Gossip Girl RPG
Gossip Girl RPG
Gossip Girl RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Gossip Girl Role Play Sitesine Hoş Geldiniz!
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Duyurular



~
House Party kurgumuz başlamıştır katılmak için tık!




~
Seviye sistemi kaldırılmıştır.


~
Yeni Popülerlik sistemi düzenlenmiştir. Lütfen göz atınız tık!


Keyifli Role Play'ler...
Gossip Girl
~ NY gençleri neredesiniz? Dedikodularınızı bekliyorum. Bilgi için tıklayın.


Seviliyorsunuz. Xoxo

Yönetim Kadrosu
Soğuk Rüzgarlar Pam10 Soğuk Rüzgarlar Lalea10

 

 Soğuk Rüzgarlar

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Misafir
Misafir




Soğuk Rüzgarlar Empty
MesajKonu: Soğuk Rüzgarlar   Soğuk Rüzgarlar EmptyPaz Ekim 10, 2010 3:14 pm

ALESSANDRA C. VOLTERRAS & JANSON TAYLOR GRESS
& 19.00


Geri dönmeye karar vermiştim, hem artık daha iyiydim. Yavaşça yataktan doğrulurken gözlerim hala sağ ayağımdaydı. İlk günlerdeki kadar olmasa bile acıyı hala hissedebiliyordum. Doğrulduktan sonra günlerdir açmadığım telefonumu aldım elime. Bir sürü mesaj! Jamie,Giss,Aless,Mary,Elizabeth ve diğerleri. Tek tek silmeye başlarken isim olmayan bir numaranın mesaj atmış olması dikkatimi çekti. ''Alexis arkdan işler çeviriyor.'' Bu da ne demek oluyor şimdi? Geri dönmek için hazırlanma sürecim daha da hızlandı. Telefonu koltuğun üzerine fırlattıktan sonra hazırlanmaya ılık bir suyla duş alarak başladım. Üzerime bir şeyler uydurduktan sonra saçlarıma biçim verdim. Kıyafetlerimi valizin içine tıkmaya başladım. Bana ait her şeyi toparladıktan sonra kağıyı çarpıp çıktım evden. Uzun bir süre hareket etmemin yasak olduğunu bilmiyormuş gibi son gaz Manhattan'a doğru yol alıyordum. Bir gözüm yolda bir gözüm ise ayağımdaydı. Umarım, yolculuk esnasında bir sorun olmayacaktı. Fakat düşündüğüm gibi olmadı. Biraz daha merkeze gittikten sonra Palace Hotel'in önünde durdum. Durumu görevli arkadaşlara izah ettikten sonra odama çıktım. Kendimi yatağın üzerine attım ve gevşeyen sargı bezini iyice sıktım. Tekrar araba kullanacak durumda değildim. Zaten bir cafeden, bir bardan daha iyiydi konuşmamız için. Ev de aklıma gelmişti ama parti olabilirdi. Biraz daha dinlendikten sonra Aless'e mesaj attım gelmesi için. Hem ortalardan ben kayboluyordum,hem onu çağırıyordum. Ama başka şans yok. Bir iki dakika sonra telefon titredi bile. Geleceğini söylemişti, fakat kırgın olduğu da belli oluyordu. Nasıl olmasın ki? Haber vermeden gitmiştim buralardan. Üzerimi değiştirmem gerekiyordu. Yaradan kaynaklı kan pantolonumda iz taşıyordu. Mavi-yeşil tonlarında bir üst giydikten sonra sevdiği parfümden de bir iki fıs sıktım. Ortada duran valizimi dolabın içine koyduktan sonra beklemeye başladım. Fazla geçmeden kapı aralandı. Resepsiyondakilere bir misafirim geleceğini söylemiştim zaten. Gözlerimi aşağıdan yukarıya doğru gezdirdim ve ayağa kalkarak yanına doğru ilerledim. Her zaman olduğu gibi çok güzel görünüyordu. Özlemiştim. Yaklaşık kırk elli saniye sarılıp kokusunu içime çektim. ''Gelsene'' dedim sıcak bir sesle. Kapıyı kapattım. Yanına oturmayı düşünüyordum fakat tek kişilik koltuğa oturmuştu. Ben daha büyük bir koltuğa oturduktan sonra elimle yanımı işaret ettim gelmesi için. Çantasını koltuğun yanına bıraktıktan sonra yanıma oturdu. İyice arkaya yaslandım ve elimi omzuna attım. ''Aless'' diyebildim sadece.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Soğuk Rüzgarlar Empty
MesajKonu: Geri: Soğuk Rüzgarlar   Soğuk Rüzgarlar EmptyÇarş. Ekim 13, 2010 2:09 pm

Acı ve merak... Hangisi daha derindi acaba ? Hangisinin bir sonu vardı veya ? Yatağında öylece oturuyordu. Bir müzik çalıyordu ama kafasını ona verememişti bile. Cebindeki telefonun ısrarlıca titremesi üzerine iç çekerek telefona baktı. Janson'dan gelmişti mesaj. İç çekerek okudu ve hiçbir tepki vermedi. Gelmesini istiyordu. Onu yanına çağırıyordu fakat... Gözlerini kapatıp 1 dakika dinlendi. 1 aydır ortalarda olmayan adam şimdi Ale'yi yanına çağırıyordu. Ama onu merak etmişti. Hızlıca geleceğini yazdı ve üstündeki gömleği çıkardı. Dolabı açtı ve çektiği ilk bluzu aldı. Bluza bir göz ucuyla baktı ve üstüne giymek için bir yelek çıkardı. Altına bir şort giydi. Havalar soğumuştu. Ayakkabı odasına gidecekken makyaj masasının yanına fırlattığı yeni çizmeleri gözüne ilişti. Onları giymeye karar verdi. Saçlarını taradı. Makyaj yapmasına gerek yoktu. Aynada kendisine küçümseyerek baktı. Acı hiçbir kadını daha da güzelleştirmezdi. Ama Aless bunun dışındaydı. Tattığı acılardan ötürü yüzüne doyumsuz bir olgunluk gelmiş genç kadın acıtan bir güzelliğin beden bulmuş haline dönmüştü. Takı çekmecesinden çıkardığı yılan şeklindeki yüzüğü taktı. Birkaç aksesuardan sonra hazırdı. Burberry den aldığı çantayı aldı ve kapıya yöneldi.

Merdivenlerden inerken babsına rastladı. Soran bakışlarıyla duraksadı. Ve bir şey sormamasını gösterircesine baktı. George'un yeşil gözlerindeki anlayışı görünce dayanamayıp sarıldı. Hızlıca kapıdan dışarı attı kendini. Araba kullanacak halde değildi. Hızla caddeye yöneldi ve bir taksiye bindi. Palace Otel dedikten sonra derin bir sessizliğe büründü. Gece gibiydi genç kız. Koyu bir sis kaplıydı kalbinde. Duygularını göremiyordu. Janson'un hareketlerine bir anlam vermeye çalıştı fakat hiçbir şey çıkmıyordu. Bu sırada taksinin durmasıyla irkildi. Gelmiş olmalıydı. Gereğinden fazla para vererek indi. Otele girdi. Resepsiyon görevlileri onu bir odaya yönlendirdi.

Aralıklı kapıyı açtı. Janson oradaydı. Kalbi anlamadığı bir hızla çarptı ama sonra eski temposunu tutturdu. Buz kesilmişti genç kız adeta. Ne bir hareket ne de tek bir kelime. Koşamadı ona. Kalbinin içinde bir yerlerde o duyguyu aradı ama gitmişti. Şaşırdı. O sırada Janson'un ayaklanıp ona sarıldığını hissetti. Karşılık veremedi. Sanki Aless'i artık başka biri yönetiyordu. Janson kapıyı kapatmaya dönünce tek kişilik koltuğa oturdu. Janson döndüğünde yüzünde bir hayal kırıklığı ifadesi belirdi. Çoklu koltuğa geçip eliyle gelmesini işaret etti. Çantasını orada bırakıp yanına oturdu. Janson elini Aless'in omzuna atmıştı. Aless hala bir karşılık veremiyordu. Zaten rengi iyice atmış teni buz gibi olmuştu. Sanki Janson bir yabancı gibiydi. Özlenilen bir yabancı...

''Aless''

Sesi daldığı duygulardan çıkardı genç kızı. Bir cevap vermesi gerekiyordu. Ne diyecekti ki !
Gözlerini kapayıp 3 derin nefes aldı.

Şimdi ne söylememi yada ne yapmamı istiyorsun Janson ?

Kendiside bilmiyordu bu sorunun cevabını. Boş gözlerini karşıya çevirdi.

Spoiler:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Soğuk Rüzgarlar Empty
MesajKonu: Geri: Soğuk Rüzgarlar   Soğuk Rüzgarlar EmptyPerş. Ekim 14, 2010 5:26 pm

Aless'in bu kadar soğuk olması beni şaşırmıştı, şaşırtmalıydı da belki.Fakat bir geçmişimiz vardı hala da sürüyor olan ilişkimiz.Ama kırgınlığı gözlerinden, ses tonunda bile belli oluyordu.Ne yapabilirdim ki kendimi affettirmek için? Ortalardan kayboluşumu ona nasıl anlatabilirdim.Tüm bu düşünceler kafamda dolanırkan Aless donuk bir sesle ''Şimdi ne söylememi yada ne yapmamı istiyorsun Janson ? '' Durakta birinin saati sormasından daha ciddi bir şekilde.Yüzümde gülümsemeler oluşurken gözlerini devirmesi, sarılmama karşılık karşılıksız kalması, benden cevap beklerken bile gözlerime bakmaması, zorla yanıma oturması! Kötü. Elimi yavaşça omzundan çektim ve toparlandım. '' Ne söylemek istiyorsan onu söyle.Ne yapmak istiyorsan onu yap.'' dedim kendimi kasarak.Bütün bunlar ayrılık alarmları değildi elbette ama normal bir tartışma da.Olaylar gözümün önünden film şeridi gibi geçerken ellerimi ovuşturuyordum.Söyleyeceklerim yada söyleyemediklerim boğazımda düğümleniyordu.Masanın üzerindeki bardaktaki viskiyi bir hamle de bitirdim.Aless'e yöneldim.Gözlerinin içine bakıyordum,saniyeleri sayarak.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Soğuk Rüzgarlar Empty
MesajKonu: Geri: Soğuk Rüzgarlar   Soğuk Rüzgarlar EmptyPaz Ekim 17, 2010 7:51 pm

' Ne söylemek istiyorsan onu söyle.Ne yapmak istiyorsan onu yap.''

Aless, Janson'a döndü. Viskiyi tek hamlede içtiğini görünce yüzünü buruşturdu. Elindeki bardağı alıp sehpanın üzerine koydu. Onun parmaklarına kendi parmaklarını kenetledi. Tek bir fısıltı.

My thoughts you can’t decode.

Gözlerini Jazz'e dikti. İçindeki duygu seli tekrar gün yüzüne çıkmıştı. Onu seviyordu. Nedenini bilmiyordu. Sadece seviyordu işte. Bu yetmez miydi ? Bu aşamaz mıydı koca engelleri ? Dile gelmek istedi sözcükler. Dile gelip haykırmak. Ama dizginledi her şeyi genç kız.

Seni özledim ama ne yaptığımızı görmüyor musun ? Çok saçma hatalar yaptık. Gerçek gözlerinde saklı ve dilinde dolaşıyor Jazz. Şimdi onu bana söyle.

Merak ediyordu. Belki... Belki açıklaması acıyı azaltırdı biraz. Genç adamla birleşen ellerine baktı. Bunun adı neydi ? Bir anlamı var mıydı ? Bir insan aynı anda birbirine zıt duygular besleyebilir miydi ? Bu soruları aklından çıkarıp sadece Janson'a odaklandı. Sadece ona.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Soğuk Rüzgarlar
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Gossip Girl RPG :: Rp Out :: Çöp kutusu-
Buraya geçin: