Makyajının son rötuşları yapılırken açık olan tek gözüyle arkada bir kaç talimatta bulunan annesini görüyordu. Heyecanla elini sallayıp göz makyajının son adımında makyajını yapan usta kızı durdurmuş ve hızla oturduğu yerden kalkmıştı. Üzerinde önünde fermuarı olan siyah bir elbise vardı. Tabii ki geçici bir elbiseydi. Makyajı ve saçları yapılırken elbisesine zarar gelmemesi için elbisesini en son giymeyi tercih etmişti February. Ayağındaki parmak arası pembe terlikleri yere sürterek hızlıca annesinin dibinde bitivermişti. Kadının gözlerinin içine heyecanla bakarak "Çok az kaldı!" demiş ve işini böldüğü annesinin sinirli fakat kızının heyecanını paylaşan surat ifadesini gördükten sonra tekrardan makyaj koltuğuna oturmuştu. İki kez duyduğu el çırpma sesinden sonra sonunda annesinin oradan ayrıldığını anlamıştı. Lubalie gerçekten February için ilk kez bu kadar anlamlı bir iş yapmıştı. Kızının normalde de işlerinin içerisinde olmasından yanaydı fakat ilk kez bu kadar içine sokuvermişti kızını bir defilesinin. Göz makyajı tamamlanır tamamlanmaz ayağa fırlamıştı tekrardan February. Kendisi için hazırlanan paravanın arkasına geçip elbisesini özenle ve bir o kadar hızla giyinmişti. Derin nefesler alarak paravanın arkasından çıkıyordu. Sonunda önündeki dev boy aynasında güzelliğini görebiliyordu. Topuz olan saçlarından ve sade, şık makyajından oldukça memnundu. Kıyafetine bakmaya gerek bile duymuyordu. Onu annesi özel ve tabii ki kendi elleriyle hazırlamıştı. Kendi odasından çıkıp kulise uğrayarak kız arkadaşlarının heyecanını yitirme adına onlarla bir kaç dakika geçirip hazırlanmalarını izlemişti. Salondaki alkış seslerini duyar duymaz ise ana salona fırlamıştı.
Annesini kürsüye çıkmış olarak görüyordu. Göğsü kabararak annesinin yaptığı konuşmayı dinledi ve avuçlarının içlerini acıtana kadar alkışladı kadını. Lubalie oradan iner inmez dibinde biten ilk insan kızı February olmuştu. Basının haddini bilerek bir köşede duruyor olması sadece Lubalie gibi sayılı modacıların defilelerinde geçerliydi. Lubalie'nin ağırlığı ve şöhreti herkesi etkiliyordu. February annesinin yanında yürürken onun ünlü modacı arkadaşlarıyla selamlaşmaktan da geri kalmamıştı. Yalnız kalabildikleri bir anda "Kuliste her şey yolunda. Hepsi hazır!" deyivermişti. Salondaki klasik müzik yerini yavaş yavaş daha hareketli bir müziğe bırakıyor ve bu da defilenin başlangıcına yaklaşıldığını belirtiyordu. Gittikçe daha çok dolan salonda, bazı davetliler çoktan sandalyelerine oturmuşlardı bile. En ön sıra protokole aitken en arkası da basın için ayrılmıştı. Koca çadırın içini saraya çeviren mükemmel tasarım ve detaylar göz kamaştırıyor. Herkesin Lubalie'yi bir kez daha alkışlaması gerektiğini söylüyordu adeta. Yan yana duran February ve Lubalie bir anne-kızdan çok abla-kardeş gibiydi. Yaşlanmasına rağmen hala oldukça havalı bir kadındı Lubalie. February aslında oldukça yabancı olduğu annesi gibi olmayı isterdi, kendisine itiraf etmesi zor bile olsa kız Lubalie'yi bir idol olarak görüyordu.