Gossip Girl RPG
Gossip Girl RPG
Gossip Girl RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Gossip Girl Role Play Sitesine Hoş Geldiniz!
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Duyurular



~
House Party kurgumuz başlamıştır katılmak için tık!




~
Seviye sistemi kaldırılmıştır.


~
Yeni Popülerlik sistemi düzenlenmiştir. Lütfen göz atınız tık!


Keyifli Role Play'ler...
Gossip Girl
~ NY gençleri neredesiniz? Dedikodularınızı bekliyorum. Bilgi için tıklayın.


Seviliyorsunuz. Xoxo

Yönetim Kadrosu
İş adamı/ kadını alımları Pam10 İş adamı/ kadını alımları Lalea10

 

 İş adamı/ kadını alımları

Aşağa gitmek 
2 posters
Sayfaya git : 1, 2  Sonraki
YazarMesaj
Gossip Girl
Lütfen rütbe edininiz
Lütfen rütbe edininiz



Kadın Mesaj Sayısı : 678
Kayıt tarihi : 30/06/10

Bilgiler
Puan: Bunlara gerek yok.

İş adamı/ kadını alımları Empty
MesajKonu: İş adamı/ kadını alımları   İş adamı/ kadını alımları EmptyÇarş. Haz. 30, 2010 8:07 pm

Ad Soyad:
Yaş:

Örnek RP:


~100 dolara ulaşmış olan öğrenciler karşılığında dükkan açtırabilirler.
~
Yetişkinler 1. Seviyeden başlarlar.
~ Öğrencilerin örnek rp
koymasına gerek yoktur.


En son Winter Kristowent tarafından Ptsi Tem. 05, 2010 2:28 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




İş adamı/ kadını alımları Empty
MesajKonu: Geri: İş adamı/ kadını alımları   İş adamı/ kadını alımları EmptyPerş. Tem. 01, 2010 10:20 pm

Ad Soyad: Freya A. Kristowent
Yaş: 28
İş kadını
Örnek RP:
Spoiler:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Gossip Girl
Lütfen rütbe edininiz
Lütfen rütbe edininiz



Kadın Mesaj Sayısı : 678
Kayıt tarihi : 30/06/10

Bilgiler
Puan: Bunlara gerek yok.

İş adamı/ kadını alımları Empty
MesajKonu: Geri: İş adamı/ kadını alımları   İş adamı/ kadını alımları EmptyPerş. Tem. 01, 2010 10:27 pm

Rütbeniz verildi ^^
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




İş adamı/ kadını alımları Empty
MesajKonu: Geri: İş adamı/ kadını alımları   İş adamı/ kadını alımları EmptyPtsi Tem. 05, 2010 3:13 pm

Ad Soyad:Albus Trancer
Yaş:21

Örnek RP: Bir Harry Potter RPG sitesinde yaptığım rp dir kanıtlanabilir.

Spoiler:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




İş adamı/ kadını alımları Empty
MesajKonu: Geri: İş adamı/ kadını alımları   İş adamı/ kadını alımları EmptySalı Tem. 06, 2010 1:26 pm

EDİT.


En son Loisa Claire Anderson tarafından Çarş. Tem. 07, 2010 10:21 am tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Gossip Girl
Lütfen rütbe edininiz
Lütfen rütbe edininiz



Kadın Mesaj Sayısı : 678
Kayıt tarihi : 30/06/10

Bilgiler
Puan: Bunlara gerek yok.

İş adamı/ kadını alımları Empty
MesajKonu: Geri: İş adamı/ kadını alımları   İş adamı/ kadını alımları EmptySalı Tem. 06, 2010 1:27 pm

fazlasıyla kısa
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




İş adamı/ kadını alımları Empty
MesajKonu: Geri: İş adamı/ kadını alımları   İş adamı/ kadını alımları EmptySalı Tem. 06, 2010 1:46 pm

Düzenlendi. ^^
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




İş adamı/ kadını alımları Empty
MesajKonu: Geri: İş adamı/ kadını alımları   İş adamı/ kadını alımları EmptyPaz Tem. 11, 2010 1:40 pm

Ad Soyad: Vinnie Altierri
Cinsiyet: Erkek
Örnek Rp:

Spoiler:




Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Gossip Girl
Lütfen rütbe edininiz
Lütfen rütbe edininiz



Kadın Mesaj Sayısı : 678
Kayıt tarihi : 30/06/10

Bilgiler
Puan: Bunlara gerek yok.

İş adamı/ kadını alımları Empty
MesajKonu: Geri: İş adamı/ kadını alımları   İş adamı/ kadını alımları EmptyPaz Tem. 11, 2010 1:43 pm


  • Rütbeniz verildi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




İş adamı/ kadını alımları Empty
MesajKonu: Geri: İş adamı/ kadını alımları   İş adamı/ kadını alımları EmptySalı Tem. 13, 2010 5:19 pm

Ad : Alexandréa K. Alvarez
Yaş: 23
Örnek rp:

-“Neden onu unutamıyorum, tanrıçam, neden? Onun gözleri, dudakları, dudaklarının dudaklarıma değdiği ilk anı, ellerini, saçlarını hatta ses tonunu neden bu kadar özlüyorum? Bu durumda nasıl olur da hala onu unutamam? Onu unutmam gerek, bana yardım et NYX lütfen… Onu tek başıma, yalnız, unutamam. Ben ben …” daha fazla konuşamadı Jean.Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Onu unutması gerektiğini biliyordu. İlk iş olarak onun aldığı hediyeleri atması gerektiğini düşündü. Elinin tersiyle beyaz teninin üzerinde kristal gibi
parlayan gözyaşlarını sildi. Hemen kocaman, koyu kahverengi, ara ara üzerinde açık kahverengi lekeler olan ayıcığa yöneldi. Bunu Will doğum gününde almıştı. Ayıcığın eline bastırdığında “Will seni seviyor Jean...
Seni başkasını değil.”
diye konuşuyordu. Ahh o gün ne kadar da güzeldi. Birden aklında o gün canlandı. Hala beyninin kırıntılarında tekrar yaşanmak için can çekişiyorlardı anıları. Bu çok acı vericiydi Jean için.

- “Ah Will nereye gidiyoruz? Bugünün ne özelliği var ki?”

- “Sabret bebeğim, sabret …”
- “Uf Will…”
Sürekli yürüyordu Jean ve Will. Jean cidden sabırsızlanmaya başlıyordu. Hem gözlerini neden bağlamıştı ki, Will? Sonunda bir kapının açıldığını anladı. İçeri giriyorlardı.
-“İşte geldik…”dedi Will.
-“Cidden mi? Ah sonunda geldik, yani …“ Will’in elinin gözlerindeki bandı çözdüğünü fark etti.

Jean gözlerini açtığında gözlerine inanamadı. Beyaz örtülü bir masa vardı tam karşısında. Üzerinde iki mum ve çeşit çeşit yemekler vardı. Rus salatası –Bu en sevdiği yiyecekti.- vardı tam ortada. En sevdiği çiçekler
-beyaz gül- üzerinde kabartmalı bir renk cümbüşü olan uzun bir vazoya koymuştu. İki tabak yan yana konulmuştu. Normalde karşılıklı koyarlardı. Tam elini uzattı neden böyle yaptığını soracaktı ki Will o sormadan cevapladı.

-“Birbirimize daha yakın olalım dedim.”
Dedi gülümseyerek. Bu gülümseyiş
karşısında hareketsiz kalmak mümkün değildi. O da gülümsedi. Daha sonra etrafı incelemeye başladı. Açık pembe duvarları küçük kristallerle süslenmişti odanın. Lamba tarif edilemez bir mükemmellikteydi.


-“Will seni seviyorum …”
diyerek Will’in boynuna atıldı Jean. Will onu kendinden uzaklaştırdı. Belinden tutarak kendine yaklaştırdı. Dudaklarını Jean’ınkilere yapıştırdı. Jean şok olmuştu. Bunu hiç beklemiyordu. Bir süre sonra dudakları onunkilerle birlikte hareket etmeye başlamıştı.

-
“Jean Jean iyi misin? Jean …” gözlerini açtığında karşısında Sara’yı gördü. Çok endişelendiği her halinden belliydi.

-“İyiyim Sara. Dalmışım sadece…”
dedi Jean onu sakinleştirmeye çalışarak.

-“Ne dalma ne dalma… Gözlerin açık uyuyordun sanki… Hadi vampir sosyoloji 101 dersine geç kalmak istemezsin herhalde.”
dedi Sara.

Vampir sosyoloji Jean’ın en sevdiği dersti. Hemen ayağa kalktı. Sara ile birlikte dersliğe doğru gitmeye başladılar. Jean bir ara “Sara …” dedi. Fakat hemen ardından büyük bir çığlık duydu. Sara dizlerinin üstünde çığlıklar atıyordu. Jean “Olamaz Sara…”dedi.”Etrafına hemen diğer çaylaklar toplanmaya başladı. Jean gerçekten telaşlanmıştı.”Hemen Yüksek Rahibe Viola’yı çağırın!”dedi sesinin yükselmesine engel olamamıştı. Çaylaklar hala yerlerinde duruyordu. Jean sesini daha da yükselterek “Hemen…”dedi çaylakların bir kaçı dış kapıya doğru koşmaya başlamıştı. Gözlerinden yaşlar dökülmeye başladı. Sara “Ölmek istemiyorum…”diye tekrarlıyordu. Jean “ Ölmeyeceksin.” diye cevaplıyordu Sara’nın tekrarlarından sonra.”Neler oluyor burada ?” Yüksek Rahibe Lissa’nın büyüleyici sesini duyduğunda biraz da olsa bir umut doğdu içinde. Jean “Biz biz derse gidiyorduk. Ama Sara yere yığıldı.” Kendine hâkim olamayarak tekrar ağlamaya başladı. Lissa Sara’ya yaklaştı. Eğildi ve elini Sara’nın alnına koydu. Bir süre gözleri kapalı bekledi. Daha sonra “Dönüşümünü tamamlamış bir vampir daha…”dedi gülümseyerek.”Ne dönüşüm
mü? İyide o daha 3.Sınıf …”
dedi Jean şaşırarak.”Nyx’in seçilmişleri her zaman erken dönüşürler.”dedi rahibe. Jean bir kahkaha patlatıp Sara’ya sarıldı. Rahibe “Onu öldüreceksin Hermione Jean.”dedi. Jean geri çekildi. Sara’nın yüzünü görünce “Sara yüzün yani dövmelerin çok güzel…”dedi elini safir renkli dövmelerinin üzerinde gezdirdi. Sara gözlerini açtı.”Jean seni
seviyorum…”
dedi ve kollarını açtı. Jean hemen ona sarıldı. Rahibe “Evet şimdi Sara gitmeli…”dedi elini şaklatmasıyla bütün çaylaklar dağıldı. Jean dışında… “Jean artık git. Bugün derslere girmeyebilirsin.” Dedi Jean elini yumruk yaparak kalbinin üstün koydu ve selam verdi.”Nyx seni kutsasın.”dedi Lissa. Jean kapıya yöneldi. Batı duvarının oralarda dolaşmaya başlamıştı ki “Jean…“ diye bir ses duydu. İlk bunun beyninin bir oyunu olduğunu düşündü. Çünkü Will burada olamaz.”Jean benim duvarın üstündeyim…” Jean hemen başını kaldırdı.Will burada ne arıyorsun.” Dedi. Daha sonra alnındaki safir renkli içi boş hilale bakakaldı.”Will sen işaretlendin mi?”dedi. Will “Tabiki hayır.”dedi ve elinin tersiyle alnındaki hilali sildi.”Ah Will burada böyle görünmemelisin.”dedi Will’e sarılarak. Will’in üzerinde Jean’ın aldığı mor tişört vardı. Siyah kot pantolonuyla mükemmel bir uyum oluşturan tişörtünün üzerine “Jean Seni Seviyorum !” yazmıştı. Bir kaç kişinin onlara yaklaştığını duydu. Neden her şey böyle gerçekleşiyordu? Çaylaklar Will’i gördüğünde “Bu bir insan…”dediler. Hemen ardında “Immm… “sesleri yükseldi gruptan. Jean içinden zaman dursun lütfen... Diye bir dua gönderdi Nyx’e. Bir anda her şey durdu. Rüzgârın uğultusu artık duyulmuyordu. Önünde bir ışık belirdi. Gözlerini kısmak zorunda kalmıştı.

Karşısında uzun siyah saçları beline kadar uzanan beyaz bir elbise giymiş kadını gördü. Bu Nyx’in tapınağının önündeki figürle aynıydı.”Nyx …”dedi şaşkınlıkla.”Merhaba benim sevgili kızım. Sen seçilmişsin. Her zaman öyleydin. Fakat bunun farkına varmamıştın ta ki bugüne kadar… Hala da varmadığının farkındayım. Sen hiçbir çaylağın veya vampirin sahip olmadığı ve olamayacağı bir güce sahipsin. Zamanı durdurabiliyorsun. Bunu yerinde ve zamanında kullanırsan her zaman iyilikten yana olursun.”dedi ağzından sanki sihirli sözcükler söyleyip Jean’ı kontrol altına almıştı. Hareket edemiyor ve konuşamıyordu. En sonunda kendini toparlayarak “İnanamıyorum…”diyebildi.Nyx ışık saçan ve adeta büyüleyen gülümsemesiyle Will’e döndü. Alnına dokundu. Will sanki bir rüyadan uyanmış gibi etrafına bakınıyordu ki “Nyx…”dedi kısık bir sesle Nyx’i gördüğünde.”Sen her gece bana dua ettin. Bana inandın. Sen artık bir vampirsin.” Dedi ve alnına bir öpücük kondurdu. Will şu ana kadar hiç yapmadığı bir şey yapmıştı.
Kızarmıştı...”Siz birbirinizden ayrılmadığınız sürece asla kötülük iyiliğin ışığını yenemez.”dedi ve gitti. Bir anda her şey canlanmıştı. Çaylaklar “Sen sen bir
insandın …”
dediler Will’i göstererek. Will “Kapatıcı…”dedi gülümseyerek. Çaylaklar onların yanından geçerek uzaklaştı.”Haydi bizde gidelim…”dedi Jean hala şaşkındı ama Will onun yanındaydı ya dünyayı bırak evren umurunda değildi.”Sen dua mı ettin vampir olabilmek için ?”dedi şaşkınlıkla Jean ilerlerken.”Evet…”dedi Will bir kahkaha ile birlikte. Jean “Sana inanamıyorum.”dedi ve Will’in elini tuttu. Karşılarında onları bekleyen uzun ve zorlu bir yol vardı.


En son Alexandréa K. Alvarez tarafından Salı Tem. 13, 2010 5:36 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Gossip Girl
Lütfen rütbe edininiz
Lütfen rütbe edininiz



Kadın Mesaj Sayısı : 678
Kayıt tarihi : 30/06/10

Bilgiler
Puan: Bunlara gerek yok.

İş adamı/ kadını alımları Empty
MesajKonu: Geri: İş adamı/ kadını alımları   İş adamı/ kadını alımları EmptySalı Tem. 13, 2010 5:21 pm

Rp seviyeniz yetersiz.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




İş adamı/ kadını alımları Empty
MesajKonu: Geri: İş adamı/ kadını alımları   İş adamı/ kadını alımları EmptySalı Tem. 13, 2010 5:37 pm

Editledim ^^ Birde buna bakın .D
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Gossip Girl
Lütfen rütbe edininiz
Lütfen rütbe edininiz



Kadın Mesaj Sayısı : 678
Kayıt tarihi : 30/06/10

Bilgiler
Puan: Bunlara gerek yok.

İş adamı/ kadını alımları Empty
MesajKonu: Geri: İş adamı/ kadını alımları   İş adamı/ kadını alımları EmptySalı Tem. 13, 2010 5:53 pm

malesef buda yetersiz. İsterseniz öğrenci olabilirsiniz.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




İş adamı/ kadını alımları Empty
MesajKonu: Geri: İş adamı/ kadını alımları   İş adamı/ kadını alımları EmptySalı Tem. 13, 2010 5:56 pm

Tamam oraya başvuruyorum =) Birde bir şey sorsam hangisi daha iyi ^^
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Gossip Girl
Lütfen rütbe edininiz
Lütfen rütbe edininiz



Kadın Mesaj Sayısı : 678
Kayıt tarihi : 30/06/10

Bilgiler
Puan: Bunlara gerek yok.

İş adamı/ kadını alımları Empty
MesajKonu: Geri: İş adamı/ kadını alımları   İş adamı/ kadını alımları EmptySalı Tem. 13, 2010 5:58 pm

Pm.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




İş adamı/ kadını alımları Empty
MesajKonu: Geri: İş adamı/ kadını alımları   İş adamı/ kadını alımları EmptyÇarş. Tem. 21, 2010 2:57 pm

Edit
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




İş adamı/ kadını alımları Empty
MesajKonu: Geri: İş adamı/ kadını alımları   İş adamı/ kadını alımları EmptyPtsi Tem. 26, 2010 1:30 pm

Ad Soyad: Demetri Bathory
Ek karakteriniz varsa isimleri ve Rütbeleri: Chelsea Rosalié Bathory - Constance Billard & II. Sınıf | Aktris (1. Seviye)
Yaş: 27
İstediğiniz Rütbe: İş Adamı
Karakter kurgunuz: Demetri bir yatırımcı. Ailesinin mirasını iyi değerlendiriyor. Çok zeki ve parayı doğru işlerde kullanıyor. Ama çok çapkın. Bu yüzden birçok çocuğu var. Hiç evlenmedi. Ama birçok birlikteliği oldu. Bathory ailesinden kalan birçok eserler hâlâ evlerinde bulunuyor ve nesillerdir para hiç tükenmedi. Asil bir aile ve Demetri çok asil görünüşlü bir adam. Ama kadınlardan kendini uzak tutamıyor. Harika bir baba ve bütün çocuklarına çok değer veriyor.

Örnek RP:

" Görmeyeli neler yaptın Chels? "
İşte bu biraz garipti.Uzun
süre düşünmüştü halbuki. Ama soruma cevap bile vermemişti. Dedikodu
havasının değiştiğini hissetmem uzun sürmedi. Derin düşüncelere dalmıştı
Crys. Ona bakmayı bıraktım ve gözlerimi kapadım. Zihnimi tamamen
boşaltım bana sorduğu soruya odaklandım. Son zamanlarda neler yapmıştım?
İçinde
bulunduğum zamanı ve yaşadıklarımı hatırlamak canımı yakıyordu. Olaylar
zamana göre tek tek gözümün önüne geliyor ve küçük kıvılcımlara
dönüşüyordu. Kendimi, yaşadıklarımı bir başkasının gözünden izliyordum
şimdi. Başrolünde olduğun bir filmi izler gibi.. Dudaklarım Jake'in
dudaklarına yaklaşıyordu. Sonra görüntü aniden değişiverdi. Arka planda
yeşil bir park değil, altınlarla bezenmiş bir şato vardı. Ben odamda
saçlarımı tarıyordum. Kapının melodik tıklanışı yüzümde bir tebessüm
yarattı. Bu melodiyi her duyuşumda kalbim daha hızlı atmaya başlardı. 3
sert ve hızlı, 2 yumuşak ve daha yavaş tıklatış. Ardından kapı hafifçe
aralanırdı her seferinde. Ve şovalyemi, lordumu, kontumu selamlardım.
Her defasında aynı sözler dökülürdü biçimli dudaklarından. "Günaydın leydim." Ve
bende nişanlımın ellerimi öpmesine müsade ederdim. Şimdi gözümün önünde
tutkulu bir aşk sahnesi belirmişti. Dudaklarım Justin'in dudaklarına
değdiğinde kalbim duruvermişti. Nefes almayı unutmuştum. Masmavi bir
okyanusu andıran gözlerinin derinliklerinde kaybolmuştum. Kollarıyla
belimi sımsıkı kavramıştı. Dünyadaki önemli her şey artık
önemsizleşmişti benim için. Hayatın anlamı onun dudaklarında saklıydı.
Birbirimizle tarifi imkansız bir uyum içindeydik. Sahne yeniden
değişirken bir acı daha hissettim. Tam kalbimdeydi bu acı. Sevdiğimden
koparılışımı izlerken, yere kapanmış "Hayır baba! Bizi burada öldürsünler. Ama beni ondan ayırma."
diye bağırışımı izlerken kalbimde yeni yeni kapanmaya başlayan yaranın
acısıydı. Kanıyordu yeniden. Kanım içime akıyor, kıvılcımlara barut
oluyordu. Yanıyordum.
Ardından yine az önce sahne kadar korkunç bir
sahne belirdi önümde. Justin değildi o gün parkta karşımda duran. Aynı
gözlere sahip bir başkasıydı. Kabuğu benziyordu belki ona ama ruhu
bambaşkaydı. Justin kadar ince ruhlu olamazsı o asla. Kalbimdeki yaraya
merham olamazdı. Ve dudaklarımızın arasında 1 mikrometre kaldığı sırada
en sevdiğim sahne geldi. Telefonum titremeye başladı ve karşımda
gördüğüm kendi yüzüm şaşkınlık ifadesiyle bezendi. Ayağa kalkıp gidişini
zevkle izledim. Ardından sahne yine değişti ve Laela'nın parysine
büründü arka plan. İnleme seslerini iPod'umu kapar gibi kapadım
zihnimde. Ablamın yapmak üzere olduğum hatayı anlattığı sahneye. Bana "Justin'e benzettiğin herkesi öpemezsin!"
diye çıkıştığı o an yeniden kanamaya başladı yaram. Onu düşünmemek için
çok çaba harcıyordum. Zihnimi meşgul tuttuğum sürece yarayı
unutabiliyordum. Ama adını duyduğum anda bütün kalkanlarım iniyor, acım
yüzeye çıkıyordu. Kalbimi söksem daha az acıyacakmış gibi.. Gözlerimde
damlaların belireceğini hissettiğimde filmi kapattım. Zihnim yeniden
bomboştu. Justin'i ve gözyaşlarımı içimde hapsettim yeniden. Ellerimde
dudaklarının izi hep olacaktı, dudaklarımda da.. Ve kalbimde açtığı yara
kanayacaktı daima. Gözlerimi yavaş yavaş aralarken, Manhattan'ın
skandallarla, entrikalarla ve çıkar oyunlarıyla dolu acımasız yaşamına
adım attığımda ayakta durmamı sağlayan o dizeler kulaklarımda
çınlıyordu. Ülkemden ayrılırken aşığımın dudaklarından dökülen o sözler
acının yanında mutluluk veriyordu bana.. Öyle muhteşem bir seçimdi ki.
En sevdiğim şiirdi. William Shakespeare'nin 115.ci sonesi..

"Sana önceden yazdığım dizeler yalan söylüyordu;
Seni bundan daha çok sevemem diyenler hani;
Ama o zamanlar aklım bir türlü almıyordu,
İçimdeki alevin daha da parlak yanabileceğini.
Oysa zaman, kralların fermanını bile değiştirir,
Yeminler arasına girer, milyonlarca oyunuyla,
Kutsal güzelliği karartır, sivri niyetleri köreltir;
Nice dik başları değişimin çarkına uydurur sonunda;
Heyhat! Ben de zaman denen zorbanın korkusuyla,
'En çok şimdi seviyorum seni,' diyemez miyim;
Aşkımdan kuşku duymadığım, en emin olduğumda,
Geleceği unutup, o güne taç giydiremez miyim.
Aşk bir bebek olduğuna göre,
hayır, bunu diyemem,
Büyümesini sürdüren şeyi,
büyümüş gibi göremem."


Öyle doğru sözlerdi ki bunlar. Her gün yaramla birlikte büyüyordu aşkım. Zaman ilacım değil özlemim oluyordu sevdiğime karşı..
Gözlerimi
tamamen açtığımda Crys'in cevap beklediğini gördüm. Kendimi geçmişin
sularına kaptırmışken bakışları bir cankurtaranın kolları gibi
kurtarmıştı beni anılarımın oluşturduğu dalgalardan. "Yaşadığıma inandırmaya çalıştım kendimi." dedim. Dudaklarımdan çıkan kelimelere hükmedemiyordum. "Beynimi
doldurmaya çalıştım. Manhattan'ında 'gerçek' olduğunu burdada hayat
olduğuna inandırmaya çalıştım kendimi. Saçmalık! Kimi kandırıyorum ki..
Bir oyundan başka bir şey değil burda hayat. Sadece yalan ve zevklerden
oluşan bir oyun. Bir kumar masası yanlızca."
Omuzlarım çöktü ve
derin bir nefes aldım. Zihnimi yeniden boşalttım ama bilincim açıktı.
Sakinleşmeliydim, acımı dışa vurmayacağıma söz vermiştim kendi kendime.
Benim acım benim acımdı, ne kadar paylaşımcı da olsam bencil değildim.
Acımı, helede böyle bir acıyı, kimseyle paylaşacak kadar bencil
değildim.


En son Demetri Bathory tarafından Paz Ağus. 01, 2010 6:53 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 5 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




İş adamı/ kadını alımları Empty
MesajKonu: Geri: İş adamı/ kadını alımları   İş adamı/ kadını alımları EmptyPtsi Tem. 26, 2010 1:37 pm

Ad Soyad: León Rainerio
Ek karakteriniz varsa isimleri ve Rütbeleri: Fernando Andres Hernandez- III.St.Jude - Futbolcu
Yaş: 20
İstediğiniz Rütbe: İş Adamı
Karakter kurgunuz: León İspanya'nın en zengin ailelerinden birinin çocuğudur. Babası da, annesi de iş dünyasının en önemli isimlerindendir. Fakat León her zaman dikbaşlı, asi bir genç olmuştur. Babası sürekli León'un hayatını yönetmeye çalışırken, genç adam buna asla izin vermemiştir. Sık sık kavga etmişlerdir bu durum yüzünden. Armando, sürekli oğlunu para musluğunu kesmekle tehdit etmiştir. En sonunda León bu duruma isyan etmiş, İspanya'dan Manhattan'a, kardeşi gibi sevdiği Fernando Andres'nin yanına gitmiştir. Babası ve annesinden para alamamaktadır, her ne kadar Fernando ona maddi açıdan yardım etse de zenginliğe alışmış biri için bu para yeterli değildir. Bu nedenle genç adam çekiciliğini kullanarak zengin bayanlarla dolu bu bölgede dolandırıcılık yapmaktadır. Kendini iş adamı olarak tanıtsa da, aslında iflah olmaz bir dolandırıcıdır.
Örnek RP:
Monslament Dağları'nın harika manzarasını tamamlayan, kan kızılı bir göl. Passion Gölü... Batmakta olan güneşle bir ahenk içerisinde ışıldıyordu. Etrafındaki ormanlık alan ise, sanki bu nadide güzelliği saklamak için yaratılmıştı. Yukarıda, batan güneşin etkisiyle kızıla çalan bulutlar da, göle nispet edercesine süzülüyordu gökyüzünde. Vampirlerden pek haz etmeyen Anárion bile manzaranın güzelliğini inkar edemiyordu. Bir kolcunun doğadan başka dostu yoktu zaten. O, ağaçlarla konuşur, gökyüzüyle dertleşir, suyla kendini bulurdu. Senelerdir kimsesi yoktu zaten, değersiz hayatını intikam almaya adadığından beri.

Tunç rengi göle donuk bakışlarını yöneltmişti Anárion. Bir eli kılıcının kabzasında, diğeri ise atının omzunda, hareketsizliğe mahkum edilmiş bir heykel gibi dikilmişti gölün başında. Etraf, sanki kendi iç dünyasının yansıması gibiydi. Göl Anárion gibi hüzünlüydü, bulutlar Anárion kadar yalnız ve rüzgarda sallanan ağaçlar Anárion kadar isyankardı, ayakta durmakta kararlıydılar hala. Genç kolcunun içindeki yıllardır bitmek bilmeyen yas, tüm karamsarlığı ve etkileyiciliğiyle doğaya yansımıştı sanki. Böyle bir güzelliğin, kana susamış vampirlere ait bir bölgede olması ne kadar da ironikti. Anárion'un bildiği kadarıyla, onlar güzellikleri düşüncesizce yok ederlerdi.

Birkaç dakika sonra zorlukla da olsa yerinden kımıldadı genç adam. Yerdeki düzensizce büyümüş otların keyfini süren atının sırtını sıvazladıktan sonra her zamanki boğuk, sıkıcı ses tonuyla hayvana seslendi: ''Biraz dinlenmek istiyorsun sanırım , öyle mi kızım? Haklısın, günlerdir beni sırtında taşıyorsun. Kamp yapmak için oldukça iyi bir yer. Zaten sanırım peşimizde birileri var...'' Birkaç gündür garip bir biçimde takip edildiğini hissediyordu Anárion. Arkasında garip çıtırtılar, tuhaf sesler duymuştu sık sık. Kimseyi görmemişti aslında peşinde, günlerdir karşılaştığı tek canlı sadece atıydı, bitkileri saymazsak tabi. Fakat en sonunda canına tak etmiş ve geriye dönüp biraz iz sürmüştü. Çimlerde yer yer eziklikler bulmuştu ve oldukça taze görünüyorlardı. Büyük ihtimalle bir vampirdi, ya da hafif bir hayvan. Kolculuk tecrübelerine göre çıkartmıştı bu sonucu, fakat yanılma payı da yok değildi. Vampirler garip bir biyolojik yapıya sahip olduğundan, toprakta bıraktıkları izler bazen yanıltıcı olabiliyordu. Yine de Anárion temkini elden bırakmayacak kadar tecrübeli biriydi ve Gunfire'ını yanından ayırmıyordu. Bir saniye bile boş bulunma lüksü yoktu seçtiği bu hayatta. Yaşamı pamuk ipliğine bağlıydı, buna yaşam denebilirse eğer.

Atını yularından tutup, ağaçlık bölgeye doğru çekti. Geceyi bu güzel yerde geçirmeyi planlıyordu. Günlerdir dinlenmemişti, bineği de öyle. Hayvan artık yorgun düşmüştü ve garip iniltiler çıkartıyordu. Yerde bulduğu kuru ağaç dallarını ata yükledikten sonra, gölün ve dağların bitiştiği bir çıkıntıya sığındı, böylece gece esmesi muhtemel soğuk dağ rüzgarından da kurtulacaktı. Kuru odunları, rüzgar yemeyen bir köşeye yığdı ve Gunfire'ını çıkartıp tetiğe hafifce bastı. Silahın namlusundan fırlayan kavurucu ateş, kuru dalları hızla tutuşturdu ve bütün gece dayanabilecek kadar kuvvetli bir kamp ateşi oluşmuş oldu böylece. Daha sonra atı yularından tutup, sağlam bir urganla yakınındaki bir ağaca bağladı. Silahlarını hala üzerinden çıkarmamıştı, şayet burası bir vampir bölgesiydi ve risk alma şansı yoktu. Kızılötesi gözlüklerini gözüne taktı, çünkü vampirler karanlıkta bir insandan daha iyi görebiliyordu. Gözlükler sayesinde aradaki fark ortadan kalkıyordu. Uyuyabileceğine inanmasa da, gözlerini kapattı genç adam, fakat kulakları en ufak bir tıkırtıyı bile algılayacak kadar keskin ve tetikteydi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Gossip Girl
Lütfen rütbe edininiz
Lütfen rütbe edininiz



Kadın Mesaj Sayısı : 678
Kayıt tarihi : 30/06/10

Bilgiler
Puan: Bunlara gerek yok.

İş adamı/ kadını alımları Empty
MesajKonu: Geri: İş adamı/ kadını alımları   İş adamı/ kadını alımları EmptyPtsi Tem. 26, 2010 8:33 pm

Rpg seviyeniz yeterli düzeyde değil.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




İş adamı/ kadını alımları Empty
MesajKonu: Geri: İş adamı/ kadını alımları   İş adamı/ kadını alımları EmptyÇarş. Tem. 28, 2010 6:15 pm

Elisha Audrina
22
Spoiler:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Gossip Girl
Lütfen rütbe edininiz
Lütfen rütbe edininiz



Kadın Mesaj Sayısı : 678
Kayıt tarihi : 30/06/10

Bilgiler
Puan: Bunlara gerek yok.

İş adamı/ kadını alımları Empty
MesajKonu: Geri: İş adamı/ kadını alımları   İş adamı/ kadını alımları EmptyÇarş. Tem. 28, 2010 6:18 pm

Winter Schultz demiş ki:
Rpg seviyeniz yeterli düzeyde değil.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




İş adamı/ kadını alımları Empty
MesajKonu: Geri: İş adamı/ kadını alımları   İş adamı/ kadını alımları EmptyCuma Tem. 30, 2010 2:41 pm

Ad Soyad: Jake Carter Hall
Yaş: 18
Açmak istediği iş: Oto Galerisi

Ne gerekiyor başvuru için bilmiyorum. O yüzden böyle yazdım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Gossip Girl
Lütfen rütbe edininiz
Lütfen rütbe edininiz



Kadın Mesaj Sayısı : 678
Kayıt tarihi : 30/06/10

Bilgiler
Puan: Bunlara gerek yok.

İş adamı/ kadını alımları Empty
MesajKonu: Geri: İş adamı/ kadını alımları   İş adamı/ kadını alımları EmptyCuma Tem. 30, 2010 5:36 pm

Oto galeri açmak istiyorsan dükkan sahipliğine başvurmalısın
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




İş adamı/ kadını alımları Empty
MesajKonu: Geri: İş adamı/ kadını alımları   İş adamı/ kadını alımları EmptyPaz Ağus. 01, 2010 6:54 pm

Rp'yi değiştirdim..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Gossip Girl
Lütfen rütbe edininiz
Lütfen rütbe edininiz



Kadın Mesaj Sayısı : 678
Kayıt tarihi : 30/06/10

Bilgiler
Puan: Bunlara gerek yok.

İş adamı/ kadını alımları Empty
MesajKonu: Geri: İş adamı/ kadını alımları   İş adamı/ kadını alımları EmptyPtsi Ağus. 09, 2010 2:05 pm

Üzgünüm biraz daha gelişmelisiniz.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
İş adamı/ kadını alımları
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 2 sayfasıSayfaya git : 1, 2  Sonraki
 Similar topics
-
» İş adamı/ kadını alımları
» İş Adamı/Kadını Alımları
» Öğrenci Alımları.
» Sebor Ailesi Alımları
» Profesör Alımları

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Gossip Girl RPG :: Rp Out :: Çöp kutusu-
Buraya geçin: