Duyurular | |
Gossip Girl | ~ NY gençleri neredesiniz? Dedikodularınızı bekliyorum. Bilgi için tıklayın.
Seviliyorsunuz. Xoxo |
Yönetim Kadrosu |
|
|
| Kafa Dağıtmak | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Misafir Misafir
| Konu: Kafa Dağıtmak C.tesi Ağus. 21, 2010 10:36 am | |
| Giselle De Loussier & Crystal Prévela 1. Tekil Şahıs 21.00
O gün gerçekten güzel bir gün geçirmiştim, en azından sabah. Akşam da bir şeyler yapmak iyi fikir olabilirdi. Giselle ile buluşmaya karar vermiştik. Belki bir iki viski ya da şarap da içerdık. Gecikmiş bir akşam yemeği bile yiyebilirdik. Giselle gerçekten hoş bir kızdı, aynı zamanda onunla konuşmaktan zevk alıyordum. Uzun bir sohbete dalabileceğim, hem eğlenceli, hem zeki kişilerden biriydi. Saçlarımı şık bir topuz yapmıştım, üzerime de bej rengi diz üstü bir straplez elbise giymiştim. Yine bej rengi, sevimli takılarım vardı. Evden çıkarken, fazla mı abarttım diye düşünmeden duramıyordum. Ama sonra elime küçük çantamı aldım ve geri dönüşü olmamak üzere Sucrerie A La Ouâte' ye gitmesi için şoförümü dürttüm. Yolda ilerlerken, gerçekten bu hayata alışmış olabileceğimi anladım. Ben ve yukarı doğu yakası... Tabi asla onlardan biri olmayacaktım. Ama alışmak, her zaman iyiydi. Gece, her taraftan ışıklarla aydınlanıyordu yine, bu manzara harikaydı. Gerçekten, olmak istediğim yer burası, diye düşündüm. Sonunda gelmiştik. Geç kalmamanın acelesiyle arabadan indim. Topuklu ayakkabılarımın sesi zeminden kulağıma gelirken girişe ilerledim. Görünüşe göre Giselle daha gelmemişti, bu iyiydi. Müzik kulağı okşuyordu gerçekten. Ortalarda bir masaya ilerledim ve şık görünüşlü koyu mor koltuklardan birine oturdum. Kapıya bakıyordu bu koltuk, böylece Giselle'in geldiğini görebilecektim. Çantamı masaya bırakırken Giselle göründü, fazla beklememiş ama yine de önce ben gelmiştim. Bu en iyisiydi. Gerçi daha buluşma saatine beş dakika vardı, olsun. Giselle gülümsüyordu, bende ona gülümsedim. Masaya doğru geldi, biraz endişeli gibiydi. Neden endişelendiğini hemen anlamıştım.
" Merak etme, iki dakika önce geldim. Sanırım ikimiz de erken gelmeyi seviyoruz. " |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Kafa Dağıtmak C.tesi Ağus. 21, 2010 11:56 am | |
| Rahat bir uykudan sonra telefonun alarmıyla uyandım. Crystal ile buluşmaya karar vermiştik. Her ne kadar zamanım olsa bile erken davranmak istedim. Öğlen bir ikide kalktığımda bile akşamki randevularıma gecikebiliyordum. Dün gece de eve geç döndüğüm için bundan endişeliydim. Akşam üstüne doğru yavaş yavaş yataktan doğruldum. Soğuk bir duş aldıktan sonra etrafı düzenlemeye karar verdim. Buluşma saatimize bir iki saat varken hazırlanmamın iyi olacağını düşündüm ve dolabın kapağını açarak yatağın kenarına oturdum. Kısa beyaz şortumun üzerine açık pembe askılı bir üst seçtikten sonra yavaş tempoyla giyinmeye başladım. Üstümle aynı renkteki spor ayakkabılarımı da giydikten sonra çantamı aldım ve evden ayrıldım. Sucrerie A La Ouate'ye gitmek için şoförümü aradım. Fakat buralarda değilmiş ! Kime hizmet edecekse. Taksi çağırdıktan sonra biraz sinirli bir şekilde yola çıktık. Biraz endişelenmiştim doğrusu,geç kalmış olabilirdim. Sonunda gelmiştim. Müzik gerçekten çok rahatlatıcıydı. Biraz daha hızlı adımlarla içeriye girdim. Crystal gelmişti,endişem daha da arttı gibi. Ama çok fazla bekletmediğimi düşünüyordum. Gülümsedim,aynı şekilde o da. Masaya doğru gittim. ''Merak etme,iki dakika önce geldim. Sanırım ikimiz de erken gelmeyi seviyoruz.'' Derin bir nefes aldım,rahatlamıştım doğrusu. '' Oh,peki o zaman.'' İkimizde koyu mor koltuklara oturduk. Ortam çok güzeldi. Buraya bir kaç kere daha gelmiştim. Gülümsedim ve '' Nasılsın Cry? '' Bu sırada aç olduğumu daha fazla anlamaya başladım,etrafa bakındım fakat görevli birini göremedim. Cry'e yöneldim ve cevabını beklemeye başladım. |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Kafa Dağıtmak C.tesi Ağus. 21, 2010 12:16 pm | |
| '' Nasılsın Cry? ''
Endişesi geçmiş gibiydi. Bugün gerçekten harika görünüyordu. Benim gibi özenle hazırlanmış olduğu belliydi. Gerçi birbirimizi çok iyi tanımıyorduk daha; ama ben insanları sürtük ya da değil diye ayırmaktan vazgeçmiştim. Gerçekten acı çektiğim zamanlar olmuştu ve bunu yapan kişiler normal insanlardı. Eğlenmesini bilenler kendi aralarında takılır, kimseye de bulaşmazlardı. Zararsız ve mutlu kedi yavruları gibilerdi. Kendimi fazla sıkmıyordum artık, buna değmeyeceğini öğrenmiştim. Karşımdakiler için yeterince çabalamıştım, şimdi de biraz kendimi düşünmek istiyordum. Gerçi yaptığım hiçbir şeyden pişman değildim; ama olmam da bir şeyi değiştirmezdi, bunu da anlamıştım. Arayan gözlerle çevreme bakındım Giselle'e cevap vermeden önce. Garsonlar ellerinde servis tabaklarıyla oradan oraya koşuşturuyorlar, hangi masaya gideceklerini hatırlamaya çalışıyorlardı. Kalabalıktı lokanta, garsonlar dışında herkes kendini ortamın sakinliğine ve müziğe bırakmış gibiydi. Güzel renk senfonileri oluşturan tablolar her yerdeydi. Hepsi de ustalıkla yapılmış mücevherlerdi sanki. Sonunda bir garson bizi farketti ve masaya ilerledi. Menüyü uzattı. İkimiz de bir süre bakındık. Sonra kırmızı şarap ve yanında menüden öylesine seçtiğim bir yemeği istedim. Garson uzaklaşırken de Giselle'e nihayet cevap verebildim.
" İyi sayılırım, aslında olaylar öyle çabuk gelişiyor ki yakında kendimi tanıyamamaktan korkuyorum. "
Ona bunları neden söylediğimi bilmiyordum. Sadece içimi dökme ihtiyacı hissetmiştim işte. Belki de ona güvenebilirdim. Ama kapalı bir şekilde konuşmak yine tercihim olacaktı. Bu gece sadece eğlenmek, sıkıntıları bir kenara bırakmak istiyordum. |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Kafa Dağıtmak C.tesi Ağus. 21, 2010 12:45 pm | |
| Sonunda garsonlar bizim yanımıza gelebilmişti. Menüyü uzattı. İkimiz de bir süre bakındık. İsteklerimizi söyledikten sonra garson yanımızdan uzaklaştı. Cry de konuşmaya başladı. '' İyi sayılırım, aslında olaylar öyle çabuk gelişiyor ki yakında kendimi tanıyamamaktan korkuyorum.'' Söylediklerinde çok haklıydı. Biraz düşündükten sonra sözün bana olup olmadığı konusunda ikilime düştüm. Fakat Cry ile aramızda kötü bir şey geçmemişti. Bana olacağını düşünmüyordum. Belki de içini dökmek istemişti gayet de haklıydı. Bana güvendiğini ispatlayabilirdibu davranışı. Konuşmamız ilerledikçe Cry'e daha dikkatli bakabiliyordum, onunda benim gibi özen gösterdiği belliydi. Sessizlik oluştu, sessizliği telefonuma gelen msgn titresim sesi bozdu. Çantamı karıştırıp telefonuma baktım. Şuan Cry'leydim. Konuyu dağıtmak istemiyordum. Mesaja bakmadan masanın üstüne koydum. Cry'i partiye çağaracaktım ki garsonların siparişi getirdiğini fark ettim ve biraz bekledim. Tekrar sohbetin bölünmesini istemiyordum. Siparişler enfes gözüküyordu. Yemeye başlamadan önce '' Cry,evimizde parti olucak. Sende gelirsin dimi ?'' Cevap vermesini beklerken yavaş yavaş yemeğime başladım. |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Kafa Dağıtmak C.tesi Ağus. 21, 2010 1:13 pm | |
| '' Cry,evimizde parti olucak. Sende gelirsin dimi ?''
Bu reddedilemez bir teklif gibi görünüyordu. Parti... Partilerde eğlence sınırsızdı. Yüzümü bir gülümseme kaplamıştı aniden. Bir sürü insan, son sınıf olmanın heyecanı. Bir yıl sonra mezun oluyorduk! Bu yıl da mezun olanlar vardı. Üniversite bambaşka bir şeymiş gibi geliyordu bana. Sanki lise kadar eğlenceli olmazmış gibi... İnsanların olgunlaştığı, meslek üzerine yetiştiği disiplinli bir okul sadece. Belki de üniversitede bu fikri üzerimden atardım, kim bilir? Giselle'in bu konuda ne düşündüğünü bilmiyordum. Sarı saçları yüzünü kaplıyordu, benden farklıydı belki de. Gerçi o 2. sınıftı. Bu güzel bir şeydi. Constance Billard'da iki yıl daha. Bense geçen yıl gelmiştim bu okula. Mezun olan dostlarımla konuşabilecek miydim, şüpheliydi. Yine de bunu istediğim de kesindi. Üniversite için İtalya'ya gitme olasılığım çok yüksekti ne de olsa. Annem ya da babam beni çağırabilirdi. Oraya gitmek kesinlikle sağlıklı olmazdı ve buraya alışma sıkıntısı çektiğim gibi o çok önemli dönemde bir de orada yabancılık çekmek istediğim söylenemezdi. Şarabımdan bir yudum aldım. Gerçekten güzeldi. Yemek de öyle. Acıktığımı yemeden önce farketmemiştim. Her zaman öyle olurdu. Bir öğün atlayıp karnımın ağrısının neden olduğunu anlamadığım bile olmuştu. Belki de yeterince zeki değildim. Ah, düşüncelerimi kontrol etmek gittikçe zorlaşıyordu. Bakışlarımı Giselle'e yönelttim tekrar ve sorusuna cevap verdim.
" Gelirim, harika olur. "
İstekli bir ses tonuyla konuşmuştum. Partiler, insanlar, dans eden bedenler... Öpüşenler! Sorgusuz sualsiz arkadaşlıklar, yakınlaşmalar. Kulağa hoş geliyordu. Tabi her zaman mesafeli yaklaşırsan.
|
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Kafa Dağıtmak Paz Ağus. 22, 2010 12:07 pm | |
| '' Gelirim, harika olur. ''
Demek o da partileri seviyordu. Nasıl sevilmezdi ki,sınırsız eğlence. Yüzünde gülümseme oluşmuştu. Bir sürü insan, yankılanan müzik. Bunları düşündükçe keyfim biraz daha yerine gelmişti. Cry'e gülümsüyor bu sırada da yemeğimi yiyordum. Gerçekten yemekler çok nefisti. Karnımın doyduğunu hissedebiliyordum. Fazla yemek yemememe rağmen tabağımı neredeyse bitirmiştim. Biraz içeceğimden aldıktan sonra gözlerim Cry'e geldi. Gerçekten o da güzel bir kız. Sevgilisi vardır heralde diye düşünürken kafamı ondan çevirdim ve etrafa yöneldim. Herkes bir koşuşturma peşindeydi. Başka yapıcak ne var ki ?
Bir iki dakika sessizlik olmasına rağmen Cry bir şey sormamıştı. Canı bir şeye mi sıkkındı acaba ? Ama bir şey olsa bana söylerdi. Sessizliği onun bozmasını istedim ve ağzımı açmadım. Yemek yemeye biraz ara verdim ve nazik bir şekilde peçeteyle ağzımı sildim. İçecek bardağımı elime aldım ve yudumlamaya başladım. |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Kafa Dağıtmak Paz Ağus. 22, 2010 9:28 pm | |
| Yemeğimizi yemeye devam ederken konuşmuyorduk pek. Şarap bende nahoş bir etki yaratmıştı, alıştığım ve sevdiğim bir şeydi bu artık. Kendime sınırlama getirmekten uzun süre önce vazgeçmiştim. Sahi, ne kadar değişmiştim ben? İtalyalı kız, şimdiki YDY'li kızdan iyi miydi? Onu yenebilir miydim? Gücüm ona yeter miydi? Masum, pürüzsüz bir hayat. Berrak bir su. Bir ölümle devrilen geçmiş... Değer miydi peki, değer miydi hayatımı değiştirmeye, değişmeme, sınırlarımı genişletip, yasakları kaldırmama? Okyanus mavisi gözler yeni yeni kişiler görmüştü. Yeni bir hayat, yeni ortamlar ya da arkadaşlıklar. Şimdi valizini toplayıp gitmeme ne engel olacaktı peki? Hayır, hiç kimse yoktu önümde. Ama dönmeyi de göze alamazdım, o kadar cesur değildim. Kısa bir tatil de işe yarardı belki, kendime getirirdi beni. Ailemi görmek, onlarla vakit geçirmek? Ağlamayacaktım bir daha. Buna kesinlikle karar vermiştim. Ağlamak zayıflıktı, zayıf olmayacaktım. Başım her zaman dik olacaktı, her çözümü deneyecektim, hırslı davranacaktım. Peki ne için? Uğruna savaşacağım ne vardı ki? Hiçbir şey.
Şık, kusursuz masada yansımasını gördüğüm kız, ya da kadın, kimdi? Kumral saçları düzgün bir topuzla, heyecan verici bir şıklıkla toplanmış, gözlerinde hafif kızarıklık olan ve bunu da siyah kalemle kapatmaya çalışmış olan kadın kimdi? Hey tanrım, kimim ben? Ruhumu tanımama izin ver, yoksa sebebi de yoktur onun varlığını sürdürmesinin. Arkadaşlar bir yere kadar! Neden burada olduğumu bilmiyorum ben, neden seçim yaptığımı bilmiyorum ben, ne anlamı var, ne anlamı? Beynimdeki sorular bakteri sürüleri gibi çoğalıyor, zaten düşünmekten yorulmuş beynimi acımasızca kemiriyorlardı. Rahat bırakın beni! Rahat! Doğmamış olmayı dilerdim ben, o pembe düzgün yapılı dudaklar, o gizemli kadın olmasın isterdim. Annemle babamın tanıştığı güne lanet ettim. Ruhu olmayan bir beden, ne işe yarar ey tanrı?
Sessizlik... Giselle bir şey söylemek ister gibi ama söylemiyor. Demek ki benim konuşmam gerekiyor. Bir şeyler söylemem, o lanet ağzımı açmam gerekiyor. Öyle yaptım sonra, fazla sorgulamanın da nedeni yok zaten. Pek kalıcı olmayı düşünmüyordum bu dünyada. Ama ne söyleyebilirdim ki ona? Beynimdeki bu çelişki, buluşma için aşırı kaçmaz mıydı? Evet. Belki de... Ah, beynimi tamamen yemiş sorular. Düzgün düşünemiyorum. Oysa yapmam gereken, sadece konuşmak...
" Hiç ne hissettiğini bilmediğin oldu mu? " |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Kafa Dağıtmak Ptsi Ağus. 23, 2010 4:31 pm | |
| '' Hiç ne hissettiğini bilmediğin oldu mu?''
Söylediklerinden aklında karışık bir şeyler olduğunu anlamış gibiydim. Bende pek sakin sayılmazdım, fakat kendi dertlerimi başkalarına anlatmaktansa onları dinlemekten her zaman daha zevk almışımdır. Gözlerinden de düşünceli olduğunu anlayabiliyordum. Elimdeki bıçak ve çatalı tabağın kenarına koyduktan sonra '' Tabiki, oluyor. Ama çok ciddi bir durum da değildi.'' diyebildim sadece. Acaba onun durumunu sormalımıydım, belki de anlatmak istemezdi. Fakat beni tanıyanlar sürtük olduğumu bildikleri halde diğer tavırlarımı da bilirler. Arkadaşlarımla konuşmayı ve vakit geçirmeyi severim. Şimdi Cry'le beraberim ve aklında bir şeyler var gibi. Evet,sormalıyım. '' Sanırım aklına bir şeyler var hayatım? '' samimi bir ses tonuyla. Anlatmayı tercih edeceğini düşünüyordum. Sır sakladığımı biliyordu. Gerçi daha sır olup olmadığını bile bilmiyorum. Belki de herkesin bildiği ama benim bilmediğim bir şey. Cry'den cevap beklerken yemeğime devam ettim. Cry tam konuşmaya başlarken bir yeni mesaj daha. Daha deminkine de bakmamıştım, fakat ciddi bir şey olduğunu düşünmek iyi olmuyordu. Üzgün olduğumu belli ederek telefonu elime aldım. Tahmin ettiğim gibi mesaj Janson'dan gelmişti. Hemen kısa bir cevap verdikten sonra tekrar Cry'e yöneldim. Janson'ın geri mesajının sesini işitmemek için telefonu kapatıp çantama koydum.
|
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Kafa Dağıtmak Ptsi Ağus. 23, 2010 10:30 pm | |
| '' Sanırım aklına bir şeyler var hayatım? ''
Yaşantım... Benim iyi bir hayatım var mıydı gerçekten? İnsan mutlu olmak istiyorsa olur derler, buna daha önceleri hep inanmıştım. Ama sonradan fark ettim ki ben hassas biriyim ve umursamazlık kesinlikle bana göre değil. Bazen duygusal olmak gerçekten işe yaramıyor oysa. Can sıkıntısı ya da baş ağrısı yapmaktan başka tabi. Belki de duygularımdan kurtulmalıyımdır. Ama ne yazık ki, bunun sağlıklı olduğuna hiçbir zaman inanmadım ve hala da inanmıyorum. Genel olarak kendimi tarif ettiğimde çok çelişkili bir tablo çıkıyordu karşıma. Kendimi daha çok eleştirmek istemiyordum bir yandan. Hala beni seven birileri varsa, kendimi sorgulamayacaktım. Verdiğim kararın iç rahatlığıyla ortama geri döndüm adete. Sonra ne cevap vermem gerektiğini düşündüm Giselle'e. Haklıydı. Bu aralar aklımda gerçekten gereğinden çok şey vardı.
Şu an neye daha çok önem vermem gerektiğini gerçekten bir türlü kestiremiyordum. Ailem, arkadaşları, hissettiklerim? Düşmanlar, yakınlaşmalar, kendi kişiliğim? Ya da bir uçtan başlar, hepsini çözmeye çalışırdım. Bir sorunu çözmek için önce anlatmak gerektiğini gerçekten iyi bilirdim. Giselle ile paylaşmaya karar verdim. En azından beynimden geçen sorulara yanıt bulabilmem için bana yardım ederdi, değil mi? Bir dostun her zaman faydası olmuştu sonuçta. Bu aralar yapacak çok şeyim vardı. Dia ve Laela ile konuşmam gerekiyordu. Mezuniyet partisine hazırlanmam ya da, orada ne yapacağımı da düşünmem. Ama şu an önem verdiğim tek şey bu andı. Yaşamam gerekeni yaşıyordum.
" Bu şehre gelmekle hata mı ettim bilmiyorum. İtalya'da kalsam her şey daha farklı olabilirdi. O kadar zayıfmışım ki... " |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Kafa Dağıtmak Salı Ağus. 24, 2010 1:27 pm | |
| '' Bu şehre gelmekle hata mı yaptım bilmiyorum. İtalya'da kalsam her şey daha farklı olabilirdi. O kadar zayıfmışım ki... '' Aklında yanıtlayamadığı sorular olduğu her halinden belliydi. Gözlerinden de düşünceli olduğunu anlayabiliyordum. Sorduğum sorulara cevapları biraz kaçamak gibi duruyordu. Olayı anlamak için daha net sorular sormayı düşünüyordum. Cry'in zayıf olduğunu da düşünmüyorum, güçlü bir kız o. Bu sırada garsondan içeceğimi yenilemesini istedim ve getirene kadar sessiz kaldım. Tekrar konuşmanın bölünmesini istemediğimden. Garson içeceği kısa bir süre içerisinde getirdi. ''Sen güçlü bir kızsın Cry, neden zayıf olduğunu düşünüyorsun? '' anlamaya çalışan bir ses tonuyla. Güçlü kısmını daha da vurgulamıştım. Zayıf insanlar şuan burada bile olamazdı. Sorunun ne olduğu hakkında fikir yürütmeye başlamıştım. Tahmin etmesi bile çok zordu. Ellerimi kenetleyerek Cry'i dinlemeye başladım. Umarım bu sefer daha açık olabilecekti.
|
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Kafa Dağıtmak Salı Ağus. 24, 2010 2:14 pm | |
| ''Sen güçlü bir kızsın Cry, neden zayıf olduğunu düşünüyorsun? ''
Anlamadığını fark etmiştim. Haklıydı. Ne söyleyeceğimi bile bilmiyordum ki. Sonra kafamda toparlamaya çalıştım kelimeleri. O, garsondan içeceğini tazelemesini isterken ben de kendi şarabımı bitirmiştim. İkinci bir kadeh iyi gelebilirdi; ama sarhoş olmaktan da korkmuyor değildim. Sonra bunu önemsememeye karar verdim ve bir şarap daha istedim. Garson gidip gelmekten usanmış gibi göründüğü için, ona ters bir bakış attım, gitti o da. Garson geri gelmeden de çabucak konuşuverdim:
" İtalya'dan buraya teyzem öldüğü için geldim. Çok yakındık, yine de orada kalmalıydım. Kaçmayı tercih ediyorum hep..."
Birden gözlerimin dolduğunu hissettim; ama ustalıkla bunu atlattım. Alışmış mıydım ne? Oyalanmak için topuzumdan düşen bir tutam kumral saçla oynuyordum. Biri bana neden buradasın dediğinde hiç bu kadar dürüst olmadığımı hissetmiştim. Korkmuştum belki de, yine de anlatmak her şekilde kendimi iyi hissettiriyordu. Ölümündeki sır, beni deli etmeye yeterdi. Kendi okulumda, cinayet olduğu da belliydi sanki. Buraya gelmiştim ve sonra da her şey ters gitmeye başlamıştı. Tepetaklak. Sanki o haberi aldığım günden önce hayatımın en mutlu anlarını yaşamış gibiydim. Ne kadar da ağlamıştım. Uzaklaşmak istemiş, kayboşmuştum. Yine de o zamanlar yalnız olmak kendimi iyi hissettirmişti, şimdi ise berbat geliyordu.
Her gün farklı bir yerdeydim. Onca zaman aynı evde olmamıza rağmen, Desiree ile ilk bu sabah doğru düzgün konuşabilmiştik. Ya ben çıkıyor, gecelere kadar gelmiyordum ya da onun işi oluyordu. Trajik. Belki de bunlar bir şeyleri unutabilmek içindi. Uzun zaman ailem o kadar yanımdaydı ki, kötü bir şey başıma gelince ne yapacağımı bile öğrenememiştim. Bunun yapılmaması gereken bir şey olduğunu beynime not ettim ve Giselle'in cevap vermesini bekledim.
|
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Kafa Dağıtmak Salı Ağus. 24, 2010 6:41 pm | |
| '' İtalya'dan buraya teyzem öldüğü için geldim. Çok yakındık, yine de orada kalmalıydım. Kaçmayı tercih ediyorum hep...'' Gözlerinin dolduğunu hissedebilmiştim, fakat ustaca atlatmayı başarmıştı. En doğrusunu da yapmıştı. Bazıları ağlamayı zayıflık olarak görse bile bazen öyle olmuyordu. Fakat Cry kendisini serbest bırakmamıştı. Verdiği cevaba yöneldim. Kendisini suslu hissediyor gibi bir hali vardı. Teyzesinin ölümüyle ilgili bir şey bilmediğim için de fikir yürütmek zor oluyordu. Ona sormak da istemiyordum. Bundan uzun bir zaman önce kuzenimi kaybettiğimde arkadaşlarımla konuşurken konunun kuzenime hatta ölüme geldiğine bile anlam verememiştim. Daha sonra hemen kuzenlerini öne attılar ve muhabbet oluşturmaya çalıştılar. Yaptıkları neydi ? Evet, duygusuzdum fakat ölüm çok ayrı bir şey. Bir de bilmiyorlar gibi -Senin kuzenin ölmüştü dimi- sadece sinirli yüz ifademle başımı sallamıştım. Onları çok ilgilendiriyor gibi, sorularını dinlemiştim bir de. İnsanları bu gibi anlarda neden bu kadar gereksiz sıkarlar ki. Zaten yeterince canı sıkkındır insanın. Gözlerimin daldığını fark ettim. Küçük bir titremeyle kendime geldim ve Cry'e yöneldim. '' Anlayabiliyorum canım. '' demekle yetindim sadece. Söylenicek fazla bir şey olmadığı gayet açıktı zaten. Cry'den cevabını beklerken tabağımdaki bir kaç parça yemeği de bitirdim ve içeceğimi yudumlamaya başladım. |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Kafa Dağıtmak Salı Ağus. 24, 2010 7:39 pm | |
| '' Anlayabiliyorum canım. ''
Garip hissetmeye başlamıştım. Bu küçük buluşma da sonuna geliyor gibiydi yavaş yavaş. Giselle gerçekten iyi bir kızdı, çok yorum yapmıyordu ama anlayabildiğini gerçekten hissediyordum. O yemeğini bitirirken ben de kendiminkini bitirmiş, şarabımın da yarısına gelmiştim. Alkole alışmış olmalıyım ki pek bir şey hissetmiyordum. Bir süre durduk öylece. Kendime gelmiştim sanki. Güzel bir gün geçirmiştim ve günün sonlarına yaklaşmak beni üzüyordu. Yine de istediğimiz zaman tekrar buluşabilirdik sonuçta. Birden pek çok arkadaşım olduğunun farkına vardım. Daha olumlu baktım birden kendi hayatıma. Belki kendime acımak yerine, yüreklendirmem gerekiyordur diye düşündüm. Sonra onayladım, atlatabilirim! Üniversiteyi İtalya'da okurum zaten, değil mi? Ama ya gelmemi istemezlerse, bu bende daha büyük bir hayal kırıklığı yaratmaz mı? Bunu daha önce hiç düşünmemiştim işte. Bu şehirde farklı bir üniversiteye gitmek yeterdi belki de. Ama... İtalya'yı bir daha göremeyecek miydim? Tatilde gel bile dememişlerdi ki bana. Aklım yine karışmıştı işte.
Ellerimi sıkıyordum. Kendimi tekrar dünyanın içine çekebilmek için edindiğim bir alışkanlık olsa gerekti bu. Garsonu çağıracaktım, hesabı istemek için. Ama Giselle'e sormamın daha iyi olacağını düşündüm. Gitmek için acele etmemize gerek yoktu nasılsa. Gerçi gitmek zorunda da değildik, yine de eve pek geç kalmak istemiyordum, gerçi Desiree evde olmayabilirdi. Neyse, en iyisi Giselle'e sormaktı galiba.
" Kalkalım mı sence? " |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Kafa Dağıtmak Çarş. Ağus. 25, 2010 8:49 am | |
| '' Kalkalım mı sence? '' Olumsuz yönde cevap vererek onu zorla burda tutmak istemezdim. Zaten saatte baya ilerlemişti. Evle ilgili planlar yapmaya başlamıştım bile. Kıyafetlerimi düzeltmekten başlayacaktım. Daha sonra da J. ve Jans ile takılırdık sanırım tabi evde olurlarsa. Yavaşça masadaki bana ait olan şeyleri çantama attım ve hafifçe kalktım. '' Peki. '' Kasaya yönelip ücreti verdikten sonra bulunduğumuz yerin kapısınında vedalaştık. '' Kendine çok iyi bak Cry. Unutma sen güçlü bir kızsın. '' '' Teşekkürler Giss, sende öyle. '' gülümseyerek. Güzel bir akşam geçirmiştim. Evde kalsam belki sıkılabilirdim. Cry'le olan konuşmuşluğumuz daha da samimi bir boya kavulmuştu.Benim için güzel bir şeydi. Cry, hem çok güzel hem de çok akıllı bir kızdı. Bugünkü olayı da daha sonra onla tekrar uzun uzun konuşmuş ve beynini rahata kavuşturmak istiyordum.Yavaş adımlarla ilerlerken tüm gözlerin bende olduğunu hissetmeye başladım. Biraz yürüyerek bir taksiyle eve dönmeye karar vermiştim.
En son Giselle De Loussier tarafından Çarş. Ağus. 25, 2010 9:03 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Kafa Dağıtmak Çarş. Ağus. 25, 2010 8:50 am | |
| |
| | | Laela Cryptic Lütfen rütbe edininiz
Mesaj Sayısı : 903 Kayıt tarihi : 30/06/10 Lakap : Queen L.
Bilgiler Puan: 20
| Konu: Geri: Kafa Dağıtmak Çarş. Ağus. 25, 2010 12:46 pm | |
| Giselle De Loussier 30 Şöhret Puanı 6 Dolar Crystal Prévela 35 Şöhret Puanı 7 Dolar | |
| | | | Kafa Dağıtmak | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |