Duyurular | |
Gossip Girl | ~ NY gençleri neredesiniz? Dedikodularınızı bekliyorum. Bilgi için tıklayın.
Seviliyorsunuz. Xoxo |
Yönetim Kadrosu |
|
|
| Buluşma. | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Misafir Misafir
| Konu: Buluşma. Ptsi Tem. 12, 2010 12:04 am | |
| "Sen kendini ne zannediyorsun ki?" diye böğürdü yanından geçen iki kızdan sarışın olanı siyahiye. Siyahi ona bir tokat patlattı ve Claire yanlarından geçerken ikisi de kıza baktı. Genç kız adımlarını yavaşlattı ve ikisinin de karşısına geçip, onlara küçümseyen bakışlar fırlattı. Rose ve Fiona ona pazartesi hesap verirlerdi. Hem kendi itibarlarını yerle bir ediyor, hem de Claire'inkini zedeliyorlardı. Başını şöyle bir salladı ve arkasını dönüp yürümeye başladı. Karşıda, Starbucks'ın önüne parkedilmiş beyaz BMW'yi görünce yüzüne bir gülümseme belirdi. Hızla karşıya geçti ve buram buram kahve kokan kafenin kapısını açtı. İnsanlar oturmuş nette geziyor, kitap okuyor ve kahvelerini yudumluyorlardı. Gözleri hızla odayı taradı ve cama karşı oturan onu gördü. Arabasının anahtarını hızlıca elinde döndürüyordu. İçeriyi olduğu gibi yansıtan camda kendini kontrol etti ve hızlı adımlarla yanına gitti Jake'in. "Selam." dedi masum sesiyle. Genç adam ona dönüp bakınca içinde minik bir şey hareketlendi, ama onu bastırmak çok kolaydı. Jake ayağa kalkınca kız ona yaklaşıp yanağına minik bir öpücük kondurdu. Gossip Girl'in saçma haberler yapması imkansızdı. Herkes onların beşinci midir üçüncü müdür her neredense kuzen olduklarını biliyordu. Parfümünün kokusunu içine çekerken, Hall'ın da öyle yaptığından emindi. Üstündeki ceketi çıkarıp yana koydu ve mini eteğinin bacaklarını ortaya çıkarmasına izin verdi. Bacak bacak üstüne atarken Hall'ın gözleri bir saniyeliğine kızın biçimli bacaklarına kaydı. "N'aber Jakey?" dedi muzur bir sırıtışla. Ona dertliymiş gibi gözüküp bütün gün ve gece için biletini resmen almıştı. Jake'la çıkılan bir akşam yemeğinin ardından, bara gitmek ve deli gibi sarhoş olmak tam da Claire'in isteyeceği şeydi. Büyük olasılıkla gece sabaha karşı biter ve ikisi de sızmış olurlardı. Saçlarını geriye doğru atıp onun cevabını dinledi ve kendisi için sorulan soruya yanıt verdi. "Eh, pek iyi değil. Sen olmasan ne yapardım bilemiyorum." dedi hafiften kederli bir sesle. Şimdiye kadar kimse Lynn'in oyunlarından şüphelenmemişti, Jake de şüphelenmeyecekti. Her şeyi, en ufak bir göz çevirmeyi bile zamanlayarak yapıyordu kız çünkü. Lanet olası kan bağları olayından yeterince bıkmıştı. Bu yaz, Hall'ların Fransa'daki yazlıklarına konuk olduğunda çok yakınlaştıkları bir gece kuzenliklerini öne sürmüştü Jake. Ama biliyordu Claire, jake ona asla karşı koyamazdı! Eliyle saçlarını şöyle bir yoklayıp dikkatini eline çekti ve sonra da onu bacağına indirdi. Jake'in gözleri tekrar kızın bacaklarına yöneldi. Claire'in yüzünde beliren çarpık gülümseme genç adam onu farkedemeden silinmişti bile. Küçük sehpanın üzerinde duran köpük bardaklardan birine uzandı ve büyük bir yudum aldı. |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Buluşma. Ptsi Tem. 12, 2010 12:29 am | |
| Kolumdaki beyaz ve büyük saate durmadan bakmaktan sıkılmıştım. Üzerindeki tüm işlemelerin detaylarına kadar ezberlemiştim. Gerçekten beklemek beni yoruyordu. Daha ne kadar bekleyeceğimi bilemez bir şekilde küçük sehpanın üzerine bıraktığım Blackberry'i elime alıp içimden sızlanarak mesaj atmaya kalkışmıştım. Fakat, henüz beş dakika önce mesaj attığımı hatırlayarak kendimi oyalamak için sehpanın üzerindeki kahveye uzandı bir elim. Oturduğum rahat koltukta iyice yayılmıştım sağ elimde arabanın anahtarı vardı, sol elimde ise birazdan masaya tekrardan koyacağım sıcacık bir kahve. Dilimi yakmamaya uğraşarak yudumladım üzerinde krema olan kahveyi. Hep düşüyordum şu kremanın oyununa, yine yakmıştım işte dilimi. Hızlıca masaya koydum kahveyi ve minik bardaktaki suyu bir dikişte bitirdim. Soğumasını beklemek en iyisiydi. Buraya geldiğimde hiç sıcak kahve içebildiğimi hatırlamıyordum zaten. Hafifçe sakalımı kaşıyarak şimdi boşta kalmış elimi de çenemin altına koydum, dirseğimle ise koltuğun kenarından destek alıyordum. Diğer elimde ise hala anahtar vardı. Bir kere daha saate göz attığımda üç dakikayı daha geride bıraktığımı farketmiştim. Tam sekiz dakikayı bekleyerek geçirdiğimi düşünürken başımın hemen üzerine çöken gölgeyle kafamı kaldırdım.
" Merhaba " diye karşılık vermiştim söylediklerine. Nihayet gelmişti. Her zamanki gibi üzerinde ultra mini bir etek vardı ve elbette omuzlarında bir ceket. Saçları açık ve dalgalıydı. Olduğum yerden kalkarak ukala gibi yanağımı ona uzattım. O yanağımı öperken parfümünün ferah kokusunu ciğerlerime dolduruyordum. Hemen sonra ceketini çıkarıp oturacağı koltuğun arka kısmına bıraktı. Rahat koltuğa yayılıp bacak bacak üstüne attığı anda gözlerimi istemsiz bir şekilde bacaklarında bulmuştum. Onları hızla oradan çekerek " İyi olmaya çalışıyorum Claire. Sanırım bu ara pek eğlenceli değilim, eskisi gibi. Ya sen ? " dedim. Oldukça dertli görünüyordu, görünmese zaten öyle donuk bir mesaj atıp konuşmak istediğini söylemezdi. Şımarıkça, deli dolu, eğlenceli bir mesaj atardı. Gerçekten bu güzel kızı sıkan konuyu merak ediyordum. Saçlarını geriye doğru attıktan sonra konuşmaya başlamıştı. En azından benim olmam onun için pozitif bir şeydi. Gülümseyerek gözlerine baktım. Sürekli saçlarıyla oynaması ilgimi çekiyordu. Kızların geneli yapıyordu bunu aslında. Takıntılıydı sanırım hepsi. Tekrardan öne aldığı saçlarından eline kaydı gözlerim ve elini bacağına koymasıyla tekrardan o muazzam bacaklara bakıyordum. Kendimi ahmağun teki gibi hissediyordum Claire'e böyle baktığım için. Ama, onun da bana karşı bir şeyler hissettiğini nedense garip bir şekilde hissediyordum. Belki de Fransa'da yaşananlardan sonra anlamıştım, bilemiyordum. Sehpanın üzerine uzanıp kahveden bir yudum aldığında bu sersem halimi bir kenara bırakıp konuşmaya başladım. Gözlerim bu sefer olması gerektiği yerde, gözlerindeydi. " Sanırım, birinden hoşlanıyordum ve onu kaptırdım. Ama hoşlanmıyor da olabilirdim. Hadi ama kendimi mi kandırıyorum, onu Achille ile öpüşürken gördüm ve... Achille benim en yakın arkadaşım. Bir şeyler hissetmese, böyle yapmazdı. Belki de saçmalıyorum. Sadece bir kaç bin defa yattığım bir sürtüktür. Değil mi ? " Hızlıca dökülüvermişti ağzımdan herşey. Kim olduğunu söylemek istemediğim Ambrosia'dan bahsediyordum. Bahsettiğim birinci kişi Claire olmuştu, ikinci kişi de Juddie olacaktı. Hayatımdaki en yakın iki insan. Zaten bunu diğerlerine anlatamazdım. Eğer kim olduğunu sorarsa Claire, söyleyecektim. Zaten artık duyulması umrumda değildi. Ama Achille, duymasa iyi olurdu. Gözlerimi ondan çekerek az da olsa soğuduğuna inandığım kahveme uzandı sol elim tekrardan kahveden büyük bir yudum alırken elimde kalmış olan anahtarı da masaya, telefonumun hemen yanına bıraktım. |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Buluşma. Ptsi Tem. 12, 2010 12:59 am | |
| O Claire'e bir solukta Achille'nin yeni sevgilisiyle yattığını söylerken, kızın kaşları hafifçe kalktı. Gözlerinin büyüdüğünü hissedebiliyordu. Lafını bitidiğinde ise kahkaha atmamak için kendini zor tuttu. Delirmiş olmalıydı! Gossip Girl duysa, onu mahvedeceğini bilmiyor muydu? Herkes, şu sokaktan geçen en ucuz insan bile öğrenirdi Hall'ın rezilliğini. Achille'in çıkmış bir haberini hatırlamaya zorladı beynini ama yakın zamanda hiç bir şey yoktu. Kimdi bu kız? Kimdi? Jake'le yatıp duran ve sonra da kıymetini bilmeyen bir sürtüğe aptal damgasını yapıştırırdı Lynn. Jake'in kollarında olmak için nelerini vermezdi Tanrım! Ona kederli kederli baktı. Yüzüne yaptığının aptallık olduğunu söylemek, bağırmak istiyordu. Ama bunları yapamzdı. Sadece kederli kederli baktı. Oyunculuk koçundan öğrendiği şeylerin gerçek hayatta da kullanılması ne mükmmel bir şeydi! "Pek de güzel bir hikaye değilmiş doğrusu." dedi gözlerini pencerelere çevirip. Hafiften çiselemeye başlamış yağmur pencerlere çarpıyordu. Güzel bir gündü. Mükemmel denebilirdi hatta. Kızın en sevdiği havaydı bu, en sevdiği ses. Huzurlu ortam. Kahve kokusu, yağmur, sıcaklık ve karşısında oturan mükemmellik sınıfına rahatlıkla giren insan. Kendi yalanını unuttu bir saniye içinde. Umrunda da değildi. Ona yalan söyleyemezdi. Artık olmazdı en azıdan. O kızın yaptıklarından sonra, asla! Ah, neden içimizdeki sürtüğü dışarı çıkarırken bu kadar gösteriş yapıyorduk ki? Ne gerek vardı onun gidip Hall'ın dostunu öpmesine. İnat olmamasını çok isterdi, ama Jake'le milyarlarca kez beraber olmuş bir kadın inat değil de neden yapardı bunu? Kendisini yerine koydu kızın. Jake'le kimsenin bilmediği bir ilişki ve sürekli birbirinin koynuna girmeler. Ancak asla bir partide elele tutuşamamak, öpüşememek. Zor olurdu çok zor. Değer bilsin diye yapmıştı büyük olasılıkla. Hani bak ben gidiyorum. İstiyorsan gel ve al! Tarzı. Birden içinde bir bıçak döndü. Seviyorlardı birbirlerini değil mi? "Sen..." dedi sesini ne kadar ayarlamaya çalışsa da boğazında bir yumru vardı. "Jake. O'nu seviyor musun?" dedi neredeyse fısıldayarak. Cevabın hayır olması için ölebilirdi genç kız. Eğer evet derse, kendine sahte arama gönderecek, eski sevgilisinin buluşmak için yalvardığını söyleyip gidecekti. İşin kötüsü cevabın evet olduğundan neredeyse emindi. |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Buluşma. Ptsi Tem. 12, 2010 1:19 am | |
| Anlattıklarım karşısında şaşırıp kalmıştı. Kesinlikle bir kızın benimle beraber olup sonra neden beni öylece bırakıp dostumla öpüşeceğine anlam verememişti. Aslında o kadar basitti ki. Ben tam bir ahmaktım. Bir kızı elde etmenin tek yolunun yalan olduğunu bilmiyormuşum gibi ona dürüst davrandım. Altımda zevkten kıvranıp seni seviyorum derken ona o anda gayet ustaca yalan söyleyebilirdim. O anın verdiği zevkle tüm yalanları sayabilecekken yine susmuştum. Oturduğumuz anlar, parkta gezdiğimiz, yürüyüş yaptığımız geceler, istemsizce olur olmadık yerlerde yakınlaştığımızda duyduğum iki kelimeye karşılık tek bir kelime söyleyememiştim. Omuz silktim. Düşündükçe daha da içinden çıkılmaz bir hal oluyordu çünkü. Sessizce baktım dışarıya aynı Claire'in yaptığı gibi. Yağmur başlamıştı. Hiçte sevmezdim yağmurlu havaları, içime kapanır iyice çekilmez bir adam olurdum. Ne gerek vardı kışın gelmesine. Hep yaz olsaydı ya. Hem yazın... Ambrosia'da yoktu. Ah, hala neyi düşünüyordum ben ahmak gibi. Bu sırada Claire'in söylediği bir kaç cümleyi kulak ardı etmiştim. Ona döndüğümde gözlerini bana çevirmiş olduğunu ve şaşkınlık içerisinde bana bakmış olduğunu gördüm. Kolay farkedilecek bir şaşkınlık değildi aslında. Gözlerinin en içinde gördüğüm bir şeydi. "Jake.O'nu seviyor musun?" Gülmemek, kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum. Ben ve birini sevmek. İki uzak kavram. En azından Esme'den sonra öyleydi. Sadece hoşlanıyor olabilirim demiştim ve kaldı ki, sevdiğim birini en yakın arkadaşımla görsem bu kadar sağlam olmazdım herhalde. Kasılan yüzümü, ağzımı serbest bıraktığımda neredeyse bir dakika boyunca gülmüştüm. Kısık sesle saklamaya çalışır gibi söylediği şeyi kendisi bile duyamış olacaktı ki bana böyle bir soru sorabiliyordu. Kendimi susturmaya çalışarak su şişesinin kapağını açıp şişeyi ağzıma götürdüm. Bir kaç damla su gülmemi durdurmaya ve beni yatıştırmaya yetmişti. Şişeyi masaya bırakırken derin bir nefes aldım ve Claire'in gözlerine bakarak " Hayır Claire, saçmalama. Belki bir hoşlantıydı. Ama bırakta iki üç günde bir birlikte olduğum bir kızdan hoşlanayım. Gerçi ondan da emin değilim. Sorunum Achille'e böyle bir şey yapabilmesi sadece. Beni sevdiğni sanıyordum. Sevmiyorsa, sorun yok yani. " dedim. Sonra tekrar hafif hafif gülmeye başlamıştım.Tanrım, ama bu kız gerçektende komikti. Ellerine uzanarak ikisini birden avucumun arasına aldım ve gözlerine baktım. Buluşmanın ne kadar iyi geldiğini ona anlatacak kelimem bile kalmamıştı. Belki de daha demin söylediklerim gerçeklerdi. Kendim dahi bundan emin değildim. Hatta ilk kez bir şeyden emin değildim. " Bu konuyu kapasak daha iyi olacak sanırım. " Uzun uzun gülmesem de gülümsemem yüzümdeydi hala. Dudaklarımı ıslatarak çalan telefonum yüzünden bir elimi elinden çektim. Mesaj mı ? Şuan buna vaktim yoktu. |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Buluşma. Ptsi Tem. 12, 2010 1:56 am | |
| Kahkahaları son bulup da hayal ettiği gibi onu sevmediğini söylediğinde derin bri nefes aldı Lynn. Kızın elleriden ikisini birden yakaladı ve avcunun içine aldı. Fransa'dan beri böyle olmuyordu ikisi. Claire'in soğuk elleri onun sıcak ellerinde fazlasıyla rahattılar. Gülümsedi ona. Şansı vardı kızın. Eğer geçen seferki gibi Jakey'i baştan çıkarırsa, şansı çok ama çok fazla olabilirdi. Jake'le yatmak nasıl olurdu ki? Onun bedeninde kaybolmanın getireceği mutluluğu düşünmemeye çalıştı. Üç saniyeliğine gözlerini kapadı. Mutluluk tüm bedenini ele geçirmişe benziyordu. Gelen mesaj sesiyle hafifçe irkildi ve kaşlarını çattı. Hall sadece bir saniyeliğine telefonuna baktı ve tekrar masaya bırakıp kızın elini tutmaya devam etti. Claire tam olarak ne yaptığının bilincinde olmadan kalktı, ve Jake'in oturduğu iki kişilik koltuğa geçti. Yanyanayken çok ama çok daha rahattı. "Madem istemiyorsun, konuşmayız biz de." dedi gülümseyerek. "Açıkçası benim de duymak isteyeceğim türden şeyler değilmiş." dedi masaya doğru bakıp. Ona bu kadar yakınken onu öpmemek için deliriyordu. Arkasına yaslandı ve ellerinden birini çekti ondan. Yine de diğer elini bırakmadı. O elini çekene kadar da niyeti yoktu zaten. Bakışları az önce gelen mesaj nedeniyle hala aydınlık olan ekrana yöneldi. Saat yedi buçuğu biraz geçmişti. Yarım saat sonra yemeğe çıkmalarını isteyecekti Claire. Kıyafeti zaten yemeğe de uyuyordu. Yumuşak bir pembe renkli mini elbise... Yeterince hoştu kız. Jake Hall'ı etkileyebilecek kadar belki de. Onun göğsüne sokulup uyumayı nasıl da isterdi! Neredeyse soğumuş kahvesine uzanıp büyük bir yudum içti. Sıkılmaya başlıyordu buradan. Hız kazanmış yağmur pencereleri adeta dövüyordu. Bir kaç kişi kapıdan içeri girdikçe soğukluk doluyordu kafeye. Onun avucundaki elinin iki parmağını kaldırdı ona bakmadan, hayaldeymişçesine. İşaret ve orta parmağı, genç adamın parmak aralarına yerleşti. Derin bir soluk aldı. onun da duyabileceğini biliyordu. Nefeslerini bile duyabilrdi ki, o kadar yakınlardı! Ondan korktuğu gibi bir tepki gelmeyince diğer parmaklarını da yerleştirdi, sanki Claire'in parmakları için özenle yapılmış boşluklara. O dışarıdaki pencereden kaçışan insanlrı izlerken Hall'ın ona baktığını farketti. Ona bakmak istemiyordu, karşılaşaacğı yüz ifadesi onu huzursuz ediyordu. Dudağını sıırdı. "Benim derdim de böylece ortadan kalkmış oldu." dedi mırıltıya ve gözlerini kapattı. Gerilmişti hem de çok feci. Elleri onun ellerinde öylece durdu. |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Buluşma. Ptsi Tem. 12, 2010 2:13 am | |
| Mesajı umursamayıp reddetme tuşuna bastıktan sonra tekrardan dönüp buz kesilmiş olan minik ellerini tuttum. Yüzünde sıcak bir gülümseme vardı Claire'in. Fransa'da ki yaz gecesi aklıma geliyordu. O gün neredeyse kuzenimle yatacaktım. Kuzen deme şuna ! dedi içimden bir ses delirmişçesine. Gerçekten kuzen falan demek istemiyordum. Zaten annemin dedesinin kuzeninin torunumu neydi ? Belki daha da uzaktır hatta. Bize sürekli kuzen kuzen demeselerdi, şuan bu kelimeyi onun için aklıma getirmezdim bile. Aynı kanı taşımıyorduk. Bilimsel bir araştırma yaptırsak kesinlikle bir sorun çıkmazdı belki de birleşmemizde. Evet, farkındaydım bunu düşünerek oldukça abartmıştım olayı ama, çok güzeldi. Olduğu yerden kalkıp yayıldığım iki kişilik koltukta yanıma oturmuştu. Bir elini elimden çekse de diğer eliyle hala tutuyordu elimi sıkıca. Uzun zamandır yapmadığım bir şeydi bu, yani biriyle el ele oturup konuşmak ya da sevgili gibi oturmak... Çekiniyordum da sanki biraz yaklaşmaya. Fazla mı önemsemiştim acaba birden bire onu. Claire'in gözleri hızla yağan yağmuru incelermişçesine dışarı bakarken ellerimiz terliyordu resmen. Yüzüne dikkatlice bakıyordum. Dudaklarını, kirpiklerini, kaşlarını inceliyordum. Tanrım, neden onunla kuzen konumuna düşürmüştü ki annem bizi ? Küçükken sürekli söyleyip durmasa şuan belki de dışarda gördüğüm herhangi bir kız olacaktı. Aklıma Laela'nın rezilliği gelmişti. Norrec onun kuzeniydi değil mi ? Duyulması bir felaket olurdu. Derince nefes alıp yüzüne bakmaya devam ediyordum. Bu sırada birbirleriyle birleşmiş olan ellerimizde bir hareketlenme mevcuttu. Yavaşça gözlerimi bacağının üzerinde olan ellerimize çevirdim. Parmaklarını yavaşça parmaklarım arasına geçiriyordu. Belki de hiç farkedemeyeceği kadar hafifçe gülümsedim. Fısıldadığını duyup tekrar yüzüne baktığımda pembe dudaklarını ısırdığını görüyordum. "Benim derdim de böylece ortadan kalkmış oldu." Derdi mi ? Benim birini sevmiyor olmam içini mi rahatlatmıştı. Hafifçe kaşlarımı kaldırarak yüzüne baktım. Kapatmış olduğu gözlerini açmasını bekliyordum. Ne diyebilirdim gerçi onu da bilmiyordum ama kesinlikle güzel bir soru bulmalıydım. Her şekilde seni seviyorum demek zorunda kalacağı güzel bir soru. Belki de artık yeni biri, en azından benimleyken masum olduğuna inandığım biri gerekiyordu hayatıma. Sessizce kirpiklerinin ardında gördüğüm kahverengi endişeli gözlere bakıp konuştum. Sesim oldukça sevecendi. " Derdin, benimkiyle aynı sanırım. " dedim. Yüzümdeki gülümsemeyle rahatlaması için uğraşıyordum. Parmaklarımın arasına geçirdiği parmaklarına baktım ve elini önceki gevşekliğinden kurtarıp iyice tuttum. |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Buluşma. Ptsi Tem. 12, 2010 2:35 am | |
| Hayretle ona baktı kız. Gerçekliğine inanabilir miydi? İnanmak zorundaydı! Yumuşak sesinin etkisi yüzüne de yansımıştı. İlk defa onu böyle görüyordu. O gece hırslıydı Jake, tek istediği kızla birlikte olmak gibiydi. Şimdi ise tam tersi, sadece onun ruhunu istiyor gibiydi. Dudaklarından küçük bir hayret sesi çıktı. Kıscaık bir nefes. Dudakları gerilip yukarı kıvrıldı. Gülmseyince yanaklarının kenarında bulnan iki gamzesi de ortaya çıktı kızın. Ona ne diyeceğini bilemiyordu. Onu istediğini mi? Onu sevdiğini mi? Yoksa sadece onun olmak istediğini mi? Hiç bir şey anlatamazdı içindekileri şu an. Jake, birleşmiş ellerinden kendisinin olanı çekti ve kızın omzuna attı. Claire de başını onun omzuna yasladı. Diğer elini tutmaya devam etti ama onun. Bir saniye bile ayrı kalmak istemiyordu ondan. Koku o kadar güzeldi ki... Bedenini ele geçirmişe benziyordu. Büylüyordu kızı. Ferah ve tatlı... Sonsuza kadar koklasa doymazdı ona. Jake'in dudakları onun saçlarına değince içinde minik bir kuş çırpınmaya başladı. Düşünüyordu da, şu anı anlatacak sadece tek bir kelime vardı: Huzur... "Bunu duyduğuma sevindim." dedi Lynn kedi gibi bir mırıltıyla. Uyumak istiyordu, hayır, bütün gece onun olmak! Saatlerce böyle otrmak, beraber uyumak sonunda. Çekip gitmek, yağmurda onunla ıslanmak... Ne istediğini bilmiyordu aslında. Onun olması bile yeterli bir sebepti onun için. İsterse şimdi kıza Dünya'yı gezelim desin bir saniye durmaz, onunla gezerdi. Birden elini ondan çekti Claire ve ayağa fırladı. Jakey'nin hayretle açılmış gözleri üstünde dolaştı. "Acıktım. bana sözün var, yemek!" dedi bir solukta. O sırada midesinden gelen küçük bir homurtu kulaklarını kapladı genç kızın. Kıkırdadı. Gülümseyişi tüm yüzünü kapladı. Eline uzandı ve onu kapıya sürüklemeye başladı. |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Buluşma. Ptsi Tem. 12, 2010 2:51 am | |
| Gözlerinde huzuru rahatça görebiliyordum artık. Hafifçe gülümseyerek karşılık verdim ona. Gamzelerinin de çıkmasıyla kusursuz suratında mükemmel bir görüntü oluşmuştu. Söylediğim şeyi tekrar tekrar aklından geçirdim ve sanırım bir yıldan sonra tekrardan bir sevgilim olacağı için mutlu olmaya başladım. Gözlerinin en içine bakarken bir şeyler söylemesini bekliyordum. Dudakları hareket ederken güzel sesi kulaklarımda yankılanıyordu. Söylediklerimi duyduğuna sevinmişti. Bu kadar mı ? Tamam evet, bana bu da yeterdi şimdilik. Pembe dudaklarına bakmaya çalışıyordum. Bir şey söylerse duymayacakmışım gibi geliyordu. Çünkü şu an da kolumu omzuna atmıştım ve o da kafasını göğsüme koymuştu. Uyuyacakmış gibime geliyordu. Sanırım ona verdiğim yemek sözünü unutmuştu. Peki ya yemekten sonra ne olacaktı ? Gidip yatacak mıydık ? Hayır, bu kadar çabuk olmamalıydı ya da olmalıydı. Esme ile çıkarken bile bir tek onunla yakınlaşmıştım. Onu o zamanlardan beri istiyordum. Gerçi şimdiki isteğim öncekinden daha farklıydı ama... Ben bunları düşünürken birden ayağa fırlamıştı. Boşlukta kalan kolum koltuğun üzerine düşerken sessizce onu inceledim. Yemek sözümü hatırlatıyordu. Midesinden gelen küçük sese birlikte gülmüştük. Elime uzandığı sırada beni çekiştirmeye başlamıştı. Onu zorlamayarak masanın üstüne bıraktığım telefonumu ve anahtarımı aldım. Beni çekiştire çekiştire kapıya götürmüştü. Otomatik kapı açılır açılmaz soğuk hava içime kadar işlemişti. Beni çeken kız ise hiçte üşüyora benzemiyordu. Yağan yağmurla gömleğim sırılsıklam olmuştu. Onunsa saçları mahvolmuştu. Bu halde yemeğe gitmek istediğine emin miydi bilemiyordum. Beni sürüklemeye çalışan kızı kendime doğru çekerek yüzünün bana dönmesini sağladım. Bardaktan boşanırcasına yağan yağmurun tam ortasında burun buruna gelmiştik. Bir kaç saniye sersem gibi gözlerine baktıktan sonra " Bu halde yine de yemeğe gitmek istediğine emin misin ? " dedim. Söyleyebildiğim kadar yüksek sesle söylemiştim. Çünkü yağmur sesinden benim sesim zar zor duyuluyordu. Gözlerini bir an bile gözlerimden ayırmıyordu. Hala aynı yakınlıkta duruyorduk. Cevapta vermiyordu. İnada bindirmiştik sanki işi kıpırdamadan bir elini tutarken burun buruna, göz göze öylece duruyorduk. Bu kız çok inatçıydı zaatüre olmaktan da korkmuyordu sanırım ya da bunu göze alacak kadar seviyordu. Saçlarımdan yağmur damlaları damlarken onu ürkütmeden yaklaştım dudaklarına. Gossip'in en güzel malzemesi olacaktık eminim ama kendimi dizginleyemiyordum. Dudaklarını dudaklarıma değdirirken kahve tadını ağzımda hissedebiliyordum. Ellerim yavaşça beline gitmişti. Onunsa elleri yüzümdeydi. Saniyeler süren öpüşmemizden sonra bir an durup tekrardan gözlerinin içine baktım. Dedikodu veya herhangi başka bir şey, umrunda değildi. |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Buluşma. Ptsi Tem. 12, 2010 12:17 pm | |
| Dışarıya çıktığı anda üzerine boşalan yağmur kızı bir kaç saniyede yarı yarıya ıslatmayı başardı. Hızlı adımlarla Jake'in arabasına yöneldi ama artık soğumuş parmakları olan genç adam onu dirseğinin biraz yukarısından tutup kendine çevirdi. Bir anlığına ıslak zeminde kaydı, ama onun kollarından birine tutunup dengesini sağladı. Dışarı çıkalı kaç dakika olmuştu? En fazla bir, haydi iki olsun, ama kızın uzun ve gür parlak kahverengi saçları şimdiden duşun altına girmişçesine ıslaktı. Ne kadar öyle durdurlar bilmiyordu Claire. Sadece onun saçlarından dökülen suyun gözlerine, oradan burnuna ve dudaklarına akması, ardından boynuna doğru bir yolculuğa çıkmasıydı kızın bildiği. Gözleri, şimdi eğim kazanmış yağmurdan dolayı kısık bakıyordu. Durdular ve durdular. Zaman ilerledikçe yanlarından geçen insan sayısı da azaldı. Herkes içeriye kaçışıyordu bu havada. Claire'in mayışmış halinden eser kalmamıştı. Ceketinin içinden bile elbisesi tamamen ıslanmış, tüm uykusunu kaçırmıştı. Lynn'in elleri onun omuzlarında duruyor, onlarınki ise belinde geziniyorlardı. Ve birden dudakları birleşti. İki soğuk dudak, iki sıcacık nefes. Elleri onun saçlarına gitti ve oradan onun yüzüne. Bulutlar ayaklarının altındaydı bir anda. Haz alarak değil, aşkı tadarak öptü onu. Ve sonunda ayrıldılar. Gözleri öpüşüyordu sanki şimdi ikisinin. Dudaklrına bir gülümseme yerleşti genç kızın. Aynısnı onda da görmek ne büyük mutluluktu! "Sanırım önce eve uğrasak iyi olacak." dedi Lynn yüzünü onun ıslanmış gömeliğine bastırırken. Ellerini onun boynunda birleştirdi. Hall'ın elleri de kızın sırtında birleşti refleksmişçesine. Güzel bir öpüşme, huzur dolu bir sarılış. Asıl şimdi böyle kalabilirdi kız. Sonuza böyle gidebilridi. Elleri morarmaya başlıyordu kızın. Dudaklarını hissetmiyordu. Yüzünü ondan ayırdı ve gülümsedi. "Gidelim mi?" dedi arkasını dönerken onun elini bırakmadan. Araba açılınca hmen içine girdi ve sıcak deri koltuklara gömüldü. Araba yağmurda hızlanırken kız jake'in onu nereye götürdüğü hakkında en ufak bir fikre sahip değildi.
*** RP SONU |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Buluşma. Çarş. Tem. 14, 2010 5:00 pm | |
| Claire: 25 şöhret puanı 5 dolar Jake: 20 dolar 4 şöhret puanı |
| | | | Buluşma. | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |