"Bella Signora!" Çarpışış, tanışış, kaynaşış.

Misafir

Lorenzo Ada Bargellini & Elyssa Quentin Ryan

Hostesin yumuşak sesini duyduğumda uçak kalkalı tam yirmi beş saat olmuştu ve baygınlık geçirmek üzereydim.

"Andiamo, per favore, vi preghiamo di allacciare le cinture di sicurezza."

Güler yüzlü genç kadına minik bir gülümsemeyle karşılık verdim ve kemerimi bağladım. Normalde bu çeşit uyarıları takmazdım, ama hostesin başını belaya sokmak istemiyordum. Bir süre daha kadının tatlı çehresini izledikten sonra kulağıma monte olmuş kulaklıkları çıkardım. Müzik çalarımı fazlasıyla renkli çantamın ön gözüne yerleştirdim ve gittikçe yaklaştığımız bulutları izlemeye başladım. Alçalmanın verdiği garip baskı hissi hep hoşuma gitmiştir, dolayısıyla yarım saatlik iniş süresince hiç sıkılmadım.

Uçağın tekerleklerinin asfalta temas etmesiyle oluşan tatmin edici sarsıntıyı hissettiğimde küçük çocuklar gibi alkışlayasım geldi. Sonunda gelmiştim. Broadway'in, Özgürlük Heykeli'nin, eğlencenin olduğu yere, yeni bir hayata, O'ndan uzağa... New York'a. Sonunda!

Bir süre oturarak uçaktan bir an önce çıkmak için birbirleriyle güreşen insanların uzaklaşmasını bekledim. Sonra sırt çantamı kaptım ve uçaktan indim, inerken hostese göz kırpmayı da unutmadım. Bundan sonra gelen yarım saat boyunca yürümek, nefes almak, sıraya girmek, bavul beklemek, sırada önüne geçen insanları görmezden gelmek ve daha fazla yürümek gibi sıradan işkencelere maruz kaldım. En sonunda bavulum bir elimde, cep telefonum diğerinde çıkışı ararken kafamdaki tek şey yataktı. Yumuşak, huzurlu, sıcak...

"Ah!" Burnuma saplanan bir sancıyla birlikte bavulum yere yığıldı. Benimkinin yanında minik, sade ve en önemlisi açılmış bir bavul daha duruyordu. Ve sahibi... Birkaç saniye aptal aptal göz kırpıştırdım ve dünyanın en... seksi kadınının karşımda durduğunu farkettim. Bir melek! Yere dağılmış giysilerini toplayan bir melek... Kafamdan aşağı kaynar sular döküldü. Ona çarpmıştım! Panik içinde eğildim ve giysilerini bavuluna tıkmasına yardım etmeye çalıştım. Bir yandan kızmamasını umarak - bozuk aksanımla - "Özür dilerim, aptalın tekiyim." deyip duruyordum...

Misafir

Uçak seyehatlerinden oldum olası haz etmememe rağmen bu seferki normal geçmişti. Normal şartlarda mide bulantısı yaşamam gerekiyordu ama nedense midem bana herhangi bir rahatsızlık vermemişti. İçimde kime yada neye karşı olduğunu bilmediğim bir minnet duydum.Hiçbir zaman yanımdan ayırmadığım iPod'umdan yayılan müzik sesini dinleyerek göz kapaklarımın yavaşça kapanmasına izin verdim.
Aniden gözlerimin birden açılıverdi.Hostes inişe geçtiğimizi bize bildiriyordu.iPod'umun kapama tuşuna basarak Hoobastank'ın The Reason adlı parçasına istemeye istemeye son verdim.Küçük spor sırt çantama kulaklıklarını toparlamadan tıkıştırdım.Her zaman düzenli ve titiz biri olmak imkansızdı.
New York... İşte, uçağın penceresinden baktığımda New York'un o hareketliliğini görebiliyordum.Daha önce pek çok kez New York'da bulunmama rağmen bu sefer New York bana oldukça farklı gelmişti.Artık ailemden uzak bu şehirde yaşayacaktım.Özgürlük hissi içimin kıpır kıpır olmasına neden olmuştu.
Sırt çantamı ve cep telefonumu elime alarak uçaktan indim.Yaklaşık olarak yarım saat sonra bavulum elimdeydi.Bir an önce havaalanından uzaklaşmak yeni evime yerleşmek istiyordum.Bütün bunların hayalini kurarken birden ani bir çarpışışın olmasıyla elimdeki bavulumun içindeki eşyaların dışarıya fırlaması bir oldu.Alelacele eşyalarımı bavulumun içine tıkıştırırken bana çarpan, henüz yüzüne bakmadığım kişinin bana yardım ettiğini farkettim.
"Özür dilerim, aptalın tekiyim." diye mırıldanıyordu birisi İtalyan aksanıyla.Başımı kaldırmamla vucudumda bir şok dalgasının yayılması bir oldu.
Tanrım! Pürüzsüz tenine dokunma dürtüsü oluşmuştu heryerimde.Bütün benliğimle yüzüne dokunmak istiyordum.O kadar tatlıydı ki...Derin bir nefes alarak bu dürtüye engel olmaya çalıştım.Ona bir suçunun olmadığı hakkında birşeyler söylemek istedim.
"Hayır, özür dilemene gerek yok tamamen benim dikkatsizliğim." dedim gözlerimi bir an bile ondan ayıramadan.
Mahcup mahcup gülümsemesi ister istemez yüzümde kocaman bir gülümsemenin yayılmasına neden olmuştu.Aksanına bakılırsa Amerikan değildi.Benim yaşlarımda görünüyordu ve oldukça seksiydi.
Eşyalarımı onun büyük yardımıyla bavuluma tıkıştırmıştım.Onunla ilişkimizin burda son bulmasını istemediğim için hemen kendimi tanıtma gereği duydum.
"Bu arada ben Elyssa." diyerek elimi uzatıp gülümsedim.

» Armina Bella Forte