Ad Soyad: Mark Croom Carter
Cinsiyet: Erkek
Örnek Rp:
Harry PotterRPG'den bir RP.
Beş katlı yüksek bir binanın yavan arasında ki küçük odası, bir barınaktan çok, bir dolabı andırıyordu. Kendine yemek sağlayabilmesi konusunda ki şüpheleri hep aynıydı. Veronika'yla ayrıldıklarından beri kendine değil yemek pişirmek, su içmeye bile üşenir olmaya başlamıştı. Mark, ürkek ya da gözü rahatça korkutulabilecek yapıda biri değildi. Üstelik bunun tam tersiydi. Ama uzun zamandır kuşkulu denecek denli alıngan ve gergindi. Öyle içe kapalı öyle ilgisiz bir yaşam sürüyordu ki, bırak arkadaşlarını, diğer insanlarla da karşılaşma korkusu vardı. Onda bu etkileri başlatan ve kendine olan güveninin kaybolmasına sebep olan yaşadığı boşanmaydı. Kendini kapattığı bu tahtadan odadan kurtulmak için hiç bir çaba göstermemiş ve gelen arkadaşlarını da geri çevirmişti.
Bugün farklı hissederek uyanamasında ki en büyük etken, sıcacık gün ışıklarının odanın perdesinı delip geçtiğini hatta yüzüne vurduğunu görmesiydi. Uzun zamandır ilk defa böylesine mutlu bir sabaha uyanmıştı. Aylardır kendini kapattığı tavan arasından çıkamanın zamanı olduğunu düşünmüştü henüz gözlerini açtığında, ' aman tanrım ' diye düşündü tuhaf bir gülümseyişle. İçine dolan huzur tamamıyla yüzüne yansıyordu ve aylardır suratsız Mark gitmiş, yerine farklı biri gelmiş gibiydi adeta.
Yataktan doğrulurken bir yandan ıslık çalıyor, diğer yandan da nereye gitsem diye düşünüyordu. Elbette aklına ilk gelen yer, Çatlak Kazan olmuştu. Çatlak Kazan'ı Hogwarts'dan bu zamana kadar sevmişti. Orayı hem sıcacık bir yuva, hem de insanaların kendilerini gizlediği bir ortam olarak görüyordu. Tanıştığı çoğu insanı orada tanımıştı. Hatta Veronika'yla bile burda tanışmış ve her pazar yorgunluklarını burada atmışlardı. İçinden düşünürken, Veronika'nın adı geçtiğinde ise sıcacık gülümseme yayıldı yüzüne, hala unutmadığı gibi, deliler gibi de seviyordu.
Eski odanın içerisinde bulunan her eşyanın üzeri örümcek ağlarıyla doluşmuştu. Temizlemek istemiyordu. Bir kaç kez denese bile daha berbat etmişti çoğu zaman..
Dolabına yaklaştığında, tozlu raflardan birinden bir gömlek ve bir pantalon çıkaktarak hızla üzerine geçirdi. Hemen perdeye doğru koşarak hafifçe camı araladı ve camın yanında bulunan siyah koltuğa yaslandı. Şöyle bir dışarı baktığında bir çok kişi koşuşturma içerisindeydi. Heyecanlı büyücü ve cadılar, işlerine ya da alışverişe gidiyorlardı.
Tüm bu heyecana dayanamayarak Çatlak Kazan'a doğru yola koyuldu. Eskiden tüm hayatının bu yollarda geçtiğini düşünüyordu. Şimdi ise aynı düşünce yine kafasında yayılmaya başlamıştı. Bayılıyordu, Hogwarts'ın açılış heyacanını yaşayan öğrencileri seyretmeye, her birine bakıp eskilerini hatırlamaya. Çoğu zaman çatlak Kazan'ı bu yüzden severdi. Birazdan Çatlak Kazan'a geldiğinde kapıyı tek eliyle hafifçe iterek açtı. Kapının açılmasıyla beraber bir çıngırak sesiyle, kendini tahtadan yapılmış zeminin üzerine bırakarak, loş ışığın altındaki Çatlak Kazan müşterilerine şöyle bir bakara gülümsedi. Hemen ardından her zaman ki karanlık köşesine geçerek " Bakar mısınız ! Bir Ateşviskisi istiyorum " dedi ve arkasına yaslanarak, bugünün Gelecek Postası sayını okumaya başladı.. Dışarıdan gelen insan sesleri, içine huzur dolduruyordu adeta..