Duyurular | |
Gossip Girl | ~ NY gençleri neredesiniz? Dedikodularınızı bekliyorum. Bilgi için tıklayın.
Seviliyorsunuz. Xoxo |
Yönetim Kadrosu |
|
|
| Uçup Geri Gelmek Bu Olsa Gerek | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Misafir Misafir
| Konu: Uçup Geri Gelmek Bu Olsa Gerek Perş. Tem. 15, 2010 1:03 pm | |
| Achille S. D'Artagnan & Ambrosia E. Bathory Kurtarılış falan Gece-Şafak Sökerken Arası /Nasıl bir zaman dilimiyse _
En son gördüğüm canlı kabustan sonra müthiş bir siyaha bürünmüştü herşey. Algılarım çok azalmıştı ama bir ara sarsıldığımı hissedebilmiştim. Bedenimi mi taşıyorlardı bir yere? Bilemiyorum. O karanlık tünelin sonunda aydınlık yoktu benim için, belki de haketmiyordum ve ruhum iki kapanın arasında kalmalıydı, tanrı öyle görmüş olamaz mıydı? Yıllar gibi geçen saniyeler ya da saniyeler gibi geçen yıllar. Zaman kavramı kalmamıştı benim için, tüm bedenim uyuşmuştu ve zihnimin nasıl düşünebildiğini ben de bilmiyordum. Kulaklarım! Kulaklarıma inatla dokunmaya çalışan sesler vardı ve elimde bir sıcaklık. Gözlerimi açıp manzaraya bakabilmek isterdim çünkü ne olduğunu anlamamıştım bile. Sahi, ölüyor muydum? Yoksa sadece o kabusun devamı mıydı bütün bunlar? Anlam karmaşası her yerdeyken amacım neydi benim? Bunun için mi doğmuştum? Annem mi lanetlemişti beni doğduğumda? Bilmiyorum, bilmiyorum.
Bir zamandan sonra çok büyük gürültüler vardı ama ben canlılığımı hissetmiyordum bile. Bembeyaz parlak ışıklar, tünelin öbür ucunda değildi ama. Bedenime dokunan eller mi vardı? AH! Bu da ne? Ölüyor olsam bile bu acı çok fazla, ne var midemde? Yanıyor daha sonra da buz gibi üşüyordu. Hislerim çok hafif geri gelirken gözlerim çok hafif aralıktı, sanki unutmuşlar gibiydi, göz tabakamda görmemi engelleyen birşey vardı. Gözyaşı olmalıydı sanki. Tam tepemde gözlerimi alan müthiş bir beyaz ışıkla dudaklarımın üzerine kapadıkları birşey bilincimi yine kapamıştı çünkü çıldırıp kaçmamdan korkuyorlarcasına bakmışlardı. Acısız olması gereken şey benim için çok acılıydı ve öğrendiğim tek şey kurtarıldığımdı.
Gözlerim hala kapalıyken becerikli eller bana hastahane kıyafeti denen o kağıdımsı giysilerden giydirip saçlarımı toparlayarak yüzümü açmışlar ve bir yatağa yatırmışlardı. Huzuru ilk kes hissederken uykumda rüya görmemem beni mutlu etmişti, korkularımın geri gelmemesi için özel bir ilaç falan mı vermişlerdi bilemiyordum. Ne kadar uykuda ne kadar o odadaydım? Biri beni dürtermişçesinee gözlerimi açarken en azından gözlerimin yaşlarından kurtulmuş olması görebilmemi sağlıyordu. İlk şekiller bulanık gibiydi ama yan tarafıma baktığımda oradaki mavilik kesinlikle kim olduğunu anlamamı engellememişti. Sesimin çıkabileceğinden şüpheliydim, boğazım yanıyordu ve ne diyecektim ki? Hahaha hey azıcık ölmeyi denemiştim de! Yine de ona bakarken görüntü gittikçe düzelmeye başlamış ve o bakışlar daha da salaklaşmama neden olmuştu. Yine de hayallerimden birisi olabilirdi ve o yüzden anca fısıltıya benzer bir şekilde 'Ach?' demiştim. Konuşmadığım süreler boyunca ses tellerim soğumuş olmalıydı ki bu kadarcık konuşma bile sesimin boğuk çıkmasına neden olmuştu. |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Uçup Geri Gelmek Bu Olsa Gerek Perş. Tem. 15, 2010 5:57 pm | |
| Ucu ucuna yetiştirebilmişti. Ucu ucuna. Kelimeler büyüyerek tapılası bir hal alıyordu zihninde. Kahverengi deri koltuğa gömülmüştü. Midesi yeni yıkanan ve baygın bir halde hastahane yatağında yatan kızdan bir saniye olsun gözlerini ayırmıyordu. Üstünde o kağıdımsı mavi hastahane kıyafetinden vardı. Bir saat öncesine kadar kendisinin de giydiği kıyafet. İyi niyetli hastahane personeli kıyafetlerinin ıslaklıktan giyilemeyecek bir durumda olduğunu görünce onları hastahane çamaşırlığında 15 dakika içinde kurutabileceğini söylemişlerdi. Kendi kıyafetleri kuruyana kadar o da o mavilerden giymişti. Şimdi öylece o koltukta oturuyordu. Mose'u kaybetmeye o kadar yaklaşmıştı ki, idrak etme kabiliyetinin bu yüzden yörpülendiğini hissediyordu. Oturuyor koltukta. Oturuyor. Yerinden kımıldarsa, tavan üstüne çökermiş, her şey üstüne çökermiş, artık her şey pamuk ipliğiyle baağına bağlıymış, kımıldadığı anda o ve Mose her şeyin altında kalacaklarmış gibi- geliyordu. O uyanana kadar. Böyle. Kalmıştı zaten her şeyin altında. Son iki buçuk saattir yaşadıkları yüzünden kalmıştı her şeyin altında, öyle hissetmişti yani. Sevdiği kızı kaybetmenin sınırındayken, engel olamayacağını hissederken. Dünya başına yıkıldı. İlk defa böyle hissetti hayatında. Üstünden sular damlarken o sedyenin peşinden koşturduğu zaman beyaz duvarların arasında. Öyle hissetti. Blackberrysi cebinde titredi. Milyon kere titremişti hastahaneye geldiğinden beri. Hafif floresan ışık Achille'in heykelimsi yüzünü aydınlatıyordu. Ah, evet yüz hatları heykelimsiydi ama şimdi tam bir heykel gibi görünüyordu genç. Rengi kaçmış derisi floresan ışık altında daha da beyaz görünüyordu. Dudakları nemliydi. Nasıl bir anda onca mutluluktan döndü her şey? Yine dönemez mi yani? Bu kadar korkunçluktan, umutsuzluktan; mutluluğa, iyiliğe, kavuşmaya ona- dönemez mi? Madem dönmeyi biliyor bu kadar? Telefonuna bakması gerektiğini biliyordu. artık kuru olan krem şortun cebinden, sanki hiçbir şey olmamış gibi kuruydu- iki saat kırk dakika önce Harrison'daki haliyle- sanki hiç toprak ayağının altından çekiliyormuşçasına hissetmemiş gibi, çıkardı siyah aleti. 5 yeni mesaj. En sonuncusu sesli mesajdı. Poppy. Ona olanları anlatması gerektiğini biliyordu. Dostunun endişeli sesini duydu.
"Achille beni cidden korkutmaya başladın... Telefonunu açtığında bana döneceğini umuyorum. Konuşuruz... Şey evet bu kadar. Geri ara beni. Görüşürüz."
Ah Poppy, korkmak konusunda ne kadar haklı olduğunu bile bilmiyordu daha. Blackberrynin tuşlarına hızlıca basarak açıklayıcı olduğunu, en azından birazcık, bazı şeyler mesajla anlatılmazdı, bir mesaj attı. Telefonu yanındak küçük cam masaya bıraktı. Orada kafasında milyonlarca zırvalık uçuşarak, içi ağrıyarak, sızlayarak, tutuşarak içi KAÇ saat oturdu. Kaç saat oturdu öyle, bilmiyordu Achille. Boğuk ve çok kısık bir sesle kaldırdı başını hızlıca.
"Ach?"
Gözleri her zamanki gibi parıldamayan bir Mose vardı karşısında. Kahverengi koltukta dikleşerek ince kemikli parmaklarını kızın narin elinin üstüne koydu. Hafifçe boğazını temizledi.
"Burdayım tatlım. Kendini zorlama." |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Uçup Geri Gelmek Bu Olsa Gerek Cuma Tem. 16, 2010 1:31 pm | |
| 'Neden?' diye fısıldayabilmiştim ama neye neden olduğunu belirtmemiştim. Öpüşmeye mi, kurtarılmaya mı, kendimi zorlamamam gerektiğine mi. Gerçi kurtarılmaya dediğimi anlardı o, anlayacağını biliyordum. Mavi gözlerine bakarken içimde burukluk vardı, eğer gitmiş olsam üzülürdü ama şimdi bana her baktığında o an aklına gelecekti, en azından bir süre. Suçlu çocuklar gibi baktığımın farkındaydım. İçimde artık haykırmak istediğim o kadar şey vardı ki. Anlamalıydı neden gitmek istediğimi ama söylersem bir bakıma kaybetmez miydim onu? İyi de daha ne kadar 'sessiz' kalabilirdim ki? Bakışlarım hala onun gözlerindeydi, korkmuşluk henüz silinmemişti o mavilikten. Saçları daha yeni yeni kuruyor gibiydi ve hastahanenin korkunç aydınlatması yakışıklı yüzü korkunçlaştıracak bir şekilde parlıyordu üzerimizde. Renginin bu kadar beyaz olabileceğini düşünmemiştim. Kısa bir sürede bu kadar çökülebileceğini tahmin edememiştim. Evet yukarı doğu yakası sakinleri, ben türlü türlü hatalar yapmış salağın tekiydim! |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Uçup Geri Gelmek Bu Olsa Gerek Cuma Tem. 16, 2010 11:26 pm | |
| Her şey iki gün sürdü. Her şey: iki gün. O adını veremediği hissin o çınarın altında gelmesinden yine o çınarın altından kızın ölmekte olan bedenini taşımasına kadar, her şeyin yalnızca iki günde olmuş olması- Bu kadar çabuk, bu kadar kısa. Hiç anlamamıştı Achille. Çok daha çok gün sanmıştı. Tamamı ömrünün. Karşısındaki kızın boğuk sesini duyunca böyle gelmişti ona.
"Neden?"
Tanrı aşkına ne neden? Neden mi seni kurtardım? Gözleri kızınkilere kenetlenmiş bir şekilde oturuyordu. Hali yok. Orada öylece birbirlerine bakarlarken kızın bir cevap isteyip istemediğini bilmiyordu genç. İnanamıyor kurtulduğuna. Gitseydi ne olurdu peki? O göğsüne oturmuş duygular filiyle ne yapabilirdi? Ama orada saçlarının bir kısmı kurumamakta ısrar eder, yorgunluktan eli ayağı çözülmüş, koltuğun içine gömülmüş otururken, birden Ahille'in içini yumuşacık bir his kaplıyor. Gerçek olamayacak kadar- güzel değil yalnızca. Güzel de sadece o kadar değil. Gözleri kızın gözlerinden bir saniye olsun ayrılmıyordu. O kadar basit değil. Pek çok şey. Çok çok şey. Ona baktıkça normalde olmayan bir yumuşaklık, bir düzen, bir akışkanlık hissi ele geçiriyordu bütün bedenini. Hiçbir şeyin içini çizmemesi, burkmaması, değmemesi. İçinin o aşırı mutluluk haliyle mutlak surette dolu olması hali. İçine başka hiçbir duygunun, kıymığın, yırtığın, cızırtının kaçmaması. Kaçamaz çünkü ağzına kadar dolu içi. Mutlulukla, sevinçle, buldumcuklukla- tarif ötesi. Bütün bunlara bu kız mı yol açıyordu? Narin bedeniyle beyaz örtülerin altında yatan sarışın kız? Peki o kadar aptal mıydı, bu duygularını daha önce fark edemeyecek kadar? Peki kız o kadar aptal mıydı, nasıl hayatına son verdirebilmişti- yani çalışmıştı? Eşek arısı kovanına dönmüştü kafatası. Binlerce sinirli eşek arısı vızlayarak tombul gövdelerini kafatasına çarpıyordu içten. Eşek arısı soruları. Kıza bir şeyler söyleme ihtiyacı onu zorluyordu. Yavaşça kızın elini okşadı. İronik bir şekilde ikisinin tenleri de bembeyazdı o anda.
" Gitseydin eksiğim kalırdı. Tamamlanamazdım hiçbir şekilde."
Başını hafifçe öne doğru eğdi. Kızın kuru açık pembe dudaklarına hafif bir öpücük kondurdu. Blackberry inatla titredi tekrar cebinde. Elini kızın elinden çekti ve koltuğun geniş sırtlığına yaslandı.
"Kendini yorma, son kez söylüyorum. Daha sonra konuşuruz."
Minik bir gülümseme belirdi sakalları hafif uzamış yüzünde. |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Uçup Geri Gelmek Bu Olsa Gerek Ptsi Tem. 19, 2010 7:26 pm | |
| Rpg bitmiştir, konu kilit. |
| | | Gossip Girl Lütfen rütbe edininiz
Mesaj Sayısı : 678 Kayıt tarihi : 30/06/10
Bilgiler Puan: Bunlara gerek yok.
| Konu: Geri: Uçup Geri Gelmek Bu Olsa Gerek Ptsi Tem. 19, 2010 7:28 pm | |
| Ambriosa: 5 şöhret puanı 1 dolar Achille: 10 şöhret puanı 2 dolar | |
| | | | Uçup Geri Gelmek Bu Olsa Gerek | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |