Misafir Misafir
| Konu: Justin Paz Eyl. 05, 2010 11:12 pm | |
| Alexis Bathory'nin ek karakteridir. Ad Soyad: David Justin Volterras Cinsiyet: Erkek Örnek Rp: - Spoiler:
Manhattan sokaklarına ilk adı mıydı bu? Doğru. En sonunda ülkesinden dışarı çıkabilmişti. Bütün bir hayatı boyunca doğru bir erkek olabilmek için çalışmış olan David, artık yapabileceklerini görmek için evinde kilometrelece uzakta, New York'un ortasındaydı. Döşeli dairesinin kapılarını açıp içeri girdiğinde gülümsedi belli belirsiz. 'Evim' diyeceği başka bir yere sahipti şimdi. Işığı yaktı ve salona gitti. Pencereden dışarıyı ne kadar süre izledi, kim bilir. Ardından asıl nedenini hatırladı buraya gelişinin. Koyu renk dalgalı saçlarla çevrelenmiş yuvarlak bir yüz, masmavi okyanus güzelliğinde parıldayan gözler, dünyanın en tatlı gülümsemesi. Tek isteği onu görmekti. Ellerini ellerine almak, gözlerinin içine bakıp adını fısıldamak. Korkuların hucum etmesi gecikmemişti. Uzun yıllar hazır olmayı beklemişti, 'o'nun karşısına 'o'nun istediği gibi biri olarak çıkmayı. Ama ya burada o, istediği gibi biriyle karşılaştıysa? Yada belki de değiştiyse! Giderken elini bırakmak zorunda kaldığı, ama kalbini hep kalbinde taşıdığı kızın ellerini başka birinin elelrinde görürse ne olacaktı? Televizyonu açıp başına oturdu. Bütün bu korkuların geçmesini ne çok istiyordu. Sadece onunla olup, kalan her şeyi unutmak. Ama olacaktı. Ne kadar sürerse sürsün, kaderinden kaçamazdı ki. Teenstars programı açılmıştı ilk olarak. Gözlerini birkaç kez kırpıştırdı. Aynı yüz! Gözler.. Öyle güzelleşmişti ki. Gözlerindeki ışıltı hiç değişmemişti. Kalbinin deli gibi atıyor olması yetmezmiş gibi, delirmişti de David. Demek ünlü olmuştu. Gözlerinde aynı ışıltıyı görmüş olsada, içi içini yiyordu genç adamın. Şöhret değiştirmiş miydi onu? Sadece 'onun' olan, hayatının her anında, bir an bile aklından çıkmayan meleğinin değişmiş olması ihtimali karşısında ne yapabilirdi? Bir Macar prensesi veya İngiliz Lady'si yerine, bir Hollywood sürtüğü bulursa karşısında, ne yapabilirdi? Ekrana ilişti gözleri yeniden. Dünyada kimsenin sahip olamayacağı ışıltılı gözlere baktı. Kelimeler zihnine girmiyorlardı. Sadece yüzüne odaklanmıştı genç adamın bakışları. Aşık olduğu kızın gözlerinde, David'in hatırladığı o ifade vardı. Kusursuz hatlarıyla, küçük yüzü ve o yüzün üzerinde parlayan 2 masmavi göz zihninden çıkmış mıydı hiç? Ceketinin cebinde taşıdığı, 12 yaşında bir kıza ait olan resmi aldı ellerinin arasına. Büküldükçe büküldü. Ezildikçe ezildi bir anda. Artık ona bu kadar yakınken, neden resimlerine bakıyordu! Televizyonu bile kapamadan dışarı attı kendini. Sokaklar ayakları altında eziliyor, yok oluyordu. Kaç binayı arkasında bırakmıştı kim bilir. Durmak bilmiyor, sevdiğine ulaşmak için hızla atılıyordu bacakları. Aklında sadece 'o'nun hayali vardı. Neden bir hayalden öteye geçmesine izin vermesindi ki? Neden uzanıp dokunmasındı ona? Gözlerinin içine bakmanın hayalini kurabiliyordu yanlızca, peki ya o gözlere gerçekten bakmak. Karşısında olmak onun, gerçek bir erkek gibi. Okula vardığında durdu. Gözleri etrafı taramaya başaladı, aradığı yanlızca özel bir genç kızdı. Her şeyiyle diğerlerinden farklı, özel bir kız. Merdivenlerde arkadaşlarıyla oturan kızlara takıldığında gözleri, inanılmaz bir mutluluk içinde gülümsedi. Gözleri birbirine kenetlendiğinde, dünyanın durduğunu hissetti ikisi birden. Gerçek aşkın saflığı, ikisini birbirine bağlıyordu. Genç kız neden böyle hissettiğini anlamaya çalışıyordu. Masmavi gözler! Kumral saçlar. Bu buğday ten. Zihni Justin diye cevaplıyordu kendi kendine sorduğu sorusunu. Kimdi bu adam? Justin. Genç kızın ağzından hiçbir kelime çıkmadı. Gözleriyle anlatıyordu her şeyi. Şaşkın ve kızgın. Ve elbette aşık bakan gözleriyle anlatıyordu. Genç adam anlamıştı neden böyle davrandığını? Bunca yıl neden gelmediğini merak ediyor, gelmemiş olmasına kızıyordu. Özlenmiş olmayı umuyordu deli gibi. Emin adımlarla genç kıza doğru ilerlemeye başladığında, gören herkes şaşkındı. Gözleri birbirine kenetlenmiş, tek kelime bile etmeyen ve her saniye aralarındaki mesafe biraz daha kapanan güzel bir kız ve yakışıklı bir adam. Gözleri kızın kusursuz dudaklarına kaymıytı David'in. O dudakları dudaklarında yanlızca bir kere hissetmişti. Ve şimdi bunu yeniden yapabilmeyi bütün kalbiyle istiyordu. Ama doğru olmayacağını da biliyordu içten içe. Uyarıyordu kendini, durduruyordu. Yıllar sonra ortaya çıkıp dudaklarına yapışamazdı ki.. Yanına gidecek ve adını fısıldayacaktı ona. Planı böyleydi. Ama hayat her zaman planlandığı gibi gitmezdi. Bazen insan tutkularına yenik düşer, belki de pişman olacağı şeyler yapardı. David'in dudaklarını aşık olduğu kızın dudaklarına değirdiği anda olduğu gibi. Dudakları birleşti ve dünya durdu sanki. Genç kız bunu doğru bulmuyordu ama dudaklarını da çekemiyordu bir türlü. Ellerini genç adamın ensesinde birleştirdi. Dudaklarını çektiği her küçük saniyede "Justin" diyordu. Genç adamın istediği sadece 'o'ydu. Onun dudakları, onun sesi, onun nefesi. Sadece onun varlığı, David'i hayata bağlamıştı. Hastalığını onun anılarıyla tedavi etmiş, onun karşısına sağlıklı bir erkek olarak çıkabilmenin hayaliyle iyileşmişti. Dudakları ayrıldığında "Rosalie." diye fısıldadı genç adam. "Tek ve gerçek aşkım."
|
|
Laela Cryptic Lütfen rütbe edininiz
Mesaj Sayısı : 903 Kayıt tarihi : 30/06/10 Lakap : Queen L.
Bilgiler Puan: 20
| Konu: Geri: Justin Salı Eyl. 07, 2010 6:48 pm | |
| | |
|