Duyurular | |
Gossip Girl | ~ NY gençleri neredesiniz? Dedikodularınızı bekliyorum. Bilgi için tıklayın.
Seviliyorsunuz. Xoxo |
Yönetim Kadrosu |
|
|
| Dertleşmek... | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Misafir Misafir
| Konu: Dertleşmek... Salı Ağus. 03, 2010 2:50 pm | |
| Desiree-Angela Akşam 1. Tekil Onca mesaj sonra Desi ile yarım saat sonra buluşma kararı aldık. Desi yakın arkadaşımdı. Yakın arkadaştan daha da yakındı hatta. O bulunmaz eşsiz bir dosttu. Onunla sırlarımı paylaşır,onunla güler ve onunla ağlarım. Onunla dertleşmek iyi gelebilirdi. Ona da bana da... Bunları düşünürken gardrobumu açtım ve kıyafetlerime göz attım. Hangisini giyseydim acaba ? Hava çok sıcaktı. Ya rahat bir şeyler giyecektim yada kısa şort falan. Dolabıma bakındım ama eşofmanlarımdan çoğu uzun kolluydu. Ve bu havada giyilmezdi. Bu yüzden sıfır kollu gri tişörtümü ve yırtık tarzda kısa şortumu giydim. Hemen makyaj çantamı alıp boy aynamın karşısına geçtim. Hemen mavi göz kalemimi aldım ve hafifçe göz kapağımın üstüne ve altına sürdüm. Çantamı dağıttım ve mavi rimelimi bulur bulmaz kirpiklerime sürdüm. Pembe parlatıcımın kapağını açtım ve dudağımda gezdirdim. Şimdi hazırdım. Aynadaki yansımama bir göz gezdirdim sonra hemen çantamı aldım ve dışarı çıkıp Starbucks'un yolunu tuttum. Starbucks evden en fazla on dakika sürüyordu. Ve ben erken gelmiştim daha 10 dakika vardı. Ben anlaştığımız kafeye girdim ve ordan bir masaya oturdum. Yakışıklı bir garson geldi ve '' Ne isterseniz bayan ? '' dedi. Kafamı kaldırdım ve garsona gülümseyerek '' Bir arkadaşım gelicek ondan sonra sipariş vericeğiz. '' dedim. Garson gülümsedi ve '' Peki bayan... '' dedi ve gitti. Saate baktım daha 5 dakika vardı. Belki erken gelir umuduyla gözlerim Desi'yi aramaya başladı... - Spoiler:
|
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Dertleşmek... Salı Ağus. 03, 2010 2:58 pm | |
| Yarım saat sonra Zoéy ile buluşacaktık. Ama ben dolabımın önünde tıkanıp kaldım. Ne giyecektim. Her taraf, arkadaşlarımın ısrarıyla alınmış kırk yada daha fazla sayıda ayakakbıyla doluydu. Beyaz spor ayakkabımı seçtim. Tanında üç tane yeşil çizgisi vardı. Ayakkabı dolabının kapağını kapatıp hemen giysi dolabına geçtim. Annemin aldığı yüzlerce kıyafet. Yarısını beğenmediğimden giymemiştim zaten. Aralarında şortların aslıdığı bölümü açtım ve kot kısa şortumu giydim. Üstüme açık yeşil renkteki askılı uzun t-shirt'ümü giydim. Ayakkabılarımı bağladım ve sertçe dolabın kapısını kapattım. Aynı şeyi odadan çıkarken , odanın kapısına da yaptıktan sonra kendi odama döndüm. Odamda Crystal vardı. Zorla hafif bir makyaj yaptı bana. Sanki baloya gidiyordum. Homurdanarak bir bardak su içtim ve arabamın anahtarını alarak Crystal'a veda ettim. Koşar adımlarla aşağıya inerken, neden asonsör dolu diye söyleniyordum. Aşağıya indiğimde trafiğin dolu olması beni söyledirmişti. "Bu kadarı fazla değil mi?" dedim ve arabama atladım. Olabildiğince hızlı bir şekilde Starbucks'a doğru gidiyordum. Sürekli olarak rastladığım kırmızı ışıklar sinirimi bozuyordu. Nihayetinde farklı bir yola saptım ve oldukça hızlı bir şekilde Starbucks'a geldim. Kapıdan hızlıca girerken herkes bana bakıyordu. Bu kadar kaba olmamalıydım. Angy'i gördüm ve ona gülümseyerek onun yanına gittim. Hemen oturdum. "Merhaba taş bebek naber?" dedim. |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Dertleşmek... Salı Ağus. 03, 2010 3:35 pm | |
| Gözlerim Desi'yi arıyordu. Sonunda çok gürültülü bir giriş yaptığı için herkes ona baktı. Desi umursamıyormuş gibi omzunu silkti ve gülümseyerek''Merhaba taş bebek naber ? '' dedi ve yanıma oturdu. Ona gülümsedim ve '' İyiyim tatlım senden ? '' diye sordum. Çok şık olmuştu. Üstünde uzun açık yeşili bir bluz altında ise kısa kot şortu vardı. Yüzüne hafif makyaj yapmıştı. Benim bildiğim Desi makyaj yapmayı sevmezdi. Ama ona çok yakışıyordu. Yüzünün güzelliğini ortaya çıkarmıştı. Ama bu aralar morali bozuktu sanki.Gözlerini altında mor halkalar oluşmuştu hafiften. Acaba neyi dert etmişti ? Sorunu neydi ? Çözebilir miydim ?
Ben bunları düşünürken garson geldi ve bize menüyü uzatarak ' Ne arzu ederdiniz bayanlar ? ' dedi.Garsona baktım. Esmerdi. Siyah yapılı saçları ve kahverengi gözleri vardı. Ten rengi çok koyu olmasa da benim ten rengime göre koyuydu. Yakışıklı çocuktu doğrusu... Garson bizden bir cevap bekliyordu. Ben menüye göz gezdirdim ve ilk gözüme çarpan şeyi söyledim. ' Vejeteryan salata alabilir miyim ? ' diye sordum. Garson elindeki küçük not defterine not aldı sonra Desi'ye döndü ve ' Siz hanımefendi ? ' diye sordu. |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Dertleşmek... Salı Ağus. 03, 2010 4:31 pm | |
| Soruma,"İyiyim tatlım senden?" diye karşılk verdi Angy. Bende iyiyim anlamında başımı salaldım. Moralim pek yerinde değildi zaten. Mutlu görünmeye çalışıyordum. Bu hafif makyajıda gözümün çevresindeki morumsu halkaları biraz olsun kapatabilmek içindi. İçimdeki çocuk benimle dalga geçiyordu. Süslü Desiree. diye. Onu umursamamak istiyordum. Ben içimdeki çocukla cebelleşirken garson gelmişti. Yakışıklı bir çocuktu. Esmer ve uzun boyluydu. Kasları dikkat çekiyordu. Angy'nin dikkatini çektiğini anlamıştım. Gülümsedim. Zoey,"Vejeteryan salata alabilir miyim?" dedi. Siparişi yazarken göz ucuyla bana bakıyordu garson. Ama benim karnım açtı. Ne yesem diye düşünüyordum. Adama sürekli bakıyorum çünkü dikkatimi çekiyordu. Ah doğru ya, burası Elizabeth'i getirdiğim yerdi. Sürekli olarak buraya gelirdik. Ne yiyeceğimi biliyordum, "Ben bir salata ve kuzu eti alabilir miyim? Yalnız kuzu eti çok az yağlı olacak ve az olacak. " dedim. "Ayrıca bir cola lütfen." dedim. Aslında içki de içebilirdim. Ama içki için biraz erkendi. Zaten çok içki içmezdim. Arada bir canım isterse. Şimdi konu açılacaktı. Elizabeth'den, Jamié ile konuştuklarımızdan... Aslında ben pek dertleşmeye alışkın biri değildim. Bu yüzden garip ve sıkıcı geliyordu zaten. Aslında Angy'i özlemiştim. Gelmemin sebebi buydu. Sadece onu görebilmek için. Ama o benim dertlerimi onunla paylaşmamı istiyordu. Ben bunu istemiyordum. Çünkü içime atmaya alışmıştım ailem yüzünden. Ama geliş sebebim buydu ve Angy'e anlatmalıydım. Gülümsemeye çalışarak konuyu açma çabamı kullanmaya çalıştım. "Elizabeth, sürtük arkadaşlarına sürekli olarak benden söz ediyormuş." |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Dertleşmek... Salı Ağus. 03, 2010 5:00 pm | |
| Garson hala Desi'nin cevabını bekliyordu. Desi garsona baktı ve "Ben bir salata ve kuzu eti alabilir miyim? Yalnız kuzu eti çok az yağlı olacak ve az olacak. " dedim. "Ayrıca bir cola lütfen." diye ekledi. Garson Desi'nin siparişini de yazdı ve gitti. Desi derin bir nefes aldı ve bana baktı. "Elizabeth, sürtük arkadaşlarına sürekli olarak benden söz ediyormuş." dedi.Buna şaşırmıştım. Elizabeth'i iyi tanımıyordum ama etrafta dolanan dedikodulara göre bu Elizabeth çokta masum değildi. Kendini hiç belli etmiyordu sessiz bir kızdı ama herkesin dış görünüşü gibi olmadığını iyi biliyordum. Ağzımdan istem dışı olarak '' Aa ! '' sesi çıktı. Ne diyeceğimi bilememiştim... Sonra toparladım ve '' Ne istiyormuş senden ?! Ne diye bahsediyor ? Ne yalanlar uyduruyormuş hakkında ? '' diye soru yağmuruna tuttum onu. Dediklerine şaşırmıştım. Yani Elizabeth'in onunla alıp veremediği ne olabilirdi ki ?
Desi söyleyip söylememekte kararsız gibiydi. Her an dedikodu çıkabileceğinden korkuyordu sanki. Ben hiç bir zaman dedikodu malzemesi olmamıştım ve olmakta istemezdim. Ama adımın az da olsa geçmesi fena olmazdı sanki. Ama adımın bazıları gibi sürtüğe çıkmasınıda istemezdim. Çünkü o zaman adımın değişmesini sağlayamazdım bile... Ben hem bunları düşünüyor hemde Desi'nin cevabını bekliyordum... |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Dertleşmek... Çarş. Ağus. 04, 2010 9:56 am | |
| "Aa! Ne istiyormuş senden?! Ne diye bahsediyor? Ne yalanlar uydurmuş hakkında?" diye soru yağmuruna tuttu beni. Aslında bu konu hakkında konuşmak beniçok ama çok kötü duruma düşürebilirdi. Zaten Jamié ile konuştuklarımızdan sonra kimin iyi kimin kötü olduğuna karar vermekte zorlanır olmuştum. Ama yinede onun arkadaşlarından hoşlanmıyordum. Yani Elizabeth'in arkadaşlarından. Ve beni o kızlara bulaştırmamasını, kendisininde uzak durmasının iyi oalcağını defalarca söylemiştim. Ama dinlememişti beni. Aslında şimdi daha az kızıyordum ona. Çünkü okulun yarısı öyle kızlardan oluşuyordu. Yani arkadaşlarım bile sürtük olabilirdi. Bunu bilemezdim. Ama buraya üçüncü sınıftayken gelmiştim. Yani bir sene içerisinde burayı tanımak oldukça zordu. Paris'te okurken böyle değildi. Kızlar genelde geleceğini düşünürlerdi öncelikle. Tabii ki sevgilileri olurdu. Ama her gün başka bir erkekle birlikte olmazlardı. Bunu çok yadırgamıştım. Modern yaşamda değilmişim gibi hissettiriyordu. Artık umrumda değildi aslında. Burada kurallar böyleyse. Bende böyle oynamak zorundaydım. Zoéy'nin cevap beklediğini biliyordum. Ama onlara ne dediğini bende bilmiyordum. Aslında buraya hi. gelmeliydim belkide. Gossip Girl'e, erkek düşmanı kız olarak görünmek istemezdim. Yada sürtüklerden korkan kız diye. Ama içimden bir ilerde benimde öyle olacağımı söylüyordu. Sonuçta körle yatan şaşı kalkar... "Yani ben Desiree Schult'un üvey kardeşiyim diye tanıtıyormuş kendini. Bende çok tanıdık biriyim ya!" dedim ve bir kahkaha attım. Önümüze yemekler geldiğinde, bıçağımla etleri daha küçük parçalara ayırıyordum. Sert şeyleri sevmezdim zaten. O sırada devam ettim, "Yani kızlara böyle deyince, merak etmezler mi? Bu Desiree kim diye? Sonra onlardan hoşlanmadığımı da öğrenecekler, ve sonuç: düşmanlar listesine birkaç kişi daha." dedim ve eti ağzıma attım. |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Dertleşmek... Çarş. Ağus. 04, 2010 11:08 am | |
| "Yani ben Desiree Schult'un üvey kardeşiyim diye tanıtıyormuş kendini. Bende çok tanıdık biriyim ya!" dedi ve bir kahkaha attı Desi. Aa ! Neden böyle bir şey derki insan ? Bu Elizabeth cidden herkesin sandığı gibi masum bir kız değildi ! Bu işin içinde kesin bir şeyler vardır. Elizabeth'in kesin planladığı bşr şeyler var Desi hakkında ! Yoksa neden böyle bir yalan söylesin ki ? Kesin bir şeyler çeviriyordu. Desi etini bıçak ve çatal yardımıyla küçük küçük dilimlerle kesiyordu. Etini keserken de bana anlatıyordu. "Yani kızlara böyle deyince, merak etmezler mi? Bu Desiree kim diye? Sonra onlardan hoşlanmadığımı da öğrenecekler, ve sonuç: düşmanlar listesine birkaç kişi daha." dedi ve dilimlediği etten bir dilim ağzına attı. Ben Desi'yi anladığımı belli etmek için kafamı salladım.
'' Yani şu ' Elizabeth ' sırf senin düşmanlarını çoğaltmak için böyle bir dedikodu çıkardı! Bu kız herkesin sandığı kadar masum değil bir kere bunu anladım. Ama neden seni seçti ? Dedikodu malzemesi yapmak için neden başkasını değil de seni seçti ? Yani aranızda ne oldu ? Önceden bir şeyler mi oldu aranızda ? ' diye sordum. Yani Elizabeth'le uğraşmam ve Desi'den ne istediğini anlamam için neler olduğunu öğrenmem lazımdı. Desi'ye fazla soru sormuş olabilirdim ama Elizabeth Desi'nin anlattıklarına göre beni gerçekten gıcık etmişti. |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Dertleşmek... Çarş. Ağus. 04, 2010 11:56 am | |
| Zoéy'in sinirlendiğini hissedebiliyordum. Ama aslında Elizabeth çok masum bir kız değildi evet ama onun böyle biri olmasına arkadaşları neden olmuştu. Zoéey'in sinirlenmesi aslında bir taraftan hoşuma gitmişti. Benim için başkasına sinirlenmesi, beni ne kadar sevdiğini ortaya koyuyordu belkide. Hala etleri dilimliyordum. Bir yandan da adamın "az" anlayışına kızıyordum. Etler biraz fazlaydı. Kes kes bitmedi ki! "Aslında Elizabeth o kadar suçlu değil. Tek suçu onlarla takılmak. Onlara benziyor. Kızlar tanıdık kızlarmış ama ben daha önce isimlerini duymadım. Bu kızlar tanınmış olduklarında şunun kızıyım, bunun ablasıyım diye tanıtıyorlar kendilerini. Elizabeth'de ben son sınıfım diye belki benim ismimi söylüyordur. Onlardan başka arkadaşı olmadığı için bunu yapıyordur belkide." dedim. Aslında onlardan başka arkadaşı olmadığından emin değildim. Vardı. Tanıdığım birçok arkadaşı vardı hatta. Büyük ihtimalle o kızlarla takılmamaya başlarsa, hayatının nasıl kötü olacağını biliyordu. Havalılarla takılmak böyle bir şeydi. Her zaman bir karşılık bekliyorlardı. Ellerine ne geçiyordu bilmiyordum ama, bana çok saçma ve acımasızca geliyordu. Bir insan neden karşılıksız bir şey yapmasın ki? Amaçlarını çok merak ediyordum. Hayatıma kadar işlemiş bu pisliklerden kurtulmak istiyordum. Ama engelim vardı. Elizabeth. Ona ne kadar kızsamda, ne kadar üvey kardeşim olsada, kızamıyorum, silemiyordum onu. Artık bayağı yakındın. Öz kardeşim gibiydi. Sadece annesini sevmiyordum o kadar. Sonunda dilimlediğim etlerimden birini ağzıma attım ve Angy'e döndüm. |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Dertleşmek... Çarş. Ağus. 04, 2010 3:23 pm | |
| "Aslında Elizabeth o kadar suçlu değil. Tek suçu onlarla takılmak. Onlara benziyor. Kızlar tanıdık kızlarmış ama ben daha önce isimlerini duymadım. Bu kızlar tanınmış olduklarında şunun kızıyım, bunun ablasıyım diye tanıtıyorlar kendilerini. Elizabeth'de ben son sınıfım diye belki benim ismimi söylüyordur. Onlardan başka arkadaşı olmadığı için bunu yapıyordur belkide." dedi ve ağzına dilimlediği etlerden bir tane attı. Sonra kafamı salladım ve vejeteryan salatama çatalımı batırdım ve ağzıma attım. '' Hmm... Yani kızın tanınması için seni kullanması lazım. Şimdi anladım kızın amacını... Aslında düşündüğümde çok kötü değil. Onun ayakta kalması için seni kullanması gerek. Ama bunu daha doğru yollardan da yapabilirdi gerçi ama... '' dedim. Bu olay besin zinciri gibi bir şeydi. Güçsüz canlıların hayatta kalması için güçlü canlılardan bir şeyler sömürmesi gerekti. Benzetme yapmayı seviyordum. Belki benzetmem bu olaya pek benzememişti ama mantıklıydı bence. Eğer kendi kendime tartışmayı hemen kesmezsem Desi beni deli sanabilirdi o yüzden salatamdan biraz daha ağzıma attıım ve Desi'ye bakarak '' Kızın derdi senle değil yani ? Sadece popüler olmak istiyor. Hah şu popülerlik derdi ne ya bulaşıcı hastalık gibi herkes popüler olmak istiyor. '' dedim ve alaycı bir kahkaha attım.
Önceden bende popülerdim de ne oldu ? Belki de hayatımın en yanlış hatalarından birini yapmıştım popüler olmakla... Ve kimsenin bir daha bu hatalara düşmesini istemiyordum. Kim bilir belki de Elizabeth'in başına bela almaması için gidip onunla konuşurdum... |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Dertleşmek... Perş. Ağus. 05, 2010 10:45 am | |
| Angy beni anlıyordu. Ne demek istediğimi de. Ama aslında Elizabeth biraz olsun haklıydı. Bu okulda okumak istiyorsan, bazı salak şeylere katlanılmak zorundaydı. Bunun güzel olmadığının farkındaydım ama yinede bir yanım ona hala çok kızgındı. Ayrıca Elizabeth benden önce tanımıştı bu okulu. Aslında aynı sayılırdık, o küçük olmasına rağmen bende küçük gibiydim. Bu okula Paris'ten gelmiştim. Tanımakta güçlük çekiyordum ama, artık bu temiz kız gibi kalmam mümkün değildi. Biliyordum ki, bende batacaktım bu çamura. Kurallar neyse, ona göre oynanırdı ve benimde böyle yapmam gerekecekti. Artık fazla masum olmamalıydım. u okulda kalmak, yada en azından bitirebilmek için bunu yapmalıydım. Elizabeth ile konuşup aramızdaki sorunuda halletmemiz gerekiyordu. Bu olay babamın ve onun annesinin kulağına da gitmemliydi. Ben bu düşünceler içindeyken, Angy de düşünceler içindeydi. Anlaşılan benzetmelerinden birini yapıyordu yine. Bu düşünce tarzını biliyordum artık. Gülümsedim anlamsızca. Sonra telefonum çaldı. Araya annemdi. Eve gelmemi istiyordu. Anlaşılan beni azarlayacak bir şey bulmuştu.Bana ne oldu der gibi bakan Angy'e döndüm ve, "Gitmeliyim. Annem aradı. Kesin azarlayacak bir yanımı buldu." dedim ve güldüm. Masanın üstünde bana ait olan şeyleri çantamın içine attım ve tekrar Angy'e döndüm. "Hadi seni de eve bırakayım. Ayrıca senden bir isteğim var. Bu anlattıklarımdan sonra Elizabeth'i boğazlamayacağına söz vermelisin." dedim ve gülerek onunda toplanmasını izledim. Rp bitmiştir. |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Dertleşmek... Perş. Ağus. 05, 2010 11:36 am | |
| Angela - 10 şöhret puanı 2 dolar Desiree - 5 şöhret puanı 25 dolar |
| | | | Dertleşmek... | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |