Ad Soyad:Juddie Eva Sanchez
Cinsiyet:Kız
Seçiminiz: Şöhret
Örnek Rp:
Bütün kirlerinden arınıyordu. Kalbinde hissettiği duygular kadar sıcak olan bu suyun altında. İlk kez böylesine içini ısıtmıştı duyguları, ilk kez bir erkeğin mükemmeliyetine inanmıştı. Babası tarafından yıllar önce terkedilmiş annesi geldi kin ve nefret dola gözlerinin önüne. Yıllarca, hayatın saçma sıkıntıları yüzüne vurmuş, göz altı torbaları sanki tüm sıkıntılarını burada biriktirmişçesine iri ve ağır olan kadın, büyük annesi. Annesinin ölümünden sonra büyükkannesi ve onun katı kurallarıyla şekillenmiş bir hayatı vardı Richa'nın. Her gün babasının kötülüğünü dinlemek, nasıl istenmeyen bir eş bir damat durumuna geldiğini duymaktan sıkılmıştı Richa. Hayatında büyükannesinin tanımlarıyla Richa'nın aklında çizdiği o acımasız erkeklerden başka hiç bir erkek yoktu ve tüm karşı cinsin böylesine adi, böylesine acımasız olduğunu düşünüyordu Richa. Hayatta var oldukça erkeklere çektireceğe can acısı üzerine söz vermişti büyükannesine. Bu yaşlı ve bunak kadın yıllar önce kızının yaşadıklarının tıpkısını yaşamış, terkedilme duygusunu o yıllarda öğrenmişti. Her ne kadar yaşama gelmesi kabullenemeyen bir torun olsa da Richa, hayat tüm gerçekleriyle öğretilmiş, erkeklere nasıl davranması gerektiğine dağir tüm beyni aklı hayatın gerçeklerini algılamaya başladığından beri yıkanmıştı. Birinci kural ''Karşı cinse ilgi duymak yok, onlar her zaman gereksiz varlıklar, onların canlarını yakmaya her daim izinlisin fakat canın yakılmasına izin vermek yasak. '' Her zaman bu birinci kurala uymuştu Richa bazen her gece farklı bir erkekle farklı bir yataktaydı fakat bağlanmak yoktu, sevmek, aşık olmak, canının yanmasına izin vermek yoktu.
Taki 28 Haziran gününe dek. Onu gördüğünde ilk kez hissettiği kalbinin hırçın bir çocuk gibi durmaksızın çırpınışı, o tarif edilemeyen duyguları tüm geçmişini yalanlıyordu adeta. Birlikte geçirdikleri o gece, başkasına karşı hiç bir zaman hissetmediği o duygular... Kendinden utanıyordu, aşık olmuştu, bir saniye dahi aklından çıkmayan o adama aşık olmuştu işte. Tarifsiz duygular içindeydi Richa ve suyu küçük narin elleriyle bir hamlede kapattı.
Sıcacık suyun ardından buz gibi banyoda kalmak Richa'ya şok etkisi yaratmıştı. Richa banyodaki düşlerinin ne kadar uzun sürdüğünü buğulanmış aynanın karşısına geçince anladı. Richa aynada saatlerce kendini izlemeye bayılırdı. Yine bir ayna bulmuştu karşısına geçtiği gibi önce kızıl, hafif dalgalı -tıpkı hayatında yaşadığı iniş, çıkışlar gibi- uzun saçlarını inceledi ilk olarak, ardından aynadan biraz uzaklaştı ve kusursuz yaratılmış bedenini izledi dakikalarca, gerçekten de kusursuz bir varlıktı Richa; tüm erkeklerin arzuladığı bir beden, mükemmel bir yüz, dolgun dudaklar ve çehresinin en özel yaratılmış deniz mavisi gözleriyle kusursuzdu. Soğuktan titremeye başladığında dişlerinin çıkardığı takırdama sesiyle sarsıldı aniden ve donmadan kendine geldiğine dağir tanrıya şükrederek kapının arkasında asılı olan -ki bunun yeri her zaman aynıdır- bornozuna titreyen elleriyle ulaştı ve hemen giyindi. İki yanında sallanan kuşağını kavradı ve sıkıca bir düğüm attı, sanki hiç çözülmeyecekmiş gibi. Kendi kendine karar verdi geçmişine, o saçma, akıl almaz kurallara ve yaşadığı tüm hayata, kazandığı tüm kin, nefret duygularınada bir düğüm atıyordu hiç bir daha ortaya çıkmayacaklarmış gibi. Kapıyı hızla açtı ''Yeni bir başlangıca hoşgeldin Richa.'' diyordu. Hızla yeni hayatının en önemli yaratıcısı olan adamın yanına gitmek için merdivenleri arşınlamaya başladı. Hayatta bu değil miydi? Her güneş doğuşunda yeni bir güne merhaba diyerek koşmaz mıydık hayatta? Yarışmaz mıydık dünyayla koşar adımlarla? ''Seni seviyorum, seni çok seviyorum, sana aşığım!'' ağzından ilk kez çıkan sözlerdi bunlar ve evet hepsi içten sözlerdi. Onu seviyordu, hayatının geri kalanındaki son erkekti. Hızından tahta merdivenler gıcırdıyor sözlerine adeta eşlik ediyordu. İşte yatak odasının önündeydi. Beyaz, bembeyeaz bir kapıydı karşısında duran, tıpkı bu kapının beyazlığı gibi dupduru bir hayata adım atıyordu Richa. Sessizce açtı kapıyı ve karşısında göreceği adamın hayaliyle, büyük bir neşeyle içeri girdi. Bembeyaz çarşaf geçen gecenin izleriyle kırışmış öylece duruyordu, bomboş. Duvarları, tabloları, dolaplarıysa gecenin izleri sarıp sarmalamıştı. Hayatının aşkının evin içinde bir yerde olduğuna emindi Richa, hiç umursamadı bile yokluğunu. Onu çok seviyordu bir an önce üstünü değiştirip yanına gitmek istiyordu. Pencereye doğru hızlı adımlarla yaklaştı, içeri panjurlardan sızan güneş ışığından havanın da duyguları gibi neşe dolu olduğunu anlamıştı Richa. Günlerdir hiç dokunmadığı pencereye uzandı, sonuna kadar açtı, derin bir nefes aldı. Hava tüm yaşananlara güzellik katıyordu adeta. Taki başını bahçenin büyük kapısına çevirene dek. Sevdiği adam oradaydı, usulca bekliyordu. Siyah bir araba kapının önünde durdu. İçinden güzel sayılabilecek, orta yaşlarda, uzun, alımlı bir kadın indi ve usulca bekleyen adama sıkıca sarıldı, dudağına bir öpücük kondurdu ve ikiside arabaya binip uzaklaştılar. Richa şaşkındı onu sevmişti oysa.
Duyguları alt üst olmuştu tıpkı hayatı gibi. Gözünden yaşlar geldiğini farketti, aniden camları kapadı ve kurumak bilmeyen gözlerine lanet okudu. Ne yaptığını bilmez halde hızla merdivenleri indi. Küçük ama özel dizayn edilmiş çalışma odasına geldi ve masasına oturup günlüğünü açtı 28 Haziran gününde yazılı tüm sevgi sözcükleri karalayıp sayfayı yırtıp attı. Bu günü, hissettiklerini, yaşadıklarını da o sayfayla beraber çöp kutusuna atmıştı Richa. Önünde tertemiz yeni sayfayla duran günlüğe baktı Richa, hiç birşey yaşanmamış gibiydi yada öyle olmasını diliyordu Richa. Göz yaşlarını akıttığı tertemiz sayfaya yazmaya başladı.
29 Kasım
Kural 1.
Karşı cinsten nefret ediyorum!