Sonunda Earl gelmişti. Onu görünce midemden başlayıp bütün vücudumu titreten tuhaf bir hisle karşılaşmıştım. Neydi bu böyle.Bedenim bunu tanımlayamıyordu. Bir isim koyamıyordu buna . Aşk mıydı bu ? Heyecan, belki de arzu ? Off , ne oluyordu bana böyle ? O masama doğru her adım atışında kalbim daha hızlı atıyordu ,vücudumu bir heyecan sarıyordu. Yüzüm ateş gibi yanarken, ellerim buz gibi olmuştu.
Göz ucuyla onu izliyordum. Biçimli vücudunu ortaya çıkaran açık mor bir gömlek altına da her zaman ki gibi siyah pantolon giymişti. Aksesuar olarak sadece gözlük takmıştı.Elinde arabasının anahtarı ve cep telefonu vardı. Sonunda masaya gelip karşımdaki sandalyeyi ağır bir biçimde çekip oturmuştu ve "Selam, bugün çok güzelsin” dedi gözlerimin içine bakarak. Saf liseye yeni başlamış kızlar gibi beni beğendiği için mutlu olmuştum. Halbuki bugüne kadar hep öyle kişilerle dalga geçerdim. Kendi halime gülümsedim. Ben Early cevap vermeden sandalyesinden kalkıp yüzünü yüzüme yakınlaştırdı. Her zamanki gibi bir hoş bulduk öpücüğü bekliyordum. Kısa ve arkadaşça bir öpücük beklerken, farklı anlam içericek kadar uzun ve doyurucu bir şekilde öpmüştü iki yanağımdan da. Bu yakınlığı fırsat bilerek parfümünün kokusunu içime çekmiştim. O geri çeklince yüzümün kızardığını hissediyordum. İşte o an saçlarımı topladığıma pişman olmuştum. Çünkü yüzümü gizleyecek bir şey yoktu. Bende geri çekildim ve kafamı dışarı çevirdim. Bu ani hareketime biraz şaşırdı ve sandalyesine tekrar oturdu. Derin bir nefes aldıktan sonra tekrar Early’e döndüm. “ İlk olarak hoş geldin. Hem şunu belirtmek isterim ben her zaman güzelim . “ dedim ve gülümsedim. Sonunda eski halime dönmüştüm.