Ad/Soyad: Eowyn Arwen Black
Cinsiyet: Bayan
** Bu rpg başka bir sitede yaptığım bir rpg'dir.**
Örnek Rpg:
İşte buradaydım. Sonunda amacıma ulaşmıştım.Arabadan inip o temiz havanın kokusunu içime çektim. Burayı özlemiştim. Küçüklüğümden beri buraya uğramıyordum. Yani babam vefat ettiğinden beri... Gelantel kasabası... Çok bilinmeyen küçük bir kasabaydı burası. En ayrıntılı haritalarda bile adı geçmiyordu. Küçüktü ama seviyordum burayı. Bana küçüklüğümü hatırlatıyordu.
Bavulumu sürükleyip eve doğru ilerlemeye başlamıştım.Yere bakarak yürüyordum.Birden önümden bir şey geçtiğini farkettim. Bavulum devrilmişti.Telaşla etrafıma baktım ama kimseyi göremedim. Hayal gördüğümü düşündüm fakat nasıl bavulum düşmüştü. Kendi kendime konuşuyordum " Herhalde hayal görünce paniğe kapılıp bavulu yere fırlattım." dedim ve yoluma devam ettim.Büyükannemlerin evi ormanın sonlarına doğruydu.Neden o kadar uzakta bir ev aldıklarına anlam veremiyordum."Ormanın en dibinde ev alınır mı hiç " diye söylendim. Geceleri kurtların sesi o kadar yakından geliyordu ki bana ayrılmış odada uyumaya bile korkuyordum. Eve varmıştım. Büyükannem ve büyükbabam her zamanki gibi balkonda oturuyorlardı. Büyükannemin elinde örgü , büyükbabam ise her zamanki gibi büyükannemle tartışıyordu. Beni görünce ikiside gülümseyip " Bakın kim gelmiş Vanessa canım torunum..."" Haha...yavaş ol bakalım biz eskisi gibi genç değiliz " dedi.Büyükbabam ise büyükanneme imalı bir şekilde bakarak " Kendi adına konuş ben hala gencim " dedi. Huysuzluğunu hiç kaybetmemişti. Ama bana karşı her zaman daha farklı davrandı. Bana çok sevgi gösteriyordu.
Büyükannem yine imalı bir şekilde büyükbabam'a baktı. " Nessa canım açmısın? Yada yorgunsundur...Odanın yerini biliyorsun " dedi gülümseyerek.
" Evet büyükanne bavulumu koysam iyi olucak. " dedim ve eve girdim.
Odam alt kattaydı. Kapısını açıp içeri girdim. Birden hüzünlendim. Hala aynıydı. Küçükken yaptığım resimler bile odamın duvarında aslıydı.Bavulumu kenara koydum ve resimlere bakmaya başladım. Resimlere bakarken gülümsüyordum. Kendimi yatağa attım gerçekten yorulmuştum.Hava kararmaya ve etraf soğumaya başlamıştı. Pencere ağzına kadar açıktı. Kapatmak için ayağa kalktım. Dışarıya baktım , ağaçtan başka birşey yoktu. Birden önümden birşey geçti. Bu sefer emindim gerçekten birşey geçmişti. Hızlıca pencereden baktım.Yine birşey görememiştim.
Koşarak evden çıktım. Büyükbabam çiçekler ile uğraşıyordu. Büyükannem ise arkamdan bağırıyordu. Penceremin önüne gittim.Etrafıma bakındım ,birşey göremedim. Ağaçlara doğru baktım ve ilerlemeye başladım. Hava kararıyordu. Ama merak duygum yüzünden ağaçların arasında hızlıca ilerliyordum. Evden çok fazla uzaklaşmıştım. İleride küçük bir göl vardı. Bu gölü daha önce hiç görmemiştim. İlerleyip göle vardım. Eğilip göle doğru baktım. Göl kirli ve kıpkırmızıydı. Anlam veremedim.Korkmaya başlamıştım. Gölde birşey olduğunu farkettim ve dahada yakınlaştım. Bu bir geyikti... Ölü bir geyikti. Korkup geri geri
çekildim. Göl'e dikkatlice baktım. Bunun ölü bir geyik değil bir çok geyik olduğunu farkettim. Çığlık atmaya başladım. Arkamdan birşey beni ittirip göle düşmemi sağlamıştı. Gölde çırpınıyordum. Elimle bi yerden destek almaya çalıştım. Sonunda tutunacak bir şey bulabilmiştim. Bu bir ayakmıydı ? Hızlıca gölden çıktım. Ayağını tuttuğum şeyin aslında biri olduğunu farkettim. Kıpkırmızı gözleri vardı. Bana bakıyor ve dişlerini gösteriyordu. Dişleri nefret edilcek derecedeydi. Yoksa bu bir vampirmiydi ? diye düşündüm. Ama bunlar sadece romanlarda olurdu. Bana doğru ilerlemeye başladı. Bende geri geri yürüyordum. Sınıra gelmiştim.
Bir kez daha adım atarsam ölü geyiklerin arasına geri dönecektim.Etrafı sessizlik kaplamıştı. Bir çıtırdı duyuldu. Etrafına bakındı.Bende etrafıma bakıyordum. Çalıların arasından bir çif göz gözüktü, kıpkırmızıydı. Koşarak bize doğru geldi. O kadar hızlı koşuyorduki kim olduğunu anlamam uzun sürmüştü. Benim önümde durup vampir'e dişlerini gösterdi. İkiside birbirlerine dişlerini gösterip , tuhaf sesler çıkartıyorlardı. Beni göl'e iten vampir buradan uzaklaştı. Diğer vampirin korkudan yüzüne bile bakamamıştım. Baktığımda ise bunun...bunun büyük babam olduğunu farkettim. Gözlerimi patlatmış ona bakıyordum.
" Yo yo...olamaz..." dedim ve koşarak oradan uzaklaştım. Büyükbabam kana susamış , aç bir vampirdi.Bu Dünyada başıma gelen en kötü şey diye düşündüm. O anda bütün kalbim paramparça oldu. Koşarak eve girdim ve bavulumu topladım. Benim koşarak eve girdiğimi gören büyükannem arkamdan hızlıca odama daldı.
" Vannessa ! Bu telaşının neden olduğunu söylermisin? " dedi.
Duraksadım. " Sen sende büyükbabamı biliyormusun ? " dedim kekeleyerek.
Büyükannem sinirlenmiş gözüküyordu." Ne gördüğünü yada düşündüğünü bilmiyorum ! Eğer birşey biliyorsan bu konuyu fazla kurcalamamanı tavsiye ediyorum." dedi ve odadan çıktı. Yetmişti artık burada bir dakika daha kalamazdım. Bavulumu alıp evden çıktım. Büyükannem " Vanessa ! Nereye gidiyorsun ! Hemen buraya geliyorsunuz küçük hanım ! " diye arkamdan bağırıyordu. Birdaha asla ama asla buraya gelmeyecektim.Kana susamış bir büyük babam olacağına , ölmeyi tercih ediyordum.Belki de beni buraya çağırmalarının nedeni buydu.Ahh iyice saçmalamaya başlamıştım! O benim büyük babamdı , nasıl beni öldürmek isteyebilirdi ki ? Ne olursa olsun onu seviyordum.Birden durdum.Eğer büyük babam bir vampirse , bende vampir değilmiydim ? Bu imkansız ! Vampir olsam kan içerdim herhalde diye düşünüyordum.Birden bir el omuzuma değdi.Kim olduğunu görmek için kafamı çevirdim.Yine oydu ! O vampir ! Göl'ün ordaki! Geriledim , korkarak.O ise sadece pis bir şekilde gülüyordu.Bembeyaz bir tene sahipti...İrkildim ve " Benden ne istiyorsun ! " diye bağırdım.Korkmuştum , ama belli etmiyordum.Güldü... " Vanessa , ne kadar da büyümüşsün...En son karşılaşmamızda 5 , 6 yaşlarında ufak bir kızdın..." dedi gülerek. diyorlardı. Onları gördüğüme çok mutlu olmuştum. Hemen koşarak onlara sarıldım. Büyükannem Bu adamda kimdi ! Burnumdan soluyordum.Devam etti " Beni hatırlamadın mı ? " demişti ciddi bir tavırla.Hayır anlamında başımı salladım , hala çok öfkeliydim.Yine güldü.Etrafımda daire çizerek yürüyordu , konuşmaya başladı. " Belki bunlar hatırlamana yardımcı olur..." dedi ve eski , püskü ceketinin cebinden bir kaç resim çıkardı.Bana uzattı.Korkarak elimi uzatıp , aldım ve resimlere bakmaya başladım.Bir tanesinde ben küçücük bir kızdım , bisiklete binmeyi öğreniyordum sanırım.Yanımdada bir adam vardı.Bu oydu.Yüzüde bana çok tanıdık geliyordu.Resimlere bakmaya devam ettim.Bir resimde annem , büyük babam , büyük annem , o ve ben vardık.Resmi iyice süzüyor , o anı hatırlamaya çalışıyordum.Çok küçüktüm , babamın yüzünü bile zor hatırlıyordum.Babam...Durdum ve gözümden yaşlar süzülmeye başladı.Bu imkansızdı...Nasıl olabilirdi ki ? O ölmüştü...Bu adam babam olamazdı.Kafamı kaldırdım.Resimler elimden düşmüştü.Hem ağlıyor hemde konuşuyordum." Baba ? " dedim. O ise bana " Hatırlaman zaman aldı , sana kızmıyorum.Nede olsa küçüktün...Annen sana kim bilir neler dedi " dedi kızgın bir biçimde.
" Sen öldün !! Nasıl olur !! " diyordum bağırarak.
Güldü " Ölmek mi? Hah ! Buna gülünür işte.Sevgili annen demek sana böyle söyledi.Hepsi yalan , palavra !! " dedi bağırarak.
Devam etti " Sana olanları kısaca anlatayım.Sen 5,6 yaşlarındayken.Bir gün yine bu kasabada , ormanda odun toplamak için yürüyordum.Birden ne olduğunu anlamadım.Bir şey önümden geçti ve beni yere yatırdı.Boynuma öyle bir acı saplandı ki , ne olduğunu anlayamadım.Yerde kıvrandım , çok acı çektim.Bir vampir tarafından ısırılmıştım.Vampirlik benim elimde olan bir şey değildi! Kan , sürekli kan istiyordum.Büyük babanı talihsiz bir şekilde vampir'e dönüştürdüm.Annen bu olaydan sonra beni sildi , terketti! Sanada benim için öldü dedi.Yüzümü bile görmek istemiyor...Demek bu kadar değersizmişim. " dedi hüzünle , kafasını yere devirdi.Hala olanların şokundaydım ve ağlıyordum.
Babama sarıldım , ağlıyorduk.Bulunamaz bir andı bu...Babamın yaşadığına hala inanamıyordum...Sevinsem mi ? Üzülsem mi ? karar veremiyordum bir türlü...Ama bir şeyi biliyordum ; Bundan sonra asla onu bırakmayacaktım!