Misafir Misafir
| Konu: Tyler Perş. Tem. 15, 2010 4:30 pm | |
| Ad Soyad: Tyler Durden Cinsiyet: Erkek Seçiminiz: ( Kariyer, Şöhret) : Şöhret Örnek Rp:
- Spoiler:
Saat gece yarısına yaklaşıyordu ve Godric's Hallow'da Mr.Oréth evinde oturmuş , ardından en ufak bir anlam bırakmadan beyninde kayıp geçen uzun bir mesaj okuyordu . Her zaman evine kapanır ve bekler , düşünür arada bir dolaplarından çıkardığı eski ve yarısı yırtılmış kağıtları eline alıp okurdu uzun bir süre boyunca . Önündekik kâğıtta yazılı olanlar üzerine odaklanmaya ne kadar çok gayret ettiyse , hayatında olup biten tüm üzücü ve mutsuz olayları hatırlıyordu sanki . Mutsuz ve gizemli birisiydi , ismi bile belli değildi ama kapısında " Oréth . " yazdığı için herkes ona Mr.Oréth demeyi tercih ederdi . Bu adamın dışarı çıkması çok nadir görülen bir olaydı . Okuduğu kağıtların ne olduğu bilinmezdi ama arkasından bakıldığında eski ve kirli olduğu belli oluyordu .Evinde tek başına yaşardı bu yaşlı adam ,dışarı ise sadece ihtiyaçlarını gidermek için çıkardı ama ihtiyaçlarını genellikle güvendiği kapı görevlisi Joseph giderirdi . Bu yaşlı adamın konuştuğu tek kişi de Joseph'di zaten . Mr.Oréth'in bir iş için Knocktourn yoluna gideceği kısa zamanda tüm mahalle tarafından duyuldu . Mr.Oréth yanında Joseph ile birlikte , siyahlar içerisinde dışarı çıktı . Siyah kapşonu yüzünden suratı gözükmüyordu , siyah kapşona dikkatlice bakıldığında koyu kahverengi lekeler kendini belli etmeye çalışıyordu sanki . Mr.Oréth ile Joseph tren istasyonuna geldiklerinde Mr.Oréth eliyle kapşonunu ; sadece ağzının görünebileceği bir şekilde geriye çekti . Joseph'e seslendi ve diliyle üst dudağını yalayıp konuşmaya başladı ;
" Joseph ,sanırım burada senden ayrılıyorum . Burdan sonrasında kendim gideceğim ve kimsenin yanımda olmasını istemiyorum . Lütfen git .. "
Bu sözün bitiminde Joseph şaşırmıştı iyice . Yanından ayrıldı hafif adımlarla ve gerideki banka oturup beklemeye başladı . Tren Mr.Oréth'in önünde durdu ve Mr.Oréth yüzünü tekrar kapatarak trene ilerledi.Trenin kalkmasıyla , Joseph'in ordan ayrılması bir oldu . Joseph'i görenler uzun ve iri yarı olan Joseph'i soru yağmuruna tutuyordu . Joseph'in kolunda birkafatası dövmesi vardı . Ölüm yiyen olan ailesi ona bu dövmeyi yaptırmıştı küçükken . Joseph bu dövmeden hep nefret etmiştir . Dövmenin altında bir güneş vardı . Bu karanlığın üstünlüğünü gösteriyordu çünkü kafatası üstte duruyordu . Joseph'e göre bu mantıklıyken , diğer tüm insanlara göre mantıksızdı bu dövme..
Mr.Oréth trende herhangi bir kompartımana oturdu . Yanında kimsenin olmaması ona göre iyiydi çünkü o yanlız yaşayan birisiydi . Yanına kimse oturmamıştı ve Mr.Oréth camdan dışarıyı izliyordu . Karla kaplı sıradağlar ve buz tutmuş göl , bakınca insanı büyüleyen o büyük yıldızlar . Trenin raylar yüzünden çıkardığı sesler yüzünden Mr.Oréth manzaranın tadını tam olarak alamıyordu . Sırtındaki çantaya ellerini götürdü ve onu yanındaki koltuğa koydu . İçinden çıkardığı kağıdı aldı tekrar . Belki hayatında en fazla okuduğu yazılar bu kağıdın üzerinde yazıyordu . Mr. Oréth'in en değer verdiği ve asla yanından ayırmadığı eşya bu kağıttı . Üzerinde ne yazdığını kimse bilmezken , Mr.Oréth bu kağıdı her gün en az beş kere okurdu . Tren durdu ve Knoctourn yoluna geldi . Mr. Oréth yavaşca trenden indi ve kağıdı tekrar çantasına koydu . Çantayı sırtına aldı . Yolda gördüğü insanlar , Mr.Oréth'e garip bir şekilde bakarken , Mr.Oréth hiç tepki vermiyordu onlara karşı . Bir eve girdi sessizce , girerken hiç kimsenin uğramadığı ve eski terkedilmiş bir yer gibi görülen o ev kendisine oldukça değerli geliyordu . Evin merdivenleri kırılıyordu tek tek , Mr.Oréth bunu farkedince da ha yavaş ilerledi ve en sonunda evin kapısının önüne geldi . Kapıda yazan isme baktı " Arthur ." yazıyordu . Mr.Oréth bu ismi tanımıştı sanki . İçeriye girmek için elini yavaşca belinde asılı olan asasına götürürken heyecanlandığı her halinden belli oluyordu . Çevredekiler onu izliyorlardı . Mr. Oréth bi' anda elini asasına götürmeyi bıraktı ve üst dudağını yalayarak konuşmaya başladı ,
" Burda görülecek bir şey yok ! Şimdi hepiniz dağılın ! " Bu sözü bitirince insanların ordan uzaklaştığını duydu ve bundan memnun olmuştu . Elini asasına götürdü tekrar ve asasını çıkardı yavaşca . Kapıya doğru tuttu ; " Alohomora ! " Kapı gıcırdayarak açıldı , evin içerisi çok karanlıktı ,saat gece yarısı olmuştu . Mr.Oréth karanlıktan hiçbir şey göremediği için ; asasının bulunduğu elini yüksellti ve sesizce " Lumos ! " dedi . Asası aydınlandığında buruşuk suratlı , koca burunlu ve yaşlı yüzü görünüyordu . Gözlüğünü hafifçe indirdi ve etrafa baktı . Çok dağınık bir yerdi burası . Yerde bir lamba,tablo , kırık bir sandalya ve kırılmış bir masanın iki parçası vardı . Yavaş adımlarla ilerlerken yerde duran bir resim gözüne çarptı . Eğilip resmi aldı ve yırtılmış olan resimde bir aile vardı . Bir anne , baba ve küçük bir çocuk . Mr.Oréth'in gözünden iki damla yaş süzüldü ve koluyla yaşları silerken , ne kadar üzüldüğünü her halinden belli eden Mr.Oréth ayağa kalktı ve asasını tekrar yükselti ve bir sallayışta evi düzeltti . Dağınık olan ev bir anda lüks ve düzenli bir daireye dönüştü . Kapşonunu çıkartıp duvara astı ve biraz önce kırılmış ama şimdi yerinde sağlam bir şekilde duran sandalyaye oturdu . Resim elindeydi ve bu resim ona tanıdık geliyordu . Resimdeki o çocuk Mr.Oréth'di ! Resimde babasının üzerinde " Arthur . " yazıyordu ve bu resim herşeyi açıklıyordu. Bu ev ,onun büyüdüğü evdi . Çantasını eline alıp , her zaman okuduğu kağıdı çıkarttı . Kağıdı tekrar okudu baştan sona . Çok duygulanmıştı Mr.Oréth , kağıdı bir anda ikiye böldü ve top haline getirip yere attı . İki elini başına götürüp kafasını eğdi . Ağlıyordu Mr.Oréth , ışığın zar zor yandığı ve pencerelerin yarım kapanık olduğu halde etrafın karanlık göründüğü evde . Göz yaşlarını sildi ve çantasına resmi ve buruşturulmuş kağıdı atıp sırtına aldı çantasını . Kapıyı yavaşca açtı ve kapıda yazan babasının adı olan " Arthur. " ismine bakarak ordan uzaklaştı . Yüzünü tekrar sıkıca kapatmıştı ve yolda ilerlerken birden yolu üç haydut tarafından kesildi . Mr.Oréth'e doğru bakan üç hayduttan liderleri gibi gözüken genç , uzun boylu ve sakallı olan öne çıktı ve kaba bir şekilde konuşmaya başladı ,
" Hey ,yaşlı moruk ! Dökül paraları , yoksa seni öldürmekten hiç çekinmem ! "
. Bu Mr.Oréth'i güldürmüştü az da olsa , kendisinden küçük üç gencin kendisinden oldukça yaşlı ve tecrübeli bir büyücü olan Mr.Oréth'i soymaları ona komik geliyordu . Mr.Oréth onların yanından sıyrılıp yoluna devam etmek isterken , iri yarı olanı Mr.Oréth'i durdurdu ve üçü birden asasını çıkarıp , Mr.Oréth'e doğru tuttu . Hepsinin de acemi olduğu , asalarını tutuşlarından beli oluyordu . Liderleri olan sakallı tekrar öne çıkıp konuşmaya başladı ,
" Bana bak yaşlı adam ! Paralarını ve çabuk yoksa sana , ee.. kötü ee.. şeyler yaparız ! "
Mr.Oréth gizlice güldü ve konuşmaya başladı , " Neymiş o kötü şeyler ? ". Bu sözün bitiminde sakallı olan dayanamadı ve asasını hızlı bir biçimde salladı ; " Expeliamus ! " Mr.Oréth bu büyüyü kolaylıkla geri yolladı ve sakallı yerde acı çekerken ordan ayrıldı . Diagon Yolu'na gitmek için trene bindi ve kompartımanda hep o resme baktı . Her yerini inceledi ve tekrar ağlamaya başladı gizlice ..
Tren Diagon Yolu'(n)da durdu ve Mr.Oréth trenden yavaşca inip ; gülen , oynayan ve mutluca dolaşan küçük çocuklara bakarak bankaya doğru ilerledi yavaşca . Mr.Oréth sık sık çocuklarını saçını okşarken o çocuklarım masum ve tatlı bakışlarını görünce mutlu olup , gülüyordu çocuklara . Bankaya girdi ve cincülerden biri ile konuşmaya başladı , " Merhaba , iyi günler dilerim . Arthur Oréth adına bir hesap vardı . Onun içinde bulunan çok önemli bir kağıt parçası olacaktı,onu almaya geldim . "
Cincüce hafifçe ve bir kaşını kaldırıp Mr.Oréth'e bakarak konuşmaya başladı , " Şifreyi biliyormusunuz ? " Mr.Oréth hemen cevap verdi "Tabii ki , şifre Oréth Legend . " Şifrenin doğru olduğunu anayan cincüce sandalyesinden indi ve elini sallayıp; " Bu taraftan . " dedi . Mr.Oréth cincüceyi takip etti yavaşca . İçeri girdiklerinde en yükseklerde bulunan eski ve uzun zamandır açılmamış bir kasaya geldiler . Cincüce kasayı açtı ve " Burası. " deyip Mr.Oréth'in yanından ayrıldı . Mr.Oréth paraların arasından geçip bir kağıt parçası gördü . Eski ve paslanmış kağıdı eline aldı yavaşca ve kağıdı katlayıp çantasına koydu . Kasadan tam çıkarken bir anda durdu ve yanına biraz galleon alıp kasayı kapattı . Diagon Yolu'(n)dan ayrıldı ve trene bindi eve dönmek için.Trende ona Joseph'in öldürüldüğü haberi geldi ve buna çok sinirlenip , üzülmüştü Mr.Oréth . Hayattaki tek dostu artık yoktu . Godric's Hallow'a geldiğinde , Joseph'in evine girdi ve ailesinden kimin tarafından öldürüldüğünü öğrendi . Ölüm yiyenler tarafından ! Knocktourn Yolu'na , Mr.Oréth'i takip etmeye geldiğinde öldürülmüştü Joseph . Mr.Oréth tekrar trene bindi ve Knocktourn yoluna geldi . Büyüdüğü evin kapıları kırılmış ve evin içi tamamen dağıtılmıştı . Bir şey aramışlardı ölüm yiyenler . Resmi aramışlardı , resmin arkasında bankadaki kasanın şifresi yazıyordu . Kağıdı istiyorlardı büyük ihtimalle . Joseph'in cesedi yerde yatıyordu . Rengi solmuş , ağzından kanlar akıyordu . Mr.Oréth bunu kimin yaptığını öğrenmek için dışarıya doğru adım attı ve bir gıcırtı sesi duydu .Arkasına hemen döndü ve etrafının ölüm yiyenlerle çevrildiğini fark etti . Aralarından bir adam ileri çıktı ve Mr.Oréth'e doğru yürüdü . Bu adam Karanlık Lord'du !Karanlık Lord ileri çıkıp konuşmaya başladı ,
" Merhaba , Mr.Oréth . O resmi sen aldın değil mi ? "
Lord'un sorusundan sonra Mr.Oréth gülerek yanıt verdi , " Evet . " . Karanlık Lord resmi isteyince , Mr.Oréth konuşmaya başladı ,
" Sen beni aptal mı zannettin ? Sana o resmi vermeyeceğim , hem hem versem de işine yaramayacak . Bankadan o kâğıdı aldım bile .."
Lord çok sinirlendi ve asasını çıkartıp
" Seni lanet olası ! Şimdi öleceksin ! Bunu yapmayacaktın ! " Sözünü bitirince asasını Mr.Oréth'e doğru tuttu ; "Aveda Kâdevra ! " Mr. Oréth'de hızlıca davranıp , asasını çıkardı ; "Expeliamus ! " İki büyü ortada birleşti ve karanlık ev bir anda aydınlandı . Lord çok zorluyordu Mr.Oréth'i yenmek için . Mr.Oréth ise hiç zorlanmadan asasını tutuyordu . Lord yenileceğini anlayınca asasını hemen çekti ve "Seninle sonra yüzleşeceğiz Oréth ! " deyip , ölüm yiyenleri ile oradan kaçtı ..
Mr.Oréth'in gerçek adı Arthur'du , babasının adını almıştı . Arthur kısa zamanda Joseph'in büyük ablası Marry ile evlendi . Marry ile Arthur'un Séth adınada bir çocukları oldu . Séth'i her zaman aydınlık yetiştirdiler ve Séth Gryfinndor'dan mezun olup Zümrüdü Anka Yoldaşlığına katıldı . Arthur yaşlandığında Lord tarafından öldürüldü ve o sırlı kağıt parçasının güvende olması için Séth'e miras kaldı . Séth her zaman karanlık ile savaştı ve kağıdı korumayı başardı .O kağıtta yazan şey ise Aydınlık Taraf'ın ruhunu taşıyan " Ruh Taşı'nın " bulunduğu yer yazıyordu . Eğer o taş yok edilirse , Zümrüdü Anka Yoldaşlı'ğı da yok olacaktır ve Séth bu taşı her zaman korumakla görevlendirilmiştir ..
Karanlık Lord , Séth'den haritayı almak ve onu da kendi yanına çekmek için planlar kuruyordur . Séth'i ölüm yiyen yapabilirse , ruh taşını ele geçirecek ve savaşı galip bir şekilde bitirecekti . Séth Oréth'in ev adresini öğrenmiş ve onu yakalamak için çok fazla ölüm yiyen göndermişti . Goric's Hallow 27 numara da evin önünde duran bi' kaç ölüm yiyen evi iyice süzdükten sonra kapıda yazan "S.Oréth" yazısını görür görmez büyü ile kapıyı açıp içeriye girdiler . Gece olmuştu ve Séth uyuyordu yukarıda . Ölüm yiyenler ve Lord içeri sessizce girip merdivenlerden çıkmaya başladılar . Bir gıcırtı oldu bir anda . Séth yatağından kalktı ani bir hareketle ve eline asasını aldı . "Lumos ! " Asadan çıkan beyaz ve güçlü ışığı gören Lord , Séth'in uyandığını anlayınca hemen içeriye bir kaç ölüm yiyen gönderdi . Séth tek başınayken , onlar oldukça fazla ve sayıca üstündüler . Séth asasını masaya doğru tuttu ; " Depulso ! " Masa ölüm yiyenlerden birine çarpıp kırılmıştı ve bu kırılma diğerlerinin de dikkatini dağıtmıştı . Lord dayanamayıp içeri girdi aniden . Kahverengi saçlı , uzun boylu ve üzerinde pijamasıyla duran Séth'e çevirdi kafasını . Mavi gözlerini Séth'in etrafında döndürdü bir tur . Sonra odaklandı ve zihnine girmeye çalıştı . Séth bir anda yere düştü ve zihnine girmeye çalışan Lord'a karşılık zihninde duvarlar koyuyor ve onun zihnine girmesini engellemeye çalışıyordu . Lord da ha da güçlü br şekilde hareket edince Séth onu engellerken zorlanmaya başladı ve elini yere koydu , yerde olan asasını almalıydı ki ; onları engellemeliydi . Asasına eli dokunmuştu ama onu almaya kalktığı anda Lord onu engelliyor ve da ha da güçlü bir şekilde hareket ediyordu . Séth asayı sonunda kavrayıp hızlı br hareket ile ayağa kalktı ; "Expeliamus ! " Lord bir anda geri savruldu ve merdivenlerden düştü , ardından Séth elini havaya uzatıp ; "Ateo Ateşoku ! " Ateşoku hızlı bir şekilde kapıdan çeri girerken , bir ölüm yiyenin kafasına hızlıca vurup hayatında asla çekmediği bir acıyı çektirmişti ona . Séth ateşokuna binip pencereden atladığında uçarak ölüm yiyenlere büyü yapıyordu . Yere indiğinde Lord kaçmıştı her zamanki gibi ama haritayı alamamışlardı ..
Günler Séth için böyle geçerken , Séth haritayı ve taşı hep korumuştu . Yoldaşlık asla yok olmayacaktı ona göre ..
|
|
Gossip Girl Lütfen rütbe edininiz
Mesaj Sayısı : 678 Kayıt tarihi : 30/06/10
Bilgiler Puan: Bunlara gerek yok.
| Konu: Geri: Tyler Perş. Tem. 15, 2010 4:51 pm | |
| | |
|