ve arkasından kapılar kilitlenmeden kapanmıştı. Kimisi artık evine gidiyor kimisi de eğlenmeye devam ediyordu. Ama Laela çoktan limuzini ile evinin yolunu tutmuştu.

Parti Bitmiştir.!

Laela Cryptic - 120 Şöhret 24 Dolar
Chelsea Rosalié Bathory - 30 Şöhret 6 Dolar
Tyler Durden - 10 Şöhret 2 Dolar
Crystal Prévela - 95 Şöhret 19 Dolar
Lucas Michéal Whistérday - 5 Şöhret 1 Dolar
Ovnérta Quisqaun - 3 Şöhret 15 Dolar
Angela Zoéy Queen - 10 Şöhret 2 Dolar
Gwenyth Salvatore - 15 Şöhret 3 Dolar
Achille S. D'Artagnan - 100 Şöhret 20 Dolar
S. Poppy Davis - 5 Şöhret 1 Dolar
Ambrosia E. Bathory - 20 Şöhret 4 Dolar
A. Kaprisha Alvarez - 3 Şöhret 15 Dolar
Cathy Bathory - 1 Şöhret 5 Kariyer
Alexis Bathory - 15 Şöhret 3 Dolar
Alessandra C. Volterras - 25 Şöhret 5 Dolar
Jamié C. Estaign - 2 Şöhret 10 Dolar
Jake Carter Hall - 2 Şöhret 10 Dolar
Claire L. Millie - 15 Şöhret 3 Dolar
Kevin Adrian Rowle - 9 Şöhret 45 Dolar
April Roxane Bathory - 10 Şöhrt 2 Dolar
Mike Corey Carter - 2 Şöhret 10 Dolar

yarvum'a danke.