Ad Soyad: Tinsley Carmichael
Cinsiyet: Kadın
Seçiminiz (Kariyer, Şöhret): Şöhret.
Örnek Rp:
O gün Waverly Akademisin de hava çok sıcaktı. Öğrencilerin her biri yoğun bir ders programıyla okula başlamışlardı. Çoğu, derslerin zorluğundan şikayetciydi. Ama bunu umursamayanlar da vardı. Bu umursamayan gençler her zaman bir köşeye çekilir ve dersleri önemsemezlerdi. Çünkü onlar doğuştan şanslı olan, çok ama çok güzel ve yakışıklı olan, seçkin ailelerin çocuklarıydı. Onlar okula parayı bastıkları zaman her şeyi yapabilecek özel çocuklardı. Ama içlerinden biri vardi ki.. Enfes güzelliğiyle, çarpıcı fiziğiyle ve harika sutun gibi uzun bacakları olan Tinsley Carmichael'di. O bu dünya da ki en güzel kız diyebileceğimiz kişilerdendi. Ayrıca ailesi de o seçkin ailelerdendi. Şimdi Tinsley'e dönecek olursak.. Ah, Waverly Yatılı okulunda ki, terk edilmiş bir ağırda arkadaşlarıyla tütün tüttürüyordu. Elinde ki sigarayı çimlere attı ve gökyüzüne baktı. Yorucu bir günün ardından en iyi arkadaşları olan, Callie ve Brett ile şimdi yanyana oturmuş, erkeklerin o güzel pantolonlarının altında ki taş gibi kıçlarını konuşuyorlardı. Bu komikti. Erkek eleştirmeleri her zaman komik olurdu. Callie, sarı saçlarını elinde ki kurdeleyle bağlarken, Tinsley düşünceli bir şekilde Callie'yi süzdü. Callie, sıska vücuduyla ve koyu mavi gözleriyle ilk günden beri Tinsley'in ilgisini çekmişti. Çok geçmeden arkadaş olmuşlardı zaten. Tinsley yeni sigarasını çıkarttı ve arkadaşlarına döndü.
''Kesinlikle Heath Ferro'nun kıçı, Walsh'ın kıçına bin basar!''
Bunu söylediğinde Callie'nin sinirlendiğini farketmişti Tinsley. Ama umrunda değildi. Çünkü Ferro her zaman çok yakışıklıydı. Tabii Walsh da yakışıklıydı. Ama Heath taş gibiydi. Callie ise tam tersini düşünüyordu. Tabii ki sevgilisi Walsh olduğu için böyle düşünüyor, diye düşündü Tinsley. Suskun olan Brett'e kuşku dolu bakışlar attı Tinsley. Tabii ki Brett bunu umursamadı. Hiçbir zaman Tinsley'in bakışlarından kaçmazdı. Ama Tinsley Brett'in bir sorunu olduğunu hissediyordu. Brett uzun parmaklı beyaz ellerini kızıl saçlarında gezdirdi. Mavi gözlerini yere dikti. Bu kötüye işaretti. Brett genelde böyle olmazdı. Brett cesur biriydi. Bu sefer ne yapmış olmalıydı ki? Tinsley kaşlarını havaya kaldırdı. Bunu yapınca çok sexy gözükürdü. Brett bunu düşünmeden edemedi. Ve gözlerini Tinsley'e dikti.
''Anlat bakalım''
Tinsley bu sözcükleri çok anaç bir tavırla söyleyivermişti. Brett de bunu farketmişti ve şimdi kendine daha da çok güveniyordu. Tinsley'in merakı daha da çok artıyordu. Çünkü, Tinsley Brett'i hiçbir zaman böyle görmemişti. Böylesine korkak davrandığını ilk defa görüyordu. Brett o kızıl saçlarıyla her zaman etkileyici bir ateşliliğe sahipti. Ve bunu her zaman kullanmasını bilirdi. Bu sayede sınıf başkanıydı ya zaten. Tinsley gözlerini devirmemek için zor tuttu kendini. Brett ise derin bir nefes aldı. Callie yerinde rahatsızca kıpırdandı ve elinde ki sigarayı çimenliğe attı. Hem de söndürmeden. Bu sorun yaratabilirdi. Tam o sıra da Brett konuşmasaydı, Tinsley sigarayı söndürecekti. Ama çok geçti artık.
''Ben bir.. Lezbiyenim. Geçen gün kadınlar klübünde Kara'yı öptüm ve.. Çok tuhaf şeyler hissettim.''
Brett bunları söyledikten sonra sustu. Kimse konuşmuyordu. Tinsley şok olmuştu adeta. Bu nasıl olabilirdi? En iyi arkadaşı lezbiyendi. Waverly'in Kraliçesi gülümsedi. Bunu ilk önce o öğrenmişti. Ve bunu yeri geldiğinde kullanırdıda. Tinsley zaferle gülümsedi. Ne zamandır bunu bildiğini arkadaşına anlatacaktı, tabii duman kokusunu almasaydı. Tinsley panikle ayağa kalktı. Ve diğer iki kız da onun bu ani tepkisini şaşkınlıkla izledi.
''Ağır yanıyor!''
Bu kelimelerin ardından bir kaç gün geçmişti şimdi. Okulda ki herkes Tinsley ve macerasını konuşuyordu. Ağırın yandığını ve.. Brett'in lezbiyen olduğunu. Bu çok komikti. Bunu nerden öğrendiklerini kimse bilmiyordu tabii. Ve işte o büyük disiplin kurulu toplantısı geldi. Okul müdürü birinin kurban olmasını istiyordu. Bu kurban her kim olursa, ibret olacaktı herkese. Bunu herkes biliyordu. İlk olarak Tinsley'i aldılar odaya. Tinsley o gün kararını vercekti. Artık burada kalamazdı. Arkadaşının lezbiyen olduğunu bilerek burda kalamazdı. İçeriye girdiğinde oldukça sakindi. Bir koltuğa oturdu.
''Evet Tinsley seni dinliyoruz''
Tinsley oturduğu yerde huzursuzca kıpırdandı. Elbette ki bu yaptığı roldü. Herkesi inandırması gerekiyordu. Ve habersizce gidecekti burdan. Belki NYC'ye giderdi. Hani şu Constance Billiard okuluna. Belki de bir yıl annesinin moda dergisin de köşe yazısı felan yazardı. Ama şimdi geleceği düşünme sırası değildi.
''Bir sürü ot tüttürdüm. Ve bunların hepsini bilerek yaptım. Ağırı yakmak için..''
Tinsley yallanlarına yalanlar ekledi ve bu böylece uzayıp gitti. Herkes onu dinliyordu. Müdür M. bile onu can kulağıyla dinliyordu. Ve şimdi gülümsüyordu. Tinsley sözü bitirdikten sonra yere baktı. Ve bu yine rol icabıydı. Aralıksız geçen bir kaç dakikadan sonra karar verilmişti DK (Disiplin kurulu) üyeleri kararlarını vermişti. Müdür M. boğazını temizledi ve Tinsleye döndü.
''Miss Carmichael, Waverly Akademisi'nin 9. kuralının, 5. fıkrasını ihlal etmiş bulunmaktasınız. Ve bildiğiniz gibi bunun cezası, Waverlyden atılmaktır..''
Tinsley gözlerine sahte bir üzgünlük oluşturdu. Başını yavaşca salladı ve odadan yavaşca ve ağır adımlarla çıktı. Bu bir son değildi. Aksine bir başlangıçtı.