1. Bölüm BASKI
Kendini berbat hissediyordu Blake. Gözyaşları yanağından çenesine süzülürken elinin tersiyle sildi ve makyajının yüzünü mahvetmesine izin verdi. Deri dizinin altına kadar inen ceketinin düğümünü daha da sıktı. Yolda koşuşturup duruyordu. Nereye gittiğini bilmeden, ne yaptığını bilmeden. En sonunda pes etti ve yere çöktü. Burası ıssız ir sokaktı. Kimsenin onu görmediğini umuyordu. Dizlerini kaldırdı ve kafasını dizine yasladı. Kendini berbat hissediyordu. Sevgilisini az önce başka biriyle yatakta yakalamıştı. Oysa o ona sürpriz olarak o kadar hizmetçisi varken kendi elleriyle pasta hazırlamıştı. Sinirden ne yapacağını bilemeyerek pastayı suratına yapıştırmıştı. Şimdi ise hıçkırıklara boğulmuştu. Hayatı boyunca o pislik Chace'in yüzünü görmek istemiyordu. Biraz daha ağladıktan sonra ayağa kalktı. Yağmur yağmaya başlamıştı. Yağmurun altında yürüyerek evine doğru yol aldı. Adımları çok ağır işliyordu. İçinden koşup nehirden kendini bırakıp atlamak geliyordu. Hiç olmazsa bağırmak çığlık atmak istiyordu. Ama bunu yapmayacaktı tabi ki. Çünkü o güçlü bir kızdı. Bunun da üstünden gelebilirdi. Lanet olasıca, aşağılık birinin onu aşağılamasına izin vermeyecekti. Eve yetişince kapıyı sessizce açtı ve parmak uçlarında merdivenleri çıkmaya başladı. Malesef babasına yakalanmıştı. Babasının soğuk sesi onu olduğu yere mıhlamıştı.
"Nereye küçük bayan?" Blake yüzünü ona çevirdi ve omuzları düştü.
"İzin verirsen odama çıkacağım babacığım" düşmemek için merdivenden destek alıyordu.
"Nedir bu halin?"
"Chace ile ayrıldık" dedi. Tekrar ağlamamak için dudağını ısırıyordu. Babasının bunu duyması sinirlenmesine yetmişti.
"Ne? Babasıyla işimizi halletmek üzereyiz ne olurdu biraz daha sabretsen? Bu işi halletmek zorundayız ve senin de yardımcı olman gerekiyor." Babası bağırarak konuşuyordu.
"Baba onu başka bir kızla yatakta yakaladım." Blake de bağırmaya başlamıştı. Yavaş yavaş köşkteki ışıklar yanmaya ve hizmetçilerle birlikte annesi de yanlarına gelmişti.
"Olabilir. Biraz sabredeceksin." dedi. Hiç kimseye değil Blake'in gözlerinin içine bakıyordu. Blake tam cevap verecektiki babası elini havaya kaldırdı ve bağırarak onu susturdu.
"Konu kapanmıştır. Bahane istemiyorum." Blake kıpırdayamıyordu. Bütün vücudu buz gibi olmuştu. Babasından nefret ettiğini haykırmak istiyordu. Babası gözlerini merdivenlere dikerek sinirli bir ifadeyle Blake'in yanından geçip odasına çıktı. Annesi babasının yanına gitmişti. Kızını teselli etmeye gelmemişti. Blake hızlıca odasına çıktı ve kapıyı hızlıca çarptı. Yere çöktü ve ağlamaya devam etti...