Eskimeyenler

Konu: Eskimeyenler Perş. Ağus. 04, 2011 12:37 pm

Gece, 01.48.
Lawrence&Lutka

Basit, sıradan bir gecenin başlangıcıydı, Lawrence kaslı omuzlarına gömleğini attığında. Yatağında yüz üstü yatan ve siyah saten çarşafı çırılçıplak olan bedeninin yarısını kapamak için kullanmış olan kıza baktı. Kız yeni yeni kendine geliyordu anlaşılan. Lawrence odasının içinde attığı bir iki turla gömleğinin düğmelerini iliklemişti. Ardından siyah çarşafı ustalıkla kendine dolayıp ayağa kalkan kıza yaklaştı. Kafasını hafifçe yukarı kaldırarak yakalarını düzeltirken bir yandan da kızla konuşuyordu, ona gecenin oldukça güzel ve eğlenceli geçtiğini söylüyordu. Boynuna kollarını dolayan kızın hacimli dudaklarına ufak bir öpücük bırakıp kızın kollarını boynundan indirmişti. Biraz hayal kırıklığı fakat fazlaca mutlu olan sarışın Lawrence'nin önünden geçip banyoya gitmişti. Lawrence ise ıslak olan kısa saçlarında ellerini gezdirip bir kez daha aynaya baktı. Kızarık mavi gözlerini iyice açarak gözlerindeki yanmayı gidermeye çalıştı. Sonra dağınık odasına son bir kez baktı. Komidinin üzerinde duran arabasının anahtarını, cüzdanını ve cep telefonunu aldı. Onları cebine koyarken evin koridoruna çıkmıştı. Açık olan kemerini bağlarken ise evinden çıkmıştı bile.

**

Arabasını valeye bırakırken kapısında dans eden dansçılara ve kendisinden bile kaslı olan güvenlik görevlilerine bakıyordu. İçerinin ne kadar kalabalık olduğunu fark etmemek ise elde değildi. Arka cebinden çıkardığı kabarık cüzdanını elindeki telefonun hemen altına koyup bara çıkan merdivenleri bir bir arşınlamıştı. Boynuna dolanan ve kaslarına dokunan dansçı kızları es geçtikten sonra kendisine selam veren güvenlik görevlisinin avcuna ufak bir bahşiş bırakmıştı. Kapıyı açan görevli de aynı diğerleri gibi genç çocuğa selam vermişti. Şimdi kulaklara hasar verecek kadar yüksek seste çalan müzikle ve burunları yakan alkol kokusuyla baş başaydı çocuk. Bara uğrayıp barmenden istediği bir duble viskiyi aldıktan sonra localardan birine oturmuş olan arkadaşlarının yanına gitmişti. Hepsine tek tek selam verdikten sonra sonunda oturabilmişti yerine. Yanındaki kızlarla konuşurken uzun zamandır arkadaşı olan Daniel kızlardan biriyle yer değiştirerek Beltran'ın yanına oturmuştu. "Zamanından çaldığımın farkındayım dostum, kızlarla sohbet benim sohbetimden daha güzel olmalı." Daniel'in suratına dağılan sinsi ce alaycı gülümseme aynı şekilde Lawrence'nin suratına da yansımıştı. Kolundan çekiştirip duran kıza aldırmadan Daniel ile konuşmaya başlamıştı. " Zamanımdan fazla çalma o zaman gece pek de uzun değil, bir sorun mu var?" İkisi de birbirine aynı şekilde gülümsemeye devam ediyordu. Ardından Daniel sol tarafta çılgınca dans eden kızlara bakarak " Görüyor musun? Çıtır kız, Lutka. Yeniden buralarda takılmaya başlamış." demişti. Aynı anda Lawrence da sol tarafta dans eden kızların arasında olan Lutka'yı net bir biçimde görebilmişti. Güzelliği göz kamaştırıcıydı. Onunla yaşadığı bir kaç haftayı unutmak ise elinde değildi çocuğun. Daniel'a teşekkür edermiş gibi çocuğun dizine dokundu ve olduğu yerden kalktı. Arkasında bıraktığı kız ise yalnız kalmamak için Daniel'a doğru yanaşmaya başlamıştı bile. Kalabalığı yararcasına dans edenleri ite ite Lutka'ya ulaşmayı başarmıştı Lawrence. Kollarını havaya kaldırmış bir yandan şarkıya eşlik eden bir yandan da deli gibi dans eden kızın beline sarılarak "Uzun zaman oldu." demişti Yukarı Doğu Yakasının çapkını.

Misafir

“Tanrım! Bu şarkıya bayılıyorum!”

Aniden oturduğu deri koltuktan kalkan kızı izleyen Lutka abartıyla gözlerini devirdi. Eğlenmek için geldiği bu barda içeriye girdiği andan itibaren yorgun olduğunu söyleyerek arkadaşlarını başından savuşturuyordu. Elinde tuttuğu içindeki mavi sıvı yüzünden buharla kaplanmış cam bardağı daha sıkı kavradı. Klişe bir hareketle dudaklarına yaklaştırdı ve dolgun, kırmızı dudaklarını soğuk cama dayadı. Ağzını dolduran ve boğazını yakarak ilerleyen içkisini birkaç saniye içerisinde bitirdiğinde nefes nefese bardağı siyah sehpaya bıraktı. Müzik sesi kulaklarına yoğun bir ağırlıkla baskı ederken gözlerinde bir şeyler yapacağının belirtisi olan ilk hareler belirmişti. Tam karşısında ayakta duran kıza genişleyen gülümsemesiyle baktı. Kız bunu bir işaret olarak kabul etti ve dudaklarını büzüp havaya küçük bir öpücük gönderdi. Ardından dans pistindeki kalabalığın arasına karışmak için oturdukları yerden ayrıldı. Lutka pahalı el çantasını sehpadan alarak kızı takip etti. Yüksek platformdan inince tezat bir biçimde dans pistine değil loş bir ışıkla aydınlatılmış dar koridora yöneldi. Birbirlerinin vücuduna kenetlenmiş yiyişen çiftlerin zevk iniltileri arasında koridoru geçip nihayet lavaboların bulunduğu bölüme ulaştığında derin bir nefes aldı. Hiç beklemeden içeri girdi. Lavaboyu dolduran sürtüklerin kendileriyle aynı doğrultudaki iğrenç kahkahaları buraya kadar ulaşan müzik sesini bastırıyordu neredeyse. İçerisinin sıcaklığına dayanamayarak aceleyle aynalardan birinin önüne geçti. Çantasından çıkarttığı makyaj malzemeleriyle içtiği içki yüzünden hafifçe silinen rujunu tazeledi ve yeni aldığı parfümünü neredeyse bitirerek boynunun her iki yanına ve göğüslerinin arasına sıktı. Malzemelerini toparlayıp aynadan bir-iki adım ayrıldığında görüntüsü karşısında tatmin dolu bir ifadeyle dudakları yukarı kıvrılmıştı. Bal rengi saçları hafif kabarık, dağınık bir şekilde çıplak omuzlarını yer yer örtüyordu. Göğüsleri straplez elbisesinin baskıyla iyice dolgun bir görüntüyle elbisesinden taşacakmış gibi duruyordu. Daha aşağı inildiğinde ise sadece iç çamaşırının görünmesini engelleyen siyah elbisesi kalçasını sıkıca kavrıyordu. Lavabodan ayrılan küçük gruplardan birinin arasına karışarak geldiği koridordan tekrar geçti ve eğlencenin kendisini tekrar kucaklamasına izin verdi.

Çılgınca dans eden insanların arasına karıştığında küçük çantasını buraya birlikte geldiği arkadaşlarından birine vererek artık kendini müziğe iyice kaptıran dostuna yaklaştı. Sevdiğini iddia ettiği şarkı dakikalar önce bitmiş olmasına rağmen kız bedenini her yeni şarkıya uyumlu bir biçimde sarsarak dans etmeye devam ediyordu. Lutka müziğin ritmini yakalamaya çalışarak genç kıza katıldı. Kendisine çarpanları yada kendisinin çarptığı insanları umursamıyordu artık. Gözlerini kapatmış içgüdüsüyle dans etmeye başladığında bedenini saran kollarla ve burun deliklerine dolan erkeksi kokuyla kendine geldi. Ne olduğunu anlamaya çalışarak etrafa bakınırken tanıdık bir çift gözle karşılaştı. Lawrence. Diğer eski kırıkları gibi onu da bir gecede nasıl unutabilirdi ki? Ultra çekiciliğinin yanında yatakta da harika olmasıyla ayrı bir yere sahipti Lutka’nın düşüncelerinde. "Uzun zaman oldu." Çocuğun söylediğine ilk tepkisi gülümsemek olmuştu. Kalçalarını sallamayı sürdürerek Lawrence’a biraz daha sokuldu. Müzik sesi yüzünden kendi sesinin duyulabilmesi için bağırmak zorunda kalmıştı. “Çok.” Beline sardığı güçlü kollarından cesaret alarak arkası dönük bir şekilde bedenini seksi kas yığınına yasladı. Birlikte dans ettiği gruptan belirli bir mesafede uzaklaşmıştı. Dolgun kalçalarının çocuğun kasıklarına olan uyumu muzurca gülümsetiyordu genç kızı. Hafifçe sürtünerek dans ediyordu, hareketleri yavaşlamıştı. “Seni yalnız görmek beni çok şaşırttı Lawrence. Yoksa hala beni mi özlüyorsun?” Küçük kıkırdaması çalan şarkıya karışarak parfüm ve alkol kokusu arasında asılı kaldı bir süre.

Konu: Geri: Eskimeyenler Perş. Ağus. 04, 2011 3:15 pm

Kalçalarını şarkının ritmine uyumlu bir şekilde hareket ettirirken konuşmayı da ihmal etmemişti Lutka. Lawrence kalabalıkta ve fazlasıyla sesli olan bu ortamda kızı anlamaya çalışırken deli gibi dans eden gruptan gittikçe kopmuşlardı. Sürü halinde yer değiştiriyor herkesle dans ediyordu Lutka'nın arkadaşları. Kızın ağzından dökülenleri duymak için daha fazla çaba sarf ederek kulağını kızın dudaklarına yaklaştırdığında sıcak nefesi çocuğa birlikte oldukları geceleri hatırlatmaya yetmişti. Lawrence, ufak bir kahkaha atarak hala yavaş da olsa dans etmekte olan kızı elinden tutarak kendine çevirdi. Yüzleri birbirlerine o kadar yakınken kızın gözlerine bakıp muzur bir biçimde gülümsüyordu. Lutka'nın tanıdık ve kışkırtıcı nefesini resmen içine çekiyordu. Bir kaç nefeste kızın etkisinden kurtulmaya çalışarak sonunda konuşmuştu. " Bak oraya, tam arkamda Daniel var ve yanında bir sürü kız. Sence yalnız mıyım?" Kızın gözleri bir kaç santim oynayarak Lawrence'ın omzunun üzerinden Daniel'in kızlarla oturduğu locaya kaymıştı. Tüm kızları tek tek inceliyordu şimdi Lutka. Lawrence kızı belinden tutup kulağına yaklaştı. Çalan şarkıya ayak uyduruyordu ikisi de. "Merak etme hiç biri yerini doldurmuyor zaten." Ufak ufak itiraflar gelmeye başlamıştı. Lutka ile geçirdiği gece gerçekten oldukça ateşliydi. Ne zaman aklına gelse, hiç bir kızın o kadar istekli olabileceği ihtimali yok diye düşünüyordu. Oysa Lawrence ile yatmak her kızın hayaliydi. Fakat Lutka'nın tadı başkaydı. Kokusu ve teni ayrı bir çekicilikle süslenmişti. Sex için doğmuş biriydi sanki. Bu kızın uslanmayacağına emin olduğu için ona hiç bir zaman sevgili gözüyle bakamamıştı Lawrence, fakat onun kadar yırtıcı bir dişiye sahip olmayı gerçekten istediğini biliyordu. Lutka'nınsa Lawrence gibi bir erkeği hep yatağında görmek istediğine emindi çocuk. Her zaman kendini beğenmiş biri olduğu aşikardı, fakat bu konuda yanılmadığına da adı gibi emindi. İlk gözdesi kendisine bile açıklayamadığı biriyken, ikincisi kesinlikle Lutka idi. Kızla aralarındaki tek sorun Lutka'nın hareketleri de değildi elbet. Eski dostu, şimdiki düşmanı Scott'la kavga etmesinin asıl sebebiydi genç kız. Scott her zaman Lutka'ya aşıktı. Bir ya da iki kere birlikte olmuşlardı. Lawrence'yi uyarırken öyle yanlış bir üslup kullanmıştı ki burnunu estetik yaptırmak zorunda kalmıştı. Gossip Girl'e ise malzeme olmakla kalmayıp aylarca konuşulmuşlardı. Ne yazık ki Lawrence hala Lutka konusunda kendini dizginlemeyi başaramamakta. Kıza beslediği garip duygu aşk olmasa da bir yerlerde ufak bir bağlılık var sonucunda. İkili müziğe ayak uydururken Lawrence'nin dudaklarından kaçırdığı bir kelime kız hakkındaki bütün düşüncelerini özetlemeye yetiyordu.

"Büyüleyicisin."

Misafir

Genç adamın bir hareketiyle yüzleri birbirlerine dönüktü artık. Ve kız tıpkı eskiden olduğu gibi bunun kendisini bu kadar heyecanlandırmasına şaşırmadan edemiyordu. Zihninde bir sürü düşünce yankılanıyordu. Bir tanesi ise kendisinin zaten sürtük olduğu ve tüm çekici erkeklerin onu heyecanlandırdığı yönündeydi. İçten içe kendisini kandırdığını biliyordu. Yinede inanmak istediği şeye inanmakta özgürdü. Bu her ne kadar gerçeği yansıtmasa da. Müzik sesinin baskısı altında kesik kesin duyuyordu karşısındaki yakışıklıyı. Söylediklerini kavrayabildiğinde dediklerini yapmış, bakışları Daniel ile kesişmişti bir süre. Lawrence ile neredeyse tıpa tıp aynı özelliklere sahip adama birkaç karşılaşmanın hatırına masum bir gülümseme gönderdi. Yanındaki kızları incelemeye başladığında gülümsemesi aniden yok olmuştu. Birbirleriyle şakalaşan, içkilerini yudumlayan hatunlar oldukça bakımlı ve güzellerdi. Biçimli vücutlarıyla yeterince de seksiydiler üstelik. Düz bir çizgi halini alan dolgun dudakları birbirlerinin üzerine sertçe kapanmıştı. Belinde hissettiği dokunuşla Lawrence’a bakmaya çalışırken kulağına yaklaşmasıyla dudaklarından çıkanlar geniş bir gülümseme yaymıştı Lutka’nın ifadesiz yüzüne. Küçük bir çocuk gibi sırıtıyordu karşısında dans eden adamın gözlerine bakarken. İstediği şeyi elde etmiş, pahalı oyuncaklara sahip küçük bir kız çocuğu gibi. Geçmiş… Aralarında ne yaşanmış olursa olsun siyah bir kalemle asla adını çizemezdi Lawrence’in. En az kafası kadar duyguları da karmaşa içindeydi genç kızın. Korkuyordu. Birini silip atmanın ilk defa bu kadar basit olamaması ürkütücüydü Lutka için. Ve daha şimdiden kendisini neredeyse sıcak bir şöminenin önünde yatan beyaz bir kedi kadar mest eden kelime dökülmüştü Lawrence’in dudaklarından. Demek hakkında gerçekten böyle düşünüyordu. Genç adamı biraz tanıyorsa doğru söylediğini düşünüyordu Lutka. Yada bir kere daha inanmak istediği şeye inanmakta kararlıydı sadece. Sıcak gülümsemesiyle sokuldu. Bedenlerini iyice birbirine temas ediyordu. Lawrence olduğu yerde küçük hareketlerle dans etmeye devam etse de Lutka oldukça hareketsizdi. Kollarını kaslı gencin boynuna doladı ve arkada ellerini kenetledi. Lawrence’in elleri ise az önce koymuş olduğundan hala kızın ince belinde duruyordu. Topuklu ayakkabılarına minnet duyarak yükselmesine gerek kalmadan yüzleri arasındaki mesafeyi de kapatıyordu. Genç adamın mavi gözlerine sabit bakışlarla karşılık verirken dudaklarını hafifçe sürttü ilk önce. Sonrasında minik hareketlerle Lawrence’in aşina olduğu tadını bir kere daha aldı. Hatırladığı gibiydi. Sıcaktı dudakları. Sıcacık. İstemsizce geri çekildi. Yakışıklının vereceği tepkiyi beklerken gülümsemeye çalışıyordu. Usulca kulağına sokuldu. “Özlemişim.” Söylediği şeyin içtenliğine şaşırırken bunun doğru olmasına gözlerini devirdi.

Konu: Geri: Eskimeyenler Paz Ağus. 07, 2011 12:49 pm

Kızın dudakları kendi dudaklarına değerken aşina olduğu tadı yine alıyordu Lawrence. Özlem lafı geçecek olur ise gerçekten özlemişti Lutka'nın sıcaklığını ya da belki de direk kızı özlemişti. Yavaşça dudaklarını dudaklarından ayırıp hemen boynuna uzanmıştı çocuk. Fakat öpmek için değildi. Sadece sıcak kokusunu içine çekmek içindi. Lutka'nın boynundan yayılan kokuyu ciğerlerine doldurduktan sonra kızın omzuna ufak bir öpücük kondurarak tekrardan gözlerini gözleriyle birleştirmişti. Derince bir nefes alarak "Ben de." demişti Beltran sonunda. Kızın gözlerine yayılan o zafer belirtisi ise kesinlikle Lawrence gibi duygusuz görünen birinin birini özlemesi değil, Lutka'yı özlemesiyle alakalıydı. Elini kızın belinden çekerek boynundaki kollarını indirdi. Etrafa şöyle bir bakıp kızın elini tutmuştu Lawrence. Aklından geçen çapkınlık planlarını nasıl devreye sokmalıydı, çakallar gibi bunu düşünüyordu şimdi. Tam bu sırada Lutka'nın tekrardan kendisine sarıldığını hissetmişti. Kıza dönmek için kafasını çevirdiğinde ise kendisine sarılanın Lutka değil, eski arkadaşı Lola olduğunu görmüştü. Kendi avcunda duran elini ise hızla çeken Lutka'nın oldukça sinirlendiğine emindi. Kızı boynundan ayırarak " Lola, eski dostum! Ne yapıyorsun buralarda." diyerek oldukça yapmacık bir şekilde kızı selamlamıştı. Lola ise her zamanki rahatlığından ödün vermeyerek Lawrence'nin dudaklarına kısa bir öpücük bırakmıştı. Lawrence, Lutka'dan sonra kendini öpen kızın dudaklarına da oldukça alışkındı. Fakat sadece kızın böyle yerli yersiz kendisini öpmesi yüzündendi tüm alışkanlığı. Onunla yatağa girdiği tek bir gün vardı. O da sarhoş olup ikisinin de aynı yatakta sızmalarıyla olmuştu. Lutka'nın sevimsiz bakışlarının kendisi üzerinde toplandığının farkındaydı Lawrence. Lola ise bu sırada konuşmasına soluklanmadan devam ediyordu. En son Roma'dan döndüğünden ve bir ara kendisini araması gerektiğinden bahsetmiş ve tekrar ince dudaklarını büzüştürerek Lawrence'ın dudaklarına değdirip geldiği kalabalığı yararak dönmüştü. Lawrence rüzgar gibi gelip giden kızın arkasından bir süre bakakaldıktan sonra ağır hareketlerle Lutka'ya dönmüştü. Hafifçe yutkunarak kızın ateş çıkan gözlerine bakmaya çalışmıştı. En sonunda gözlerine sabitlenen soran gözlere cevap vermek için dudaklarını aralamıştı.

"Gerçekten senin kadar iyi değil. Ah, yani zaten bir şey olmadı. Yani olsaydı senin gibi olmazdı. Kısacası takma."

Misafir

Ah, Lawrence. Onun yanındayken her şeyin bu kadar hızlı olup bitmesi gerekli miydi gerçekten? Daha genç adamın samimi hareketlerinin tadını çıkartamadan sürtüğün teki gelerek Lawrence’in Lutka’nın elini tutmasını önemsemeden sarılmıştı iri bedenine. Bu bile Lutka’yı çıldırtmak için fazlasıyla yeterliyken birde az önce kendi dudaklarının olduğu yere ufak bir öpücük kondurmuştu lanet kaltak. Yüksek müzik sesine öfkesi de eklenince kulaklarını rahatsız edici bir uğultu doldurmuştu genç kızın. Verdiği tepkinin aşırılığı az çok kendisini de rahatsız ediyordu. Yinede bunu düşünebilecek kadar sakin hissetmiyordu kendini. Lawrence’i neden bu kadar kıskandığı sorusunu daha sonra detaylıca düşünmek için zihninde kuytu bir köşeye yolladı. Lawrence ile aralarında duran ve pahalı bir eskort kızı andıran hatun hiç umurunda değilmiş gibi davranmaya çalışıyordu. Öfkeli bakışlarını Lawrence hiçbir şey anlamasın diye ikisinin üzerinden çekerek başka yere odaklamak için uğraştı. Kısmen. En azından çaba gösterdi. Başaramamıştı. Kız hararetle anlamadığı bir konudan bahsederken Lutka’nın gözleri genç adama takılmış dik dik bakıyordu. Lawrence’in dostu (!) tekrardan dudaklarına yumulup dans eden ve içki içen insanların arasına karışırken Lutka mimiklerini dahi kontrol edemiyordu. Suratında tüm güzelliğini gölgede bırakacak hoşnutsuz bir ifade oluştuğundan şu an için daha önce hiç olmadığı kadar emindi. Lawrence’in üzerindeki bakışları yoğun ve ısrarcıydı. Genç adamda en az kendisi kadar şaşkın görünüyordu. Dudakları bir şeyler söylemek için aralandığında ağzından çıkanları dikkatle dinledi Lutka. Senin kadar iyi değil. Demek o sürtüğün bedeninin de tadına bakmıştı Lawrence. Genç adamın bir sonraki cümlesi ise bunun olmadığını iddia ediyordu. …senin gibi olmazdı. Karşısındaki yakışıklıyı uyuz edici birkaç dakika boyunca hiçbir şey söylemedi, hiçbir harekette bulunmadı Lutka. Dudaklarının düz bir çizgi halini alıp birbirine sıkıca bastırılmış olarak geçirdiği süre zarfı boyunca surat ifadesi yavaş yavaş yumuşamıştı ardından yüzünde küçükte olsa bir gülümseme belirdiği bile söylenebilirdi. Aniden hareket edip genç adama yaklaştı. Dudaklarını tekrar dudaklarına bastırdı. Az öncekinden farklı olarak dilini yavaşça Lawrence’in dudaklarında dolaştırıyordu. O kızın dudaklarının tadını silerek kendi dudaklarıyla yıkıyordu sanki genç adamın kalın dudaklarını. Ağırca geri çekildi. Adamın kaslı koluna sarılarak, bakışlarını okyanus mavisi gözlere odakladı. “Evet. Bu gece için planınız nedir bayım?” Cümlesinin sonunda sevimli bir gülümseme sundu Lawrence’a.

Konu: Geri: Eskimeyenler Ptsi Ağus. 15, 2011 3:35 pm

Lutka'nın siniri bir anda geçmişti. Lawrence'nin aklı öylesine karışıktı ki, kız ile neyi yaşamak isteyip neyi yaşamak istemediğine emin olamıyordu.Teninin kokusunu özlemiş olduğu bir gerçekti fakat içinde böyle bir kıza beslediği duygulardan daha fazla kaçamıyordu. Aşk değildi, hayır. Zaten aşkın nasıl bir şey olduğunu da bilmiyordu. Fakat henüz midesinde kelebeklerin uçuştuğu kısıma gelmemişti genç. Ufak bir kalp hızlanması idi sade ve sadece elleri kızın tenine değdiği zaman olan. Belki de bu onu cinsel olarak ne kadar arzuladığı ile de alakalı olabilirdi. Sessizce kızın gözlerine baktı. Sahi, bu gece ne yapacaklardı? Geçen sefer birlikte oldukları zaman neredeyse yapılacak tüm çılgınlıkları yapmıştı. Şimdi onu şaşırtacak ne yapabilirdi ki? Elini cebine atıp telefonunu çıkardığı zaman kıza tekrardan sokulmuştu. Dans etmesi için "Sadece biraz daha eğlence." dedi. Lutka eğlencenin uzayacağını duyduğu zaman kesinlikle suratı düşmüştü fakat yine de vücudunu müziğe uygun bir şekilde hareket ettirmekten de geri kalmıyordu. Kollarını kızın beline dolamış ve kıza iyice sarılmıştı Lawrence. Karşısındaki Daniel'a gözleriyle telefonunu işaret ederek çocuğu harekete geçirmişti. Lutka ile dans ederken bir yandan da mesaj yazmıştı Lawrence. Daniel'a Lutka ile geçicereceği gece için kusursuz bir yer ayarlamasını istemişti. Daniel'ın resmen sırtına tırmanmış olan kızları bir kenara atıp locadan ayrılmasını izledikten sonra Lawrence tekrardan Lutka'nın gözlerine bakmıştı. Kıza oldukça yakın bir şekilde " Haydi buradan çıkalım." dedi.

Misafir

Yakışıklı gencin kollarında dans ederken huzurlu hissediyordu Lutka kendini. Bu seks sonrası bedeninin aldığı mahmurluk ve hissettiği iç gıdıklayıcı tadı hatırlattı. Çalan müziğin neşelendirici etkisini her zerresinde tadıyordu şimdi, yüzündeki geniş gülümsemeyle bedeninin her noktasını uyum içinde oynatmaya özen gösteriyordu. Lawrence’in bakışlarını kesiştirmesiyle gülümsemesi silindi. Dudakları yaramazca kıvrılmıştı, gözlerinin ışıldadığı bile söylenebilirdi. Gencin söylediği her kelimeyi dikkatle dinledi. Şu sıralar aldığı en güzel teklif olmalıydı. Az önce silinen gülümsemesi daha da genişleyerek ifadesindeki eski yerini aldı. Kollarını şımarıkça Lawrence’in boynuna doladı. Yüzleri dakikalar önce olmadığı kadar daha yakın duruyordu şimdi. Gencin sıcak nefesinin tekrar yüzünde dolaşıyor oluşu hoşuna gitmişti kızın. Ona en son ne zaman bu kadar yakın olduğunu hafızasını günlerce zorlasa da bulamazdı. Hata yaptığını düşünüyordu. Mağazadaki trend çantayı lanet bir sürtüğe kaptırmaktan farksızdı bu. Bu düşüncesine kıkırdayarak dudaklarını Lawrence’inkilere sürttü. Öpmüyordu, yavaşça hareket ettirerek birbirlerinin sıcaklıklarını tatmalarını sağlıyordu. Sarhoş bir insanın kontrolsüzlüğünde yüksek sesle bağırmaya başladı. “Çıkar beni buradan beyaz atlı prensim.” Az önceki kıkırdamasını tekrar etti. Lawrence’in kendisine bu kadar samimi davranmasına kızmaması işine geliyordu. Pahalı bir eskort kızı andıran tavırlarla Lawrence’le dilediği gibi vakit geçirmek içinde bulunduğu dünyadan uzaklaştırıyordu onu. Yakışlık gençten kaçırdı bakışlarını. Hemen arkalarındaki masada oturan kızlara bakışlarıyla ve dudaklarını oynatarak çantasını istediğini ima etti. Masaya panik ve telaş hakim olup saniyeler içerisinde çantası koluna ulaşınca beyaz atlı prensine döndü. “Hadi ama Law. Sıkılmaya başlıyorum.” Abartıyla gözlerini devirdi. Lawrence hiçbir şey söylemeden sadece gülümsemekle yetindi. Ardından geri çekilip hafifçe birbirine değen bedenlerini ayırdı. Uslu bir kızmış gibi onu takip etti Lutka. Arkadaşlarına hiçbir şey söyleme gereği duymadı. Hiç birine değer verdiği söylenemezdi zaten. Lawrence hesap işini hallettikten sonra kapıdaki bekledikleri kısa sürenin ardından vale siyah bir Chrysler ile önlerinde durdu. Lutka arabadan pek anlamazdı ama dikkatle incelediğinde Lawrence'in yeni bebeği hoşuna gitmişti. Hoşnut bir gülümsemeyle genç adamın bakışlarını yakaladı. Lawrence ise kendini beğenmiş ifadesiyle arabaya binmekle yetindi. Onun hareketlerini taklit ederek spor arabaya yerleşti. Siyah arabanın içi dış görüntüsüyle tezat bir biçimde beyaz deriyle kaplanmıştı. Lutka bu tezatlığı hayli hoş bulduğunu belli etmek ister gibi dokunuşlarını Lawrence'in kaslı bedenine yöneltirken yakışıklı genç yüzündeki gülümsemeyle çoktan arabayı çalıştırmıştı bile.

Konu: Geri: Eskimeyenler Ptsi Ağus. 15, 2011 11:22 pm

Kurugunuz biraz sıradan olsa da, betimlemelerinizi sevdim. Emeğinize sağlık. İkinize de 20 puan ^^