İsteyen katılabilir.
I.Tekil Kişi
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
- - -
Yeni bir gün! Okula gitmeliyim. Evden çıkışım hızlıydı. Kahvaltı etmek istemiyordum, aslında hiçbir şey yapmak istemiyordum. Bütün gün evde oturmak iyi bir fikir değildi. Okulda birilerini görebilir ve kafa dağıtabilirim.
Neden kendimi tuhaf hissediyordum? Çok, çok. Tanrım anlayamıyorum! Her şey üst üste geliyor. Bar, striptiz, ablamın dönüşü, kriz! Bütün bunların üstesinden gelebilecek kadar güçlü müyüm? Bilmiyorum!
Bu kez arabada hiç konuşmadım. Arwin'e okula gideceğimi söylemekten başka bir şey yapmadım. Suskundum nedense. Hiç olmadığım kadar. Dünden kalma korku mu vardı üzerimde biraz?
Okula varmamız kısa sürdü. Profesorlerden bazı notlar alacak ve ders programımı öğrenecektim. Belki biriyle karşılaşır biraz çene çalardım. Konuşmaya ihtiyacım vardı. Bütün gün susacak gibi hissediyordum. Biraz başım dönüyordu ve önümü görmekte zorlanmaya başladım. Ne oluyordu bana? Bunun kriz falan olmadığına emindim. Terlemiyor yada titremiyordum. Yanlızca başım dönüyordu. Merdivenlere oturdum ve sakinleşmeye çalıştım ama olmadı. Sorunu bir türlü anlayamadım.
Ağlamaya başlayana kadar tabii. Her şeyin üstüste gelmesi beni çok kötü etkilemişti. Sürtük ablam dönmüştü ve beni rezil etmek için peşimde olacaktı. Ve elbette beni yatağa atmaya uğraşacak olan erkekler. New York benim için fazla karmaşıktı. Ablam kaçmakla en iyisini yapmıştı acaba? Bendemi kaçmalıydım? Sarsılarak ağlamaya başladığımda dudağımı kapattım. Etrafta pek insan yoktu, olanlarda ilgilenmiyordu zaten. Merdivenlerde ağlayan zayıf bir kızla kim ilgilenirdi ki?
Tanrım neden bu kadar zayıftım. Neden her şeyi takıyordum bu kadar? Salla gitsin diyemiyordum hiçbir zaman. Susup içime atmak zorundaydım herşeyi. Neden mi? Burası Manhattan ve kimseye güvenemeyeceğimi biliyorum. Yaşadıklarımı anlatabileceğim, güvenebileceğim biri olamayacak. Herkes başkalarının ayağını kaydırmak için hazır beklerken, nasıl güvenebilirim birilerine? Beni yada sırlarını paylaştığım insanları Gossip Girl'e bildirmek için bekleyen bir ordu gibi bu şehir, bu okul. Herkes ayağını kaydırmak için bekliyor. Ben bu oyuna düşmeyecek kadar uzağım Manhattan'dan. Ama bu oyunu 'açıkça' görebilecek kadarda yakın.
Giysilerim ıslanıyordu ama umrumda değildi. Ellerim ağzımda ağlamaya devam ediyordum. İçimden atıyordum bütün koşkularımı, acılarımı, korkularımı. Geçmişimi, özlemlerimi. 'Gerçek' insanların olduğu ülkeme olan özlemimi atıyordum içimden. Burada yaşayacaksam kurallara uyacaktım. Yada 'uyduracaktım' kendime göre.