Misafir Misafir
| Konu: Alexis Sharpay Bathory Cuma Tem. 09, 2010 2:50 pm | |
| Ad Soyad: Alexis Sharpay BathoryCinsiyet: KızSeçiminiz: ( Kariyer, Şöhret) ŞöhretÖrnek Rp: Uzun olmak zorunda ama bende birazdan uzuuun bir yola çıkıyorum bu yüzden bilgisayarımda kayıtlı olan rp'yi koyuyorum. Çok çok eski ama başka şansım yok..- Spoiler:
Bir kez daha! Bir kez daha yapmıştı işte. Karşı koyamıyordu bu sonsuz arzuya. Gün geçtikçe daha çok büyüyordu içinde.. Kan! Kan arzusuydu bu. Kan istiyordu o kusursuz vücudu. Ve bugünde bir can çalmıştı dünyadan! Bir nefesi, bir kalbin sessiz atışını daha yok etmişti! Kendinden öyle çok iğreniyordu ki. Simsiyah elbisesi şimdi kızıla boyanmıştı. Bembeyaz teni ve kıpkırmızı dudaklarıyla, o kadar vahşi görünüyordu ki. Halbuki ne kadar vicdanlıydı Lydia! O kızın kanını almadan önce, hikayelerini anlatmıştı ona. Şarkılar söylemiş, bir anne gibi sarılmıştı. Mutsuz bir kızdı kurbanı. Üvey babası tarafınfan birçok adama satılmıştı defalarca. Adı Isabella' ydı. Çok utangaç bir kızdı. Sarı kısa saçları, simsiyah gözleri vardı. Hafif esmer bir teni vardı. Çok solgundu yüzü. O her şeyini anlatmıştı Lydia' ya. Annesinin ölümünü, kendisini evlat eden adamın işkencelerini! Anlattıkça daha da soluyordu yüzü. Tıpkı bir gül gibi. Yaprakları koparılmış zavallı bir gonca! Lydia" Bütün bunlardan kurtulacaksın, sana ebedi mutluluğu vereceğim küçük kızım. Seni ahlaksız adamların kollarından kurtarıp, merhametli meleklerin kollarına göndereceğim" demişti. Küçük kızın yüzünde kocaman bir gülümseme belirmişti. Yeniden açıvermişti küçük gonca. Sıkı sıkı sarılmıştı Lydia'ya. Lydia önce kızı öpmüş sonrada dişlerini geçirmişti boynuna. Kanıyla beraber acısını emdi küçük kadının. Isabella' nın gözyaşları karıştı kana! Ve sonra kapandı gözleri, ruhu gök yüzüne yükseldi. Lydia el sallamıştı ardından. Kızın ruhu öyle parlak, öyle güzeldiki... Ve şimdi Isabella' ya sımsıkı sarılmış, ağlıyordu! Kızı gibi sevmişti onu. Ancak bir anne yapabilirdi böyle bir fedakarlığı. Acılarından kurtarmıştı onu, Ve şimdi tapınağa yeniden gitmeliydi. Her kan içişinden sonra mutlaka giderdi Tanrıça'sına. Dua ederdi! Saat gecenin üçüydü ve sokaklarda hiçkimse yoktu. Lydia'nın daha çok hoşuna gitti bu. Çabucak varabildi tapınağa. İçeri girer girmez içini bir huzur kapladı. Bu eski Yunan Tapınağına her girişinde böyle olurdu. Tanrıçası Nyx ' in yerini bulması kolay oldu. Zeus' un heykelinin çevresinde bulunan Eski Yunan Tanrılarının ve Tanrıçalarının oluşturduğu çemberin en doğusunda bulunuyordu heykeli. Lydia heykelin önüne geçti ve saygıyla Tanrıçasını selamladıktan sonra heykelin önündeki mor mumu ve şarap kadehini alduı. Mumu yaktıktan sonra kokusunu içine çekerek Nyx' e dua etti.
" Sevgili Tanrıçam! Nyx! Yeniden doğuşumdan sonra aldığım altıncı can oluyor bu! Ruhundan ayırdığım altıncı beden! Küçük bir kızdı bu kez. Küçük, günahkar bir kadın. Acılarından kurtardım onu. Ebedi mutluluğa kavuşturdum. Benim hiçbir zaman kavuşamayacağım şeye kavuşturdum onu. Ölüm tüm acılarından sonu oLdu! Benim ölümüm ise bir vampir olarak doğuşumun başlangıcıydı! Bir kan emici olarak doğuşumun başlangıcı! O küçük kızı cenette mutlu etmeni diliyorum senden sevgili Tanrıçam. Yok ettiğim her can için dilediğimi diliyorum yine. Isabella' yı kanatların altına almanı diliyorum, kutsanmaya! "
Lydia duasını bitirip şarap kadehinden bir yudum aldı ve mumunu söndürdü. O sırada Tanrıcası Nyx' in sesi çınladı kulaklarında. Bu sesi her duyduğunda hayran oluyordu. Bu ses onun kalbine dokunuyordu. " Sevgili kızım! Lydia'm. Senin ölmene izin veremezdim. Ölümün vampirler arasındaki en asil soyun da ölümü olurdu! Bothary soyunun öLümü! Vampir ırkımızın en acımasız kontesinin, kanlı kontesin, ırkını yok edemezdim kızım. Ve senide öyle. Sen büyük büyük babanın teyzesinin aksine, çok merhametli ve sevgi dolusun. Sen bir can almamışsın Lydia. Sen bir can kurtarmışsın! Isabella' yı kutsayacağım güzel kızım. Artık benim kızlarımdan birisidir oda! Cennette en iyi melekleri vereceğim hizmetine. Ama şunu sakın unutma sevgili kızım, sen çok özelsin ve bir asil olduğunu haykıran soyadını sonsuza dek taşımalısın! Zalim Elizabeth teyzenin yerini senin alman tüm vampirler için sevindirici bir olaydır. Sen Lydia, vampir tarihinin gelmiş geçmiş en yüce kalpli, en merhametli vampiri olacaksın! "
Gözleri dolmuştu Lydia' nın. Ve Nyx'e sevgisi bin kat daha arttı kalbinde. Tapınaktan çıkarken düşünceliydi. Belkide yaptığı o kadarda kötü değildi. Büyük büyük babasının teyzesi geldi aklına. Elizabeth Bathory! Öyle zalim, öyle sadist bir kadındı ki. Sonunda tüm tanrı ve tanrıçalar ölümsüzlüğünü almaya karar vermişlerdi! İnsanların öldüğünü ilan ettikleri yıldan, yüzyıllar sonra. Yeniden doğuşundan sonra dahada canavarlaşmıştı. Susuzluk kör etmişti gözlerini. Sadist bir vampir kadar tehlikelisi olamaz dünyada. Yok edilmeliydi. İnsanlık için! Ve Zeus aldı Elizabeth' in ruhunu. Ve şimdi Lydia yaşatmakta onun soyunu. Tapınaktan çıktıktan sonra yavaş adımlarla gezdi sokaklarda. Neredeyse tüm şehri dolaşıp öyle gitti evine. Az sonra güneş doğacaktı. Siyah perdelerine sonuna kadar kapadı ve internetten yeni bir kitap sipariş etti. Gün boyunca onu okuyup bitirecek, gece olduğunda ise yeniden tapınağa gidecekti. Ve sonraki gece belki bir can daha alacak- kurtaracak- tı. Yada belkide bir sonraki gece!
|
|
Gossip Girl Lütfen rütbe edininiz
Mesaj Sayısı : 678 Kayıt tarihi : 30/06/10
Bilgiler Puan: Bunlara gerek yok.
| Konu: Geri: Alexis Sharpay Bathory Cuma Tem. 09, 2010 3:05 pm | |
| Constance Billard & II. Sınıf | |
|