Parti Planları..

Yabancı olduğum bu şehir her fırsatta beni kendine biraz daha fazla çekiyordu doğrusu. Eskiden oldukça sakin bir kasabada yaşıyordum fakat buraya gelince alışamayacağım düşüncelerinden sıyrılmıştım kolayca. Eniştem Daniel Lewis'i kaybettikten sonra bana almış olduğu Dodge Tomahawk'ı sürmeye bile kıyamıyordum doğrusu. Fakat Burası Yukar Doğu Yakası... Herkes birilerine gösteriş olsun diye yaşıyor, yoksa hiçbir manası olmayacak hayatlarının. Fakat bu durum benim için söz konusu değildi. Hiçbir zaman şık kıyafet yarışı yapılacak olan ve aksesurlardan makyaja kadar herkesin bir hırs içinde olacağı bir partiye hayır diyemezdim doğrusu. Ama YDY'ndaki sürtük kızlara benzeyip de erkekleri baştacım yapmak aklımın ucundan bile geçmezdi.

Bu partilerden birini düzenlemek için yalnızca 1 haftamız vardı. Gerçekten zor olacaktı, fakat katlanacaktık. Çünkü bu benim Manhattan'da tanınmamı sağlayacak en önemli unsurdu. Parti hakkında konuşmak için en yakın arkadaşım Elis ile buluşacaktık. Evet, YDY'de tanıdığım birkaç insandan bir tanesi. Bana yardımcı olabilmek için buluşma tarihi ayarlamıştı, Central Park'da. Malikanenin çıkışındaki aynada son bir kez göz atmıştım kendime. Altıma vücudumu fazlasıyla saran yamalı bir dar paça, üzerime ise bir straplez giymiştim, bej renginde. Havanın yağmurlu olacağını bildiğimden önlem olarak da bir hırka giymiştim, timsah derisiydi ve içi sımsıcaktı. Malikaneden çıktığımda dün gece garaja bırakmayı unuttuğum motorum Dodge'yi kapının önünde görüp hemen üzerine atladım. Kaskımı da taktığım gibi Central Park'a doğru yol aldım.

Henüz Cait gelmemişti anlaşılan. Hava da bir hayli soğuktu, rüzgar güneye doğru esiyordu. Büyük bir ağacın altında oturmuştum, motorum da yanımda park halindeydi. Birkaç dakika sonra Elis'in geldiğini görmüştüm ve elimi havaya kaldırıp el salladım. Geldiği gibi tüm masumiyetiyle beni selamlamıştı. ''Artık şu büyük partinin planı hakkında konuşmaya başlasak iyi olur nede olsa en yakın arkadaşımın partisi..'' dedi ve içtenlikle gülümsedi Elis.

"Bu partinin benim için ne kadar önemli olduğunu biliyorsun Elis. Beni tanımayan herkes belki de hayran kalacak. Bunu gerçekten çok istiyorum." duraksadım ve devam ettim; "Bir havuz kiraladım. Parti orada olacak, yüksek sandalye ve masalar hazırlattım. Henüz daha erken olabilir bunlar için fakat heyecanlıyım. Senden de bir ricam olacak canım?" dedim ve ondan gelecek cevabı bekliyordum, önümüzde sıralanmış fıstık yeşili rengindeki capcanlı ağaçları incelerken.

"Bu partinin benim için ne kadar önemli olduğunu biliyorsun Elis. Beni tanımayan herkes belki de hayran kalacak. Bunu gerçekten çok istiyorum." duraksadı. Gerçekten bu parti onun için çok önemliydi. Çok heyecanlıydı ki bunlada haklıydı. Onu tanıyan herkesin ona hayranlıkla bakmasını sağlayacak bir parti olması için, evet ona yardım edecektim.. Gülümsedim ve heyecanla anlatmaya devam etti

"Bir havuz kiraladım. Parti orada olacak, yüksek sandalye ve masalar hazırlattım. Henüz daha erken olabilir bunlar için fakat heyecanlıyım. Senden de bir ricam olacak canım?" dedi. Kafasını hemen yanımızdaki fıstık yeşili çam ağaçlarına çevirdi ve onları seyretmeye başladı. Benden ne istiyebilirdiki. Aslında bunu söylemesi garipti çünkü yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi. Gülümsedim ve ''Ah! Cait.. Bunu söylemen bile garip senin için elimden ne gerekiyorsa yapmaya hazırım biliyorsun. Ve bu parti mükemmel olacak! bunu çok istediğini biliyorum ve bende sana bunun için yardım edeceğim.'' dedim. Şimdi çam ağaçlarına göz dikme sırası bendeydi. Ağaçlara bakarak ''Evet neymiş bu rica..'' dedim güldüm ve kafamı ona çevirdim. Babamın büyük şaşalı partilerinin hazırlanışında büyük katkım olduğu için bu işi rahatlıkla kıvıra bileceğimi biliyordum. çantamın fermuarı ile oymaya başladığım sırada Cait söze girdi...

Elis'in bana her konuda yardım edebileceğinden adım gibi emindim zaten. Bunu sormaya bile gerek duymamalıydım doğrusu. Elis'in babası sosyetede önemli bir isimdi ve babasının düzenlediği partileri büyük bir ustalıkla yönetebiliyordu, zaten bunu bildiğim için ilk işim onun yanına gelmek olmuştu. Elinden geleni ardına koymayacaktı, benim de bu dünyada bir yerim olmasını o da en az benim kadar istiyordu, bunu biliyordum. Manhattan'da böylesine içten bi arkadaş bulmanın pek de mümkün olmadığını düşünmüştüm. Oradaki tek arkadaşımın Sym olacağını tahmin ediyordum birkaç ay öncesine kadar. Sym, ben ve Elis gerçekten iyi üçlü olabilirdik.

Onu dinlerken etrafa göz atmaya bayılıyordum, en sevdiğim yaratıklardı ağaçlar. Tam tepemizde ise bir dut ağacı vardı. Iıım, en sevdiğim meyveydi dut. Yere düşen dutları saymaktan ve bir tanesinin kucağıma düşme ihtimalini hesaplamaktan vazgeçip Elis'in gözlerinin içine bakarak cevap verdim. "Benim için Yukarı Doğu Yakası'nın tüm sosyetesini davet etmeni istiyorum! Hem de hepsini, gerçi yaşlılar gelmemeli." dedim ve gülümsedim. "Parti ne kadar kalabalık olursa, o kadar kişi tanımış olurum. Çağırdıklarını tanımamış olsam da partide aralarımızın ısınacağından eminim Elis. Benim için yapabileceğin en iyi şey bu olacaktır." dedim ve masum ve küçük bir kız gibi gülümsedim Elis'e. Tekrar dut ağacına baktım ve bir aptal gibi başımı arkaya doğru yatırıp düşen dutları dudaklarımın arasından geçirmeye çalıştım. Evet, tam bir aptal gibi! Yanağıma düşen kıpkırmızı dutu yemeden önce Elis'e gıcık kız sıfatını yedirdim ve sonra dutu ağzıma attım. Tanrım, dut!

Elis'in partiye birçok erkek davet edebilme ihtimalini düşünüyordum bir yandan da. Bu beni mutlu edecekti. 1 yıl önce yaşadığım ve berbat bir şekilde sonuçlanan ilişkimden sonra yeni ve taptaze bir ilişkiye adım atmak istiyordum. Beni emellerine kullanacak, kendini bir şey sanan aptallar ile değil. Yalnızca gerçekçi düşünen ve masum insanlarla. Bunu bulması kolay olmayacaktı fakat her ne olursa olsun artık kendimi büyük bir boşlukta hissetmekten bıkmıştım. Eğlenceli vakit geçirebileceğim bir erkek arkadaş bulmak için de iyi bir fırsat olacaktı bu mükemmel parti. Oldukça mükemmel...

Elimde oynadığım fermuarı braktım ve Cait'e döndüm. Heyecanlıydı. Manhathan'da bu kadar içten ve saf bir kızın bulunması garipti burda herkes bir birinden üstün görünmeye, havalı olmaya çalışıyordu. Ben dahil! Esasında benimle takılmasından hoşlanmıştım. Çok iyi bir kızdı. Benden önce Sym'le takılıyordu. Halada sürüyor arkadaşlıkları. sym'de çok iyi bir kız onu da severim ne kadar çokçevrem olursa okadar iyi olur.. Belki ilerleyen
zamanlarda üç kişilik bir grup olarak gezmeye başlayabilirdik.

"Benim için Yukarı Doğu Yakası'nın tüm sosyetesini davet etmeni istiyorum! Hem de hepsini, gerçi yaşlılar gelmemeli." dedi ve gülümsedi. Yaşlıların olacağı bir partiyi düşünüyor olmak bile Iyyhh.. ''Ah tabiki yaşlar olmayacak bu parti 70'li yıllların disco-tek partilerinden değil.'' dedim gülerek Cait'te gülmüştü. Onu güldürdüğümü görmek hoşuma gitmişti. Sonra Cait Devam etti "Parti ne kadar kalabalık olursa, o kadar kişi tanımış olurum. Çağırdıklarını tanımamış olsam da partide aralarımızın ısınacağından eminim Elis. Benim için yapabileceğin en iyi şey bu olacaktır." dedi. Benim çevremle ne zamna isterse onu tanıştırabilirdim ama bir partide tanışmak daha eğlenceli olacağa benziyordu. Özelliklede Ovn ve Chels ile tanışması çok daha iyi olurdu. Nede olsa aynı kafadandık. ''Tabiki Bütün tanıdığım kişileri davet edeceğim. Yukarı Doğu Yakasının en büyük partisi bu parti olacak!'' dedim ve gülümsedim. ''Eee... Ne duruyoruz işe koyulalım..'' gülümsedim ve ayağa kalktım. Nede olsa yapacak çok bir ton işimiz vardı...

''Tabiki Bütün tanıdığım kişileri davet edeceğim. Yukarı Doğu Yakasının en büyük partisi bu parti olacak!'' dedi Elis içtenlikle. "Eee... Ne duruyoruz işe koyulalım..." diye devam etti sözlerine ve yavaşça ayağa kalktı. Evet, kalkıp hemen halletmemiz gereken tonlarca iş vardı. Fakat Central Park'a ikinci gelişimdi ve daha fazla durmayı istiyordum doğrusu. Başımı ayakta duran arkadaşıma doğru kaldırıp masumca baktım. Yüzündeki soru işareti dikkatimi çekmişti. "Ben hayatımı paylaşacak bir sevgili istiyorum Elis." gözlerim dolmuş gibi hissediyordum, bunlar eski sevgilimden kalan sızıntılardı. Onu artık her ne kadar sevmesem de içimde ukte kalmıştı onunla kurduğum hayallere dair. Onun gibi birisini bulmak geçiyordu her zaman içimden. Bunun imkansız olduğunu düşünsem de bazen, içimde küçücük bir umut tohumu besliyordum. Yorgun ve bitkin bir tohum, yeşermeyen...

"Sözlerimi yanlış anlamanı istemem, sana çöpçatanlık yap demiyorum. Yalnızca derdimi paylaşmak istedim." derin bir nefes aldım, boğazımda düğümlenen bağları çözmek için, işe yaramasa da. "Hakkımda bilmediğin, bilmediğiniz birçok şey var. Burası bana çok da yaancı gelmiyor, kendime birilerini bulmaya yeltensem başaracağımdan da eminim. Fakat ben doğru kişiyi istiyorum artık. Bu konuda da danışmak istemiştim sana. Fakat partiden önce kendimi kötü hissetmek istemiyorum, ruhsal olarak..." dedim ve ayağa kalktım. Hemen yanımızda park halinde duran motosikletime atladım ve "Benimle mi gelirsin, yoksa o pahalı arabayla mı tatlım?" diye sordum gülümseme dolu yüzümle. "Bir alışverişe çıkmakta yarar var." diye devam ettim. Elis arabaya doğru gidince "Beni takip et. Güzel bir yer biliyorum, gerçi büyük ihtimal sen de biliyorsundur." dedim ve kısa süren bir kahkaha patlattım. Motorumu çalıştırdığımda çıkan hırlı ses bana şevk veriyordu.

Yukarı Doğu Yakası, alt üst olmaya hazır ol! Gossip Girl, sen de ajanlarını üzerimden ayırma, sana iyi malzeme çıkacak!

RPG bitmiştir, başlık kilitlenebilir.

Adreanne: 15 şöhret puanı 3 dolar

Caitlyn: 15 şöhret puanı 3 dolar