Şeytan bir günah işleteceği zaman, işe bu günahı kutsallık zırhına sarmakla başlar.
W.S
Cehenneme kadar yolun var Jake! Bahse varım iblisler bile seni görünce geri çekilecektir! Şeytan'ın p.çi!Eklemlerinin kavradığı direksiyonu hızla sola kırdı. Bahar yağmuruyla ıslanmış kaygan yolda araba hafifçe seğirtti ancak Claire toplamayı başardı. Barney's'e doğru son sürat giderken gözlerinden akan bitmek damlaları elinin tersiyle sildi. Karnında bir şişliğin olması için kesinlikle çok erkendi, ancak kendi kendini komplekse sokup kıyafetlerinin olmadığına inanıyordu. Bir kaç parça şeye ihtiyacı vardı sadece. Bebek gidene kadar içinde rahat edebileceği bir kaç elbise, pantolon ya da her neyse ondan. Eli refleks olarak karnına gitti. Bir kaç saniyeliğine dindirmiş olduğu gözyaşları yanaklarında yerlerini tekrar aldılar. Arabayı kenara çekti Claire. Başını direksiyona dayadı. Ellerinden biri, eklem yerleri bembeyaz olacak kadar sıkı bir şekilde direksiyonu tutuyordu, diğeri ise karnına sabitlenmişti. Sanki yeteri kadar iyi denerse, yeteri kadar hayal ederse, yeteri kadar uzun süre elini karnında tutarsa bebek gitmeyecekti. Ne yazık ki neredeyse emindi Jake'in bebekten kurtulmak amacıyla gerekirse Claire'e işkence edeceğinden. Son kavgaları daha da kötüydü, her seferinde daha da bozuluyordu her şey. Nasıl isteyebilirdi Jake bu bebeği, onun deyimiyle 'şey'i, öldürmeyi?
Bitti.Aniden duran damlaları hızlıca sildi, dudaklarına koyu kırmızı rujunu sürdü ve göz makyajını tazeledi. Dışarıdan normal görülecek kıvama geldiğinde ise çoktan Barney'nin önüne gelmişti. Hızla indi arabadan. Üstündeki siyah tayt, koyu mavi tunik ve topuklu ayakkabılar her zamanki Claire'in varlığını bağıra bağıra ilan ediyordu, ne yazık ki Claire artık Claire değildi.
İçeri girdi. Sıcak hava yüzüne çarptığında iç geçirdi. Zaten son zamanlarda çok üşüyordu, sıcağa karşı hiç şikayeti yoktu. Elbiselerin, kürklerin ve ayakkabıların arasında dolaştı bir süre. Mağazanın en arka tarafına doğru ilerledi ve sarı, dalgalı saçlar gördü. Bunları nerede olsa tanırdı. Dostu diyebileceği tek insan üstündeki mor elbiseye bakıyordu. Eh, belki şu aptal sarı kemer olmasa daha iyi olurdu. Kıza yaklaştı ve arkasından seslendi.
"Yakışmadı Jamie. Mavi bir şeyler dene. Mor sezonun rengi olabilir, ama sana yakışmıyor."Umursamaz bir tavırla söyledikleri satış görevlisinin gücendirmiş olmalıydı ki kıza pis bir bakış atıp oradan uzaklaştı. Jamie'nin güzel yüzü ona döndü. Dudaklarındaki ukala ifadeyi sildi Claire ve gülümsedi. Ona ihanet etmeyecek ek kişiydi bu dünyada karşısındaki genç kadın, bunun getirdiği rahatlıkla kollarını onun beline doladı. Bir kaç saniyenin sonrasında vücudunu ondan çektiğinde sırıttı.
"Naber sürtük?"