Biraz Yorgunluk Uykumu Getirir mi?

Misafir

1.Tekil, Fernando Andres Hernandez + Jamié C. Estaign

Öğle vakti birkaç saat uyuduğundan, pek uykusu yoktu bu gece. Duşunu alıp, üstüne bir şeyler geçirdi; parfümünü sıktı ve kapıyı çekip çıktı. Siyah Corvette'ine atladı ve müziği sonuna kadar açıp cadde cadde gezmeye başladı. Gece, yolda olmayı seviyordu. Cadde ışıklarını tek tek bırakmak, sahil yolunda gözünü denize dikip gazı köklemek, yoldaki herkesin tepkisini almak... Ehliyetine birçok kez el konulmuştu, ama biraz rüşvetle çözülmeyecek bir sorun değildi. Gerçi polis departmanı da bıkmıştı artık, onu alkollü bir şekilde görmekten.

Yanına bir arkadaşını çağırabilirdi aslında, fakat gereksizdi. Zaten orada biriyle karşılaşacağından emindi. Bu şehirde rahat yaşamak imkansızdı. Her hamlenden haberi oluyordu milletin. İçindeki tuhaf, heyecanımsı duyguyla gaza biraz daha sert bastı. Hızla geride bıraktığı cadde çizgilerini, paronayakça bir ifadeyle izliyordu. Kendine gelmek için camı araladı, hızlı sürdüğü için yüzüne tokat gibi yediği rüzgâr, direksiyonun hakimiyetini hafiften kaybetmesine sebep oldu. Neyse ki çılgın olduğu kadar usta bir sürücüydü ve hakimiyeti tekrardan ele geçirip camı kapattı. Radyoda çalan müzik, biraz dans etmenin kendisine iyi gelebileceğini hatırlattı adeta. Yanında biraz alkol de kafasını dağıtırdı tabii. Uykusunu getirirdi hem, günlerdir uyuyamıyordu. Yatağın içinde deli gibi dolanmaktan bıkmıştı artık. Parkta yatmayı falan bile düşünmüştü, o derece çıldırmıştı.

Barcade'in önüne geldiğinde arabasını valeye bıraktı ve içeri daldı. Bodyguard'lar tanıyordu onu zaten, tanımasalar da aldıkları yüklü bahşişten gereken saygıyıyı gösterirlerdi. Hemen barmene doğru ilerleyen ve bir taburenin üstüne oturan Andres,

'Hafif bir içki ver Nico, fazla bir şey yemedim bugün.'

Nico, Andres için birkaç tekila shot hazırlamıştı bile.

'Keyfine bak Nando. İçkileri ayarlamayı bana bırak...'

diye mırıldandı. Nico, içki konusunda gerçekten bir uzmandı. Andres ilk tekilayı shotladıktan sonra, diliyle dudaklarında kalan tuzu yalayarak Nico'ya döndü ve :

'Bu senin şerefineydi...'

diyerek gülümsedi. Gözünü dans pistine çevirdi, çılgınlar gibi eğleniyordu herkes. Andres de katılacaktı elbet, ama önce biraz destek kuvvet lazımdı. Alkol yani...

Misafir

Dans etmekten yorulmuştu.Ama bu gece barda yeni tanıştığı çocuk belinden sıkıca kavramış,büyük bir inatla Jamié'i bırakmıyordu.Alkolun rahatlığıyla kısa bir süre daha katlanabildi.Her ne kadar iğrensede bunu yapmadan çocuğun kendisini bırakmayacağını biliyordu.Biraz daha sokularak minik bir öpücük bıraktı dudaklarına.Yakışıklı genç devam etmesini istediğinden Jamié'ye dolanmış olan kollarını açtı.Jamié daha pistten ayrılmadan soluğu başka bir kızın yanında almıştı delikanlı.İçinden Erkekler diye geçirdi gözlerini devirerek.Tek istedikleri sexti.Duygu namına hiç birşey yoktu onlarda.Kanında dolaşan votkanın sıcaklığı sinirlenmesine yol açtı genç kızın.

Kendini barın önündeki yüksek taburelere attı.Barmene cilveli bir edayla "Herzaman kinden." diye mırıldandı.Hazır olan içkisinden bir yudum alırken kimin yanına oturduğunu o zaman farketti.Yakından da tanıdığı Fernando'ydu bu yakışıklı çocuk.Normal bir zamanda olsa onunla bu kadar samimi olmayabilirdi.Ama yarı sarhoşluğunda verdiği etkiyle kendisinden bir metre kadar ilerde oturan delikanlıya "Vay vay vay! Fernando Harnendez yanında sexi bir çıtır olmadan tamda karşımda oturuyor.Bu hiç iyiye işaret değil." diye takılmadan edemedi.Kendi kendine konuşur gibi söylediği bu sözlere,Fernando'nun ne tepsi olucaktı acaba?

Misafir

Kız haklıydı. Son zamanlarda sık sık yalnız takılıyor ve insanların alışık olmadığı bir çizgide hareket ediyordu. Bunun sebebi, belki de şehirdeki tüm insanlardan, sahte yüzlerden, bakışların ardındaki sinsilikten sıkılmasıydı. Artık yeni insanlar görmek istiyordu karşısında, ilişkilerinde çıkar gütmeyen ve ne istediğini bilen. Birbirleriyle uğraşan kompleksli tiplerden durabildiği kadar uzak duracaktı, hoş bu şehirde bunu yapmak pek zordu. Özellikle biraz ünlü ve zengin biriysen ve gözler senin üzerindeyse.

Andres, gülümseyerek kıza döndü. Alkoldan nasibini aldığı az da olsa belliydi ve çılgınlar gibi dans etmesinden olsa gerek, hala hızlı hızlı soluk alıp veriyordu. Tek kaşını kaldırarak insanları kızdırmak için kullandığı, fakat içinde kötü niyet barındırmayan ifadeyi takındı yüzüne ve

'Ah, evet. Plansız geldim bugün, uyku tutmuyor da son zamanlarda. Asıl şaşılması gereken benim yalnızlığım değil, belini az daha kıracak olan şu çocuk!'

dedi şu an dans pistinde başka bir kızın yanında olan adamı göstererek. Bunu hem konuyu kendisinden değiştirmek amacıyla, hem de çakırkeyif Jamié'yi biraz kızdırıp eğlenmek amacıyla söylemişti. Nico'nun verdiği diğer shot bardağını, içinde ne olduğuna bakmadan dikerek, bakışlarını tekrar kıza çevirdi.

Misafir

Boşalan bardağı barmene doğru elinin tersiyle itti.Neden olduğu bilinmez ama sinirlenmişti dans ettiği çocuğa.Şimdi yanlarına gitse kızı bırakıp kendisine döneceği kesindi.Ama o bundan daha fazlasını istiyordu.Gidip çocuğun bacak arasına sert bir diz atmak ve sarmaş dolaş dans ettiği sürtüğün o kumral saçlarını yolmak.Emindi ki kızın saçları elinde kalırdı.Doğal saçları olmadığı bariz belliydi.İçindeki duygulara hakim olarak bakışlarını tekrar Fernando'ya çevirdi.Dolan bardağını yarıya indirdikten sonra zaten Fernando'nun da amacının onu sinirlendirmek olduğunu anlamıştı.Böyle şeylere hiç gerek yoktu durduk yere.Bırak kimle dans ederse etsin diye geçirdi içinden.Gossip Girl'e haber olmaya hiç niyeti yoktu."Ne o Fernando,kıskandın mı yoksa?" dedi yeni bir polemik daha yaratmaya çalışarak.

Biraz eğilerek önlerinde duran simsiyah cama yasladı dirseklerini.Suratının etrafından dökülen sarı saçlarıyla bu halinin bir ayyaşa benzediğini tahmin edebiliyordu.Kırmızılaşarak,damarları belli olan gözleride ele veriyordu durumunu gerçi.Gece sonunda Fernando'ya dert olabiliceğini düşünmeden içkisini bir kez daha sert bir şekilde yudumladı.Kafasını önünden kaldırmadan konuşmaya devam etti."Aslında ne yaptığının,kiminle dans ettiğinin hiçbir önemi yok.Anlarsın ya,oda bir geceliklerden işte."
Kafası güzelleşmeye başlarken kurduğu saçma cümle sarhoş olduğunun ilk kanıtlarıydı belkide.

Misafir

"Ne o Fernando,kıskandın mı yoksa?"

''Ben mi?''

diye mırıldandı Andres. İçkisinden bir yudum aldıktan sonra samimi bir kahkaha koyuverdi ve delici bakışlarını kızın gözlerinin içine dikip;

''İçkinin dibine vurmuş, hırslı, küçük, sarışın bir tavşanı yola getiremeyen bir erkeği kıskanacak kadar aciz miyim?''

dedikten sonra Nico'dan gelen kokteylin kadehini aldı eline. Kızın gözlerini tekrar dans pistindeki çocuğa diktiğini fark etmemek imkansızdı. Tam Andres, dalga geçmeye devam edecekti ki Jamié konuşmaya başladı:

"Aslında ne yaptığının,kiminle dans ettiğinin hiçbir önemi yok.Anlarsın ya,oda bir geceliklerden işte."

''Vaaav! Duygusalız bugün?''

diye yanıtladı Fernando ve kızın elindeki bardağı işaret ederek,

''Daha fazla içmeni istemiyorum, yoksa bir sonraki cümlen beni ağlatabilir...''

dedi ve gülmeye devam etti. Jamié'yi seviyordu ve onunla böyle küçük oyunlar oynamak hoşuna gidiyordu. Tek amacı kızın tepkilerini ölçmekti ve biraz da eğlenmek. Yüzünden gülücükler eksik olmayan Fernando, bunu başarıyordu da. Daha fazla kızı sinirlendirmemek için, az önce telefonuna gelen mesajı gösterip,

''Tek gecelik demişken... Daha önce hiç akrabanla seviştin mi?''

diye mırıldandı. Elbette lafın ucu Laela'ya dokunuyordu. Fernando'nun yüzündeki gülücüklerin başka bir sebebi de bu rezaletti elbet. Aslında biraz da üzülmüştü, şayet onlar da kendisi gibi rahat ve tüm gözlerin üzerlerinde olmadığı bir hayat diliyor olabilirlerdi...

Misafir

Fernandonun telefonundaki mesajı okuduktan sonra apar topar çantasından telefonunu çıkardı.Aynı mesaj onada gelmişti GG'den.Mesajı açtı ve tekrar okudu.Tekrar,tekrar.. Şaşırmıştı.Şok olmuştu hatta! Burası Manhattan'dı.Bir çok şeye alışıktı.Ama bu ona çok tuhaf gelmişti.Hatta Jamié'nin duygularını bile değiştirmişti.L'i hiç sevmiyordu zaten.Yinede ona olan nefreti daha da artmıştı.Fernando'nun uyarısını dinlemeyerek içkisini yudumladı.Sonra aklına karşısındaki gencin sorusu geldi.Kendisi böyle birşey yapmışmıydı? Tabiikide hayır! Yapmazdıda.Boş içki bardağını doldurması için barmeni çağırdı.Barmen işini yaparken Jamié Fernando'nun sorusunu cevaplıyordu.Parmağını piste doğrulttu."Buradaki herkesle sevileşebilirim Fernando.." şimdi parmağını Fernando'nun göğsüne yöneltmişti."Hatta seninle bile.." Dolan bardağını bir dikişte tekrar bitirdi."Ama bir akrabamla sevişecek kadar düşük değilim.He?" diye tamamladı cevabını.

Bu şimdiye kadar duyduğu en kötü dedikoduydu.Leala ile dalga geçmeden duramazdı.Telefonunu bir kez daha çıkardı ve Leala'ya alay dolu bir mesaj attı.Şimdi Leala'nın telefonuna bir sürü mesaj geldiğini çok iyi biliyordu.Buradaki hiçbir kız hatta hiçbir erkek böyle bir dedikoduya boş durmazdı.

Misafir

"Buradaki herkesle sevileşebilirim Fernando..Hatta seninle bile..Ama bir akrabamla sevişecek kadar düşük değilim.He?"

Fernando gülümseyerek bakışlarını kızın üzerinden, içkisine doğru yöneltti. Bu kızdaki aşırı özgüven her zaman eğlendirmişti onu. Hah! Buradaki herkesle sevişebileceğini iddia ediyordu şimdi de! Oysa ki Andres'nin gördüğü kadarıyla o kadar içmişti ki, muhtemelen yatakta uyurdu. Kızı daha fazla çıldırtmamak için bu düşüncesini kendine saklamayı tercih etti. Kadehin dibinde çok az kalan kokteyli dikip bitirdikten sonra tekrar kıza döndü ve

''Biliyorum, canım. Zaten tepkini ölçmek için sormuştum. Yani o kadar erkek varken etrafta, neden akrabanla sevişesin ki? Özellikle de Gossip Girl gibi bir sürtüğün yaşadığı bu şehirde! Bence bu işin içinde ya aşırı alkol, ya beyaz tozlar, ya da renkli haplar var.. Ha, ha, ha! Sabah uyandıklarındaki yüz ifadelerini merak ediyorum doğrusu.''

Lafını yarıda kesip tekrar kızın elindeki içki bardağını göstererek,

''Ne zamandan beri sözümü dinlemiyorsun sen! Bir de buradaki herkesle sevişebileceğini iddia ediyorsun. Hah! Bana kalsa olduğun yerde uyuyakalırsın sen. Biraz yavaş git bence...''

dedi ve yine o alaycı kahkahalarından birini koyuverdi. Kendisi de pek yavaş gitmiyordu aslında, ama bünyesi dayanıklıydı. Ve de Nico, hangi içkiyi ne kadar aralıkla vermesi gerektiğini bilecek kadar iyi bir barmendi...

Misafir

Fernando Jamié'yi nasıl sinirlendirceğini çok iyi biliyordu doğrusu.Kullandığı en ufak kelime bile vücudunda aşırısıyla alkol bulunan genç kızın sinirlerini hoplatmaya yetiyordu.Kendi sarhoşluğunun farkında olan bir sarhoş nadir bulunurdu.Jamié gibi dengesizler sarhoş olduklarını bilirlerdi ancak.Sıkıntıdan bir parmağıyla boş bardağın ağız kısmında daiereler çiziyordu.Bir anda alkoliklerden beklenen bir şey yaptı."Beni bunu ıspatlamak zorunda bırakma Fernando." diye bağırdı.Müzik sesi Jamié'nin yüksek çıkan ses tonunu bastırmıştı.Aksi takdirde etraflarında oturan insanlar onu deli zannedebilirlerdi.Gerçi şu an ki görüntüsüde bunun aksini iddaa ediyor değildi ya.Neyse!

"Sabah yatakta benimle uyandığında seninde yüz ifaden herkes için merak konusu olur.Bu yüzden sarhoş bir kızı kışkırtmaya çalışma!." Tekrar bağırmıştı işte.Ne yapmaya çalıştığını kendiside bilmiyordu.Boşalan bardağı iterek barmene tekrar seslenmişti ki Fernando araya girdi...

Misafir

"Beni bunu ıspatlamak zorunda bırakma Fernando.Sabah yatakta benimle uyandığında seninde yüz ifaden herkes için merak konusu olur.Bu yüzden sarhoş bir kızı kışkırtmaya çalışma!."

diyen genç kız barmenden bir içki daha istedi. Andres, Nico'ya dönüp;

''Sanırım genç bayan haddinden fazla içti Nico, daha fazla doldurmana gerek yok...''

diye mırıldandı. Nico gülümseyerek tezgahın öbür ucundaki müşterilere yöneldi. Fernando'nun ifadesi biraz daha ciddileşmişti kızın bu garip tepkisinden sonra. Olay çıkmasını istemiyordu, bu nedenle oyunu kesmeye karar verdi. Kıza dönüp,

''Hah, neden senle uyanırsam yüz ifadem merak konusu olsun ki? Yoksa benim kuzenim misin? Pek bir sorun olacağını sanmıyorum. Gerçekten ispatlamanı isterdim, ki epey zor olacaktır, ama sanırım uygun yer ve zamanda değiliz...''

dedi ve Nico'nun uzattığı bardaktan birkaç yudum aldı. Sarhoşlarla uğraşmak hem eğlenceli, hem de sinir bozucuydu. Eğlenceliydi, çünkü kendilerini kral ya da kraliçe gibi görüyorlardı; sinir bozucuydu, çünkü ne yapacakları ve bir sonraki hamleleri kestirilemiyordu. Bu nedenle Andres az da olsa ortamı soğutmak için bakışlarını kızın üzerinden, dans pistine doğru çevirdi.

Misafir

Kapayamazmıydı yakışıklı genç çenesini? Jamié'yi kışkırtmaktan başka işe yaramıyordu söyledikleri.Kanıtlamak istiyordu bütün gece sevişebilceğini genç kız.Bir yandanda Fernando'nun vericeği tepkiyi ölçüyordu.Uzun tabureden kalktı aniden.Fernando ilgilenmiyormuş gibi gözüküyordu.Jamié Fernando'yu boynundan kavrayarak başını kendine çevirdi.Ona bakmasını istiyordu.Odak kaynağı olmak! Fernando'nun neler olduğunu sormaya süresi kalmadan yapıştı pürüzsüz dudaklarına.Büyük bir şehvetle öpüyordu kollarındaki delikanlıyı.Kısa öpüşler halinde olan bu davranışı sersemliğini almıştı adeta.Kendini geliyor gibiydi.Dudaklarını zorlada olsa çekip,boynunu bırakmadan Fernando'ya sokuldu."Benimle uğraşmaman gerekirdi.Ama sen sınırı çoktan aştın Fern." dedi ve öpüşlerine tekrar devam etti.İnsanların bakışları umrunda bile değildi.Tek istediği ispattı.

Misafir

Genç kızın dudaklarına yapışmasıyla Fernando önce biraz şaşırsa da sonra rahatlayıp kıza karşılık verdi. Belki kendi de alkolün etkisi altına girmişti yavaş yavaş, belki de aslında başından beri istediği buydu. Kızın dolgun dudaklarının ve kıvrak dilinin tadını ağzında hisseden Andres, etrafta fotoğraf çekme meraklısı, huzursuzluk çıkartma konusunda uzman kişilerin olduğunu çoktan unutmuştu. Ne o tuzlu dudakların tadından, ne de kızın saçlarının harika kokusundan vazgeçebilirdi.

"Benimle uğraşmaman gerekirdi.Ama sen sınırı çoktan aştın Fern."

diye fısıldadığını duydu Jamié'nin kulağına. Sınırı aşan kendisi miydi, yoksa genç kız mıydı emin değildi Fernando, ama emin olduğu tek bir şey vardı ki halinden memnundu. Daha fazlasını istiyordu aslında, hemen, burada! Buna rağmen güçlükle dudaklarını kızınkilerden ayırdı ve öpücüklerini kızın kulağına doğru yöneltti. En sonunda dudaklarını tamamen kızın vücudundan ayırıp, kulağına

''Tamam, sanırım haklısın. Ama şimdi yeri ve zamanı değil...''

diye fısıldadı ve boynundaki narin eli, nazikçe uzaklaştırdı. Kendine nasıl hakim olduğu hakkında pek bir fikri yoktu, ama tekrar kızın dudaklarına yapışmamak için zor tutuyordu kendisini. Bundan dolayı gözlerini kızdan çevirdi ve Nico'nun hızır gibi yetiştirdiği viskiyi nefes almadan kafasına dikti. Pembe dudakların tuzlu tadı, yerini Red Label'ın acımsı aromasına bırakmıştı...

Misafir

Ne?! İstemiyormuydu yani? Sendeleyerek geri adım attı genç kız.Gücenmişmiydi? Ahh,sanmıyorum.Yinede neydi ona böyle hissettiren! Anlamıyordu işte.Beyni durmuş gibiydi.Hiçbir tepki vermiyordu.Tekrar oturdu taburesine.Daha fazla alkol istiyordu.Fernando'nun izin vermiyceğini biliyordu.Fazladan sürtüşmeye gerek olmadığı için ısrar etmedi.Onu istiyordu işte! Karşında oturan delikanlıyı.Sakince bakışlarını Fernando'nun üstüne odakladı.Kendisiyle ilgilenmiyor gibiydi.Bir barmeni takip ediyor,bir dans pistini tarıyordu gözleri.Onun için hava hoştu tabii,diye geçirdi içinden Jamié.Ellerini dolgun göğüslerinde kenetledi.Elbisesinin göğüs dekoltesi bu hareketiyle deminkine göre biraz daha fazla açılmıştı.Bunuda umursamıyordu! İstediği şeye odaklandı sadece.Fernando farketmesede sessizce onu izliyordu genç kızın gözleri..

Misafir

Kızın uzaklaşmasıyla hem rahatlamış, hem de üzülmüştü. Bir yandan kızla doyasıya, saatlerce sevişmek istiyor; diğer yandansa bir başkasının açığını arayan insanlarla dolu bu yerde kimsenin eline koz vermek istemiyordu. Bugüne kadar başarmıştı da, lakin daha ne kadar dayanabilirdi, bir fikri yoktu. Geçmişi temiz olduğundan olsa gerek, birçok sürtüğün hedefiydi şu an. Bildiği kadarıyla Jamié bu kelimeyle nitelendirilecek bir kız değildi, en azından Laela kadar. Ama yine de riske girmeye değer miydi?

Çaktırmamaya çalışarak içkisini yudumlarken gözlerini tekrar kıza çevirdi. Kız, gözlerini hiç ayırmayacakmış gibi bakıyordu kendisine. Elleriyle göğüs dekoltesini genişlettiği apaçıktı, ki bu Andres'nin hemen bakışlarını dans pistine çevirmesine sebep oldu. Saatlerce bu kızla aynı yatağı paylaşabilir, zevkin doruklarına beraber ulaşabilirlerdi. Zaten istediği de buydu, sadece cesareti yoktu ve insanların ağzına sakız olmak istemiyordu.
Nico'nun getirdiği içkiyi reddetti ve gülümseyerek,

''Sanırım gitsem iyi olacak. Durumu biliyorsun...''

diye mırıldandı. Ya Jamié ne olacaktı? Andres'den kat kat daha fazla içmişti ve belli ki alkole karşı da kat kat daha dayanıksızdı. Bir taksi mi çağırmalıydı? Hayır, bu sarhoş haliyle kendisine yaptığınıi taksiciye de yapabilirdi. Normalde elbette bir taksiciyle yatmazdı ama işte bu kadar alkol, insanı kuzenine bile götürüyordu. Burada, New York'ta insan kendinden bile emin olamıyordu doğrusu. Oturduğu yerden kalktı ve Jamié'nin yanına doğru ilerledi. Yüksek müzik nedeniyle kızın kulağına doğru eğildi ve

''Hadi, gitsek iyi olacak... Seni evine bırakayım...''

diye bağırdı.

Misafir

Fernando'nun gıdıklayıcı nefesini kulağında hissetmek pekte iyi olmamıştı Jamié için.Damarlarındaki kana karışmış,tüm vücudunu gezenlerinde etkisiyle her an bir saçmalık yapması an meselesiydi.Elinin tersiyle delikanlının kaslı göğsüne vurdu.Ahh,tabiikide kendi eli acımıştı.Elini diğeriyle kavrayarak okşadı."Hayır! Ben kendim evime gidebilirim." Daha bir cümleyi bile doğru dürüst kuramazken evine kendi gitmek istiyordu.Şaka yapıyor olmalıydı! Bu kadar alkollüyken dışarısı ondan istifade etmek isteyen gençlerle doluydu.Jamié bunuda umursamıyordu.Fernando'nun sabrı taşıyor gibiydi.Gözlerini dikerek alkollü kızın gözlerinin içine baktı.

Jamié onu sinirlendirmek istemiyordu.Yinede ne yaptığının artık oda farkında değildi.Her hareketinden eminim sabah yataktan kalktığında pişman olucaktı.Kimin yatağında kalkıcağıda tartışılırdı tabii.Böyle bir gecede tek kesinlik kazanan kendi yatağında kalkmayacağıydı.Fernando olmazsa,bir başkası..

Misafir

. "Hayır! Ben kendim evime gidebilirim."

demişti genç kız. Bir cümleyi bile doğru bir şekilde kuramazken kendi evine gidebileceğini iddia ediyordu! Fernando, çıldırmak üzereydi. Başkası olsa hemen bırakıp giderdi fakat Jamié iyi bir kızdı ve bu halde bırakılmayı hak etmiyordu. Genç adam sol eliyle kızı çenesinden tuttu ve gözlerinin içine bakarak,

''Benimle gel, eve tek başına gitmene gerek yok...''

diye mırıldandı. Kız hala, Fernando'yu dinleyecekmiş gibi görünmüyordu. Genç adam da bunun bilincindeydi zaten. Hafifçe kızın kafasını kendininkine doğru yaklaştırdı ve sonunda kendi iradesine de yenik düşüp kızın dolgun dudaklarına ıslak bir öpücük kondurdu. Birkaç saniye sonra zorlukla dudaklarını kızınkilerden ayırıp tekrar kızın yeşil gözlerinin içine bakarak.

''Sus ve benimle gel, harika bir Corvette'im var, görmek isteyeceğine eminim. Hem belki yolu şaşırırım da başka bir yere gideriz...''

diye mırıldandı. Ancak böyle kandırabilirdi genç kızı, yoksa o yapıştığı bar taburesinden kalkacakmış gibi görünmüyordu hiç...

Misafir

Bu sıcak öpücük bile inandırmıyordu Jamié'yi.Uyuzdu işte.Bu işin başka açıklaması yoktu.Kandırıldığından başka birşey düşünmüyordu.İnatçılığı tutmuştu yine.İçinde dönenlerede engel olamıyordu.Vücudu ısınmaya başlamıştı adeta.Fernando'ya karşı koyamacağınıda hissediyordu.Ne yapmalıydı şimdi?! Hormonlarına yenik düşüp yakışıklı delikanlının arkasından gitmesi an meselesiydi.Vücudundaki alkol hormonlarına teslim olmasını engelliyordu.Bu hal Fernando'yu çileden çıkarıyordu anlaşılan.Onun isteği neydi peki? diye bağırıyordu beyninde Jamié.Bunu bilebilseydi hemen ona göre davranıcaktı.Üzmek yada çıldırtmak istemiyordu ona hırçın gözlerle bakan genci."Beni kandırıyorsun!." dedi neredeyse ağlamaklı bir sesle.

Misafir

"Beni kandırıyorsun!."

dedi Jamié ağlamaklı bir sesle. Nasıl bir kızdı bu böyle? Başkası olsa çıldırıp, çekip giderdi Andres. Ama bu kızın davranışları bir trip değildi, yapmacıklık içermiyordu hiç. Andres'yi aynı anda hem bu kadar kızdırıp hem de bu kadar etkileyen biri olmamıştı. Onu hem bir kaşık suda boğmak istiyor, hem de vücudunun her yerinin tadına bakmamak için kendini zor tutuyordu. Ne yapacaktı şimdi? Bırakıp gidemezdi ya! Gerçi kandırdığını anlamıştı Fernando'nun, belki de yavaş yavaş ayılıyordu. Ama ayık olsa bu kadar ağlamaklı bir ses tonuyla konuşmazdı. Andres, bir an önce çekip gitmek istiyordu ama koruyucu erkeklik içgüdüleri kızın evine yalnız başına gitmesini istemiyordu. Bir şeyler yapıp kızı ikna etmesi lazımdı. Daha fazla bekleyemezdi.

Genç adam alnını, kızın alnına dayadı ve elini kızın sarı saçlarının arasında gezdirmeye başladı. Artık iradesini iyice yitirmiş, içgüdülerinin esiri olmuştu. Kızın dudaklarını, içindeki kanı çıkarmak istercesine emiyor; dilini neredeyse nefes borusuna sokmaya çalışıyordu. Bir eli kızın sarı saçlarını usulca okşarken; diğer elini bar tezgâhıyla vücutlarının arasında kalan ve muhtemelen kimsenin göremeyeceği o dar yerden geçirmiş, kızın elbisesinin altından sokmuş ve pürüzsüz bacakları üzerinde gezdirmeye başlamıştı. Zaman ve mekandan soyutlanmış gibiydi genç adam. Şayet çılgınca çınlayan müziği duymuyordu bile. Yaklaşık otuz, otuz beş saniye sonra kendine geldiğinde, elini kızın bacaklarından çekip dudaklarını ayırdı ve tek kaşını kaldırarak, sinsi bir gülümsemeyle:

''Hala bir şüphen varsa, bunu arabada tartışırız... Ya da otel odasında...''

diye mırıldandı. Kızın gelmesini beklemeden, barın çıkışına doğru yöneldi. Belki ayakta bile duramayacak haldeydi Jamié, ama Andres de artık sıkılmıştı ve seçimi ona bırakmıştı. Görevini fazlasıyla yerine getirdiği kanısındaydı. Bu kez ciddi olup olmadığından kendi bile emin değildi. Otel odası fikri hiç de fena görünmüyordu...

Misafir

Vücudu adeta titriyordu.Saf tutku ve zevke kapılmıştı.İstediğini elde ettiğini çok iyi biliyordu.Fernando'da kapılmıştı sex'in büyüsüne.Yakışıklı delikanlının gitmesini izleyemezdi.Bar tezgahına bıraktığı küçük çantasını kaptığı gibi tabureden indi.Sersem adımlarla Fernando'nun peşinden ilerlemeye başladı.Yüksek müzik sesi kulaklarına baskı yapıyordu.Başının dönmesini sağlıyordu.Fernando'nun yakınlarına vardığında arkadan sıkıca kolunu kavradı.Kulağına doğru yaklaştı."Eğer bu gece beni yanlız bırakırsan yemin ediyorum seni öldürürüm!" Gözü dönmüştü.Ve bu dediğinide yapmaya niyetliydi.Fernando'nun kısık gülüşlerini duyabiliyordu.Yakışıklı genç bir an duraksadı.Yine ne vardı?!..

Misafir

"Eğer bu gece beni yanlız bırakırsan yemin ediyorum seni öldürürüm!"

Fernando duyduğu bu cümle karşısında elinde olmadan güldü. Aslında ne yapacağına karar vermemişti, zor bir karardı çünkü. Jamié'yle çok uzun olmasa da, bir süredir arkadaştılar ve ilişkileri bundan öteye gitmemişti. Kız sular seller gibi sarhoştu, ne dediğinin farkında olmayabilirdi. Yarın sabah aynı yatakta uyandıklarında, belki de bağırıp çağıracaktı kendisine. Belki de sarhoş halinden faydalandığını iddia edecekti. Etmez miydi? Bu şehir ve insanların yaşam stili Fernando'yu paronayak etmişti doğrusu. Doğru olanın ne olacağına bir türlü karar veremiyordu. Eğer kızı yatağa atmazsa da, pişman olacağına emindi. Jamié'nin her bir parçasına dokunmak, öpmek, koklamak; onla zevkin doruklarına ulaşmak istiyordu. Kararsızlıkla birden duraksadı genç adam. Tehlikeli bir kumar oyunu gibiydi şu anda içinde bulunduğu durum. Ya istediğini kazanacak, ya da bir arkadaşını kaybedecekti. Belki de itibarı sarsılacaktı bir süre sonra. Dedikodulara malzeme olacaktı.

Yürümekte zorluk çeken kızı bir hamlede kucağına aldı ve dudaklarına yapıştı. Dudaklarını kızınkilerden çekmeden, elinin işaretiyle valeden Corvette'ini getirmesini istedi, ki kısa bir süre sonra arabası önündeydi. Kızı öne oturttuktan sonra, kendi de şoför koltuğuna geçti. Kararını vermiş gibiydi artık, vahşi ve arzulayan bir bakışla gözlerini Jamié'ye dikti ve

''Yalnız kalmayacaksın...''

diye fısıldadı. Kontağı çalıştırıp, gazı kökleyerek Manhattan'a bir hotele doğru sürmeye başladı. Her fırsatta yanında oturan kızı dudaklarından, boynundan, saçlarından parçalarcasına öpüyor, içgüdülerine hakim olamıyordu.

Misafir

Genç kız için artık kendini kontrol etmek çok zordu.Arada bir arabayı süren Fernando'ya bakıyor,aynı şeylerin onun içinde geçerli olduğunu görüyordu.Fernando trafiğin boş olduğu zamanlarda arzuyla Jamié'nin heryerini öpüyordu.Bu kısa öpüşler dayanılmaz bir hal almaya başlamıştı.Tehlikeli olduğunu bile bile Jamié bir hamleyle Fernando'nun kucağına geçti.Sıyrılmış elbisesinin altından vajinası Fernando'nun sertliğine değdikçe zevk inlemeleri artıyordu.Aynı sertlikle öpüşlerine karşılık verirken bir yandanda neredeyse kendinden geçmiş gencin kucağında ileri geri sürtünüyordu.Yanlarından geçen arabaların tepkilerini topluyorlardı.Kimisi korna çalıyor,kimiside camı açıp birşeyler söylüyorlardı.Jamié'nin hiç kimseyle ilgilencek hali yoktu.Sadece kucağında oturduğu arzulu gence bırakmıştı kendini.Bu gece onun olucaktı.Fernando'da onun.Bu düşünceyle sarsılarak boynunu ısırır gibi öpmeye başladı Fernando'nun.Sarhoş olduğu için olsa gerek arada kahkahalarını engelleyemiyordu.

Misafir

Hızla Brooklyn caddelerinden Manhattan'a doğru sürerken arabasını, birden Jamié kucağına atladı. Kızın sarı saçları önünü kapıyor, yolu göremiyordu. Neyse ki gece saat oldukça geç olduğundan yollar pek de dolu değildi ve bir kaza doğurmamıştı kızın bu davranışı.

''Jamié bizi öldürm...'

diye söze başlamıştı ki kız, elbisesini sıyrılmış, vahşi bir kaplan gibi kucağında ileri geri sürtünüyor, Fernando'yu hiç olmadığı kadar tahrik ediyordu. Bu andan sonra geri dönüşü olamazdı bu işin. Fitilin ucu alev almıştı bir kere, patlamaya ramak kalmıştı. Yarım kalan cümlesini zevk dolu bir hırıltıyla kesti Andres. Kız şimdi boynuna yapışmıştı, kemirir gibiydi bir bakıma.

Neyse ki Corvette'inde ilk kez sevişmiyordu ve bu konuda tecrübeliydi. Koltukta hafifçe yana döndü ve kızı da kucağına, önünü kapatmayacak bir şekilde yerleştirdi. Bir eli direksiyonu kontrol ederken; diğeri kızın saçları, göğüsleri, vajinası, bacakları arasında gidip geliyordu. Kızı kucağına aldığından sadece tek bir ayağıyla basıyordu pedallere. Frene ihtiyacı yoktu zaten, bir an önce otele ulaşıp kendisindeki tüm zenginliği sunmak istiyordu Jamié'ye, tabii Jamié'ninkileri de almayı! Bir arabaya çarpmazlarsa, yapacaktı da. Sol ayağıyla gaza daha fazla abandı, üstünü çıkarmıyordu çünkü birazdan otele varacaklardı. Boştaki elini kızın saçlarından göğüs dekoltesine götürdü ve indirebildiği kadar aşağı kaydırdı. Direksiyonu diğer eliyle sabitleyip son bir kez daha yolun boş olduğunu kontrol ettikten sonra çılgınca yalamaya başladı Jamié'nin göğüs uçlarını. Aynı zamanda harika parfüm kokusunu ciğerlerinin son noktasına kadar çekiyordu. Arada bir kafasını yola çevirdikten sonra kaldığı yerden devam ediyordu...

Konu: Geri: Biraz Yorgunluk Uykumu Getirir mi? C.tesi Tem. 10, 2010 1:02 pm

Fernando: 50 şöhret puanı 10 dolar
Jamié: 30 dolar 6 şöhret puanı

» Biraz Deniz Biraz Dedikodu...
» Biraz Tutku, Biraz İçki.
» Biraz dedikodu...
» Biraz Huzur..
» An içinde biraz gerekl!