Aurelian

Misafir

~ Aurelian Diggor
~ Erkek
~ Şöhret

~ Hundson Malikânesi
11 Mart

Ağaç yapraklarının arasından sonbahar rüzgârıyla çiçek kokuları giriyordu içeri. Yatağın ucundaki bütün pencereler açık kalmıştı. Sedef çarşafların hepsi dalgalanıyordu rüzgârdan. Bir ileri, bir geri... Köşede bırakılan saat kurnazca çalıyordu. Ahenkli melodi bütün odayı sardı. İçeriden bir ayak sesi duyuldu hızlıca. Kız, koşarak odaya girdi. Tek eliyle saçını düzelmeye çalıyor, diğeriyle de elindeki saati susturuyordu. Melodi kesilir kesilmez sessizlik hissedildi odada. Bahar mevsiminin getirdiği kokuyu içine çekti kız. Tatlı neşesiyle hareket etmeye devam ediyor, ama acelesi var gibi gözüküyordu. Buna rağmen bir anda her şeyi bırakıverdi. Saçlarını yeni tutturduğu tokadan kurtararak yatağa yaklaştı. Gözlerini yatakta yatan erkek bedeninin üzerinde küstahça gezdirdi. Birkaç adım attıktan sonra kendini yatağa bıraktı. Yatağın sarsılmasıyla beraber Aurelian gözlerini araladı. Elini sarı saçlarında gezdirerek kızın narin bedenine baktı. Kız aynı çocuksu neşesiyle sevgilisine gülümsedi. Oysa Aurelian’ın aklında sadece dün gece yaşadığı karışıklık geçiyordu. Buraya gelişini hatırlayınca endişesi bir kat daha arttı. Yatağın üzerindeki örtüyü sertçe üzeri ne çekti. Belini örtüyle sarıp kıza hiçbir şey demeden tuvalete gitti. Kapıyı haşince çarptıktan sonra örtüyü yere fırlattı. Ellerini lavabonun yanına dayadı. Bu sayede güçlü vücudunu lavabonun kenarına dayamıştı. Gözlerini aynadaki yansımasına dikerek düşünmeye başladı.

~ Saint Jude
10 Mart

Kırık camdan içeri dolan hava bütün odayı soğuklaştırmıştı. Camın altındaki duvar yere kadar kırılmıştı. Duvarın kenarında bırakılan mermerler daha önce dokunulmamış gibi özensizce fırlatılmıştı. Saint Jude’un erkekler tuvaleti her zamanki gibi sessizdi. Ders saatleri tuvaletin nadiren kullanıldığı yerlerdendi. Genelde derslerden kaçıp dışarı çıkılır veya derste uyunurdu. Oysa şimdi teneffüs zili çalıyordu. Erkeklerin birbirlerini iten sesleri arasında hızla tuvaletin kapısı açıldı. Gözleri uyumaktan kızarmış olan Aurelian tek eliyle musluğun kulpunu kavrayıp çevirdi. Yüzüne bolca su çarparken en yakın arkadaşlarından olan Derek yanına yaklaştı. Tek eliyle Derek’e tutunup ağzına dolan suyu tükürerek havaya bir küfür savurdu. İçeriye dolan erkekleri görmezden gelerek Derek’e döndü. Kravatını düzelterek ‘ Bu gece var mısın? ‘ diyiverdi. Derek biraz gerdin duruyordu. Konuşmakla konuşmamak arasında gidip gelen çocuk bir taraftan mutluğun kenarıyla oynuyordu. Başını bir cevap bekleyen arkadaşından çevirip umutsuzca yere baktı. Aurelian arkadaşının bu halini görmezden gelmeye çalışıyordu. Çocuğun gerçekten bu aşk saçmalıklarından kurtulmaya ihtiyacı vardı. Bu yüzden çıktığı kızın ne kadar isterik olduğunu ona gösterecekti; ama Derek bir türlü buna yanaşmıyordu. Tek eliyle Derek’in omzunu kavradığında yanlarına gelen bir çocukla irkildi.

Çocuk elindeki tütünü özenle kâğıda sarıp Aurelian’a uzattı. Aurelian tütünü alırken karşısındaki çocuk yarım ağız bahsin ne üzerine olduğunu sordu. Buna cevap vermek istemediğine emin olduğu Derek’e göz ucuyla bakarak ‘ Kız tavlama. ‘ diyerek lafı dolandırmadı. Çocuğun yüzüne yayılan pis sırıtışa karşılık Aurelian başıyla onayladı. Derek’i eliyle bir kere sarstı. Çocuk kendine gelerek geri çekildi. Acılı bir tonda ‘ Umarım… ‘ diyip kapıdan koşarak kayboldu. Bu Aurelian’a göre yapmasını istediği anlamına geliyordu. Gülümsemesi artmış Derek’in arkasından plan kurmaya çoktan başlamıştı. Sarılmış tütünden bir nefes çekerek tütünü tuvaletin içine fırlattı. Hemen arkasından sifonu çekerek bütün delilleri ortadan kaldırdı. İşi bitince aklındaki planla beraber tuvaleti terk etti.

~ Hundson Malikânesi
11 Mart

Aynanın karşısında ne kadar kaldığından emin değildi. Tek bildiği arkadaşına ihanet ediyor gibi hissettiğiydi. Kızın bu kadar isterik olduğunu hayal edememişti. Gözlerinde kıza kur yapmayı hayal etmişti; ama gerçekte kız ona kur yapmıştı. Derek’le ne kadar samimi olduğunu bile bile buna izin vermişti. Oysa şimdi kendinden daha kötüsü yokmuş gibi hissediyordu. Bundan kurtulmak için tek eliyle sarı saçlarını geriye atıp aynadaki görüntüsüne baktı. Gamzelerini çıkartarak gülümsemeye çalıştı. Gerçekten en iyi gülümsemesini takınıyordu. Kadınlar bu gülümsemeye bayılıyordu ve Aurelian bu durumu daima lehine kullanıyordu. Şimdi tek yapması gereken burada hızla çıkıp kimseye anlatmamaktı. Derek’e denemediğini söyleyecekti; tabi kızda bu yalana katılacaktı. Plan basit ve uygulanabilirdi; taaki telefonunun mesaj sesi içerden çalana kadar… Hızla banyodan çıkıp yatağın kenarına gitti. Kız gülümseyerek Aurelian’ın ıslak boynuna sarıldı. Aurelian bunu umursamadan komedinde duran telefonu kavradı. Bir kilit sesinden sonra mesajı açtı. Mesaja bakar bakmaz savurduğu küfrü daha önce hayal dahi edemezdi. Mesaj Gossip Girl’dendi!

Konu: Geri: Aurelian Çarş. Tem. 14, 2010 9:15 am

Saint
Jude & IV. Sınıf

» Aurelian
» Aurelian