Gündüz Sarhoşluğu

Gabriélla - Stevréth.
Öğlen- Hudson Hotel.
I. Tekil.


Dün gecenin sarhoşluğu ile geldiğim bu hotel odasından başıma ağrılar girerek uyandım. Dün gece neler olduğunu pek hatırlamasam da içtikten sonra üvey kardeşim ile olan buluşmayı atlamıştım. Sanırım tek hatırladığım bu. Zaten beni öyle içkili hâlde görseydi kıyamet kopardı. İçkili olmama ve kızlarla olmama çok kızan bir üvey kardeşe sahip olmak bu olsa gerek...

Yataktan kalktığımda üzerimde boxer'ımdan başka birşey yoktu. Yere atılmı pembe gömlediğimi eğilerek elime aldım ve kollarıma geçirdikten sonra düğmelerini iliklemeye başladım. Ardından beyaz kotumu da giydim ve aşağı inmek için yüzümü yıkamaya banyoya gittim. Aynadan kendime baktığımda gözlerimin altının şişmiş olduğunu gördüm. Ne çok uyumuştum ben böyle. Gözlerimi ovuşturdum ve suyu açtım. Avcuma doldurduğum suyu yüzüme çarptım. Kapıdan dışarı çıktığımda aşağıda kahvaltı yaparım diye düşünürken koltuklardan birinde Gabriélla'nın oturduğunu gördüm. Gabriélla bizim saf kızımızdı... Sabah sabah... Hımm... Belki odama gelirdi. Yanına doğru ilerlerken yüzüme çapkın gülüşümü kondurmuştum. Kızlarla birlikte olmayı seviyordum. Neredeyse tüm Constance Billard'ın tadına bakmış biri olarak Gabriélla çerezdi yemeğimde. Oturduğu koltuğun arkasına geldiğimde iki kez öksürerek bana bakmasını sağladım.

"Güzel bir bayan bu saatte burda beklememeli." dedim gülümseyerek. Beni tanıyordu. Tüm okul beni tanıyordu aslında. Onu yukarıya davet ederek işimi yapabilirdim.

"İstersen odamda birşeyler atıştıralım? Biraz sohbete ne dersin?" Kız bana gülümserken ben zaferimin tadını çıkarıyordum.

Dün gece uyuyamamıştım yatağımda.Aynı yatak,aynı oda,aynı yer.Çok sıkılmıştım.Gece hemen kalkıp bavulumu hazırladım.Otelde kalmanın bana değişiklik olacağını düşünerek otele gittim.Gece oda ayırtım rahatça uyudum.Sabah kalktığımda kahvaltıya inecektim.Önce lavaboya gittim.Elimi ve yüzümü yıkadım.Aynaya baktım.Herşey normal görünüyordu.Moralim daha iyi,yüzüm gülüyordu.Güzelliğimden birşey kaybetmemiş gibi görünüyordum.Lavabodan çıktıktan sonra bavuluma doğru ilerledim.Kıyafet seçmeye başladım.Ve sonunda seçtim.Üstüme askılı beyaz bir badi ve altıma mini etek giydim.Çok güzel ve seksi görünüyordum.Aşağıya indim.Tam masaya oturmuştum ki arkamda bir öksürük sesi duydum.Ve ardından çekici bir ses.

"Güzel bir bayan bu saatte burda beklememeli."

Kimin sesiydi acaba.Arkamı dönmüştüm.Arkamdaki Stevréth idi.Ona cevap verdim.

"Stevréth.Kahvaltı için bekliyordum.Gel istersen..." dedim.Gülümsedim.

"İstersen odamda birşeyler atıştıralım? Biraz sohbete ne dersin?" dedi.

Gülümsedim.Cevaplamak için hemen hazırlandım ve ağzımı açtım.

"Tamam.Olabilir." dedim.

Odaya doğru yavaşça yol almaya başlamıştık merdivenlerden...

"Tamam. Olabilir." sözlerinin ardından birlikte yukarıya çıkmak için merdivene yöneldik. O önde, ben arkada yukarıya tırmanıyorduk. İkinci kata geldiğimizde odam orada olduğundan koridoru döndük ve 32 numaralı odanın kapısına geldik. Kapıyı açarak onu içeriye buyur ettim. Gülümseyerek koltuklardan birine oturdu.

"Oda servisini arayıp bize kahvaltı getirmelerini söylemeliyim." sözlerimin ardından telefona yönelirken onun onaylayan sesini duydum.

"Peki." Resepsiyonu aradığımda onlara kahvaltı getirmelerinin yanında ekstra birşey daha söylemiştim. Tabii küçük prensesimizin bundan haberi yoktu. Odanın dolu olduğunu ve kimsenin uğramasını istemediğimi söylemiştim. Genelde bu hotelde kaldığımda arkadaşlarım bu odada kaldığımı biliyordu ve tam kızı becerirken birinin bunu bozması aptallık gibime gelirdi. Telefonu kapadığımda kızın karşısındaki koltuklara oturdum. Bir süre onu süzdüm ama rahatsız olacağını düşündüğümden bakışlarımı çevirdim.

"Eee, Gabriélla? Anlat bakalım." Sözlerimin ardından tam kız konuşacakken kapının çalınması ile sözü kesildi.

"Afedersin." Kızdan küçük bir özür diledikten sonra kapıya yöneldim ve görevlinin önünden tepsiyi aldım. Cebine yüklü miktarda para sıkıştırdım ve rahatsız edilmek istemediğimizi söyledim. Tepsi ile döndüğümde kızın yüzündeki gülüşü gördüm.

Ben yukarıdan Stevréth arkamdan geliyordu.Otel odasının 2.Katına geldik ve 32 numaralı odaya girdik.Gülümseyerek koltuklardan birine oturdum rahatça.Oda geniş ve ferah idi.Birden Stevréth'in çekici sesini duydum etrafa bakınırken.

"Oda servisini arayıp bize kahvaltı getirmelerini söylemeliyim."

Telefona doğru yöneldi.Bende onaylamak amacıyla peki dedim ve beklemeye başladım.Stevréth kahvaltı getirmelerini söyledi ve yanıma doğru yöneldi.Benimle konuşmak için ağzını açtı.


"Eee, Gabriélla? Anlat bakalım."

Tam ağzımı açarak cevap verecektim ki kapı zili çaldı.Stevréth özür dileyerek kapıya bakmaya gitti.Ben ise o sırada etrafı incelemeye koyuldum tekrardan.Birkaç dakika sonra Stevréth elinde tepsiyle bana doğru gelmeye başladı.Yüzümde hafif bir tebessüm oluşmuştu.

"Geldiler demek.Hmm.Acıkmıştım.Vee.Bu arada teşekkür ederim." dedim.

Acaba Stevréth şimdi neler diyecekti.

"Geldiler demek. Hmm... Acıkmıştım. Vee... Bu arada teşekkür ederim." Sözlerinin ardından onun yanında duran çift kişilik koltuğa oturmuştum. Çünkü masa buradaydı. Elimdeki tepsiyi masanın üzerinde koydum.

"Ne demek. Böyle gelsene." Hiç tereddütsüz geleceğini bildiğim için pek umursamıyor gibi davranıyordum aynı zamanda. Ve aynı zamanda da bir an önce benim olması için çıldırıyordum. Onun o pürüzsüz ve kar gibi bembeyaz tenini ellerimde hissedeceğimi düşündükçe çıldıracak gibi oluyordum. Biraz sonra... Yanıma oturduğunda ben önümdeki tepsiden birkaç şey atıştırmıştım. Onunda yemesini beklerken lavaboya gittim. Yüzüme su serptikten sonra oturduğum yere geri döndüm. Yanımda bana gülümseyen güzel duruyordu. İlk hamle olarak bir süre gözlerine baktım. Sanki bana bakarken içi eriyordu adeta... Gözlerimin içinde kayboluyordu... Sonra yavaşça yüzümü ona doğru yaklaştırmaya başladım. Anlımı anlına dayandırdım. Nefeslerimiz birbirine karışırken gözlerimiz kenetlenmişti adeta. Dudaklarını kendi dudaklarıma mühürledim. Bir süre öpüştükten sonra ellerim beline dolandı. Pek itiraz ediyor gibi değildi. Fakat ısrar da etmiyordu. Diğer elim ile bluzunun içinde, sırtında dolaşıyordum. Tenine dokunmamla beraber dudaklarına yaptığım baskı artıyordu. Daha bir şiddetle öpüyordum onu. Ondan uzak olan bedenimi bedenine yakınlaştırmaya başladığımda henüz karşılık bulamamıştım ama mutlaka birşey bekliyordum ondan.

Yemek yiyecektik..Stevréth bana bir teklifte bulundu.

"Ne demek. Böyle gelsene." dedi.

Yanına doğru gittim.O tepsiden birkaç şey atıştırdı.Benim yememi bekleyerek lavaboya gitti.O lavabodayken ben çok az şey yemiştim.Fazla istemiyordum.Çünkü miğdem bozuluyordu.Yeterince şey yedikten sonra Stevréth yanıma geldi.Bana bakmaya başladı.Bende ona.İçim eriyordu ona bakarken.Birbirimize öylece bakıyorduk.Kafasını bana doğru yaklaştırmaya başladı yavaş yavaş.Nefeslerimizin birbirine karıştığını hissedebiliyordum.Stevréth birden dudaklarına dudaklarıma yapıştırdı.Öylece kalmıştım.Bundan hoşlanmış ve zevk almıştım.Bende karşılığını veriyordum.Stevréth yandan da olsa belime elini dolamış ve diğer eliyle bluzumun içinde gezdiriyordu elini.Daha da şiddetli öpmeye başlıyordum onu.Bana doğru yaklaşmaya başlamıştı biraz daha.Birdem hamle yapmak istedim.Ayağa kalktım ve Stevréth'in kucağına oturdum.Yüzümü ona doğru döndüm.Sonra benden çıkan ince ve sessiz bir ses.
"Stevréth."
Çok mutluydum.Bedenim uyuşuyordu onunla öpüştükçe.Daha da ileriye gitmek istiyordum.Badisinin altından tuttum ve bir taraftan öpüşürken diğer taraftan badisini yukarıya çekeleştirerek çıplak üst bedeninin görünmesini sağladım.

Dudaklarıma karşılık verirken birden onu kucağımda buldum. Sesi beni kendime getirmişti.

"Stevréth." Sesi kulağımda bir fısıltıdan farksızdı. Beni kendine çekiyordu iyice. Ellerinin tenime deymesi ile vücudumun aklımın dışına çıktığını anlamam bir olmuştu. Bende zaten onun bluzunun içinde olan ellerimle üstünü fırlatıp attım bir kenara. Artık tenlerimiz de birbirini tadıyordu.

Üzerinde bulunan sütyenini arkadan açtım ve üzerindek çıkması için kollarından yavaşça indirmeye başladım askılarını. Karşımda gördüğüm güzellik beni kendimden geçiriyordu. Kucağımda duran güzelliğin bacaklarını belime sardım ve dudaklarından ayrılmadan yatağa doğru taşıdım.

Bir kaç dakika sonra ikimizin de üzerinde iç çamaşırlarımızdan başka birşey yoktu. Ellerim vücudunu tanımaya başlarken dudaklarım ellerimin tanıdığı bölümlerden geçiyordu. Teninin her bölümünde var olmak istiyordum. Ellerim iç çamaşırına doğru kaydığında kızın bir anlık heyecanını duyar gibi olmuştum. İç çamaşırını yavaşça bedeninden atarken kız ani bir kıvrılma ile üste geçmişti. Sanırım sıra bendeydi. Onun da benim bedenimden ayıracağı birşey vardı. Elleri yavaşca bel kısmıma iniyordu. Sanki beni deli etmek ister gibi ellerini tenime sürtüyordu. Bu hafif kaşıntı gibi olmasına rağmen bedenini bedenime bastırmama neden oluyordu. Dudaklarım dudaklarına doğru kaymaya başlamıştı tekrar. Ellerimle de saçlarında ve belinde geziniyordum.

"Seninle olmak istiyorum Stevréth."

Fısıltı gibi çıkan bu sesin ardından kızın beni öpüşü ile kendimden geçişimin oranı artmış gibiydi. Kızın bir iniltisi ile kendimi onun vücudunun içinde bulmam an meselesiydi. Kızın öpüşleri ve teninin tenime deyişleri beni deli ediyordu. Beyaz teni oldukça baştan çıkarıcıydı. Hele altın renginde olan saçları... Kızın bekareti olup olmadığını önemseyemiyordum artık. Hem bunu kendi istemişti. Bir çok kez yaptığım bu işi şimdi beni isteyen beyaz bir güzelle yapacaktım. Sertleşmiş erkekliğimi kızın mahrem bölgesine getirdim.

"Bense seni istiyorum Gabriélla."

Sesim fısıltıdan ve inlemeden farksızdı. Evet, onu istiyordum. Tam olarak istediğim buydu. Onun, benim olmasını istiyordum. O da beni istediği için bu iş zorlanmadan olacaktı sanırım. Erkekliğimi mahrem bölgesine ittiğimde sesindeki inlemeyi duyunca vücudunu vücuduma yapıştırdım. Dudaklarımı tüm vücudunda gezdirmeye başlamıştım. Vücudunun vücudumda sürtünüşü ile odadaki inlemeler artıyordu. Ellerim tüm vücudunu keşfe çıkmışken, dudaklarım dudaklarına mühürlenmişti. İstediğim her kızın benim olması... Her ne kadar bazen sıkıcı olsa da bazende şimdiki gibi zevkli oluyordu. Öpüşü artık sıradan değildi. Şehvet uyandırıyordu. Dudaklarını dudaklarımda gezdirirken bir an koparırım diye korkar olmuştum öpüşümden. Dayanamıyordum çünkü artık. Birşeyleri parçalayasım geliyordu adeta. Kızın bir kıvrımla tekrar üste geçişine şahit olurken tenlerimizin ne kadar terlediğini de görmüştüm.

Evet.Artık bir gerçekti ki onunla olmak istiyordum.Öpüşleri ben öptükçe daha da fazla artıyor,vücutlarımızın birbirlerine değerek sürtüşmesi daha da bir çıldırtıyordu birbirimizi.Bir inilti inlerdim.Ama bütün gün bizimdi.İnleyebilirdim birkaç dakika sonra.Stevréth'den bir fısıltı duydum.Adete istenirmişim gibi.

"Bense seni istiyorum Gabriélla."

Erkekliğini mahrem bölgeme getirdi.Yavaş yavaş içime girdi.Öyle bir acı hissetmiştim ki bedenimde,ama bu zevkti.Farkındaydım.O zevkin muhteşem kokusunu daha yeni alıyordum.İleri geri şeklinde Stevréth itirirken bana erkekliğini nefes alma hızım artıyordu.İnlemelerle dolduruyordum her yeri.

"Ahh!Stevréth."

Devam ediyorduk delice sevişmeye.Dudaklarımızı birbirimize kenetliyorduk.Bana verilen bu acı ve zevk onu daha da çok öpmeme neden oluyordu.Dudakları benim olacakmış gibi.Hissediyordum onları.Stevréth bana ittirirken erkekliğini yavaş yavaş yan yana gelmeye başlıyorduk.Bunu durdurmak ve devam etmek için Stevréth'in üstüne çıktım bu sefer.Şimdi de aşağı-yukarı ittirmeler başlıyordu.Bu aynı zevki yaşatmıyordu bana.Daha da farklıydı bu.Dik durabilmek için Stevréth'in omuzlarına doğru tutundum.Stevréth ise göğüslerimi avuçluyordu.İkimizde terlemeye başlamıştık.Salakça bir fikir öne sürmüştüm.Sanki yapmak istemiş gibi.

"Yorulduysan dinlenebiliriz."

Gerçekten böyle mi yapacaktım.Lanet olsaydı böyle dediğime.Devam ediyorduk biz sevişmeye.Bakalım neler diyecekti...

"Yorulduysan dinlenebiliriz."

Dinlenmek? Sözlerinin arkasında ne yattığını anlamasam da durmamıştım. Duramazdım da zaten üstümde böyle bir güzellik varken. Neden dinlenmek istiyordu. Bir sorun mu vardı yoksa? Eğer sorun olsa bunu sorarak yapmazdı. Direk durabilirdi, sanırım. O durmak ister gibiydi. Ama ben durmuyordum. Kızı kendime hapsediyordum adeta. Kızı öpe öpe bitirememiştim. Teninden ayrılamıyordum. Hele dudaklarından hiç çekemiyordum dudaklarımı. Bir süre durmam gerekiyordu. Kızın neden böyle dediğini ya da emin olup olmadığını öğrenmem gerekirdi.

"Gerçekten bunu istediğine emin misin?"

Sözlerimin ardından kızın gözleri bir an olsun gözlerimden ayrılmamıştı. Bana bakıyor ve bakışlarını ayırmıyordu. Bunu neden dediğini kendi de bilmiyor olmalıydı. Dudaklarına tekrar yapıştım. Ve onu tekrar tekrar öptüm. Yaklaşık on beş sonra zevkimizin doruklarına ulaşmışken üstümden ayrılmıştı. Ve ben titremeye başlamıştım. Sonunda boşaldığım için olduğum yerde yatıyordum sadece. Oda benim yanımda uzanmış nefes nefese kalmış bir şekilde yatıyordu. Vücudumuzdaki terler tenimizin birbirine değişi ile soğukluk hissi veriyordu. Yataktan ayağıya kalktım ve banyonun kapısına doğru ilerledim. Kapının orada geldiğimde tek elimi kapıya dayadım ve Gabriélla'ya döndüm.

"Ben banyoya giriyorum. İstiyorsan gelebilirsin?"

Ardından kapıyı açtım. Küvetin oraya doğru ilerledim ve suyun çeşmeden akışını izledim.

Stevréth - 30 şöhret puanı 6 dolar
Gabriella - 15 şöhret puanı 3 dolar