Gizli iş çevirirsen, sonuçlarına Katlanırsın.

Misafir

Clemence, elindeki içiceği dökmemeye dikkat ederek, yürüyordu. Bugün bir farklıydı. Hava müthişti, ne sıcak ne soğuk, güneş ışığı vardı ama sıcaklık yaymıyordu. İnsanı baymayan nadir rastlanan bir hava vardı. Ama clemence çok tedirgindi. Hiçbişi onu mutlu etmiyordu. Halbuki bu havaları çok sever, natalia, jane ve irçok arkadaşıyla gezer tozardı. Bu havalarda alışveriş yapmak hoşuna giderdi. Kızlar zaten alışverişe hasta olduğu için, clemence “haydi alışverişe”dediğinde hepsi çığlıklar atardı. Ve bu sözleri genelde bu havalarda söylerdi. Ama bu gün söylememişti. Gerçekten tedirgindi.

Bugünü farklı yapan tek şey o değildi.Clemence sebepsiz yere çok süslenmiş beyaz buluzünü ve müthiş kalçalarını ortaya çıkaracak bir kot giymişti. Halbuki bu gün özel bir gün değildi.

Bu saçma ama onun aklını oyalan düşnceleri düşünürken birden. Biri ellerini Cle’nin gözlerine dayamış “bil bakalım ben kimim?”dedi o. Kim olduğunu düşünmesine gerek yoktu. Bu sesi nerde olsa tanırdı.

“ımm, mike?”

“hayır”dedi ses az önceki kadar neşeli değildi.

“Drake?”

“hayır”ses gittikçe sertleşiyordu.

“jared?”dedi. sesinde eğlenir gibi bir ton vardı.

“hayır, benim”dedi ses üzgün ve sertti. Ellerini gözlerinden çekip clemencenin karşısına geçti.

“bu kadar çok adım olduğunu hatırlamıyorum”dedi ellerini göğsüne kavuşturmuştu.

Kim bunlar?”dedi öfkeli öfkeli.

Bu kıskançlık tınunu duyan clemence sırıttı.

“hey bu kadar çok ağır şakalr yapmamanı öneririm. Her an kalp krizi geçirebilrim çünkü”dedi sesi keyifliydi şu anda.

“pekala tamam bir daha şaka yok”dedi e gülümsedi.

Misafir

''Tamam bir daha şaka yok...'' dedi ve gülümsedi.

''Umarım olmaz çünkü bir dahaki sefere bu kadar kibar olamayabilirm..'' dedi ve düşünceli bir ifadeye bürünür gibi yaptı ama ikisi de gülmeye başlamıştı. Kolunu Cle'nin boynuna dolabı ve sırıttı.

''Yaa demek öyle beyfendii??'' dedi ve koluna ufak bir yumruk attı.

''İşte benim kızım...'' dedi ve yanağına bir öpücük kondurdu.

''Hey dikkatli ol okulun bahçesinde birine yakalanmayı ister gibi bir halin var..''

''Tamam tatlım..'' dedi ve kolunu çekti gülerek...

Misafir

'Hey dikkatli ol okulun bahçesinde birine yakalanmayı ister gibi bir halin var..'' dedi aslında çok fazla telaşlanmamıştı, çünkü herkez aç bir şekilde yemeğini yiyor, ve içiiceklerini içiyorlardı. Etraflarına baktıkları yoktu. Bir kaçtanesi hariç herkez yemek yiyordu. Diğerleri ordan oraya koşuşturmakla meşgulken iksini gözetleceklemeleri küçük bir ihitmaldi. Ama mutlaka tedbirli olmalıydılar.

''Tamam tatlım..'' dedi Jakie, hala sırıtıyordu. Her şeyi ne kadar da hafife alıyordu. Bu konu hariç clemene de hiçbişiye dikkat etmezdi. “bu konu hariç” ayrıa jakie’nin düşünmesi gerekn öyle çok şey vardı ki. Birincisi. 18 yaşında olmasına rağmen II. Sınıf oluşuydu. 1 yıl önce gelmişti burya tekrar. Ondan önce tam 2 yılık bir dünya seyahatine çıkmıştı. Yada herkez öyle biiyordu…

Ama bu sorun değildi. O her ne kadar II. Sınıf olsada yaşından ve yakışıklılığından aşırı popilerdi. Tüm kızlar onunla birlikte olmak için yanardı.

Clemence gelinceye kadar. O bu sene gelmişti. Onların birlikte olduklarını kimse bilmiyordu. Bilmemelydilerde yoksa her şey berbat olurdu. Bu konuyu düşünmek istemedi. Ama Jakie bunun tam tersini yaptı.

“bundan sıkıldım…”dedi içli içli.

Clemence ne olduğunu bilyordu ama yinede ertleyip zaman kazanmaya çaıştı.

“neden sıkıldın?”dedi ilgisiz olmaya çalışıyordu. Ama bu imkansızdı

“biliyorsun…”dedi ,söznünün devamını getirmeye çalıştı” biliyorsun clemence… sıkıldım artık san böyle saklı gizli dokunmaktan bıktım. Etrafındakilere bak”sevgililerin el ele tutuşmuş ellerini gösteriyordu.

“herkez ne kadar özgür, ve mutlu…”

Clemence kafasını eğdi, dudağını ısırdıktan sonra konuşmak için başını hafifçe kaldırdı.

“bunun için üzgünüm, gerçekten, ama bununda bir sonu olucaktır.”dedi omuzları çökmüştü asla böyle bişi yapmazdı aslında, omuzlarını çöktürtmezdi devamlı asil, ve dik olurdu. Ama şimdi olamıyordu işte…

Jakie çok haklıydı, clemence ona istediğini veremiyordu. Bir hüzün dalgası sardı ikisinide.

Misafir

“Bunun için üzgünüm, gerçekten, ama bununda bir sonu olucaktır.”dedi omuzları çökmüştü . Bundan dolayı onun da üzgün olduğu belliydi ama Damon artık sıkılmıştı.Şu okuldaki ve ailesindeli lanet olası herkes bu ilişkiyi öğrense de kurtulsalardı.

Ailesinin ona cephe alacağı kesindi.Kesinlikle karşı çıkacaklar,onu bazı şeylerden mahrum edeceklerdi.Mesela kredi kartlarından...Veya istediği yere gidip,gezip tozmasından...Ta ki Cle'den ayrılana kadar.Ama o ne olursa olsun Cle'yi bırakmayacaktı.Onu seviyordu ve kendisi değişmedikçe bu durum da değişmeyecekti.

''Belki de haklısın hayatım.Bizi bilirse ailelerimiz bizi kısıtlayacaktır.Belki de bir süre daha böyle takılmalıyız öyle değil mi?'' dedi ve bir ağacın altına doğru çekti onu...

''Hey burda bizi kimsenin görmeyeceğini mi zannediyorsun?'' dedi ve somurttu Cle. Ama artık canına tak etmişti.Onunla sevgiliydi işte ve istediğini yapardı.Cle'den başkasının da buna karışma şansı yoktu.

Cle'nin önünde duran başını eliyle kaldırdı ve şiddetle öptü onu.Bu öpücük baya uzun sürmüştü.Kim bilir belki de biri onları görmüştü...

Misafir

Öpüş başladığında, cle’nin kalbi sanki dahada içine çekiliyordu. Normalde küt küt atıp dışarı çıkmaslıydı ama bu öyle heyecenlıydı ki, kalbi bile normal hareketinden farklısını yapıyordu. Hemen buna bir son vermeliydi. Damon’un ellerini yüüznden çektirmeli, clemence ise beyninden koparak haraket eden, ellerini jakie’nin belinden çekmeliydi.

Ama beyni ve bedeni birbiyle olan bağları kopartmıştı.

Jakie’in eli yüzünden saçlarına kaydı clemencenin bu durumun ne kadardır sürdüğünü merak etti, etraftakileri düşünerek, istemeden, ve mutsuz bi şekilde dudaklarını dudalarından ayırdı.

“üzgünüm”diye fısıldayabildi sadece.

Misafir

Okulun bahçesinde elinde küçük kapta olan meyveli yoğurdu ile dolaşıyordu Ovnérta. Bugünü farklı kılan hiç birşey yoktu. Biraz burada takıldıktan ve meyveli yoğurdunu yedikten sonra spor salonuna gidecekti Üzerindeki kırmızı dar t-shirtünü ve altına giymiş olduğu siyah taytını çıkaracaktı. Ardından spor kıyafetlerini giyecekti. Tüm bunları düşünürken yoğurdundan bir kaşık daha aldı. Meyveli yoğurda bayılırdı. Ağaçlara yakın bir köşede oturmayı seviyordu ve şimdi de her zaman ki gibi bahçede ağaçların çok olduğu yere geçmişti. Çantasından telefonunu çıkardı. Belki biri aramış olabilirdi. Mor telefonu tek hamle ile sürttü ve ekrandaki gitar resmini görünce bir kez gülümsedi. Ardından mesajlarına baktı ama hiçbir mesaj bulamadı. Ve aynısını sesli mesajlarını da kontrol ederek yaptı. Telefonuna bakarken karşısında Clemence ve Jakié'yi gördü. Çok yakın görünüyordu bu çift. Telefonunu elinden ayırmamalıydı Ovnérta. Ani bir haber alırsa hemen Jakié'nin ablası Natali'yi arayıp buraya çağıracaktı. Ve zaten olan olmuştu. Jakié, Clemence'yi ağaçların oraya doğru çekmişti ve onu öpmeye başlamıştı. Ovnérta hemen mor telefonunun kamera bölümünü açtı ve ikisinin suratı tam görünecek şekilde hafif yana kaydı. İkisinin de yüzü belli oluyordu.

"Cık cık cık. Bu yaşta. Sizi haylazlar." Sözlerin ardından küçük bir kahkaha fırlattı Ovnérta. Ve sıra Natali'ye haber vermekti. Hemen rehberine girdi ve onu arayıp buraya çağırdı. Resimi o da görmeliydi. Ya da ondan önce Gossip Girl'e yollayabilirdi resmi. Ama iyi biri olarak Natali'ye haber verecekti ilk. Ne iyi ama, çiftlerin ailelerinin bu ilişkiyi onaylamadığını bile bile çocuğun ablasına fotorafı göstermek...

Spoiler:

Misafir

Natalia, arkadaşlarının yanından ayrılmış, eve giderken cebini titreten küçük altin ne olduğunu anlaması biraz uzun sürdü. kafası allak bullaktı gündüz vakti içmişti ama fazla değil. kafasının dağınık olmasnının nedeni, uykusuz ve yorgun olmasıydı.
aleti çıkarıp baktığında ovnerta'dan bir mesaj gelmişti. ovnerta ne diye mesaj atmıştı ki ona? ne konuşabilirdi?
"hemen okula gelmelisin."dedi. böyle kesin konuşmasaydı ovnerta hiç bakmadan, eve giderdi ama ayakları onu okula görütmeye başladı.

okula gelip ovnerta'yı bulduğunda. elindeki mevyeli yoğurdun çöpünü atıyordu.yüzünde sinsi bir gülümseme vardı.keyifli gibiydi.

"beni aramanın sebebi, yine yoğurt paranı ödeyemeyecek olmanmı?"dedi natalia takılıyordu.
"ah, asıl sen kendine bak.yine içtin değilmi?içtin ve para bulamadığın için yine birini terlettin. şu yüzüne bak "dedi böylee giderse ikiside laf sokma yarışına girecekelrdi. ovnerta uzatmayarak, cebinden telefonunuçıkardı
"şuna baksana"dedi tek kaşını kaldırarak gülümsedi. natalia ilk gördüğünde anlayamadı resmi dikkatli bakınca yüzü kızarmaya başladı.
clmence ona yalan söylemişti defalarca sormasına ramen, "hayır bir sevgilm yok"demişti. en ykakınına yalan söylemişti.
natalia bnu nasıl hazmedecekti.
son kez ona sorucaktı. bir mesaj attı.
"bana söylemen gereken bşi varmı? C."dedi.
cevapsa"hayır N."iydi. bu bir bıçak gibi insi natalia'nın yüreğine. yalan en sevmediği şeydi.
ama şimdi ne yapması gerektiğini biliyordu.
G.G
ovnerta'nın elinden telefonu alarak -bu haber karşısında ailelerin ne diyeceğini düşünmeyerek- hemen fotoğrafı gönderdi.
"bu kadar kızacağanı düşünmemmiştim"dedi ovnerta resmen alaya ediyordu.
"şu an sırası değil ovnerta!"dedi "bu arada, eğer bunu G.G'ye gönderenin ben olduğumu birine söylecek olursan. neler olacağını düşünmek dahi istmessiné"dedi..ve kırık kalbiyle ordan uzaklaşmaya başladı. eve gidecek güzel bir duş alıp film izliyecekti.
diğer günlerde olduğu gibi...

İş Kadını Mesaj Sayısı : 280 Kayıt tarihi : 30/06/10 Nerden : Manhattan

Clemence: 10 şöhret puanı 2 dolar
Jackie: 5 şöhret puanı 1 dolar
Overnéta: 5 dolar 1 şöhret puanı
Natalia: 5 şöhret puanı 1 dolar