Helen o sabah her zamankinden erken kalkmış evin içinde tabiri caizse tam bir fırtına koparıyordu. Elena uykulu gözlerle salondaki koltuklardan birinde oturmuş; onun koşuşturmasını izlerken bıkkınlıkla esniyordu. Her ay bu galeri için neden bu kadar heyecanlanıyordu bu kadın; Elena anlamlandıramıyordu. Elde ettiği bir isim vardı, insanlar zaten her şeyin mükemmel olacağını bilerek geliyorlardı zaten Helen tırnağını kıpırdatmasa bile her şey mükemmel oluyordu. “ Helen biraz sakin olur musun? Neden bu sabahın bu saatinde kalktığımızı sorabilir miyim? Zaten diğerleri ilgileniyorlar her şeyle!” oturur pozisyonunu yatar şekilde düzeltti ve koltuğun üstünde duran yastıklardan birisine sarıldı. Helen bu sırada birisi ile hararetli bir şekilde telefon konuşması yapmakta olduğu için; tek elini havaya kaldırmış ve Elena’ya susması için işaret yapıyordu. Gözlerini tavana dikti ve kendi kendine söylenmeye devam etti. Tanrı bilir bu gün nasıl geçecekti? Biraz daha uyuyabilse her şey çok daha güzel olabilirdi, gözlerini kapatıp tam uyku moduna girmek üzereydi ki Helen’in sesini duydu.
“Sakin olamam, davetli listesinde sorun çıkmış! Çıktılar alınmadan bilgisayarları çökmüş eğer düzeltemezlerse napacağız bilmiyorum ve iptal de edemeyiz! Çünkü kime gelmeyin diyeceğimizi bilmiyoruz. Lanet olsun!” oflayarak ayağa kalktı ve mutfak masasının üzerinde duran mini bilgisayarını işaret etti. “ Onun içinde listen var Helen, kopyasını almıştım.” Derin bir nefes aldı ve sinirle konuşmaya devam etti. “ Bak dün kötü bir gece geçirdim ve uyumam lazım! Her şey hazır şimdi panik yapma ve ne yapacaksan yap ben odama gidiyorum.” Cevap vermesine fırsat vermeden kendini yeniden uykunun kollarına bırakmak üzere odasına gitti.
* * *
*Bir yeni mesaj.
Topludur…
Uykusunu bölen toplu mesajın başını görünce telefonu sinirle aldığı yere koydu ve saate baktı. Öğleden sonra üçe geliyordu, bu da hazırlanması için bol bol vaktinin olduğunu gösteriyordu. Belki biraz daha uyuyabilirdi tam gözlerini kapatıp yeniden uyumaya başlamak üzereyken telefonu bir kez daha titredi.
*Bir yeni mesaj.
Elena! Artık buraya gelmelisin, biraz fotoğraf çekmen fena olmazdı, kuaförler ve kıyafetlerin burada bekliyorum.
Gözlerini devirerek yatakta kalktı ve oyalanmadan evden çıktı. Helen’in heyecanına biraz ortak olabilirdi.
Gecenin başlamasına dakikalar kala bir kenarda oturmuş etraftaki insanları inceliyordu. Gördüğü birisine gözü takıldı. Onun burada ne işi vardı ki? Hiç düşünmeden yerinden kalktı ve kızın yanına gitti. “ Sen buraya hangi yüzle geldin acaba!” belki de kendini tutması gerekirdi ama bunu yapabileceğini sanmıyordu.