Duyurular | |
Gossip Girl | ~ NY gençleri neredesiniz? Dedikodularınızı bekliyorum. Bilgi için tıklayın.
Seviliyorsunuz. Xoxo |
Yönetim Kadrosu |
|
|
| Duygusuz | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Misafir Misafir
| Konu: Duygusuz Paz Tem. 11, 2010 1:31 am | |
| Kişiler; Alexis Bathory&Jake Carter Hall Zaman; 20.45Evden hızla çıkarken Alexis'i yarım saat beklettiğimi fark etmiştim. Telefonuma gelen onlarca mesaja arabaya bindikten sonra sadece, geliyorum. Cevabını yazdım. Neyseki evleri ve evimizin arasındaki mesafe kısaydı. Kapılarının önüne geldiğimde, ani freninin sesini neredeyse tüm Brooklyn duymuştu, onun duymaması imkansızdı. O diye kastettiğim de Ambrosia'ydı. Dün geceyi kim bilir nasıl bitirmişlerdi. Diye düşünüyordum Alexis otomatik kapının diğer tarafında iken. Evlerinin hemen önündeki üç basamaktan takır tukur inivermişti. Omuzları dik, bakışları çekiciydi. Kendinden oldukça emin bir kızdı. Kişiliği hakkında konuşacak kadar tanımıyordum ama güzelliği dikkatimi çekmiyor değildi hani. Kapımı açarak arabadan indim. Tam karşımda durduğunda yüzüme çapkın gülümsememi yerleştirerek boşta kalmış olan elini nazikçe öptüm. Bu şekilde onu arabanın diğer tarafına geçirdim, elini tutuyordum. Kapısını açıp binmesine yardımcı oldum. O kısacık elbise ile, alçak arabaya binmesi biraz zor olsa da, elbisenin içindekiler gören bir ben olmuştum. Arabaya tamamen oturduğunda kapısnı kapadım ve koşar adımlarla koltuğuma geçtim. Oturduktan sonra, yukarılara doğru bir bakış fırlatıp, gaza bastım. Arabayı normalde kullandığımdan daha yavaş kullanıyordum. Çünkü, yanımda bir bayan vardı. Bu gün ona öyle bir davranacaktım ki, gidip Ambrosia'ya anlattığında aşık oldum sanacaktı. sessizliği bozan tek şeyin müzik olduğunu fark ederek sesi biraz kısıp onun yerine kendim konuşmayı yeğledim. " Uzun zamandır görüşmüyoruz, bu gece özel olsun istedim. Yemeğe çıkmak sanırım güzel bir başlangıç olacak. " Yemeğe çıkmak diyince dururdu buradaki kızların aklı. Yemek, sevgili olmadan önce yapılan bir jest ya da yatmadan önce sunulan küçük bir hediyeydi. Bu gece benden daha ne jestler, hediyeler görecekti farkında değildi Alexis. Normalde takındığım soğuk maskem yerine, sıcak ve oldukça rahat bir maske vardı yüzümde. Sanki, benmişim gibiydi. Gözlerimi yoldan alıp elleriyle çantasının üzerindeki Prada yazılı amblemle oynadığını görünce yüzüme gülümseme yayılmıştı. Şimdiden heyecanlanıyordu. Direksiyonu yumuşak bir hareketle sağa kırdıktan sonra, aynı yumuşaklıkla bir fren ile duruverdim yolun sağ tarafında. İlk kez, o fren sesini çıkarmamıştım. Yanımdaki güzel bayana kendisinden bile güzel bir gece yaşatmaktı tek amacım. Hızla telefonumu aldım ve arabadan indim. Vale hareketlenmiş kapılarımızı açmaya geliyorken onu el işaretimle durdurdum ve Alexis'in kapısına yöneldim. Kapıyı açtığımda gayet tecrübeli bir şekilde inmişti arabadan. Kapıyı kapayıp koluma girmesi için dirseğimi kırdım. Birlikte içeri doğru giderken anahtarları valeye teslim etmiştim. Kapıdan girdiğimizde elinde ajandayla bekleyen bayana Jake Carter Hall adını verdiğimde bize ayırtılan cam kenarındaki masaya kadar eşlik etmişti. Bu sefer sandalye çekme işini garsonlara bırakmıştım. Onlara hafifçe başımla selam verdikten sonra siparişleri daha sonra vereceğimizi belirttim. Gözlerimi Alexis'in gözlerine çevirdiğimde garip bir sabırsızlık seziyordum. Gülümseyerek " Bu gece bir tek ben hareket halinde olmayacağım değil mi ? " dedim. |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Duygusuz Paz Tem. 11, 2010 1:00 pm | |
| " Bu gece bir tek ben hareket halinde olmayacağım değil mi ? " Gülümsemesi karşısında gülmeden edemedim. Manhattan'ı gerçekten özlemiştim. Ve bu yakışıklıda Manhattan'daki ilk gecemde gayet iyiydi. Hatta hayatıma giren erkekler arasından ilk 5'e bile girebilirdi, şuana kadarki performansıyla. Tabii dengelerin her an değişebileceğinide iyi bilirim. "Beni unutmuşsun Hall." dedim göz kırparak. İnsanlara soyadlarıyla hitap etmeye bayılırdım. İlişkilerimin çoğu seksten öteye gidemezdi. Yemek yemiştim, evet. Ama hepsi otelde son bulan cinstendi. Ama Jake ağırdan alıyor gibiydi, gecenin sonuyla ilgili şüphelerim vardı ama açıkcası umursamıyordum. Jake oldukça yapılı biriydi. Kasları muazzamdı ve bu beni deli etmişti. Kaslı erkekleri her zaman tek geçerim. Ve gamzesi sert ifadesini yumuşatıyordu. Ama fazla değil, tam olması gerektiği kadar. Sarışındı. Esmerlerle pek takılmam ve işte bir iyi yönü daha. Ve korkusuz bir gecede olacaktı bu gece, dedikoducular olmadan. Zaten birisi resimlerini çeksede bu bir skandal olmazdı. Masum bir yemeğin kime zararı olabilir? Haber değeri taşımıyordu ki bu da iyi bir yön. Tanrım bu gün ne kadarda pozitifim böyle. "Siparişimi vermek ister misin yakışıklı?" diye sordum gülerek. Pek aç değildim ve direk ana yemeğe geçebilirdim aslında. Ama yinede kararı ona bırakmaya karar verdim, zaten kilo problemimde yoktu. Bu gece benim müdahalelerim olmadan, diğer gecelerimden farklı geçebilirdi belkide.
|
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Duygusuz Paz Tem. 11, 2010 1:41 pm | |
| Onu unutmuş olamazdım, imkansız. Karşımdaki güzelliğin her özelliğini, her hareketini aklıma kazımıştım, kazırdım çünkü. Daha önce görüştüğüm bir insanı asla unutmazdım. İnsanları iyi inceler, nelere ne tepki vereceklerini kolayca kestirebilirdim. Bu da benim kendime göre en olumlu özelliğimdi. Suratındaki gülümseme hiçte masum olan cinsten değildi mesela. Bu geceyi yarına bağlamak istediği gözlerinden öyle çok okunuyordu ki, beni gururlandırıyordu. Küçük ama oldukça güzeldi. Sanırım prensiplerim artık yoklardı. Küçüklerle birlikte olmaya başlayabilirdim. Bu sırada konuşmasıyla onu incelememi böldü ve gözlerimi gözlerine dikmemi sağladı."Siparişimi vermek ister misin yakışıklı?" Hafifçe gülerek kafamı salladım ve garsona menüyü getirmesini söyledim. Üzerinde siyah düz bir elbise vardı. Bu elbisenin bir kızı bu kadar güzel göstereceğini söyleyecek olsalardı inanmazdım. Ama Alexis'i hem güzel hem de çekici gösteriyordu bu elbise. Ne renk olduğunu anlayamadığım gözlerinin etrafındaki makyaj ise bakışlarını daha da anlamlı kılıyordu, daha da çekici. Bu sırada garsonun getirdiği menü aramıza girmişti. Ben menüyü geri çevirerek her zaman yediğim gibi karidesli makarna istedim. Yanında ise sadece su. Sabırsızlıkla Alexis'in de bana ne istediğini söylemesini beklerken oldukça kararsız olduğunu gördüm. Salata mı istemişti ? Buna ihtiyacı olduğunu sanmıyordum, fakat ona da sadece salata istemiştim. Garson giderken gülümseyerek ona döndüm. Tek kaşımı kaldırmış " Dünyayı yiyebilirsin bence, hiç sorun değil. " dedim. Arkama yaslanmış, bir elimi hafifçe yumruk yapmş masanın üzerine koymuştum diğeriyle ise oturduğum sandalyenin kolundan destek alıyordum. Cebimde duran telefonuma gelen mesajlara cevap vermek için çıkardım dışarıya. Mesajın kimden geldiğini görünce yüzümdeki gülümseme gitmişti. Ambrosia, arabayı görmüş olmalıydı. Mesajına cevap yazdıktan sonra Alexis'e döndüm ve " Ee, nasıl gidiyor ? Ablan, kardeşin falan ne yapıyorlar ? " Sadece ablasını sormaktı amacım aslında. Ama bunu direk yapamamıştım nedense. Adını da söyleyememiştim. |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Duygusuz Paz Tem. 11, 2010 3:26 pm | |
| " Ee, nasıl gidiyor ? Ablan, kardeşin falan ne yapıyorlar ? " Herkes beni delirtmek mi istiyordu! "Ne diyorsun sen? Benim sadece bir kardeşim var ve oda Chelsea. Ve iyi. Yani iyidir heralde. Birde üvey kardeşimiz var ve oda I. sınıfta. Kızılımsı turuncumsu saçları var, eminim görmüşsündür. Eğer şu 'ablam olduğunu iddia eden deli'den bahsediyorsan kim olduğu hakkında en ufak bir fikrim yok ve olmasına gerekte yok." Artık gerçekten sinirlenmiştim. Jake oldukça şaşırmış görünüyordu. Ben bir yıl boyunca Macaristan'dayken burada neler dönmüştü böyle? Aptal kafam! Neden kaçtım ki? Neye yaradı? Döndüğümde benden küçüklerle aynı sınıfa tıkıldım ve birde 'ablam' olduğunu iddia eden bir kız çıktı ortaya. Herkese ablam olduğunu falan mı anlatıyordu yoksa? Babam iş gezisinden döner dönmez konuşmalıydım onunla. Eğer bir kişi daha 'ablan' derse delirecektim. Zaten Chelsea'nin babamın 'sevgili kızı' olması yetmiyormuş gibi, başka bir baş belası daha gerekmiyordu eve. Gelip odalarımdan birini istese uzakdoğu tekniklerimi sakınmadan üzerinde uygulardım sanırım. Evet, bunu yapardım. Ve Jake'in soruş stilide hiç hoşuma gitmemişti. Biraz sinsilik sezdim 'abla' deyişinde. Kasten mi yapıyordu acaba? Beni delirtmek için mi? Eğer öyleyse kesinlikle başarıyordu bunu.
|
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Duygusuz Paz Tem. 11, 2010 3:37 pm | |
| "Ne diyorsun sen? Benim sadece bir kardeşim var ve oda Chelsea. Ve iyi. Yani iyidir heralde. Birde üvey kardeşimiz var ve oda I. sınıfta. Kızılımsı turuncumsu saçları var, eminim görmüşsündür. Eğer şu 'ablam olduğunu iddia eden deli'den bahsediyorsan kim olduğu hakkında en ufak bir fikrim yok ve olmasına gerekte yok."
Gözlerimi kocaman açmış ona bakıyordum. Neler olduğunu anlayamamıştım. Sanırım Ambrosia'yı kabullenememişti. Kızılımsı turuncumsu saçlı dediği de Flawed falan olmalıydı. Ne garip işler bunlar. Şaşkın gözlerimi onun üzerinden alarak telefonuma çevirdim. Sessiz kalmayı yeğliyordum. Ne gerek vardı ki bu kadar tepki göstermeye şimdi ? Telefonuma gelen mesajı okuduktan sonra, garsonun masamıza doğru yaklaştığını gördüm. Yemek, kurtarıcım olacakmış gibiydi. Ağzım dolduktan sonra konuşmama da gerek kalmayacaktı öyle değil mi ? Sessizce önüme konulan nefis tabağa baktım. Oldukça acıkmıştım. Yemeğe başlamadan önce bakışlarımı hızlıca Alexis'e çevirerek " Afiyet olsun. " dedim. Fazlaca sinirlenmiş olduğu için yatışmasını bekliyordum. Garson suları dolurup masadan çekilince bir kaç kelime özür çıkmalıydı ağzımdan. Bıcağı elime alıp karidesleri ikili parçalara ayırdım ve daha sonrada kaşığı alıp makarnayı sardım. Bu sırada suları doldurup masadan uzaklaşmış olan garsonu görüp bakışlarımı tekrar Alexis'e çevirdim. " Tepkili olduğunu bilmiyordum. Afedersin. " dedim. Sesimi yapabildiğimce içten çıkartmaya çalışmıştım ve başarmıştım. Çatalın ucundaki makarna yumağını ağzıma attıktan sonra peçeteye uzandım. Tanrım, kızlar bazen yırtıcı birer hayvan kadar korkutucu olabiliyorlardı. Ağzımı silerken onunda bir şeyler söylemesini bekledim. Tam konuşacak gibi olmuşken artık konunun kapanması gerektiğini düşünerek " Neyse, başka bir şeyden bahsedelim. Senin bir ara sevgilin olduğunu duymuştum, gitmeden önce. Bitti mi? " dedim. Bitmese de benim için sorun değildi. Umrumda değildi çünkü.
|
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Duygusuz Paz Tem. 11, 2010 3:53 pm | |
| " Neyse, başka bir şeyden bahsedelim. Senin bir ara sevgilin olduğunu duymuştum, gitmeden önce. Bitti mi? " Alexis biraz düşündü. Hiç uzun süreli sevgilisi olmamıştı ki. Ama aklı bu soruda değildi. "Evet." diyerek kestirip attı soruyu. Az önceki çıkışmasındaydı aklı. Çatalı bıraktı ve konuşmaya başladı. "Bak Jake. Çok bağırdım ve kaba davrandım farkındayım. Ama babam bana hiç ilgi göstermiyor ve bir ablam daha ortaya çıkarsa ilgisini hiç çekemem." diye itiraf ettim. Şimdiye kadar ailevi problemlerimi başka birine açmamıştım. Aslında hiçbir problemimi. Çünkü takmazdım. Babam beni sevmiyor ama en azından zengin diye düşünürdüm hep. Ama Chels'in saçlarını her okşayışında ve ona her 'küçük kızım' deyişinde içim acırdı. Aslında belkide şimdiki halimin nedeni babamın bu ilgisizliğiydi. Annemin yanına kaçmıştım onun yüzünden ve annemde bütün üvey annelerim gibi sürtüğün tekiydi. Kimse bana 'doğruları' göstermiyordu hayatta. Ve bende 'yanlışları' seçmiştim. Susmuştu, hiçbir şey söylemiyordu. "Üzgünüm." dedim ama gözlerine bakmıyordum. Ona bakmıyordum yani. Şimdiye kadar özür dilediğim tek insandı. Ve itirafta bulunduğum. Ah, tanrım bu gece hiç iyi gitmiyordu! |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Duygusuz Paz Tem. 11, 2010 4:05 pm | |
| "Bak Jake. Çok bağırdım ve kaba davrandım farkındayım. Ama babam bana hiç ilgi göstermiyor ve bir ablam daha ortaya çıkarsa ilgisini hiç çekemem."
Sadece şaşırmıştım kırılmamıştım yani bunun için açıklama yapmasına gerek falan yoktu. Sessizce ona baktım. Onun yaptığı gibi ben de çatalı elimden bıraktım ve hafifçe gülümsedim ona. Problem olmadığını anlamsını istiyordum fakat, bana bakmıyordu. Özür dilediği anda bunu yapmaması gerektiğini bilmesini istiyordum sadece. Özür dilenecek bir şey yapmamıştı çünkü. Oturduğum yerden kalkıp yanına gittim ve elini tutup " Özür dilemek zorunda değildin. Çıkalım mı buradan ? " dedim. Belki daha sessiz bir yere gidersek onun için daha iyi olacaktı. Anlayamadığım bir şekilde oldukça sıkıntılıydı. Benimde aile bağlarım karışıktı ama ben bunu böylesine kafama takmıyordum. Sessizce gözlerine bakmaya devam ettim. Bir cevap bekliyordum o da emin değildi ne yapmak istediğinden. Ben de yerimden kalkarken pek emin değildim aslında. Oturduğum yere uzanıp telefonumu aldığımda hala cevap vermesi için gözlerine bakıyordum. Ağlayacak olursa en azından yalnız olduğumuz bir yerde olabilirdi bu. Hem böylece herkesin içinde ağlayarak rezil olmazdı. Bana göre rezillik olmasa da ona göre büyük ihtimalle öyleydi. |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Duygusuz Paz Tem. 11, 2010 4:18 pm | |
| " Özür dilemek zorunda değildin. Çıkalım mı buradan ? " Doğru söylüyordu, neden özür dilemiştim ki sanki? Bana sanki ağlayacakmışım gibi bakıyordu. Elimi falan tutmasıda bunu gösteriyordu ama ben sakindim. Sadece az önce bir aptallık yapmış, sorunlarımı alakası olmayan birine açmıştım. Amacım neydi ki? "Gerek yok ben iyiyim." dedim. "Ama illa gitmek istiyorsan gidebiliriz." diyede ekledim. Gitmek istiyor gibiydi çünkü. Ah, tanrım Manhattan'da ilk günümü böyle geçirdiğime inanamıyordum! Kızlardan birini kapıp HS'e gitsem bile daha çok eğlenirdim. Belli ki Jake'inde umrunda değildim. Gece güzel başlamıştı ama saçma ilerliyordu. Sürekli yaralarımı deşiyor sonrada iyice saçmalamama sebep oluyordu. Hiç kararlı birisinede benzemiyordu. Her yaptığını kendinden emin yapmalıdır bir insan ama o hiç öyle değildi. Beni neden yemeğe çıkarmıştı öyleyse? İlk ecemi mahvetmek için mi?
|
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Duygusuz Paz Tem. 11, 2010 4:48 pm | |
| "Ama illa gitmek istiyorsan gidebiliriz."
Bana sinirlenmiş görünüyordu. Sanki onu eziyormuşum gibi falan düşünüyordu sanırım. Oysa buradan çıkıp yalnız kalabileceğimiz geceyi güzel geçirebileceğimiz bir yere götürecektim onu. Sanırım şuan başka biriyle daha çok eğlenebileceğini düşünüyordu. Sessizce gözlerine bakıp ofladım. Neden yapıyordu şimdi bunu bana. İlla gitmek istiyorsam diye bir şey yoktu tabii ki. Zamanımı zaten onuna geçirecektim sadece mekan değişikliği yapacaktık. Belki de anlatamamıştım. Elimdeki telefondan saatin kaç olduğuna baktım. Sessizce elini bırakarak yerime oturdum. " Mekan değiştirelim diyecektim. Palace'ta odam var. Barda bir şeyler içerdik. Rahatlardın. Yanlış düşünüyorum sanırım. " Telefonumu masaya bırakarak elime çatalı aldım ve gözlerimi tabağa diktim. Şu yemek bir an önce bitse de daha fazla terslenmesem, yanlış anlaşılmasam diyordum. Beni yavaş yavaş anlamaya başlıyordu sanırım. Telefonuma gelen mesajlara da sinirleniyordum artık. Kapama tuşuna basarak cebime koydum telefonu. Sıkılıyordum. Daha fazla duramayacağıma karar verdiğim an yerimden kalktım. Bana şaşkın gözlerle bakan Alexis'e aldırmadan cüzdanı çıkarıp masaya bir miktar para bıraktım ve daha sonra da Alexis'in elinden tutup kalkması için hafifçe sandalyesini geriye çektim. Biraz iğneleyici de olsa bakışlar kalkmıştı. Giderken garsona masayı işaret ettim. Epey yüklü miktarda bahşiş bırakmıştım, paranın üstünü bekleyemeyeceğimden dolayı. Hızlı adımlarla yürürken elini tuttuğum Alexis'te arkamdan hızlı adımlarla geliyordu. Bizi böyle gören herhangi birisi sevgili sanabilirdi. Çok doğal. Arabayı kapının önüne getiren valeye de bir miktar bahşiş verdikten sonra arabaya bindim. Bu sırada Alexis'te binmişti. The New York Palace Hotel ve o zengin içki barı bizi bekliyordu.
Rp bitmiştir.
|
| | | Gossip Girl Lütfen rütbe edininiz
Mesaj Sayısı : 678 Kayıt tarihi : 30/06/10
Bilgiler Puan: Bunlara gerek yok.
| Konu: Geri: Duygusuz Ptsi Tem. 12, 2010 11:05 am | |
| Jake: 25 dolar 5 şöhret puanı Alexis: 5 şöhret puanı 1 dolar | |
| | | | Duygusuz | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |