Ad Soyad:Charles Diggor
Cinsiyet:Erkek
Seçiminiz: ( Kariyer, Şöhret) Şöhret
Örnek Rp:
Hızlı bir nefes ve koşuşturmanın etkisiyle sert toprak zaminden tok sesler..Gizli ölüm yiyen küçük agaclıkta gözden kaybolduktan sonra Murtagh hemen İskoçyadaki boş kalelerine cisimlenmişti.Gözlerini açtıgında toz içerisindeki bomboş bir holdeydi.Kardeşine bir not göndermeyi aklına yazarak en yakınıdaki cıplak duvara dogru ilerledi.Boş ve tozlu duvarda ellerini gezdirerek bir süre kilit taşını aradı.Burası dedesi Brom'n ölmeden önce yaşadıgı kaleydi.Mezarı birçok Osilys büyügüyle birlikte kalenin dışarısındaki mezarlıkta inzivaya çekilmişti.Ne kadar olmustu? Murtagh omuz silkerek ilerlemeye devam etti.Burasını gün geçtikçe çürümekten alıkoyan tek şey içeride yaşamaya devam edip akıl saglıgını yitiren ev cinleriydi.Murtagh bunu çok get hatırlamıştı.Bir an sonra etrafı birkaç -pop- -şak - şuk - ah - oh- sesleriyle birlikte ev cinleriyle dolmustu bile. En yakınındaki oldukça buruşuk bir tene sahip olan bir adım ilerledi. Murtagh ışıksız holde saçlarının arasından ev cinlerine bakarken digerleride liderleri gibi gözükene ayak uydurup birkaç adım ilerlemişlerdi. " Seğn Nörüyon La Burada? " Diyerek söze girmişti liderleri , kafasında çizgili bir boxer taşıyan.Murtagh kulak asmadan işine devam etti. Solgun uzun parmakları bir sonraki taşa değdiginde taş tok bir klik* sesi cıkartarak içeriye duvara dogru girdi.Salya dokusu gelişmiş olan ev cini inleyerek Murtagh'n pelerinine yapışınca genç büyücü dönüp hayvanın suratına sert bir tekme atmak zorunda kalmıştı.
Murtagh'n buraya geliş sebebi babasının ve dedesinin kılıçlarıydı. Birçok Inferius o kılıclara baglı olarak hüküm altında tutuluyordu ve bu yeni ugraşın ortasıdna gerçekten bunlara ihtiyacları olacaktı. Terry ve Oromisin aileleri biraz daha mantıklı insanlardı ve bu yüzden öldükten sonra kendi topraklarına gömülmüş ve eşyalarını evlatlarına bırakmışlardı.Murtagh acılan geçinten aşagıya baktı.Gizli geçitin açılmasıyla birlikte yanlış adama çattıkalrını anlayan ev cinleri çılgınca koşturmaya başlamışlardıki Murtagh donuk bir yüz ifadesiyle kendini geçitin arkasına attı. Bir meşaleye gerek duymaksızın karanlık korudorda ilerliyordu.Morzanın kılıcı Zarroc - Ki bu dedesinin kılıcıydı babası Ogius ölünce onun kılıcı olan Wyrda'ı almıştı. -u almaya gelmişti.Ve Wyrdayı. Deri çizmelerinin hışırtısı etrafında daha sık bir sesle yankılanırken artık geldigini anlayan Murtagh durdu.İlerisinden çığluklara benzeyen sesler duymaya başlamıştı. Sogukkanlılıkla asasını belindeki kılıfından cıkarttı. Sag eliyle tuttugu asasını havaya kaldırıp fısıldadı." Lumos " Asasının ışıgı belkide onlarca yıl karanlıktaki ini aydınlatırken genç adamın yüzü dehşetle çarpıldı.Burasının bir Inferius Altar'ı oldugunu biliyordu ama bu kadar iğrenç bir görüntüyle karşılaşmayı beklemiyordu. Yaratıklar heryere dokularını bırakmış gibiydi.Yüzlercesi üzerine dogru boş göz yuvaları ve önünü görmen kör bir adamın dram dolu el kol hareketleriyle Murtagh'n üzerine dogru geliyordu. Murtagh onları burada müdürlü tutan şeyi aramaya koyuldu.Inferiuslarla arasında yaklaşık elli metre felan olmalıydı.Mavi gözleri sagı ve solu tararken dikkanini bu inin çıkışında rampadaki gemi çekti.Odanın bir rampa kapagıyla dışarıdaki göle baglandıgını duymuştu , ancak buraya hiç gelmemşti.
Bir süre sonra Murtagh onları burada turan şeyleri gördü.Sol ve sag tarafında karşıklı olarak sabitlenmiş ikiz kılıcları. Görünüş olarak onları birbirinden ayıran tek etmen renkleriydi.Büyücü sol trafına zıplayarak kırmızı olanına yani Zarroc'a dogru ilerlemeye başladı.Bu kılıcı kendisine istiyordu.Nedenini bilmiyordu ama babasının elinde ihtişamla parıldayan o kılıcı dedesininkinden daha üstün görüyordu.Aslında aralarında pek güc farkıda yoktu ama Wyrdanın gücü Zarroc'nkinden daha fazla olmalıydı.En azından teknik olarak. Kılıc ahşap bir dolabın içindeydi. Sergi sehpasına benzeyen bu dolabım camını sert bir tekmeyle kıran Murtagh gülümsedi.Gerçektende dedesi ve ona fazlasıyla çekmiş olan babası çılgın adamlar oldugunu düşünmüştü.Ona dogru gelmekte olan inferiusların birkaçı durmuş kendi aralardında zafer nidası ve şaşkınlık olarak nitelendirelebilinecek hareketlerde bulunuyorlardı.Murtagh diger kılıcın önüne gelmiştiki halen bir not göndermedigini fark etti.Tekrar kafasına yazarak diger dolabıda kırıp geçti.Buz mavisi Wryda gözlerinin önündeydi. Sol elindeki Zarroc'u sırtındaki pala kayışına yerleştirerek Wrydaya uzandı.Kılıcı eline aldıgında sapındaki ejerci küresinin renk değiştirişini izledi.İçine güç aktarımı başlamışçasına gülümseyerek arkasını dönüp Inferiuslara baktı.Bu kaleylede işi kalmamıştı.
Birkaç saat sonra kalenin içerisindeki tüm posta şahinlerini ve ailede sadece üç tane olan posta işi yapabilecek nitelikte Olath ismi verilen kargaları gemiye almış ve göl sularında yavaşça ilerleyen geminin üzerindeydi.Kargalardan birini Eragona posta işi için yollamıştı , küçük bir not için güçlü bir hayvandı Olath.Ondan çok daha önce oraya varacaktı.Zamanı bükebildigine inanılırdıki bu herkese gülünç gelecek bir zırvaydı.Murtagh omuz silkerek etrafına bakındı. Ormanla bütünleşmiş bahçe ve surları aşan sarmasıkalra baktı.Burayı bir kere daha görebilecekmiydi?Belkide tüm aile büyükleri gibi yaşlanınca buraya gelirdi.Tabi bu seferde hayatta kalırsa.Zarroc ve Wrydayı siyah ipekten birer korumalıga sarmış ve şans eseride olsa ikisininde kınını dedesinin calısma odasında bulabilmişti.Devasa gemi sulara gömülürken oda kendisini fazlasıyla kokuşmuş olan kaptan kabinine attı.
Osilys malikanesinin bahçesine gelmesi saatler sürmüştü.. Tüm bu su gereçleri ailesinin eskilerde ticaret konusunda çok gelişmiş olmasını saglamıştı ama bu devirde pekte kullanışlı gözükmüyordu.Kendini güverteye atan Murtagh deri eldivenlerini hiçbiryere degdirmeyeye özel göstererek geminin uç noktasına yürüdü.Rüzgar gerçekten güçlüydü , saçları soguk rüzgarda kamçı gibi yüzüne vururken gözleri yepyeni osilys malikanesinin kulelerine kaydı.Yatak odaları boş gözüküyordu ama birinci katta titrek bir ışık onu selamlar gibiydi.Geminin Tahta kayık iskelesine yavaşmasını hissedebilen büyücü kendisini kıyıda karşılamaya gelen iki hizmetkara göstererek bagırdı. " Misafirlerimizi nereye koycagınızı biliyorsunuz . " Hizmetkarlar kırmızı kalın ketenden cübbelerin altında saygıyla egilirken oda kendini güverteden aşşagıya attı. Yemyeşil çimlerin arasındaki taş merdivenleri yavaş adımlarla tırmanırken sol tarafından gelen kükreme seslerine kulak verdi. Ejderhaların besleniyor olacagını düşünerek omuz silkip yoluna devam etti.Arka kapılardan birinden girerek üzerindeki cübbeyi derhal yıkanması için bir ev cinine fırlatarak üst kata dogru devam etti.İşlemeli halılarla bezenmiş merdivenleri çıkarak zırhların korudugu koridorda yürümeye devam etti.Hafifçe ıslanmış botlarının cıkarttıgı hışırtı sıcacık toplantı odasına girişiyle son buldu.Sol eliyle saçlarını toplayarak bir süre Eragon'a baktı. " Eh notumu almana sevindim , bende karanlık taraf karargahına gitmeden önce birkaç köpecik bulmak için ugrasıyordum. Ve tabi degerli birşeyler . Nasılsın kardeşim? " Sag elindeki sarmalanmıs kılıcları toplantı masasına atarak şöminenin önüne ilerledi , okuma koltuklarından birine kendini bırakarak hafifçe belini gevşetti.Kulakları Eragondaydı.
** eski bir role playim.
