Bir Dosta İhtiyaç..

Misafir

Desiree~Jamié
13.45~Karşılaşma

Uyanır uyanmaz parlak bir fikir belirmişti kafamda; bütün günümü Brooklyn'da geçircektim.Manhattan'dan,herşeyden uzakta.Hayat önümüze kaldıramıycağımız zorluklar koyuyordu.Hepsi birbirinden zor sınavlar.. Olanlara,gidenlere,yaşananlara ve bitmişliklere rağmen yaşamak zorundaydım.Belki mutlu belki mutsuz.Yinede hayat devam ediyordu işte.Çıkarabildiğim tek sonuç buydu.Yaşa! Sadece kendi menfaatlerin doğrultusunda.Kendi çıkarların için.Amaçlarının hepsini birer birer gerçeğe dönüştürmeye çalışarak,hayata kafa tutarak.Böyle şeyler düşünmeye başladığım zamanlar büyük şekilde gaza geliyordum.Yaşama hırsımı geri kazanıyordum.İçinde bulunduğum dört duvardan kurtulmalıydım.Kabuğumdan çıkmam gerekti.Arabaya binerken kendi kendime mırıldandım "Bekle beni Brooklyn!" Ne dediğimi duyamayan şöförüm Bu kız deli bakışlarıyla plaj çantamı koltuğa bırakarak kapıyı kapattı.Son hızla caddelerde ilerlerken telefonumla sıkılmamak için vakit geçriyordum.Gossip Girl'den uzun süredir mesaj gelmemişti.Manhattan bu aralar için fazlasıyla sakindi.Bir ara gecelere karışıp adımı tekrar duyurmak için karar aldım.Skandallar yaşanmak için beni bekliyordu."Küçük hanım,geldik." Ahh,ne çabuk.Tabii ya Brooklyn işte.Köprüyü geç ve biraz ilerle.Plaja giden caddede çantamı alıp indim.Karşıya geçerken pek tanıdık görmemiştim.Hatta hiç tanıdık yok diyebilirdim.Ne kötü,konuşcak birileri hep neşemi yerine getirirdi.Bir umutla altımdaki şorttan kurtuldum.Buraya zaten üstümde bikiniyle geldiğimden direk boş şezlonglardan birine geçtim.Çantam gözlüklerimi çıkarıp taktım.Güneş gözler için zararlı,ten için yararlıdır.Yanımda ufak bir kıpırdanma oldu.Gelen kişiyi görmek için yerine geçtiğinde baktım.Keşke başka bir şey isteseydim.Yaşasın,bir dost.Hiç vakit kaybetmeden gözlüklerimi çıkartıp kenara koydum."Heey! Desiree! Nasılsın tatlım?"

Misafir

Sabah , tavandan yere kadar uzanan penceremden güneş gelip yüzüme vurduğunda mavi gözlerim buna karşılık açılmıştı. Açık mavi yatak örtüm üstümde değildi. Kafamı hafifçe kaldırıp yere baktığımda yanılmamıştım. Oradaydı. Onu alıp yatağımı düzelttim ve yarıya kadar kapalı perdeleri tamamıyla açtım. Beton her zamankinden daha serindi nedense. Ayaklarım soğuğa alışamamış olacak ki, zar zor yürüyordum. Kısa şortum ve askılımı çıkarıp günlük kıyafetlerimi giyecektim. Ama ne giymeliydim? Ayaklarım beni kıyafet odasına sürüklerken, beynim ne giyeceğimi düşünüyordu. Giysi odasına girdiğimde nedense açık beyaz sandaletlerim gözüme çarpmıştı. Yeni almıştım. Sevdiğim gibiydi. Düz tabanlı ve sade. Onu aldım ve yere koydum. Kıyafetlere gelince her zaman kapağı açık olan turuncudan kırmızıya çalan dolabımın önüne geldim ve tek tek askıdaki kıyafetleri inceledim. Byeaz sandaletlerime uygun beyaz bir şort ve hafif uzun turkuaz tenginden bir askılı alıp üstüme geçirdim. Sarı saçlarım kabarmıştı. Duş almak istemiyordum. Zaten dün akşam yatmadan önce almıştım ve eve gelince bir daha alırdım. Saçlarımı spreyleyip taradım. Bu spreyi seviyordum. Saçımı daha kolay taramama yardımcı oluyordu. Mavi gözlerime uygun mavi bir kalem çektim ve hafif bir parlatıcı sürdüm. Kelebekli tokamı saçlarıma geçirdikten sonra koca sarı boy aynamda kendime baktım. İlk defa bu kadar süslenmiştim. Arkadaşlarımın ısrarıydı.

Salona geçtiğimde Crystal'ın not tahtası gözüme çarptı, "Bu gün erken çıkmalıydım. Dün eve geç geldiğin için konuşamadım. Görüşürüz." yazılıydı. Anlamsızca gülümsedim ve telefonuma baktım. Üvey kardeşimden mesaj vardı. Umursamadan sildim. Sürtük arkadaşlarıyla takıla takıla onunda sürtük olacağından korkuyordum. Onu defalarca uyarmıştım. Üvey de olsam ablasıydım ve beni dinlemeliydi. Ama dinlemiyordu işte. Umursamamaya çalışıyordum. Ama beynim ona kızdığımı daha ayrıntılarıyla belirten bir mesaj atmamı söylüyordu bana. Beynimi dinlemiyordum. Kendime yiyecek bir şeyler çıkardım. Bir yumurta yaptım ve yedikten sonra temizledim. Evden çıkarken çantamı unuttuğumun farkına vardım. Hızlıca onu aldım,kapıyı kitledim ve evden çıktım. Babamın yeni aldığı arabama bindiğimde mutluydum. Yeni olan şeyleri seviyordum. Artık babamın benimle ilgilenmeside hoşuma gidiyordu. Annemede uğramam gerekti . Bunu yarına bırakarak Brooklyn'a doğru yola çıktım.

Üzerime giydiklerim plaj için iyi sayılmazdı. Ama giymişyim işte. Altındaki beyaz bikinim belli olmuyordu zaten. O nedenle rahattım. Plaja girerken ilk gördüğüm yere arabamı bıraktım. Mutlaka tanıdık birini görürdüm. Sonbaharda olsakda, hala denize girebiliyorduk ve çoğu kişi artık son deniz günlerinin tadını çıkarıyorlardı. Arabamdan indikten sonra bagajdan çantamı, ve havlularımın olduğu çantayı aldım. Neden çantamıda bagaja attığımı düşünürken ,çoktan arabamı kilitleyip plaja doğru yol almıştım. Tanıdık yüz arıyordum. Çoğu yüzü tanımama rağmen şimdiye kadar kimsenin yanına gitmemiştim. İlerideki tanıdık yüz gözüme çarptığında, beynim benden izinsiz onun yanına gitme kararı almıştı. Ben gidip yanına yerleşirken beni fark etmesini bekliyordum. Etmiştide zaten.

"Desiree! Nasılsın tatlım?"
"Ah Jamié! Çok iyiyim canım. Ya sen?"

Misafir

"Ah Jamié! Çok iyiyim canım. Ya sen?" Gerçekten,nasılım ben? Uzun süre önce bıraktığım uyuşturucuya tekrar bağlandım.Alkol,sigara artık bir çerez misali her an yanımda.Plaj çantam bile şu anda onlarla dolu.Sürtükleştiğimide hissediyordum.Yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirdim.Belli olmazdı genelde sahte ifadelerim.Bu konuda iyi bir oyuncuydum.İstediğim zaman gülmeyi istediğim zaman ağlamayı öğrenmiştim artık.Hayat; herşeyi öğrenmeni gerektiriyor.Samimi bir ton takındım.Tek gerçek olanlar dostlarıma karşı olan tavırlarımdı hayatımda.Herşey yeterince sahte.. "Bende çok iyiyim tatlım.Evde biraz bunaldım,mevsimin son günlerini değerlendirmek istedim." Güzel bir yalan.İyi olmaya çalıştığımı söylesem dostumdu işte.Üstüme gelip neden arardı.Bende olsam öyle yapardım.Bu gün geçmişimi unutmak istediğimden bir şey söylemedim.Güneş,plaj,deniz.. Hayatın tadını çıkartmak gerekirdi.Güzellikleri görmek lazdımdı.Etraf mutlu insan kaynarken somurtup oturamazdım.Kısa zaman önce vazgeçmiştim inatlarımdan.Tekrar arkama yaslanarak gözlüklerimi taktım.Sonbaharın son günleri şükür ki yağmursuz ve sıcak geçiyordu.Doğuştan bembeyaz olan tenim ne kadar uğraşırsam uğraşıyım bir türlü esmerleşmek bilmiyordu.Gerçi şimdi pek umrumda değildi.Bu sorunum sadece ergenlik dönemlerimde problem çıkartıyordu.Tatile gidildiği zaman otel odasından çıkmamalar,bikini ve denizden nefret etmek! Küçük sorunların büyütüldüğü o geçici süre yeterince zor olmuştu bedenim içim.Denemediğim yöntem kalmamıştı.Hatta doktor biraz daha ileri gidersem cilt kanseri bile olabilceğimi söylemişti.Yazık! Vücuduma çok haksızlık etmişim."Hayat.. Nasıl gidiyor Desiree?" Beklemediğim çabuklukta düşüncelerimi bir kenara itip karşımdaki genç kıza çevirmiştim başımı.Sakindi ses tonum.Duygularımdaki fırtınayı iyi gizlemiştim.Bu tür sakin hallerime etrafımdaki çoğu insan alışık değildi.Desiree'ninde beni hiç böyle görmediğini iyi biliyordum.Gözlerinin derinliklerindeki şaşkınlık yavaş yavaş tüm suratına yayılıyordu.

Misafir

İyi miydim ben? Yaşadığım birkaç sorunlar dışında evet. Beyaz tenimin altında kirlilik yatmıyordu. Bunun için oldukça mutluydum. Karşımdaki kızın zavallı olduğunu düşünüyordu bir yanım. Diğer yanımsa onu dost olarak görüyor, yakınlaşma istiyordu. Uyuşturucuyu bıraktığını duymuştu bir ara. Ama burnumun dibindeki çanta bunu yalanlıyordusaldığı kokuyla. İşlerin doğru gitmediği açıktı. Buraya yalnız gelmesi bile garip gelmişti bana. Bu özelliğin sadece bana ait olduğunu sanıyordum. Ama sadece bana ait olmaması bir açıdan güzel. Anormal değilim enazından. Benim gibi bir kaç kişi daha var. Belki yüzlerce. Sıcak hava yüzüme vuruyordu. Bir yandanda tatlı bir şekilde esiyor, serinletiyordu. Aslında denize girilebilecek en iyi zamandı. İyiki buradaydım. Ve arkadaş çağırmak için binbir türlü hale girmek zorunda kalmadan. Arkadaş yolumu kesmişti. İyiki de kesmişti.

" "Hayat nasıl gidiyor Desiree?" dedi sonunda Jamié. Sessizliği bozmuştu iyiki. Çünkü benim böyle bir niyetim yoktu. Olsa bile bozmak için gereken cesaretimi bulana kadar eve gitmiş olurdum. Gözlüklerimin altından suratını dikkatle inceliyordum ve onun konuşmak istediğini anlayabiliyordum. Ama ben buraya tek başıma gelip sessizce denizin dalgalarının sesini dinleyi huzura kabuşmaya alışkındım. Biraz geçte olsa cevap vermek için gereken o küçük cesareti topladım. Tanrım ne kadar da korkağım ben!

"Hayat... Bilmem. Gidiyor işte sürükleyerek. Elizabeth Stone... Üvey kardeşim olduğundan beri karışık biraz." dedim. Elizabeth'i tanımıyorsa bile sütük arkadaşlarını tanıyor olmalıydı. Elizabeth sürtük arkadaşlarına sürekli benden söz ettiği için, sürtük arkadaşları da benden bahsediyor olabilirlerdi. Jamié kesinlikle bunu duymuş olmalıydı. Eğer bunu bile bilmiyosa, artık bir sorun olduğu ortadaydı. Bu sakinleştirici ortamda sorunları daha kolay konuşabilirdik bence. Sanırım sorunumu konuşacağım kişiyi bundan sonra buraya getirecektim.

Misafir

Bir insanın yaşamının nasıl gittiğini düşünmesi için gereken süreden fazlaydı Desiree'nin sessizliği.Bir ara derin düşüncelerinde kaybolup gittiğini düşünmeye başlamıştım.Tek belirti bakışlarıydı.Benim suratıma bakarak kendi hayatını düşünüyor olamazdı.Yine ne yaptığım gelmişti acaba aklına.Sürtüklüğüm olabilirdi yada ağzı açık çantadan buram buram yayılan koku.Biraz daha kokuyu içime çektiğimde hepsini detaylı ayırt edebiliyordum.En güzeli sigara ve alkol kokusuydu.Baştan çıkarıcı. "Hayat... Bilmem. Gidiyor işte sürükleyerek. Elizabeth Stone... Üvey kardeşim olduğundan beri karışık biraz." Ne?! Gözlerimin yuvalarında büyüdüğünü hissedebiliyordum.Manhattan hayatından fazla uzak kalmıştım.Doğruyu söylemek gerekirse daha az skandal bekliyordum.İhanet,acı,intikam türü şeyler beklerken daha manyakçalarıyla karşılaşmıştım.Hızla yerimden doğruldum.Gözlüklerimi tekrar çıkarttım, bu sefer elimde tutuyordum. "Bana herşeyi anlatmalısın Desiree." Şaşkınlık sırası Desiree'ye geçmişti herhalde.Bu dedikoduyu bilmediğim için suçlu sayılmazdım umarım.Aklından geçtiğini tahmin ettiğim sorulara cevap vermem gerekirdi.Bu kız nasıl olurda beni tanımazdı. "Benim sürtüklüğüm yatakta geçerli tatlım.Bunuda yattığım erkekler bilir sadece.Gidipte ulu orta okulun bahçesinde bile sevişen insanlarla takılcak değilim." Bu kadar açıklama yeterli olmuştu sanırım.Bunlar gerçeklerdi.Sürtüklük herkesin önünde gösterişle sergilencek bir şey değildi.Sesime küçük bir neşe ekleyerek Desiree'nin duyabilceği tonda fısıldadım. "Sürtüklük.Gizlenmelidir." Tane tane söylediğim bu cümle hayat felsefemi oluşturuyordu benim için.Yattığım erkekler birde çenelerini tutabilseler daha iyi olucaktı.Bazen Gossip Girl'den bile beter olabiliyorlardı.

Misafir

Üvey kardeşten söz edilince, Jamié şaşırmıştı. Bunu bilmiyor olmalıydı. Uzun zamandır ortalıklardada görünmüyordu zaten. Elizabeth'i tanıyor olmalıydı. Sürtük arkadaşlarınıda... Belki de bu yüzden şaşırmıştı. On sekizinde olan ben hala bir erkeğe güvenemiyordum. Ama Jamié için öyle değildi sanırım. Onu tam olarak tanımasamda, onun hakkında bir kaç şey biliyordum. Evet, bir kaç erkekle yatmış olabilirdi. Yada bir kaç az mıydı?
Ona her şeyi anlatmamı istiyordu. Ama anlayamamıştım. Birden konuyu sürtüklüğü aktardı. Yattığı erkeklerden ve sürtüklüğün gizlenmesinden söz etti. Kafam karışmıştı. Ne demeye çalışıyordu? Açık açık ben bir sürtüğüm diyordu bence. Her ne kadar ortalıkda neler döndüğünü anlayamamış olsamda anlamsızca gülümsedim ve konuşmaya çalıştım. Ama sesim çıkmıyordu. Sanki ses tellerim kopmuş, yada konuşmayı bilmeyen bir dilsiz gibiydim. Boğazımı temizledim.
"Neyi anlatmamı istediğini anlayamadım. Üvey kardeşten söz ediyorsan... Annesiyle babam evlendi. Önceleri mutluyduk. Annesiyle anlaşamıyordum ama, idare ediyorduk işte. Ama sonra sürtüklerle takılmaya başladı ve ... Yani hoşlanmadığım kızlarla."

Sonra diğer söyledikleri geldi aklıma. Yattığı çocuklar... Sürtüklük gizlenmelidir... O bir sürtük müydü gerçekten? Anlayamıyordum. Şimdiye kadar kiminle arkadaşlık kurduysam, sürtük denmişti. Ama umursamamıştım. Çünkü onları tanıyordum ve öyle olmadıklarından da emindim. Ama Jamié... Sanırım onu yeterince tanımıyorum. Ama sonuçta o da bir dost. Bir erkek ikimizin arasını bozacak kadar ileri gidemezdi zaten. Her ne kadar bu bir erkek olmasada... Umurumda değildi aslında. Bunu umursamadan başka konu açıp devam edebilirdim. Aklımı kurcalayan sorulara karşı gelemiyordum. Ne diyeceğime karar verirken, yine aptal gibi aramızdaki sessizliğin arttığını anladım .

"Sen... Sürtük olduğunu mu söylüyorsun?"

Misafir

"Neyi anlatmamı istediğini anlayamadım. Üvey kardeşten söz ediyorsan... Annesiyle babam evlendi. Önceleri mutluyduk. Annesiyle anlaşamıyordum ama, idare ediyorduk işte. Ama sonra sürtüklerle takılmaya başladı ve ... Yani hoşlanmadığım kızlarla." Evet burda insanlar çok nadir sürtüklerden nefret eder.Onlarda çoğunlukla ya diğer şehirlerin tadına bakmış yada eskiden orada yaşamış insanlardır.Desiree aramızdaki şu 10-15 dakikalık konuşma sessizliği bozan tek kişiydi.Herşeyde olduğu gibi dostla yapılan sakin bir konuşmada olsa karşımdaki insan bir şey söylemeden pek konuşma yeteneğim yok sanırım.Neyseki Desiree yine ondan beklediğim şeyi yapmıştı. "Sen... Sürtük olduğunu mu söylüyorsun?" Sesinde şaşırma yoktu.Gerçi hiçbir duygu yoktu.Kafasına takılan sıradan bir soruyu sormuş gibiydi.Sadece ilk başta kısa bir tereddüt vardı.Oda çabucak geçmişti işte.Dudaklarından istediği kelimeler dökülmüştü. "Bak Desiree. Anlatmaya çalıştığım şeyde bu zaten.Benim insanların karşısında en fazla ileri gidebilceğim şey dışarda biriyle öpüşmek yada dans etmek.Tabii diğerlerinin yanında buna sürtüklük diyebilirsen.Benim saltanatım yatak odasında başlar ve oradan çıkarken son bulur." Gözlerimde anladın mı? bakışlarıyla Desiree'e bakmaya başladım.

Misafir

Biraz şaşkındım aslında. Sürtüklerden pek hoşlanmasamda, dostum bir sürtüktü. Ne çok şaşırmıştım nede çok normal bulmuştum bunu. Açıkcası onun normal bir kız olduğunu düşünmüştüm hep. Güzel çekici ama normal. Yani onun hiç sürtük olduğunu geçirmemiştim aklımdan. Ama benim için bu önemli değildi. Önemli olan dostluğumuzdu. Ve biz dosttuk. En azından ben onu öyle görüyordum. Şimdi Elizabeth'in ne dediğini anlamıştım. Demek arkadaşlarım hakkında bir çok bilgiye sahipti. Benim arkadaşlarım sürtük değil, demişti bana. Seninkiler gibi sürtük değiller,demişti. Ama nereden biliyordu ki Jamié'nin sürtük olduğunu artık bu umurumda değildi. Arkadaşım bir sürtükse sürtükdü işte. Bunu değiştiremezdim. Hem ben daha kötü alışkanlıkları olan insanlarla da arkadaşlık etmiştim. Benim kötü alışkanlıklarımın olmaması kötüleri sevmediğim anlamına gelmiyordu. "Hayır" demeyi biliyordum ve arkadaşlarımla iyi geçiniyordum. Zaten okulun yarısındaki kızlar ilişkilere meraklıydı. Hatta bazıları kendilerinin sürtük olduğunu söylüyorlardı. Ama gerçekten artık bunları düşünmek istemiyordum. Bu Jamié'nin seçimiydi. Saygı duyuyordum.

Bana "Anladın mı?" diyen gözlerle bakarken, ben kafamdaki çelişkilerle savaş içerisindeydim. Bir yanım, "Bu sürtükle bir daha konuşma!" diyordu. Ama onu seven yanım ağır basıyordu. O sürtük olsada benim arkadaşımdı. Evet arkadaşımdı,dostumdu.
"Sanırım anladım Jamié."

Misafir

"Sanırım anladım Jamié." Beklediğim cevabı aldığımda yüzüme geniş bir gülümseme yayılmıştı.Desiree ne olursa olsun dostluğumuzdan yanaydı.Beni olduğum gibi kabullenecekti ve arkadaşlığımız eskisi gibi seyrini sürdürcekti.Anlamıştım ki Desiree diğerlerinden farklıydı.Daha fazla sevgimi ve saygımı hak ediyordu.Boşta kalan elinden bir tanesini sıktım."Teşekkür ederim." dedim.Gözlerinin tam içine minnettar bakışlarımla odaklanmıştım.Tam bir şey söylemek için ağzını açıcak oldu ki telefonu çalmaya başladı."Pardon." dedikten sonra elini çekti ve çantasından telefonunu çıkardı.Bir arama zannetmiştim ama kısa bir mesajdı sanırım.Birden panikledi,yerinden kalktıktan sonra aceleyle çantasını topladı.Merakla dostumu inceliyordum.Kötü bir şey olmuşa benzemiyordu.Daha çok acelesi var gibiydi."Özür dilerim tatlım.Daha sonra bir yerlerde bir şeyler yapmalıyız.Şimdi gitmem gerek." Gülümseyerek göz kırpmamın ardından koşarcasına plajdan uzaklaşmaya başladı.Sırtımı şezlonga yaslarken yine üvey kız kardeşinin bir şeyler peşinde olduğunu tahmin edebiliyordum.

Rp Bitmiştir.

Misafir

Desire - 4 şöhret puanı 20 dolar
Jamie - 3 şöhret puanı 15 dolar

» Dosta Açılan Kalpler