Erkekleri Anlama Rehberi

Misafir

Ophelia Cohen & Jamié C. Estaign
3. Tekil Şahıs

Misafir

Sonunda sınıfı belli olmuştu. Gerekli işlemler yapıldıktan sonra yönetici kısmından ayrılıp okulu gezmeye başladı. Los Angeles'tan sonra buraya alışmanın zor olacağı aklındaydı hep. Oysa okulu güzeldi, gerçekten güzeldi. LA'deki okulu da müthişti, fakat burasının görkemi apayrıydı. Formaların renkleri, duvarlarla yerin uyumu, insanların kültürü.. Her şey mükemmeldi. Sağa sola bakına bakına yürüyordu Ophelia. Balo salonunun önünden geçtikten sonra büyük bir kapı ve normal boyutlarda bir yazı gördü.
KÜTÜPHANE.
Hey. Bir şey fark etmişti. Uzun zamandır -ona göre uzun zamandır- eksikliği olan bir şeyi. Oph yaklaşık 2 haftadır kitap yüzü açmıyordu. Gerçek bir kitap tutkunuydu O. Eşyalarını toplamak, LA'deki arkadaşlarıyla vedalaşmak, New York'taki dedikoduları okumak.. Hepsi uzunca bir zamanını almıştı. Şimdiyse boş vakti vardı ve bir kütüphanenin önündeydi. Derin bir nefes aldı ve kapıyı araladı. İçeride çok insan yoktu, böylesi daha iyiydi. Çünkü birkaç mırıldanma bile kütüphanede hoş durmuyordu ona göre. Etrafına daha dikkatli baktığında ister istemez bir ses çıkardı.
Voovv..
Bu sessiz ortamda bu ses gerçekten komik olmuştu. Ama bu kadar kitaba bu sesi çıkarmamak elde değildi. Ophelia kendi komikliklerinden utanmazdı, o da gülerdi. Ona bakan bir kaç kıza sırıtarak ilerleriye doğru birkaç adım daha attı. Türlere bakıyordu: "Bilim Kurgu, Dünya Klasikleri, Avrupa Tarihi, Ekonomi, Gençlik.." İşte buldu. Gençlik. Rafa doğru hızlandırdığı adımlarıyla yürüdü. Kitaplar gerçekten tam istediği gibiydi. Modernlerdi, temizlerdi; tozlanmış kitapları hiç sevmezdi Ophelia. Kitap isimlerine yavaş yavaş bakarken o rafa doğru gelen bir kızı gördü. Yaşıtı olduğunu düşündü, sarışın ve düzgün bir vücudu vardı. Immh, her neyse. Önünde onlarca kitap varken yanına yaklaşan kız onu etkilemezdi. Kıza gülümseyerek yeniden kitaplara döndü ve gözüne bir kitap çarptı.
Megan Meade'in Erkekleri Anlama Rehberi.
Haha, güzel bir kitaba benziyordu. Pembe bir kabı ve sevimli bir yazısı vardı. Almak için elini uzattığında biraz önce yanına gelen kızın da elinin uzandığını fark etti. Ee, şimdi ne olacaktı?

Misafir

Yeni bir güne acıyla uyanmıştı. İnce,saten perdeleri aşıp Jamié'nin gözünü bulan güneş ışınları son derece rahatsız ediciydi kız için. Yavaşça doğrulurken kucağında laptopuyla uyuduğunu fark etti. Son 3 gündür sürekli yaptığı birşeydi. Yeni planları için gecenin geç saatlerine kadar arıştırma yaparken uyuya kalıyordu. Laptopu yatağın yanında şifonyere bıraktıktan sonra pijamalarından kurtuldu. Tembelliğinden canı hiç kahvaltı etmek istemese de kurt gibi karnı açtı. Belki Jans.'dan yardım isteyebilirim, diye düşündü. Janson'ın odasına girdiğinde ise genç adamın evde olmadığını anladı. Belki de gece eve hiç gelmemişti. Yatağı düzgün bir şekilde toplu duruyordu. Buna fazla takılmadı açıkçacı. Janson'ın ne yaptığına akıl erdirmek çok zordu.

Kendi kendine mızmızlanarak mutfağa girdi. Hizmetçilerden uzak bir hayatı o istemişti. Sonuçlarına katlanmak zorundaydı. Buzdolabının önünde uzun süre dikildikten sonra sandviç yapmaya karar verdi. Malzemeleri çıkarıp sandviç ekmeğinin arasına yerleştirdi. Her ne kadar iğrenç bir görüntüsü olsada tadı şu an için idare ederdi. Sandviç ekmeğini yarısına kadar gelip, diğer yarısını çöpe attı...

Geçirdiği sıkıcı sabahı düşünerek kütüphaneye girdi. Her zaman ki gibi çok fazla kişi yoktu. Manhattan'da kim kitap okur ki? diye söylendi içinden kendi kendine. Silahlar ve uyuşturucu çetesi savaşları hakkında kitap bulabilceğinden emin değildi. Amaa.. Şu gözüne takılan kitap fena değil gibi duruyordu. Uyuşturucu çeteleri ve silahlar biraz daha bekleyebilirdi. Önünde genç bir kızın dikildiği rafa doğru ilerledi. Elini kitaba uzattığında kız da elini uzatmıştı. Bir anda afallamadan edemedi. Elini kitaptan çekmeden kıza büyüyen gözleriyle bakmaya başladı. Daha önce görmediğine adı gibi emindi. Görse tanırdı herhalde. Kızın eli artık rahatsız etmeye başlamıştı. Ses tonunu alçaltarak kıza doğru eğildi.
- Her kitabın bir kopyası her zaman kütüphane görevlisinde bulunur. Ondan bu kitabın kopyasını isteyebilirsin.

Misafir

Her kitabın bir kopyası her zaman kütüphane görevlisinde bulunur. Ondan isteyebilirsin.
Sarışın kıza gülümsedi Ophelia. Sevimli görünüşüne rağmen egoistlik var, diye düşündü. Neden orada duranı değil de görevlideki kopyasını o alıyordu? Her neyse. Elini kitaptan çekip kıza doğru döndü. Kız ona değişik bir yüz ifadesiyle bakıyordu. Onu ilk defa gördüğüne şaşırmış gibiydi. Haksız da sayılmazdı hani, dönemin ortasında okul değiştirmesi pek normal değildi. Ama bunu dert etmiyordu. Buraya geldiği için oldukça şanslı hissediyordu kendini, zaman fark etmezdi onun için. O bunları düşünürken içeriye birkaç çocuk girdi. Saint Jude forması giymişlerdi. Buradaki çocuklar okul formasının içindeyken bile çekici durabiliyorlar, diye düşündü Oph. Onun kütüphaneye girenlere baktığını fark eden genç kız da kitaptan elini çekip o yöne baktı. Ophelia ayran budalası gibi erkeklere bakmayı kesip kıza döndü. Onu erkek hayranı biri olarak tanımasını istemedi, çünkü öyle değildi. Aslında erkekleri hiç sevmezdi; Starbucks'ta karşılaştığı bir çocuk hariç. O da Saint Jude öğrencisiydi ve gerçekten olağanüstüydü. Kütüphaneye girenlerin içinde o var mı diye dikkatle bakmıştı. Aralarında yoktu, o çocukların bu bakışını yanlış anlamamış olmasını diledi. Kız da ona dönmüş bakıyordu. Elini uzatıp konuşmaya başladı Oph.
Selam. Ben Ophelia. Buraya yeni geldim, bakışlarından fark ettiğini anlayabiliyorum ahah.
Neden ilk konuşmasında bu kadar uzatırdı ki? Selam dese yetmiyor muydu sanki. Dudağını ısırıp aptal bir ifade takınmışken kız elini uzatıp Ophelia'nın elini sıktı. Bu sırada içeri giren çocuklar saçma sapan konuşuyor ve kahkaha atıyorlardı. Evet, Oph ve yeni tanıştığı kız burada sohbete başlıyor olabilirlerdi ama bu o züppelerin bağırmasını gerektirmezdi, değil mi?

Misafir

Kız elini kitaptan çekmişti. Jamié zafer kazanmış bir edayla gülümsedi. O sırada kütüphaneye giren erkek öğrenciler iki genç kızın da dikkatlerini dağıtmıştı. Bağıra bağıra konuşmalarıyla kütüphane de ki çoğu insanın rahatsız olmalarını sağlıyorlardı. Jamié, gözlerini çocuklardan ayırıp ciddi görüşünlü görevliye baktı. Oturduğu sandalyede hala eski pozisyonunu koruyordu. Herkes biliyordu ki çocuklara yapıcağı en ufak bir uyarıda sonu kovulmak olucaktı. Kendisi üzerine toplanmış bakışlardan cesaret alamamış kitabını okumaya devam ediyordu. Görevlinin hiçbir şey yapmayacağını düşünüp bakışlarını tekrar şu yeni kıza çevirdi Jamié. Hala içeri giren topluluğa bakıyordu. Görüntüsünden pek erkek düşkünü biri olmadığı belli olsada biraz daha bakmaya devam ederse, çocukların sözlü tacizlerine maruz kalıcak gibiydi. Tabi kız hakkında fazla bilgisi yoktu. O çocukların içinde erkek arkadaşı da olabilir, diye düşünüyordu şimdi Jamié. - Selam. Ben Ophelia. Buraya yeni geldim, bakışlarından fark ettiğini anlayabiliyorum ahah. Boşta kalan eliyle kızın elini sıktı ve gülümsedi. - Memnun oldum Ophelia. Bende Jamié, Jamié Estaign. Elini Oph'unkinden çektiğinde kıza karşı kibar bir görünüm yarattığını düşünüyordu. Şehre yeni gelmiş birinin kendisi hakkında kötü düşünmesini istemezdi. Kitabı kıza doğru salladı. - Sende kendikini aldıktan sonra , seni şu masada bekliyor olucam. Kız gülümseyerek karşılık verdikten sonra görevlinin oturduğu masaya doğru ilerlemeye başlamıştı. Jamié kıza gösterdiği masaya oturduktan sonra kitabı incelemeye başladı. Arada bir de şu erkek öğrencilerin oturduğu masaya ters ters bakıyordu.

Misafir

Memnun oldum Ophelia. Bende Jamié, Jamié Estaign. deyip gülümsedi kız. Jamie, çok hoş bir isim diye düşündü Ophelia. J, kitabı ona doğru sallayarak konuşmasına devam etti. Sen de kendikini aldıktan sonra, seni şu masada bekliyor olucam. Olur anlamında başını salladı. Bu kadar rahatsızlık veren öğrencilere hiçbir şey yapmayan -ya da yapamayan- görevliye doğru yürümeye başladı. Bu adamın sorunu neydi? Birkaç züppeden korkuyor olamazdı değil mi?
Merhaba.
Adam tek bir hareket etmedi. Okuduğu kitaba dalmış olmalı, diye düşündü Oph. Görevliye yaklaşarak tekrarladı.
Heey. Merhaba?
Görevli onu fark etmişti. Oops, gibi bir ses çıkarıp elindeki kitabı ters olarak masaya koydu. Onun Parlak Işığı kitabını okuyordu. Ne güzel kitaptır ama.
Buyrun?
Sesi hafif paspal görünümüne rağmen oldukça güzeldi. Kalın ve düzgün. İstediği kitabı görevliyse söyleyip beklemeye koyuldu. Adam yaklaşık üç dakikada kitabı getirmişti. Teşekkür edip Jamie'in olduğu masaya doğru yürüdü. J, kitabın ilk birkaç sayfasını okumuştu bile. Karşısındaki sandalyeyi çekip oturdu.
Geldim. Jamie kitaptan kafasını kaldırıp gülümsedi. Nasıl kitap?

Misafir

Kızın görevlinin yanına gidişini izledikten sonra kitaba geri döndü. Daha içini açmamasına rağmen yeni kapağının biraz yıprandığı belli oluyordu. Büyük ihtimalle kızların bu kütüphane de okudukları tek kitaptı. Özen göstererek kitabın kapağını kaldırdı. İlk sayfasında ki teşekkür kısmını görünce gülümsedi. Artık neredeyse her kitabın olmazsa olmazıydı teşekkür kısımları. Oraya fazla takılmadı. Kitabın içeriği adından çok belli olsada daha çok detay öğrenmek istiyordu. Aynı özenle kitabın sayfalarını çevirdi. Kütüphaneden kendini soyutlamaya çalışıyordu. Böylece hiçbir sesi duymuycak, kitaba daha çok odaklanıcaktı. Dirseklerini masaya dayadı. Derin bir nefes alıp kitabın ilk cümlelerini okumaya başladı. Okudukça yazarın serbest bir tarz kullandığını düşündü. Kişiye yönelik ve sıkmayan. İçeri demin giren şu yeni grup sayesin de kitaptan başını kaldırdı. Çok fazla gürültücülerdi. Jamié bir an kalkıp yanlarına gitmek istedi. İyi bir azarı hak etmişleri. Ama bu gün için hiç onlarla uğraşıcak havası yoktu. Gözlerini onlardan çekip Ophelia'ya döndürdü bakışlarını. Kütüphane görevlisinin oturduğu masasının önünde durmuştu. Aynı zaman da etrafı inceliyordu. Bir kaç saniye sonra görevli geldi. Kız muhtemelen kitabını alıp,teşekkür edicekti. Ardından Jamié'nin yanındaydı. Gülümseyerek kendinin tekrar kitaba odakladı. İlk sayfalarından sıkıcı olmadığı belli olmuştu. Yinede son sayfalara gelemiyceğini düşünüyordu, Jamié. Aklı çok karışıktı ve yapması gereken farklı işler vardı. Fikirlerini beyninin bir köşesine itti. Bu şekilde kitap okuyamazdı. Oph. gelmişti. Karşısındaki sandalyeyi çekip oturduğunda hala kitaptan başını kaldırmamıştı.
- Geldim.
Hafifçe başını kaldırdı. İçten bir gülümseme ekledi ardından.
- Nasıl kitap?
Jamié, kitaplar hakkında konuşmayı çok severdi. Şu an içinde bulunduğu durgunluk olmasa kızla uzun bir süre kitaplar hakkında muhabbet ederdi. Yarım ağızla gülümsedi.
- Edebiyat açısından mükemmel bir kitap. Anlatım tarzı, kullanılan yalın kelimeler.. Ama konu olarak..
Durakmasının ardından kıza doğru eğildi.
- Neden sürekli biz onları anlamaya çalışıyoruz ki? Biraz da onlar bizi anlasın.
Neşeli bir kahkahayla kitabı kapattı. Gözü bir an şu şımarık erkek grubuna kaymıştı. Aynı gülümsemeyle karşısında oturan yeni arkadaşına döndü.

Misafir

Jamie düşüncelerini anlatmaya başladı. Kitaplara ilgili olduğu belliydi, oldukça düzgün konuşuyordu.
Edebiyat açısından mükemmel bir kitap. Anlatım tarzı, kullanılan yalın kelimeler.. Ama konu olarak..
Duraksadı, doğru kelimeyi arıyor gibiydi. Ona yaklaşarak ve mizahi bir ifade takınarak sözlerine devam etti.
Neden sürekli biz onları anlamaya çalışıyoruz ki? Biraz da onlar bizi anlasın.
Bu lafından sonra iki kız da kahkaha attılar. Jamie kitabını kapatmıştı. Dönmüş şu saçmalıktan ölen çocuklara bakıyordu. Ophelia kütüphanede muhabbet etmekten nefret ederdi normalde, ama burası öylesine çığrından çıkmıştı ki kalkıp şarkı söyleyip dans etseler kimse garipsemezdi herhalde. O da dönüp çocuklara baktı. Neden bunlar için çırpınır ki kızlar dedi içinden. Bazıları ölüp bitiyor ya, anlam vermek güç diye düşündü.
Belki de bazıları bütün cinsinden soğutacak kadar pislik, bazıları peşinden koşturacak kadar mükemmel olduğundandır.
J ona bakmadan gülümsedi. Erkek grubundan bir kişi onlara dönmüştü. Sanırım onlar hakkında konuştukları belli oluyordu. Belki de J'nin arkadaşıydı. Pek umursamadı, çocuğa şapşalca sırıtıp önüne döndü. Kitabının üstündeki ellerine baktı ve bir maniküre ihtiyacı olduğunu fark etti. Soyulan ojelerden nefret ederdi. Jamie'nin de çocuklara bakmayı kestiğini gördü. Kitabının arka kapağına bakıyordu. O da çevirdi ve okumaya başladı. Bir kız 6-7 tane erkek çocukları olan bir ailenin içinde yaşamaya başlıyordu, tecrübeleri anlatılıyordu. Oldukça eğlenceli bir kitap diye düşündü. O sırada masanın üzerine koyduğu telefon titredi. Alarmı ötüyordu, eve temizlikçi çağırmıştı. Gidip kapıyı açması, eşyaların yerini anlatması falan gerekiyordu. Tek yaşamanın saçma uğraşları. J'ye döndü.
Jey benim gitmem gerek, sonra görüşelim olur mu?
Telefon numarasını masanın üzerindeki bir kalem ve ufak bir kağıt parçasını alıp üstüne karaladı.
Mesaj falan at ki kaydedeyim. Görüşürüz tatlım.
Kitabı yanında götürebilmek için tekrar görevlinin yanına gitti. İsmini numarasını vesaire yazıp işlemi tamamladı ve kitabı da alarak kapıya doğru yürüdü. Kapıdan çıkmadan önce Jamie'ye baktı, kitabını açmıştı. Ona gülümseyip kapıyı açtı ve yine okulun mükemmel renkteki koridorlarındaydı. Hızlıca merdivenlerden indi ve bir taksi çağırdı. Arabadan indiğinde çağırdığı bayanın kapının önünde bekliyor olduğunu gördü. Geç kaldığı için özür dileyerek içeri girdi.

Misafir

Rp Bitmiştir .

Konu: Geri: Erkekleri Anlama Rehberi Paz Ağus. 29, 2010 11:46 am

Jamié C. Estaign 3 Şöhret Puanı 15 Dolar
Ophelia Cohen 15 Şöhret Puanı 3 Dolar